İnsanın Mazisi Olması

İlişkiler

Bu mazi kısmını, duygusal bir mazi ve cinsel bir mazi olarak iki koldan ele almak lazım.

Günümüzde, evlilik yaşı 30lara çıktı. Kadın-erkek ilişkileri ise 10lu yaşlardan itibaren başlıyor, hepimizin malumu. Dolayısıyla, ilk aşkıyla devam eden az sayıdaki insanlar hariç, ciddi niyetler beslediğimiz herkesin mazisi olacak. Bu doğal.

Duygusal açıdan bakalım.

İnsanların eskiden ilişkisi olması, ilişkiler çok kısa süreli ve aşırı sayıda değilse, benim açımdan bir red flag değil. Mazisi olan insanın, onu sonlandırma şansına sahip olup olmadığıdır mesele. Çok büyük bir aşkla sevip, olumsuzluk olunca aşmayı deneyip, belki defalarca deneyip aşamadığını görmüş, kabullenmiş, sakinleşmiş ve bitirmiş insan; yüzeysel bir şey yaşamış ama hikayesi yarım kalmış, aklında sorular-acabalar olan, öfkeli veya kırılmış bir insandan daha güvenilirdir yeni bir partner olarak. Yani bence duygusallıkta en büyük risk, yarım kalmaktır. Acele etmeyin gençler. İlişkilerinizi gerçekten bitirmek için hem kendinize, hem karşıya zaman vermeye çalışın. Yarım kalan hikayeler size de eziyettir, hayatınıza yeni girecek insanlara da. Zamanında gerekli adımları atın, sonra da geri bakmayın. 

İlk gençlikte aşk acısı çekmek yaygın bir talihsizlik, çektiğin aşk acısı yüzünden yanlış çıkarımlar yapıp gençliğinin kalanında aşk hayatını heba etmekse genel bir aptallık. Bu aptallığa düşmeyen kişiler aşkta mutlu olma şansını sürdürüyor, gerisinin durumu nanay… İşte bu akıllılara mazisi yüzünden şans verilmemesi gibi bir durum olmamalı.

Duygusal hasarlar tamir edilir. İlk olarak yavaş olmalı, ikinci olarak niyetli olmalı, üçüncü olarak da doğru kaynaklara yönelmeliyiz bunun için. En basitinden, içeriklerimi okumaya devam edin. Aşılmayacak bir durum yok bu hayatta. Unutamamak diye bir durum yoktur. Acıyı sevdiğiniz, varlığınızın bir parçası haline getirdiğiniz için unutmak istememek vardır. Motivasyonlarınızı doğru tanımlarsanız, özgürleşebilirsiniz geçmişinizden.

Cinsellik Geçmişi ve Bekaret

Evlilik yaşı kadında genelde 20'lerde. Erkeklerde ise 25+. İlk cinsel tecrübeler ise 10'lu yaşlarda yaşanıyor hormonların yönlendirmesinden ötürü. Bu durumda, karşımızdaki insanın bakir/bakire olmaması ihtimali de hiç az değil günümüzde.

Erkeklerin neden kadında hareketli cinsel geçmiş istemediğine, bunun onlarda hangi noktaları tetiklediğine dair yazdım. Kızların erkekte neden umursamadıkları ya da bakir erkekten itildiklerine dair de. Tekrar bu konulara girmeyeceğim.

Öncelikle bir paragraf açayım. Kızlar. Bekaretinizi bozmamak adına vajinal birleşme hariç her şeyi yaşamanız korkunç bir iki yüzlülük. Bu yola düşmeyin. Hiç etik değil. Ayrıca 20+da bakire olmanız tavırlarınızla uyuşmazsa artık erkekler sizin ne model bir kadın olduğunuzu anlıyor. O tavırları da taklit edemezsiniz. Erkekler uyanıyor. Şu yönteme başvurmayı kesin, kadın olarak bu paragrafı yazmaktan utanıyorum. Eğer çevrenizde size baskı varsa veya bakire isteyen erkekle evlenmek isteyecekseniz, ona göre yaşayın. Sizin yaşayacağınız kısıtlanma masum bir erkeğin göreceği zarardan ve toplumda yaptıklarınızın duyulup kadın-erkek ilişkilerindeki güvenin hepten sarsılmasından daha önemli değil. Erkekler, sizler de bilin ki kadınlar bunu şu düşünceyle yapıyor: "aman kendi gidip gezip her haltı yiyecek, sonra benden bekaret isteyecek, al sana bekaret." Bunlar hep karşılıklı sarmal.

Erkeğin de kadının da ilişkiye devam edeceği insanda az partnerli geçmiş istemesini doğru buluyorum, öneriyorum. Bekaret konusu ise opsiyonel ve kendi bir takım riskleri var. En önemli risk: sınanmadığın günahın masumu olmak. Yani bir insan imkansızlıktan ötürü bakir/bakire ise bu imkana kavuştuğu zaman ne yapacağını bilemeyiz.

Bekaret konusuna takıntının iki tetikleyicisi var:

  • Sıfır değilse sayıyı nereden bileceksin sorusu 
  • Kadının ilk tecrübesini "bağışlayacağı" kadar önemli bir erkeğin sen olmaması

İlk madde... Erkeklere önerim: erkek muhabbetlerinden uzak duracaksınız, bence ilk adım. Erkekler abarta kabarta kullanma senaryosu anlatmaya bayılıyorlar. Her kız erkek ilişkisi değersiz bir kullanma etkileşimi değil. Cinsellik sevginin bir tezahürü olarak da yaşanabilir. Kişilerin sevme ve sevildiğini doğru ölçüp manipüle olmama becerileri çok önemli. Seksi(burada öpüşme ötesi her türlü cinsel faaliyeti kast ediyorum) ilişkinin adı konulacak kadar uzun süre ertelemiş, başka insanlarla görüşmedikleri ve etrafın da sevgili olduklarını bildikleri şartlar altında yapmış olmaları yeterli. Bunu yapan insanlar kullanmış ve kullanılmış olmazlar. 

İlişkilere bitmesin diye başlarız ve yeterince akıllı isek de uzun sürüyorlar zaten. Ama bazen bitiyorlar, bu da çok normal. Herkes ilk aşkıyla evlenme şansına sahip değil. Duygusal hikayenin yarım kalmaması önemli, yazdım, o insanların geleceği için daha riskli bir durum bence. Düzgünlüğe odaklanacaksınız. Ailesiyle ilişkisi iyi olan ve baskıcı ortamda büyümemiş insanlar ilk gençlikten itibaren daha düzgün ilişkiler sürdürme becerisi elde etmiş oluyorlar ve toksik ilişkilerden genelde uzak durmuş oluyorlar. Önceden gözlemleyeceksiniz, ortak çevreden soruşturacaksınız. Bunları yapamayacağınız insanlardan gözünüzü çekeceksiniz. Düzgün bir kadın dul kalırsa neden daha değersiz olsun? Hiçbir sebebi olmaz. En fazla kocasıyla rekabet düşüncesi seni biraz gerebilir ama onun haricinde gayet normal, sağlıklı bir insandır o kadın. Yanlış hiçbir şey yapmamıştır. Düzgün ilişkiler de bunun gibi.

İkinci maddeye gelelim: bir kadının ilki olmak meselesi. Bu kadınla bekaretini kaybetmeden önce tanışıyordu iseniz ve o sizi seçmeden başka bir erkekle eşleşip sonradan size geldiyse, bunu takmanıza hak verebilirim. Bunun gibi istisnai vakalar haricinde olay tamamen kronolojik ve lojistik denk gelişlerden ibaret. Başka hiçbir anlamı yok. İlk erkek o kızı sizden daha önce tanımıştı, bu kadar. Sizin o kızdan önceki kızla daha erken karşılaşmış olmanız gibi.

Cinsel geçmişi değerlendirirken düşülmemesi gereken bir çukur var. İnsanlar, özellikle de kadınlar cinselliklerinin başlangıcını bazen bilinçlice seçerek yaşamıyorlar. Aptallıklarından ve manipüle edilmeye yatkınlıklarından dolayı bu yollara sapmış olabiliyorlar ve bu aslen bir suç değil. Kadınlar, ağırlıklı olarak aşk manipülasyonları yüzünden bu yollara giriyorlar, erkekler de erkek ortamları buna onları aşırı zorladığı, yapmayanı adeta eksik erkek hissettirdiği için. 

Ha bu demek değil ki hareketli cinsel geçmiş güzel bir şey. Değil. Cinsellik geçmişini genelde erkekler sorun ederken, kadınlar sorun etmiyor. Ben buna dahi katılmıyorum. Erkeğin hareketli cinsel geçmişinin oluşturduğu risklere dair birçok yazım var, aşağıya iliştiriyorum. Kadınların hayatlarının gerisini güvende geçirebilmeleri için erkeğin de temiz geçmişinin daha sağlam bir zemin olduğunu düşünüyorum. Sadece, kadının temiz geçmiş kriterleri ile erkeğin temiz geçmiş kritleri arasında cinsel stratejilerin zihin dünyalarına getirdiklerinden ötürü, küçük bir fark olabilir.

Bir erkeğin zamanında hareketli cinsel hayat yolundan gitmişse, diğer yoldan gitmiş kızları hak ettiğini de düşünmüyorum, kusuruma bakmayın. Çünkü sizler de failsiniz bu yozlaşma olarak gördüğünüz şeyde. Dün yediğiniz hurmalar, gelip götünüzü tırmalayacak, tırmalasın, bundan da memnunum şahsen.

Cinsel geçmişin hareketliliği meselesinde niyete bakılmasını, niyetin önemsenmesini ve bireyler bazında gerçekten pişman olunması ihtimalini zihninizin bir köşesinde tutmanızı öneririm. Zararın neresinde olunduğu bence çok önemli bir nüans. Manipüle ve pişman olmuşlara şans verilebilir ancak kendi bile isteye, uyaranlarla dalga geçe geçe, insanların üstüne basa basa(yani amaçları uğruna kendine değer verenleri üzerek) bu yolu yaşamış kişileri elemek gerekiyor, bu insanların birbirinden başka layığı yok.

Hayat tarzını sonradan değiştirmek isteyecek insanlar için her zaman riskler olacak. Bunu yazılarımda sıklıkla dile getiriyorum. Geçmişi hovarda olan bir kişinin güdülerine aklıyla ket vurmak konusunda sabıkalı olduğu bir gerçek, kadının da erkeğin de.

Dolayısıyla, bir kadının gerçek bir zihni dönüşüm yaşamadığı sürece gene hipergami vs. peşinden gitmesi riski, bir erkeğin benzer bir şeyi yapmadan poligamik dürtülerine yenilmesi ihtimali bunu yapmamış insanlara göre oldukça yüksek. Geçmişinden farklı bir yol izlemek isteyen kişinin zaaflarının farkında olup dönüşmek için ekstra efor sarf etmesi gerekecek.

Mutlaka elenmeli değil, dediğim gibi bence yola ne sebeple, ne süreçle gidildiği ve neresinden dönüldüğü çok önemli, ama özellikle ciddi pişmanlık görmüyorsanız bu insanların elenmesi daha sağlıklı.

Pişmanlığın da ilk adımı yüzleşmek ve kabul etmektir. İnsanlar zaten, hem davranışlarınızdan, hem çevrenizden ve onlardan aldığı malumattan sizleri az çok biliyor, seziyor olacaklar. Geçmişinizden kaçamazsınız ve kaçmamalısınız. İnkar etmenin bir faydası yok, zararı olur, çok daha büyük zararları.

Geçmişi istediğimiz gibi olmayan bir insan bize karşı dürüst olur mu?

Dürüstlük cinsel yaşam tercihlerinden bağımsız bir durum. Kişi yaptıklarını kendince temellendirebilen, yaşadıklarının arkasında duran karakterli biriyse dürüst olur. Yalanı baskı altında ve koşullu sevgiyle büyütülmüş insanlar bir savunma mekanizması olarak alışkanlık edinir, cinsel yaşam yolu bundan tamamen bağımsızdır.

Bir de, size dürüst olunması için sizin yapmanız gereken bir şey var: yargılayıcı olmamak. Kendini yargılayan, ayıplayan, kendine kızan insana karşı dürüst olmak diğerlerine göre çok daha zordur. İnsanlar neden tamamen yabancı insanlara veya anonim kişilere açılır? Yargılanmaktan korkmadıkları ve bedel ödemeyecekleri için. Yani, bu şekilde bir insana şans vermek düşüncesinde iseniz, onu tam olarak tanımak ve anlamak için ona göre tavırlarınız olmalı.

Ben zaten her zaman tanıdığınız ve gözlemlediğiniz insanlar havuzundan eşleşmeler yaşamanızı öneriyorum. Önerme nedenlerinden biri de bu. İnsanın kendi anlattıkları kadarına güvenmek zorunda kalmamak. Bu düsturu edinmek seçenek havuzunuzu evet daraltır ancak seçiminizin sağlamlığını artırır. Kendinizi seçeneksiz bırakmayın işte. Armudun sapı üzümün çöpü derken insanları eleyip durursanız, mecburen ideal olmayan yollarla havuz büyütmeye kalacaksınız.

Yorumlar

MAJ3R LAZ3R 5 ay önce yazdı:

Merhaba abla,

Sana mazi ile ilgili iki sorum olacak;

1- 19 yaşındayım, erkeğim ve şu ana kadar hiç sevgilim olmadı. Bundan 2-3 sene önce bana yürüyen bi kız oldu. Onu daha öncesinden tanıdığım ve anlaşamayacağımı kesin bildiğim için direkt red ettim. Geçen sene tekrar bir kız bana yürüdü 4-5 ay vakit geçirdik ve ilk defa biriyle sevgili olmaya bu kadar yaklaşmışken redflag başlığının altına attığım yorumdaki şeyleri yaşadım ve benden, ona sevgili olmamız için adım atmamı beklediği halde, sevgili olmadım. Bu sene de bi kız bana yürüdü fakat onunla da 1-1.5 aylık bir konuşmanın ardından aniden aramıza soğukluk girdi. Şimdiye kadar aşık olduğum veya hoşlandığım bi kadın olmadı. Hep bana gelen ilgiyi değerlendirdim ve ona göre hareket ettim. Az önce twitterda dolanırken şu postu gördüm ve geçen sene bana yürüyen kızla aramızda geçen bir diyalog aklıma geldi. Kız kaç sevgilim olduğunu sorduğunda, hiç olmadı dememek için biraz lafı dolandırdım ve "kaç tane sevgili olması daha iyi?" diye sordum. Bana, 1-2 sevgilinin iyi olduğunu, hiç sevgilisi olmayanların nerede nasıl davranması gerektiğini pek bilmediğini söyledi. Postun yorumlarında ve alıntılarında da yüzlerce insan bu kız gibi düşünüyor. "Kim bilir hangi sebepten dolayı hiçbir kadın onu hayatına almadı, tecrübesiz erkekle olmaz, hiç ilişki yaşamamış birine ilişki öğretmek ızdıraptır..." gibi ön yargılar var. Oysaki ben, içime sinmeyecek bir ilişkim olmasındansa kaliteli yalnızlığı tercih ederim kafasındayım ve bu yüzden sevgilim olmadı. Sosyalleşme ve iletişim kurma konusunda iyiyim. Özgüvenliyim ve hem hemcinslerim hem karşı cins tarfından bu yönüm övülür. Genel olarak ilişkiler üzerine yazılar da okurum. Özellikle kırmızı hap yazılarını (kendime redpillci demem) ve senin yazılarını okur mantık süzgecinden geçirir ona göre hayatıma o bilgileri alırım. Sorum şu; biriyle tanışma aşamasındayken bu konu hakkında ne söylemeliyim? Her kadın bu şekilde mi düşünüyor? Daha önce sevgilim olmadığını söylesem bana bu ön yargılarla mı yaklaşırlar?

 

2-Geçen sene ve bu sene konuştuğum kızların ikisi de bana ilk yürüyen taraf oldukları halde eski sevgililerini unutamamışlardı. Geçen seneki kız düzenli olarak eski sevgilisini stalklıyordu, onunla ilgili fotoğrafları silmemişti ve hediyeleri hala saklıyordu. Bu seneki kız da "pahalı hediyelere layık görülmeyi severim bu da eski sevgilimden kalan bi durum sanırım" demişti hafif ağlamaklı bir şekilde. Eski sevgililerini unutamadıklarını ya iletişimimiz tamamen kesildiğinde ya da kesilmeye yakın olduğunda öğrendim. Böyle insanlarla ilişki kurmaktan kıl payı döndüğüm için kendimi şanslı hissediyorum. İlerde bi kadından hoşlanırsam veya tekrar bana yürüyen bir kadın olursa eski sevgilisini tamamen kafasından silip atmış mı nasıl öğrenirim?

Mantıklı Kadın 5 ay önce yazdı:

Kadınlar tecrübesizlikten değil incellikten itilirler. Erkekler olarak bu ayrımın farkına çok iyi varmanız lazım. Zaten böyle olmasaydı tüm erkeklerin bakir kalması lazımdı zira hiçbir kadın tecrübesiz bir erkekle birlikte olmazdı, değil mi? Ama manzara öyle değil. Nedir bunu oluşturan fark?

İnceller, yani istemsiz bakirler örselenirler. Öfkelidirler, hırslıdırlar ve doyumsuzdurlar. Eğer bir şekilde kız arkadaş edinirlerse preselectiondan ilk kez geçtikleri için ilk kız arkadaşlarını çoğu zaman mağdur ederler. Aldatırlar veya başkası için terk ederler. Basamak olarak kullanırlar yani ilk kızı. Ben kendim de bana soran kızlara, erkekte bu örselenmişliği sezdikleri zaman uzak durmalarını tavsiye etmek zorundayım. Ancak, farkında mısın, yeterince vurguladım mı bilmiyorum, mesele "örselenmiş-öfkeli" olmak, tecrübesiz olmak değil.

Senin gibi volcellik durumunda öfke ve örselenmişlik birikmiyor. Bunu kendi çevremde de gördüm, kendi ilişkimde de gördüm. Volcellik kadınlara itici gelmez. Ha kendileri bunun farkında olmayabilirler, akıllı ve çözümleme yapan kadın azdır, o yüzden toplumdaki ezberler dahilinde konuşup düşünebilirler. Dolayısıyla, kendi volcel olan dindar profil hariç bir kıza bu durumu ifade ettiğinde önyargıyla karşılaşabilirsin. Söyleme, lafı dolandır. Hiçbir şey olmaz, merak etme. Meselenin kökü, tekrar ifade ediyorum, örselenmemek. Kendini boşuna şimdi bu kaygılarla örseleme evladım. Tüm erkeklerin o eşikten geçene kadar bakir olduğunu unutma. Yaşın da çok küçük daha zaten. 25'e kadar durumun normal artık.

İkinci sorunun cevabını sen vermişsin işte. Böyle şeyleri yapanlar zaten saklayamıyor ki. Bir şekilde patlıyor. Tek ihtiyacın olan şey zaman. Paranoya değil. Zaman herkesi açığa çıkarıyor, ben bunu kendi çevremde de gördüm. Kendini belli bir şekilde yansıtmaya çalışan insanlarla zaman geçirdikçe aslında ne oldukları o kadar güzel ortalığa dökülüyor ki. Sen kendi olumlama eğilimin üzerinde çalışsan ve aklı selimi korusan yeterli.

Buttercup (21 yaşında) 8 ay önce yazdı:

Merhaba abla. 

1 yıllık bir ilişkim var ve sevgilimi çok seviyorum. Sevgilimle  hiç olmadığım kadar huzurlu hissediyorum. Ben bir nevi hayatı onunla tanıyorum çünkü o hayatıma girdikten sonra günlük yaşantım, hayata bakışım,fikirlerim onunla sohbet ede ede şekillendi. Sevgilimden önce bir ilişkim oldu lise yıllarında başlayan bir ilişkiydi ve sağlıksız bir ilişkiydi. Tam anlamıyla cinsellik yaşamadım ama birşeyler yaşadım onunla. Ve bundan çok pişmanım. Sevgilim geçmişe önem veren biri bunu ilk başlarda dürüst olamasamda ona karşı daha sonra anlattım. Dürüst olamamam ve geçmişimin olması onda bir tiksinti uyandırdığın farkına vardım. Davranışlarından ve konuşmalarından anlayabiliyordum.3 aydır cinsel birlikteliğimiz var. Bazen geçmişi sorguluyor ve yüz ifadeside tiksiniyormuş gibi bir hal alıyor.kendimi çok kötü hissediyorum sevgili çok seviyorum onu kaybetmek istemiyorum. Böyle olduğu anlarda ve bazen yaptığım şey yüzünden  yanlış anlaşıldığımda onu kaybetme korkusu kaplıyor içimi çok fazla midemin bulanmasına aşırı derecede stres yaşamama sebep oluyor bu korku 

Mantıklı Kadın 8 ay önce yazdı:

Buttercup, bazı erkekler, özellikle de kendi geçmişi kalabalık olmayan erkekler kadının geçmişinde hiç kimse olmasını istemezler, birinin varlığından çok büyük rahatsızlık duyarlar. Erkek arkadaşın bunlardan biriyse yapabileceğin malesef hiçbir şey yok. Bu konu etrafında dönüp durmamanızı, konuyu kapatmanızı öneririm. Onun kendi içinde bu bilgiyi işlemesi için zamana ihtiyacı olabilir. Eğer aşabilecekse devam edersiniz, aşamıyorsa da bitecek.

Bu ilişki biterse, yine böyle olacağı korkusu ile hayatına bir sonra girecek kişiye yalan söyleme. Bu yalan sana geçmişe sahip olmaktan daha kötü hissettirecektir. Gerek de yok. Bizler insanız. Mükemmel varlıklar değiliz, hayatta her kararımız kusursuz olamaz, pişman olacağımız şeyler yaşayabiliriz. En önemlisi kimseyi kandırmamak, zararın neresinden dönerek kârdır demek ve değersizleştirici sarmallara girmemektir. 

Buttercup (21 yaşında) 8 ay önce yazdı:

Cevapladığın  için teşekkür ederim abla sevgilimin geçmişi kalabalık birçok cinsel birlikteliği olmuş. Ara ara benim geçmişimi sorguladığında içten içe bende onun geçmişini sorguluyorum ve bu beni aşırı  kıskançlığa itiyor. 

lunas (28 yaşında) 8 ay önce yazdı:

Merhaba

Yaklaşık beş ay önce evlendim, eşimin de benim de cinsel anlamda ilk beraberliğimiz , ben eşimin ilk kız arkadaşıyım ama benim eşimden önce erkek arkadaşım/ arkadaşlarım(?) oldu, sanki ona ihanet etmiş gibi hissediyorum, yüzeysel de olsa ondan önce bir şeyler yaşamış olmam beni aşağılık hissettiriyor, sürekli olarak her güzel söz duyduğumda eşimden ağlıyorum,artık ağlamalarım durdurulmaz bir boyut aldı, kimseye zarar vermedim yanlış bir şey yapmadım, ama onun benden daha masumane olması bende utanç uyandırıyor okkalı bir sarsılmaya ihtiyacım var yapamıyorum , evliliğimizde hiçbir sorun yok, birbirimize aşığız ama her güzel bakışta gözlerimden yaşlar akıyor

Mantıklı Kadın 8 ay önce yazdı:

Lunas, evliliğin hayırlı olsun. 28 yaşındasın. Takribi 15 yaşından beridir hormonların cinsel çekim duyman üzerinde çalışıyor. Hadi 27de evlendin diyelim, 12 senede yanında-yörende bulunmuş kişilerle tüm doğanın sizi hissetmeniz için ittiği şeyler yaşamış olan garip mi sence?

Bak, kadınlar doğurabildiği için değerlidirler. Erkekler bize çok düşkün. Onların cinsel stratejileri sayesinde bizler çok kolay partner buluruz. Çünkü erkekler maksimum sayıda kadın isterler, bu maksimumu sağlamak için de neredeyse rastgele beğenirler.

Kadınların cinsel stratejisi ise bulabildikleri en kaliteli erkek olduğunu düşündükleri ile eşleşmektir. Bizler maksimum istemediğimiz gibi kalite istediğimiz için zor beğeniriz. Erkekler bu yüzden bize nazaran çok zor partner bulurlar.

Eşinle aranda bu tarz bir fark oluşmuş olması normal yani. Kadınlar doğurma yetisine ulaştıkları an partner adayları ortaya çıkar, erkeklerin ise kendini inşa etmesi gerekir ki bugün fiziksel olarak çok beğenilecek erkekler hariç bu inşa edilme yaşı geldi 30'lara.

Eşine yalan söyledin mi bilmiyorum. Bunu yapman yanlış olur. Yalan söylemediysen, suçlu hissetmen gereken bir şey olduğunu düşünmüyorum, eğer kadın açısından çok değersizleştirici salt seks odaklı tecrübeler değil de duygusal bağ içeren bir geçmişin varsa dediğim gibi aranızdaki fark normal.

lunas (28 yaşında) 8 ay önce yazdı:

Merhaba ,

alakanız için teşekkür ederim.

Cinsel birlikteliğim olmadı, ilkimi eşimle yaşadım, ama kimsenin elini tutmadım öpmedim dokunmadım da diyemem, çok yükseldiğimiz zamanlar da oldu, kimine göre çok masumane, hiçbir şey yaşamamış içinse suçlayıcı, eşim zaten ilk birlikteliğimin onu la olduğunu biliyor çok heyecanlı ve değişik bir deneyim. ama sonuçta bazı şeyler de ilk olmadığını da, acaba kafasında ne kurguluyordur, belki hiçbir şey , oturup bunları konuşmayız , ona da söyledim kendimi suçlu hissediyorum keşke senin de kız arkadaşın olsaydı neler yaşadığından ziyade ( ki bunlara takılmam) daha nötralize hissedecektim diye, velhasıl cıvıtık bu hisse engel olamıyorum, başta çok saçma geldi, şimdi kafamın içindeki odağım sadece bu oldu, o kadar saçma geliyor ki bu düşüncenin mantalitesi ona da söyledim ben buna takılıyorum diye, şimdi belki neler kurguladı kafasında , ne diyeyim bilmiyorum eşimle her göz göze geldiğimde nefes alamıyorum, ayrıca hormonlarını inanılmaz kontrol edebilen biri olarak yazıyorum. kız arkadaşlarım tarafından akıl alınan, aslında eril tarafı çok dünyası içine almayan biri olarak. şimdi fiziksel olarak panik atağa dönüştü bu düşünce, aşacağım biliyorum 

Mantıklı Kadın 8 ay önce yazdı:

İlginç bir durumun var, sebep olan başka bir şey olmalı. Geçmiş dediğin, düzgün yaşamak bir gereklilik olmakla birlikte, denk gelişlerdir aslında. 15 yaşında eşinle denk gelseniz ona aşık olurdun. Eşinle, 20lerin ikinci yarısında denk geleceğiniz varmış.

lunas (28 yaşında) 8 ay önce yazdı:

evet ben bir tek kadın sevdim dedikten sonra başladı farkındalığım.

Asyranta (24 yaşında) 10 ay önce yazdı:

Merhaba Cıvıtık,

Bu geçmiş konuları beni bakire olduğum zamanlardan beri sinir eder. Sebebi ise "geçmişte şu kızı şöyle patlattım, böyle evirdim çevirdim" tarzında konuşan ilk erkek arkadaşım. Daha sonra sevdiğim adam tarafından tek gecelik cinsellik için aylarca kandırıldığım oldu, bana damızlık muamelesi yapan ve exini bir türlü unutamamış uzak mesafedeki sevgilimi beni güzel ve çekici hissettiren bir adam için aldattığım da.

Mesele şu, diyelim karşımda bana aşık, niyeti ciddi ve tam istediğim özelliklerde bir adam var ve geçmişimi merak edip soruyor. Ben "zamanında birkaç ilişkim oldu ama anlaşamayıp ayrıldık." desem, kısa keserek şüphe çekmiş mi olurum yoksa geçmişim konusunda tamamen dürüst olup her şeyi anlatmalı mıyım?

Büyüklerimden birine ileride beni isteyecek adamın geçmişim hakkımda her şeyi bilmesini istediğimi söylediğimde "sakın öyle bir hataya düşme, adam kafasında kurar sürekli" diyerek uyarmıştı beni. Kulağa saçma gelse de, 'biri benimle olmak istiyorsa her şeyi baştan bilerek hayatına alsın veya almasın' diye düşünüyorum. Bu yüzden bu soruyu sana da sormak istedim Cıvıtık.

Mantıklı Kadın 9 ay önce yazdı:

Asyranta,

Şimdi, o kadar zor bir soru sordun ki. Anonimiz madem, sana açık açık yazacağım.

Öncelikle kadınların geçmişinin neden önemli olduğu üzerine konuşalım. Aslında erkeklerin de geçmişi önemlidir. Geçmişlerimiz önemlidir çünkü yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır. Bizlerin karakterleri, eğilimleri; genetik ve çocukluğumuz, biraz da ilk ilişkilerimiz ışığında büyük oranda şekillenir, oturur. Nasıl bir hayat yaşayacağımız ve yaşatacağımız aksine çok büyük bir emek vermezsek o dönemlerde belli olur.

Bir kadının ilişkiye katacağı değer nedir? Doğurmak ve bakım vermektir.

Bir erkeğin ilişkiye katacağı değer nedir? Kaynak sağlamak ve korumaktır.

Bilindik konu. Şimdi kadının geçmişi erkekler için şunu düşündürür: benim çocuğumu mu doğuracak, bize bakım vermek için yanımızda kalacak mı? Bir kadının erkeklere mesafeli olması, erkek seçmeyi bilmesi, ilişki sürdürmeyi bilmesi, yerinde durması, heyecan için terk etmemesi, aldatmaması onun ilişkiye getirebilecekleri konusunda neredeyse her şeydir. Bunları vadetmeyen bir geçmişten bir erkeğin gelecek için kendine alabileceği bir şey yok aslında. 

Erkeğin geçmişinde çok kadın bile olsa, aldatmış bile olsa onun korumak ve kaynak sağlamak görevleri konusunda bunlar olumsuz bir referans olmadığı için birçok kadın -bence hata yaparak- erkeğin geçmişini önemsemez, kendine sağlayacaklarına bakar. 

Kadınların geçmişine bakılır nereden geliyor görüyor musun? Çünkü kadınların ilişkiye erkekler gibi sağlayacağı katkılar olmadığı için, kadının geçmişini baskılayabilecek bir katkı göstermesi oldukça zor.

Sen malesef ki ailende yaşadığın, babanla yaşadığın olumsuz tecrübeler yüzünden iyi erkeğin nasıl bir şey olması gerektiğini hiç bilmeyen bir kadınsın. Babanın klonlarını seçtiğini düşünüyorum, önceki yazışmalarımızdan da hareketle. Seni bu erkekler seçmiyor, sen bu erkekleri gidip elinle koymuş gibi buluyorsun. Bunu yapman da çok doğal bu arada. İnsanlar travmalarıyla baş etmek için onun benzerini yaşama eğilimi gösterirler çünkü bir şekilde şimdi o travmanın benzerini yenmeyi başarırlarsa geçmişleriyle ve kendileriyle barışabileceklerini hissederler. Sen bunun arayışındasın ancak bu doğru bir yol değil. Bu bir itki ancak seni yanlış bir yola itiyor. Senin sorunlarını problemli erkekleri alt ederek değil tedavi olarak çözmen gerekiyor. Erkek arkadaşlarının kurbanı olduğunu düşünüyorsun ancak aslında sen anne-babanın başarısız evliliğinin kurbanısın sadece, hayatına giren erkekler ve ilişkilerin senin eserin.

Şu anki halinle çok üzgünüm ama erkeklerin seni elemesi erkeğin iyiliği için gerekli. Bak bunu şahsına yönelik bir söylem gibi algılama, ancak bir erkek bana gelse ve seni tarif etse, ilişkiye girmemesi yönünde düşünce belirtmek zorundayım, o kişinin iyiliği için.

Neden? Asyranta, monogami ve sadakat ciddi derecede zor bir şey. Yüksek dozda ve çok uzun süre duygu-dürtü kontrolü yapmanı gerektiriyor. Birçok kilit günde dışarısı sana daha iyi görünüyor, yabancı adamlar sana daha bir istekle bakıyor, kocan-sevgilin sana heyecansız davranıyor, sıkılıyorsun, her şey rutin geliyor... Yani güven-aidiyet duygusunun da bedeli var. 

Bunu göze alabilecek misin?

Şimdi gelelim soruna daha direkt cevap vermeye. Etik açısından, evet geçmişini saklaman karşıya yapılacak bir çeşit hilekarlık. Pragmatik bakarsak da akraban haklı, bir erkeğe geçmişini anlatırsan senden çok büyük ihtimalle soğuyacaktır, çünkü üstte açıkladığım üzere onun için mantıklı olanı da malesef ki bu. Buna da hazır olmalısın.

Bu cendereden nasıl çıkacaksın? Sorunlarını yardım alarak çözeceksin bir. Değişmek üzerine birkaç yıl harcaman gerekeceğini düşünüyorum. Bu emeği verdikten sonra artık gelecekteki ilişkin için yeniden umut verici vaatlerin olabilir. Geçmişin bilinerek ilişkiye girmen için hem değiştiğini gösterebilmen, hem de iyi huyların-artılarınla geçmişini ekarte eden bir partner olman lazım. Bunları sağlaman durumunda isteyeceğin bir adamla bir geleceğin olabilmesini umuyorum. Ailelerinizin hatalarının sizin geleceğinizi yok etmesini hiç adaletli görmüyorum. Ancak malesef ki hayat adil bir yer değil, genetik olarak çirkin erkekler nasıl ki mücadele ediyorlar, ilişki hayatlarına hatalarla başlayan insanların da mücadele etmesi gerekecek.

Ama, dediğim gibi, sen de kendini iyi ölç. Bu mücadeleyi değer görüyor musun? Süren bir ilişki de toz pembe bir hayal değil, senin muhtemelen değer verdiğin şeylerden feragat etmen demektir. Bazı kadınlar ve erkekler hareketli-onay ve macera dolu bir yaşam ve seçimli yalnızlığı sürekli kendini kontrol ettiğin ama sevgi ve aidiyete doyduğun stabil bir ilişki hayatına tercih ederler. Onların da karakterine gerçekten de bu uygundur.

Asyranta (24 yaşında) 9 ay önce yazdı:

Erkeğin ve kadının geçmişlerinin denk olmasını doğru buluyorum Cıvıtık. Ben bakire olsaydım hayatında çok kadın olmuş, çapkınlıktan kafayı kaldıramamış bir erkeği özellikleri mükemmel olsa da istemezdim. Çünkü kadın-erkek fark etmeksizin insanın geçmişi, onun nasıl biri olduğunun büyük resmi. Benim için de geçerli bu. Bunu istesem de cinsiyete göre ayıramam. Karşımdaki erkeği çoğunlukla geçmişine göre değerlendirdiğimden tahmin edebiliyorum onların da hakkımda düşünebileceği şeyleri.

Burada olay çapkınlık değil.

Cıvıtık, ben durup dururken, sadece ilişki monoton ve sorunlu gidiyor diye kötü ve sadakatsiz bir kadın olmadım. Hatta buna doğrudan babam da sebep olmadı, onun kötülüklerinden uzak durmaya çalışırken yaptığım seçtiğim tuhaf tipler dışında.

Kendimi iyi ifade edemediğimi hissettim. Biraz uzun olacak.

Aldatmamı ilişkiden sıkılmama, ilişkimin monotonlaşmasına yormanı anlıyorum ancak ilk ilişkilerimde tek eşliydim, heyecanı ve hazzı sadece sevgililerimde aradım, ilişkilerimin uzun ömürlü olmaları için uğraştım her ne kadar babamdan dolayı psikolojim pek el vermese de. Karşıdan beklentim de bu oldu. Çaba gösterdim ve bekledim. Aldatma ihtimalimin yüksek olduğu yerlerde dahi aldatmadım onları, ilişkimiz olmayan ve sadece hoşlandığım bir adama bile aptallık derecesinde sadıktım bunu da belirteyim. İlişkiler monotonlaştı evet, kavgalar da edildi ama adamlara bağlıydım.

Bir tanesinde, sabrede sabrede sonunda aldatılmışım zaten. Dört yıl önceki bu olayı bu yaz öğrendim işte. Asıl benim için ipler o cinsellik için kandıran adamdan sonra koptu, o üçüncü ilişkide. Uzun ilişki fikri ondan sonra aklımdan çıkmaya başladı. 

Keşke söylediğin gibi sevginin ve bağlılığın olduğu bir ilişkide sadece heyecansızlıktan veya monotonluktan sorunlar yaşasaydım Cıvıtık, karşılıklı saygı ve sevgi olduğu sürece bu tür sıkıntılarla baş etmek benim için zor değil, daha önce de yaptım bunları ama karşı taraf hiç uğraşmadı ve işleri zorlaştırdı. Sorun çözmek için konuşmaya çalışan hep bendim.

Benim için sorunlar, sevgimin karşılığını alamamak, sevilmediğimin farkında olmak gene olarak. Birincisinde karşı tarafın korkunç umursamazlığı, saygısızlığı, depresyonunu silah gibi kullanarak beni kendine bağımlı kılması, ikincisinde değersiz hissettirilmek, çok basit şeyler yüzünden ağır aşağılamalara, hakarete uğramak, aldatılmak. Üçüncüsünde sadece cinsellik için aylarca aşık numarası yapılması, ve duygularımla affedersin şey gibi bırakılmak. Dördüncüsünde de sadece exini hala aşamamış bir erkeğin istediği bir evlilik için ilişkide tutulmak. Dört ilişkide sistematik olarak yaşadıklarım. Bunlar birikti, birikti, birikti...

Yediğim halt sadece dördüncü ve beşinci ilişkimi ilgilendiriyor.

Mesele ilişkinin monotonlaşması veya basit sorunlar yaşamamız değildi, sorunlar doğum günü gibi basit bir konuda yalan söylemesiyle başlamıştı ve adamın beni sadece damızlık olarak, çocuk ve evlilik için yanında tuttuğunu, bunu ciddiye alarak yapmadığını ve benimle adeta dalga geçtiğini hissediyordum. Dışarıda benimle yemek yemekten aciz birinden bahsediyorum. Ve istisnasız her gün her saat nasılsın napıyorsun diye sorulması ve sürekli telefonun çalması en rutin seven insanı bile bunaltabilir.

Aldattığım gece çok büyük bir öfkeyle, yıllardır birikmiş bir sevilme açlığıyla ve intikam hırsıyla doluydum, sabrımın sonundaydım ve korkunç mutsuzdum. Yani azgınlığı, heyecan arayışını veya sıkılganlığı düşünmedim. Tek derdim o dört berbat eski sevgilinin benden esirgediği şefkati ve sevgiyi rastgele bir adamdan, o gece tamamen benimle meşgul olacak birinden koparıp alabilmekti. 

O sonu bunlar hazırladı benim için.

Bunları bana sağlayacak adamın da hiçbir şeyi umurumda olmadı, ne simsiyah teni ne de milleti. O adamdan da kesinlikle düzenli ilişki beklemedim bu arada, benim için tek geceydi ama o sürdürmek istedi.

O gece "benim yanımda değildin, sanki uzaklardaydın, aklın başka yerde gibiydi" dedi adam. Evet, sevgilimdeydi aklım ama onu sevdiğimden değildi. Aslında incitmek istememiştim kimseyi, bu yola sürüklenmeyi aklımla, mantığımla seçmemiştim. Aldattıktan sonra pişmanlık duymak yerine kendimi iyi hissetmem de büyük acı verdi bu yüzden. Üzerimden büyük bir yük gitmiş gibiydi ama bu olayın psikolojik hasarı kendini sonradan yavaş yavaş belli etti.

Ardından sevgilim hakarete ve küfürlere başvurduğunda, katlanamaz olmuştum artık. Tiksinerek uzaklaşıp kendimi öbür adamın yanında bulmaya başladım çünkü benimle saatlerce her konuda bıkmadan konuşup rahat ve güvende hissettiriyordu, onun sayesinde eve kuş gibi hafiflemiş vaziyette gidiyordum öyle söyleyeyim. 8 yaş büyük olmasının da verdiği bir güven olabilir bu. O da bu senin tarif ettiğin geçmişi kalabalıklardan, sonradan olma alfalardan. Beni kendisine istiyor gibiydi ama tabii ki inanmıyordum ve zaman zaman ters davranıyordum. Birbirimizden hoşlansak da ikinci adam olmaktan, durumdan memnun değildi ama belli etmemeye çalıştı.

Sevgilimle ayrılmadan önce o adamı kaybettim, kaybettikten sonra da kendime gelemedim. Şu an yaşadığım depresyona tüm bu anlattığım olayların katkısı çok çok büyük. 

Aylar sonra ulaştı ve bir emanetimi alıp sokağın ortasında bıraktım gittim onu. Zaten olmazdı onunla ama beni insan yerine, arzulanan ve istenen bir kadın yerine koyduğu için zaaf geliştirmiştim. Sonra kutlamada beni bir çocukla görüp sinirlendi işte.

İleride tıpkı onun gibi, beni yargılamadan anlayabilecek, benimle empati yapabilecek bir adam istiyorum, kimsenin canını keyfimden yakmadığımı idrak edebilecek birini. Çıplak bir şekilde bir erkeğe güvenebilmek istiyorum, annemler dışında hiçbir insan evladında görmediğim şefkati ve yakınlığı görmek istiyorum. İkiyüzlülükten hoşlanmadığım için her şeyimi bilsin istiyorum. Sadece tamamen güvenerek, beni sevecek birine teslim olmak istiyorum. Artık çok yoruldum böyle birini sürekli istemekten de aramaktan da.

Bu son başımdan geçen olaylar bana ilişkilere illallah ettirdi. Kimseye benzer bir olay yaşatmak istemiyorum. Kendim de erkeklere karşı tahammülsüzüm, huzursuz ve uzak hissediyorum çünkü hepsi aynı fabrikadan çıkmış, manipülatif, saygı nedir bilmeyen tipler gibi geliyor. Bu durumun geçmesini beklemeliyim, yaralarım iyileşir mi o şüpheli ama yalnız kalmak zorundayım. Zaten bir nevi konfor alanım oldu yalnızlık. Halimden memnunum şimdilik.

Mantıklı Kadın 9 ay önce yazdı:

Ben aslında cevabımı tamamen senin üzerine yazmamıştım, daha genel konuşuyorum bazen. Yani senin nedenlerini saymış olmak iddiasında değildim, örnekler verdim insanların iyi giden ilişkilerde dahi nelerden sınandığı üzerine. 

Senin şahsına söyleyeceğim tek şey, hayatında yaşadığın şeylerde kendinin karar verdiğin noktaları biraz daha gerçekçi değerlendirmenin geleceğin için iyi olacağı. Konuşma tarzın yaşadığın ilişkilerde senin seçimlerinin payını biraz göz ardı eder şekilde. Buna muhtemelen geçmişinin stresiyle baş etmek için ihtiyaç duyuyorsun, bu çok doğal. Ancak, bu bakışın malesef seni benzer hatalara açık hale getirir diye düşünüyorum. Zaten sırf bu sebeple bu paragrafı yazıyorum, amacım seni kötü-suçlu hissettirmek değil, yararına olacağını düşündüğüm bir farkındalık sağlamak. Eğer bu erkekleri neden, nasıl çekici bulduğunu ve hayatına aldığını anlayabilirsen sana bu "körlüğü" yaşatan bağlarından kurtulabilir ve istediğin gibi bir ilişkiye kavuşabilirsin diye umuyorum.

Küçük yaşında çok şeylere katlanmışsın. Alnından öperim kuzum.

Asyranta (24 yaşında) 9 ay önce yazdı:

Uzun uzun anlattın, yeri geldi okurken suçlu hissettim ama bunları benim yararıma söylediğinin farkındayım. Teşekkür ederim Cıvıtık.

Çeşitli şekillerde baş etmeye çalışıyorum tüm bunlarla, tiye alıyorum çoğu zaman. Travmalarımı iyileştiremediğim için artık hissizleşme evresindeyim. Kendi acımla dalga geçtikçe hayatla da dalga geçer oldum zaten.

Birine ilgi duyduğumda, aşık olduğumda körleşiyorum, yalan yok. Göze batan bir kusuru varsa bile hoş görür vaziyette oluyorum, aslında görmemem gerekirken. Bazen Othello gibi kafamda kurup duruyorum, aklım fikrim o insanda oluyor. Bir kez ilişkiye başlama evresine girdik mi bırakamıyorum adamları. Bırakmak, ayrılmak konusunda da genel olarak kötüydüm bu yüzden de yaptığım hatalı seçimlerden vazgeçmek, sorunlu partnerleri elemek konusunda hep zorlandım geçmişte.

Artık ayrılmakla, bırakmakla ilgili sorunlar yaşamıyorum çok şükür. Gözlem yapma ve iyileşme evresindeyim, uzun bir süre de böyle olacak gibi.

Yeniden çok teşekkür ederim. Uzun açıklamaların, geçmiş konusundaki tavsiyelerin ve yapıcı bakış açın için. <3

Alpago (23 yaşında) 9 ay önce yazdı:

Bazı erkeklerin kadınları bu kadar kolay elde etmesini ve kaybetme korkusu olmamasını  anlayamıyorum. 

Mantıklı Kadın 9 ay önce yazdı:

Bu vakadan hareketle görmen lazım ki erkekler kolay tavlamıyor, kadınlar eğer çeşitli hasarları ve bunu yapmaya dair motivasyonları olursa onlar çok kolaylaşıyorlar, bir erkeğin etrafta olması yetiyor. "Duygusal boşluk" lafını hiç duymadın mı?

Redpill size sorumluluklarını hatırlatmak için kadınları elde etmenin sizin çekiciliğinize bağlı olduğunu aşılamaya çalışıyor da, olay iki yönlü aslında, her şey erkeğin çekiciliği değil. Kadının kolaylığı, karakteri de işin diğer elementi.

Redpill erkeği çekici hissettirmek için erkeği önce "kolay" kadınların arasına atıyor malum, ama orada çok uzun süre kalırsa bir erkek, o hayatın getirdiği alışkanlıklardan sonra daha makul direnç mekanizmaları olan kadınlarda çekicilik uyandırması zorlaşıyor. Bunu unutmayın.

kanyerecep (25 yaşında) 11 ay önce yazdı:

Merhaba,

Üniversite son sınıftayız, 1.5 senelik bir kız arkadasım var, öncesinde 1 sene tabiri caizse benim pesimden kostu, her yerde beni takip etmeler, atlayıp uçakla yanıma gelmeler, gym sonrası çıkışıma gelmeler vs.. bu sıralarda sevgili değildik fakat ''takılıyorduk'', biz neyiz sorusunu sordugunda şu an hazır olmadığımı belirtmiştim ona, (altta sebebi var) bu dönemden konu açılınca keşke o dönem öyle takılmasaydık kendime saygısızlık ettim diyor.  

Benim ilk basta partner olmama sebebim kız arkadasımın öncesinde 4 senelik-aynı üniden-bir iliskisi olmasıydı, aldatıldığı için bitirmişti, onun dısında bir kisiyle daha beraber olduğunu söyledi ve 'body count'unun bu kadar olduğunu belirtti. Sonrasında bir gün exi uzaktayken fakat bizi görüyorken, hiçbir şeyi umursamayıp benim yanımda yine aynı sırnaşmışlıkla durunca bazı şeyler bana daha güven verdi ve 'ilişki' başladı.

Açıkçası beni çok seviyor, bana karsı arzusu, saygısı ve sevgisi yüksek, romantik ortamlar yaratıyor, kartlar yazıp hediyeler de aldı geçen yıl 4-5 kez, benim bu iliskimden önce 'Chad' olarak genelde ünide bilinmemin de etkisi vardır :)

Başlarda çok takmasam da ilerisi için düşünceler(evlilik vs) kafamda belirirken sorular da beliriyor (belki de çok erken bu düşüncelere kapılıyorum?), bu kızın tamamiyle geçmişi bıraktığını, ilerde kafamın daha rahat olacağını gösteren 'green flag'ler veya 'şunu yapıyorsa tekrar bir düşün' diyebileceğin 'red flag'ler neler? Herhangi biriyle iletişimi/takip vs. yok geçmiştekilerinden, onlardan daha sağlam bir profilde olduğuma ve daha Chad olduğuma da eminim ama insan tamamiyle emin olmak istiyor, en azından ben.

Teşekkürler

 

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Ben insanların uzun ilişkiler yaşamış olmalarını kısa ilişkiler yaşamış olmalarına tercih eden biriyim. Çünkü bunlar karakterinle ilgili bazı şeylerin göstergeleridir:

  • İlişki sürdürme kararlılığı, canın sıkıldı diye gitmeme
  • Dürtü kontrolü, başkalarıyla arana mesafe koyma
  • Geçinme, sorun çözme becerisi
  • Bağlanabilme başarısı

Bu maddeleri yapabilen insanlar ilişkilerini devam ettirebiliyorlar. İnsanlar ne kadar erkeklerin ilişki istemeyen canlılar olduğunu düşünebilseler de, erkekler de kısa dönemli takılmalar haricinde sürekli daldan dala atlamak yerine bir ilişkinin düşünce rahatlığını yaşamak isteyen canlılar ve eğer bir erkeğin dahi hayatında hiç uzun ilişkisi olmamışsa, ben ilk olarak istemediğini değil isteyip de beceremediğini düşünürüm. Hatta, erkeğin dahi uzun ilişki istememiş olması iyi değil kötüye işarettir zira dopamini haddinden fazla sevdiği veya kaçıngan bağlanma stilinde olduğunu düşündürtür. 

Hedef ilişki ise, insanın başarılı bir ilişki hayatı olması daha iyi bir göstergedir. Twitter'da birkaç kere bunu konuştuk. İlişki sürdürmek basketbol ise, ilişki yaşamış insanların basketbol, takılma insanlarının futbol tecrübeleri vardır, incel-femceller ise hayatına spor girmemiş insanlardır. Sen eğer kendi basketbol takımına oyuncu alacaksan hangi gruptan insan seçmen mantıklıdır? 

Kız arkadaşının eski erkek arkadaşın yüzünden alfa dul olmaması durumunda, hayatından bir erkeğin geçmesinde bir sıkıntı yok. Alfa dul ise sana karşı öfkeli davranır, seni karşılaştırır, senden çok talepkar olur, ödeme bekler, ruh hali dalgalı olur çünkü diğer erkekten ışık alırsa gel-gitler yaşar. Anlaşılır yani, bir kadın alfa dul ise hissedersin. İnsanlar her şeyi bilir, iç sesleri onlara konuşur da kondurmak işlerine gelmez sadece. Gavurların "gut feeling" dediği şeye güvenebilirsin. Böyle bir durum varsa sen bileceksin.

Diğer erkekle etkileşimin niteliklerini bilmiyorum.

Seninle takılabilmiş olması güzel değil, güdüselliğinin mantığına ağır bastığı yönünde bir işaret. Ben şahsen bunu parlak bulmuyorum ama anlaşılmaz da bulmuyorum, genel hali dürtü kontrolü yapan biriyse geçer not verebilirsin.

kanyerecep (25 yaşında) 11 ay önce yazdı:

Merhaba tekrar abla,

Kaçıngan bağlanma stiline sahibim evet. Çok sayıda tek gecelik ilişkim oldu ve bunların bana kötü geldiğini 2-3 sene önce farkedip bırakmıştım, aynı zamanda toplum sözleşmesine de karşı geldiğimi hissettim.

Alfa dulluk bir durum da olmadı yazdıklarından herhangi biri yaşanmadı. 

Diğer 2. erkekle etkileşimse tek seferlik, bundan iğrendiğini böyle bir şey olmasını tekrar istemediğinden 1 sene de yalnız kaldığını belirtmişti. Yorumunu bekliyorum, kendi yorumum bilinçli biri/mantığı ağır bastığından böyle ilişkilerin ona zarar vereceğini bilmesi-hissetmesi. Tabii ki hoşuma giden bir durum değil, ama bana karşı harcadığı çaba-arzu-istek ona bir şans vermem gerektiğini hissettirmişti, ayrıca gerçekten üninin en güzel kızı olması da beni etkilemiş olabilir :), 

Takılma durumu konusunda, o en başından beri ilişki istiyordu, benimse şüphelerim vardı (etrafına karşı nasıl, insanlara arasına mesafe koyabiliyor mu, exiyle herhangi bir kontağı var mı, bunların hepsinden geçer not aldı sonradan-gerçekten nemrut tarzı oluyordu ben hariç çoğu kişiye) vs. yorumlarını bekliyorum, tamamen objektif olarak.

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Özellikle kadınların tek kişilik ilişkilerin kendisine zarar vereceğini "önceden" bilmesi ve bunu bildiği için de uzak durmuş olması gerekir. Bir kadının içinde bu duruma karşı çıkmasını sağlayan birçok evrimsel mekanizma var. O evrimsel mekanizmaları devreden çıkarıyor olması iyiye işaret değil, dürtüsellik göstergesi. Çok hayal kurma derim ama yine de ayrıl-bitir denecek bir durum yok ortada. Münferit diyebilirsin şimdilik ama iradesinin üstünde fazla kontrol sahibi olmayan bir kişiyle olduğunu unutmaman gerek.

kanyerecep (25 yaşında) 11 ay önce yazdı:

Anladım abla teşekkürler, yine ortada kaldım biraz bu cevaplarla, benzer düşünüyoruz, çok hayal kuramıyorum kursam da bunlar aklıma geliyor ama bunlarla da ayrılıp-bitirilmiyor, ne yapacağım bakalım bilemedim, tavsiyen var mı, ölene kadar sevgili kalmayacağız ya ondan soruyorum.  

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Gittiği yere kadar devam et, zaten yaşınız çok genç. Eğer güdüselliği yeniden yüzeye çıkarsa zaten senin kaçınılmaz olarak zayıfladığın bir dönemde "ama kanyarecep ben eskisi gibi sevemiyorum" deyip sıvışacaktır. 3. kişilerle ilgili anlattıklarına dikkat et, başka erkekler ile teke tek görüşmeler olmasın, sana iş yerinde vs. yeni tanıştığı birinden sürekli bahsetmesi durumunda dikkatli ol. Eğer bir hata yapmazsa güdüselliğini terbiye etmiştir demektir ve kârdasın o zaman. Yok bir kusuru olursa da ayrılırsın ve atlatırsın, erkeğin yaşının ilerlemesinden bir kaybı da olmaz, hayata devam edersin.

Ser (44 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Beraber yaşama işine ne diyorsun? Bana göre bunu yapmış kadın dul sayılıyor. Evlilikten tek farkı çocuk yetiştirme ve finansal planlar olmaması vb. Onun dışında beraber yaşamak evlilik gibi, istediği kadar sevmiş etmiş olsun. 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Dul olsun, dulluk kötü bir şey mi de? Dul veya boşanmış insanlarda olayı zorlaştıran şey önceki ilişkilerden ukde veya travma olup olmaması, çocuk olup olmaması, çocuk varsa seninle o arasındaki dengeyi nasıl sağladığı. Bunlardan geçer not alan insanın etiketinin ne olduğunun bir önemi yok.

rokko486 (22 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Alfa-dul üzerine düşünceleriniz ve sonraki ilişkilerde tavırlarımız konusundaki yöntemleriniz nelerdir? Bununla ilgili bir yazı rica ediyorum.

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Yazıya dökecek kadar detaylı bir içerik düşünebilir miyim bilmiyorum ama alfa dulun problemini kendisinin, yalnızken çözmesi gerekir, bu onun sorumluluğu. İnsanlar eski ilişkilerinin yükünü yeni insanlara yansıtmamalı. Bu hem kendileri için iyi değil, hem ilişkileri için iyi değil, hem de karşıya ayıp. Yalnızlık insanı öldürmez. Madem unutamadıkları biri var, yalnız kalacaklar, iç hesaplaşmalarını yapacaklar, acılarını çekecekler, geçmişi gömecekler, üstüne toprağı döktükten sonra piyasaya dönecekler. Onların bu süreci yapmama sorumsuzluklarının derdini almayı kendinize reva görmeyin. Bunu yapmamış olmaları bu tip kişileri gözünüzden düşürmeli ve onları elemelisiniz. Sorunlarını hallettikten sonra gelsinler geliyorlarsa.