İyi kızlar yok mu?

İlişkiler

Erkeklerin bu ara çok sık dile getirdikleri bir iddia: artık iyi kızlar yok, çok çok az. Bize denk gelmiyor. Hepsi aynı, kendini gizliyor.

Ne kadar da tanıdık bu cümleler benim için. Neye benziyor biliyor musunuz? Tüm erkekler aynı, hepsi aldatıyor. İyi erkek diye bir şey yok, dereyi geçene kadar iyi davranan var. Aaaaaa, bakın, aynı sizin laflar. Senelerdir kadınların ağzından bunları yüzlerce kez duymamış olanımız var mı?

Hadi gelin, size aşağıda yazacaklarıma “Her erkek aldatıyor” savı üzerinden bir girizgah yapayım. Aldatıyor mu? Aldatmıyor. Siz erkekler biliyorsunuz, ben biliyorum. Peki kızlar neden her erkeğin aldattığını düşünüyor? Çünkü, gözleri sadece en çekici, “alfa” erkeklerde, en çekici erkekler de seçenekleri çok olduğu, toplum da onları ahlaklı yetiştirmediği için, evet hepsini beraber idare ediyor, aldatıyorlar. Yani, “kadınların peşinde koştuğu her erkek aldatıyor”.

Aynı körlük sizlerde de var işte. Ortalama bir genç erkek olarak zihniniz “kolay seks” ihtimali peşinde yönetiyor sizi. Arkadaşlarınızın muhabbeti sürekli karı, kız, seks… Milletin skor maşallah uçuyor, sizinki yerinde sayıyor. Böyle bir ortamda, güdüleriniz sizi delicesine sekse itiyor. Gözleriniz sadece kolay seks algısı yaratan, çekici kadınları seçiyor. Üzgünüm ama kolay seksin tek kriteriniz olduğu yerde edineceğiniz tecrübe iyi kızlarla olmayacak. Evet, “iyi kız” seçicidir ve seks kapısını kolay açmaz, seks ile kendine bağlama tuzağına düşmez.

Bu yüzden en kaliteli, en huyu güzel kızın peşinde koşmak yerine en kolay seks yapan, çoğu zaman travma sahibi, yaralı kızların peşinden koşuyor, ruhsal beceriyi önceleyerek seçmiyorsunuz kız arkadaşlarınızı. Farkında bile değilsiniz seçimlerinizin. Sonra, takıldığınız kızlarda gördüğünüz olumsuz özelliklerden yola çıkarak kadının böyle bir şey olduğu üzerine ahkam kesiyorsunuz. Oysa ki akıllarınız çüklerinde olmadan kız arkadaş seçseniz, daha düzgün kızlarla geçecek zamanlarınız.

Alfa erkeklerin kafe-club ortamlarında takılmaya çalışıp, onlara gelen hasarlı kızlara bakıp bakıp, aynı ortamda olmalarına rağmen kendilerine gelinmeyişine giderek hırslanan, hırslandığı ve heveslendiği için itilen bir kesim var. Oysa ki dersine sporuna, ne bileyim öğrenci kulübüne vs. emek verip, götü göbeği de salmayan bir sürü erkek, tamam ortamların en havalı kızını değil belki ama kendine ilgi gösteren tatlı bir kızı tavlayıp bir şeyler yaşıyor. Hiç yaşamamak için cidden çok hatalı bir çizgi izlemek lazım.

İyi kızlar var, siz görmüyorsunuz.

İyi davranışlardaki kızlar neden azınlık?

Sebep belli; tercih edilmiyor olmalarından ötürü, tercih ediliyor olduğunu gördükleri kızları taklit etmeye başlamaları. Siz nasıl ki kendinizi görünmez ve çirkin hissediyorsunuz, iyi kızlar da birebir aynı hislerle doluyorlar.

Bu bir kısır döngü. Nasıl ki siz alfa erkek olup daha seçilir olmak peşinde koşuyorsunuz, siz iyi kızlara talebi yoğunlaştırmazsanız da kızlar badgirl modasına uymaya çalışmaya devam edecek. Herkes talep gördüğünü düşündüğü insan modeline evrilmeye çalışıyor çünkü herkesin tek derdi eşleşmek temelde.

Ayrıca, iyi kızlar yaşıtları olan piyasa kızları tarafından zorbalanıyor ve utandırılmaya çalışıyorlar. Kezban, yobaz, örümcek kafalı, geri kafalı, köylü gibi ithamlara maruz kalıyor, bu yüzden kendi düşüncelerini ifade etmekten çekiniyor, diğerleri ile uyumlu görünmeye çalışıyorlar.

Yani değer görürlerse sayıları artar. Bu da kızların aptallığı tabi, insan avama yaranmak için kendi prensiplerinden vazgeçmediği kadar kalitelidir. Aslında şunu görmeleri gerekiyor -bundan siz de hisse çıkarabilirsiniz- badgirller daha fazla değer görmüyor. Erkeklerin onlara karşı takıntı geliştirmesi değer vermek değildir, narsistlerin ağına düşmektir ve özenilesi bir ilişki, güzel hislerle dolduran bir konum değildir bu.

İyi kızlar size nasıl gelir?

Kabaca insanların derdinin sevmek ve sevilmek olduğunu anlayarak, insanların kötü değil, şeytan değil olsa olsa hasarlı olduğunu idrak ederek, sevilesi ve sevebilecek bir insan portresi çizerek, ilgiyle, üste düşmek veya mal-mülk gösterisiyle kız peşinde koşarak değil kaliteli bir insan olmanıza güvenip sizinle aynı kalitedeki kızları fark ederek. Unutmayın: Tasavvur etmezseniz, var edemezsiniz. Var etmenin birinci şartı tasavvur etmektir.

Bu noktada, görünümün önemli olduğuna, dış görünüş ve karizma olmadan hiçbirinin olmadığına dair bir eleştiri geldi.

Dış görünüş ve karizma insanların kendilerinde inşa edebilecekleri şeylerdir. Kesinlikle belli bir çekicilik faktörü lazım, ancak bu yukarıda dediklerimi yanlışlamaz. Tip, tipin önemli olduğu ama ne kadar önemsenmesi gerektiği ile ilgili yazılarım var. Aşağı iliştiriyorum.

Yorumlar

Asyranta (24 yaşında) 2 hafta önce yazdı:

Umarım senin için her şey yolunda gidiyordur ve iyisindir Cıvıtık. (Yine geldi Allahın cezası diyorsundur muhtemelen :D)

İyi kızları görmeleri gereken zamanlarda görmüyorlar, görseler ve şans eseri ilişki içinde olsalar bile, yapmadıkları deccalliği bırakmayıp o kızı sonunda istemediği birine dönüşmek mecburiyetinde bırakıyorlar %80 ihtimalle. Gerçekten de talep gördüğünü, sevildiğini düşündüğümüz insanlara dönüşüyoruz ve bu hep çevreye özenmekten olmasa da sadece bir kalp yarasına bakabiliyor.

Erkekler iyi erkek OLMADAN iyi kızı elde etmeyi beklemek gibi şımarıklıklar yaptıkları sürece bir arpa boyu yol kat edemiyorlar. Sonra neden terk edildim, neden böyle oldu der dururlar. Sen dişi değilsin ki vermeden alasın... Sen erkeksin.

Gördüğüm tüm erkekler, arkadaş olsun, sınıf arkadaşı olsun, sevgili olsun, akraba olsun, tanıdık olsun, vermeden almayı bekliyor ve bunu normal buluyordu. Kaliteliyim, çizgim var diye kasım kasım kasılan bu erkeklerin ilişkide kadınları soğutan bencilliklerini anlatsam novella olur. (Biri de benim cimri ex)

Sadece çekici ve kaliteli görünerek -bu da kızı kapana kadar tabii ki- ilişkilerini sürdürebileceklerini, kadının onları sevmeye devam edeceğini düşünüyorlar.

Maskeden farkı yok, bu sebeple sevilesi bir insan portresi çizme fikrini pek sağlıklı bulamadım, karşıya sevimli görünecek diye kişiliğinin acı tatlı yanlarını saklamak olarak yorumladığım için sanırım... İyi kızların gerçekten erdemli ve kaliteli erkekleri nice guy'lardan ayırt etmesini zorlaştırmaz mı?

Bırakın spontane bir şekilde, kasılmadan etmeden, oğlan günümüzde pek gerçekçiliği olmayan o Prince Charming rollerine girmeden tanısınlar birbirlerini düşüncesindeyim bu yüzden. Ak göt kara göt de tez belli olur böylece. Sonradan "AAAA bu böyle biri değildi noldu bu kıza/oğlana birden?" diye şok olmaktansa azar azar belli etsin huyunu suyunu kişiliğini. Atıl kurtt.

Kesinlikle ortada bir kalite varsa o kaliteyi davranışa dökmeleri gerek. Dökmedikçe ve övündükleri kadar kaliteli olmadıkları da anlaşılınca acizlikleri belli oluyor ve kadın da bu acizliği hissedip hadi Allah'a ısmarladık diyor. Kendi halinde, zararsız, kafası çalışan, sütlaç gibi oğlanları günümüzde bitiren şey acizlik -farkında da olmayabiliyorlar-

Öyle işte <3

brate80 (29 yaşında) 11 ay önce yazdı:

selamlar, sanırım sorumun en yakın konu alanı burası gibi eğer tam alakalı değilse özür dilerim şimdiden. Simdi ben 27 yasındayım, diş hekimiyim ve ilk date'im 25'imde oldu ama hiçbir dönemimde kadın düsmanı, incel vs olmadım redpill bilmedim. Gayet kadın arkadaslarım vardı, iyi kötü bir sosyal ortamım vardı, boyum 180, kaslı değil ama fittim, parfümlermi özenle secerdim, tek yasardım, kültürel olarak da o dönemki ve sonraki cevreme bakınca gecmisinde kızlar tarafından tercih edilen bölümümdeki erkeklere göre gayet yukardaydı mesela. Sürekli cevremle kendimi kıyaslayıp, bende ne hata var ona baktım. Kendimi beğenmedim, kafaya hayvan gibi taktım vs neyse sonra ise basladım ve iyi kötü bi date hayatım olmaya başladı yani anlayacağın kadınlar tarafından (tahminim doğruysa) evlilik icin iyi bi aday gibi düsünüldüm. Buna sebebim de ilk flörtümle olmamıstı. Benim tecrübesizlik malum. Benden 5-6 ay sonra nisanlandı biriyle? Kendi evimde yasıyorum mesela. Ailemin evi ama hem kira vermemek icin hem ilerde evlenirsem benim olacak hani mirastan pay gibi düsün.Sonraki iki date'imde de benzerleri oldu. 1 seneye yakın zaman önce hayatıma giren 4. kisi ile 1 ayın sonunda biliyordu benim tecrübesizligimi, devam etti ama hem cinsellikte hem iliski dinamiginde yetersiz olmam, bazı konuları anlamadıgım, gec caktıgım icin bitirdi. En azından bence öyle. Ha beni sevdi yani ben de onu sevdim ki hala sürekli aklımda. Neyse geleceğim yer simdi bunlar değil sadece benle ilgili fikrin olsun istedim, çünkü çevremde kimsenin beni anlamaması kafayı yedirtiyor. Sen twitterda yazarken hep siz nasılsanız çevrenize de onlar gelir diyorsun ki bence de genel olarak haklısın. Body count'u yüksek arkadaslarım her kadının aldatacagını düsünüyor mesela ama kendileri de aldatıyordu. Beni rahatsız eden durum ise su. Bana ya da benim gibi baska bi erkeğe 20 yasındayken sans vermemis bir kız ilerde kafası denk gelip, tabiri caizse durulmak icin okey oluyor gibi geliyor bana. Benim hissettigim bu kendimle ilgili ve salak yerine konmak bu acıkcası. Bu yüzden de kimseye tam olarak güvenemiyorum(aldatır anlamında değil) cünkü o hoslandıgım kisi bana 20 yasındayken sans vermezdi yani.Kimse vermedi çünkü. Ha bakire birini arıyorum demiyorum o anlam da cıkmasın ama biriyle cinsellik yasadıysa duygusal olarak bir seyler hissedip, belli bi zamanı gecip yasamıs olsun istiyorum ki bu bence cok büyük bi istek olmamalı. Sonuc olarak sorum su; böyle salak gibi hissediyor olmaktan nasıl kurtulurum? 

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Selam.

Ben seni beklentinde haklı görüyorum. 

Ama kaygıların biraz çevrenizin belli bir tip olması veyahut hep belli tiplere odaklanmanızla alakalı. Diş hekimisin, tıp okuması oldukça zor olduğu için zamanınız kapalı bir çevrede geçiyor ve arkadaşlarım dediklerin de fakülteden tahmin ediyorum. Doktorlar için en amsalak mesleklerden biri derler bu arada. İçinden çok çapkınlar çıkıyor çünkü üniversite hayatında ders yoğunluğundan karı-kız-sosyallikten uzak kalmış gibi hissettikleri + sonrasında statü ve ünvan dolayısıyla gördükleri ilginin şımarıklığı ile kendilerinden geçen çok var diye duyuyorum. Bizden uzak, Allah'a yakın olsunlar, neyse.

Kızlarda doktor ünvanına bir düşkünlük var mı, var. Hem statü, hem maddi potansiyel dolayısıyla gold diggerların hedeflediği bir grupsunuz. Böyle olunca da, samimiyetsiz hissedeceğin çok fazla ilişki gözlemliyorsundur ve algılarını bu karıştırıyor gibi duruyor.

Oysa ki kızların hiç azımsanmayacak bir kısmı, bak benim twitter takipçilerime ve site yorumlarıma kaç tane düşüyor sürekli, cuck carouselden filan geçip durulma isteğini bırak, ya hiç ilişki yaşamamış, erkeklerden uzak kalmış, ya beta bir erkek arkadaşı ile olan ilişkisini yıllarca sürdürmeye çalışmış, partilememiş, normal kızlar. Ben partileyen kızların, toplam kız nüfusunda azınlık oldukları kanaatindeyim.

Ancak, bu yorumunu taşıdığım yazıda belirtmiştim, bu kızlar grubu ilgi çekmek üstüne uzman, ilgi çekmeyi seven ve erkeklerdeki "seks dedektörleri"ni çalıştırmayı başaran bir kızlar grubu olduğu için de algıda seçilmiyorlar, partileme kızları tüm erkeklerin algılarında. "Bir yerde bir takım kızlar birileriyle yatıp duruyor ve neden benimle yatmıyorlar ki?" Algıda seçilen, göze her yerde ve kalabalık oluyor. Oysa ki bir sürü normal, piyasadan uzak sağlıklı kız var ama onları neden fark edesiniz ki? Onlarla nasıl flört edesiniz, bu kızları nereden bulasınız? 

Kız arkadaşlarını nereden ediniyorsun? Tanışmadan, mesleğini bilmemeleri mümkün olmaz mı? 

Bu arada, bu enayilik kaygısı yüzünden çok normal olan kızlara karşı da alıngan, ters ve cimri davranıyorsun sanırım, o yüzden ilişkin yürümüyordur. Kendisi tecrübesiz kızların birçoğu erkeğin tecrübesiz olduğunu pek algılamazlar. Sadece içgüdüsel bir rahatsızlık hissederler. Bence daha çok, senin pasif agresif tavırların oluyordur.

Bir de, bozulduğun şey kızın 20li yaşların başında partilememiş dahi olsa sana evrimsel sebeplerle bakmayacak olması ise, bu bayağı gereksiz bir paranoya. Erkekler kadınlara kara kaşlarına kara gözlerine kurban oldukları için baştan beri çekim duymuyorlar. Kadınlar takribi 13 yaşından itibaren çocuk doğurabildikler için erkeklere gençlik dönemine sıkışmış bir şekilde çekiciler. Erkeklerin ise bir çocuğu dölletebilmesinden çok yaşatabilmesi önemli olduğu için erkek çekiciliği hayattaki başarılara bağlı. Sizin kadın-erkek ilişkilerindeki katkınız bu. Siz doğuramıyosunuz bizim gibi, o yüzden değer görmüyorsunuz default olarak. Biz de doğurmadığımızda aynı şekilde değersizlik görüyoruz merak etme.

Evrimin bu tarz çekim işleriyle savaşılmaz, bunlara kızılmaz, bunlardan alınılmaz. Bunlar içimize binyılların ektiği doğal yönelimler. Hayat romantik bir yer değil bir hayatta kalma mücadelesi.

brate80 (29 yaşında) 11 ay önce yazdı:

Tamam işte ben öyle kastettiğin "partileyen" kızlara odaklanmadım ki. Öyle bir çevrem de olmadı, kendim de öyle partileyen biri olmadım. Üni hayatımda 3 kişiden hoşlandım ki 2'sini 1 seneye yakın tanıdıktan sonra hislerim gelişti. Onlar da partileyen tipler değildi. Diğer taraftan fakültemiz çok dışardaydı bu yüzden ne etkinliklere gidebildik ne de bi yemek yemeye. Kendi yemekhanemiz vardı yani öyle diyim. Bunun eksisi var zaten.

Tıp ve diş'i ayırmak lazım bu arada. Tıpçılar ilk 4 sene doğru dürüst okula gitmiyor, sınavları çıkmıslarla vs geçiyorlar yani öyle asosyallikleri yok. Dişçi kızlarda da baya baya tıpçı erkek sevdası var zaten ama bu biraz da şeyden "tıp isteyip, kazanamayınca onun ezikliğiyle diş yazmanın" getirdiği durum. Meslektaşlarımın erkekleri de genel olarak bu eziklikte hayatının her döneminde onu belirtiyim. Hayır diş benim seçimim değildi ailem yazdırdı zorla ki onların hayaller bu önlük giyme sevdasına yazdılar zaten.

Diğer tanışma mevzusuna gelirsek insta kullanmıyorum mesela, üni sonrasında öyle aktif bir sosyal hayatım da yok, çevrem de yok, zaten haftanın 6 günü 9-18 çalışıyorum eve geliş 20:00 nasıl olsun ki. E mecbur dating app kullanıyorum ki onun da ortalama erkekler icin ne kadar kötü durumda oldugunu biliyorsundur. Oradan tanıstıgım kadınlara da herhangi bir imada bulunmuyorum bu arada onu da belirtiyim. Cimrilik, alınganlık vs konusuna gelirsek asla yapmadım ya. Yani bu yüzden geliyorlardır vs diye düsünmüyordum o zaman. Bu su anki düsüncem artık

Ha iste evrimsel sebep ne? ben insan gibi davranıp, önüme gelen her kıza yürümedim diye ya da kovalamadım diye suçlu mu oluyorum mesela? Evrimsel gerçekle savasmayalım okey e simdi ben neden biriyle ciddi bir sey yasayayım ki o zaman?  Evrim gereği mesela beta erkek arkadasıyla iliskisini sürdürmeye çalışan kız beni tercih etmemis o dönem, ben senim deyiminle doğurganlığı icin tercih ediyorsam 25 yıl sonra onu daha genc kadınlarla aldatmamda problem olmamalı o zaman. Evrimin doğası bu olmuyor mu?

Tabiki bunun olmaması lazım, aldatmamalısın vs iste bu yüzden diyorum ben bunu yapamayacağım. Bu yüzden enayi yerine konuluyorum hissi cok yüksek iste. Bu yüzden o partilemediğini söylediğin kadınların da partileyenlerden farkı olmuyor benim için. Anlatmaya çalıştığım şey bu benim. Enayi hissine kapılmaktansa yalnız kalmak daha iyi bir çözüm gibi geliyor maalesef 

 

 

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Aldatmamalısın, çünkü aldatmak karşı tarafa yanlış bilgi vermek ve seninle hile ile kalmasını sağlamak, ayrıca güvenini yıkmaktır.

Aldatmaz genç değil diye terk edersen, karının emeklerini kendi iki gün sonra geçecek ihtirasların pahasına hiç etmiş, nankörlük etmiş olursun.

Ancak, evleneceğin zaman, bekar bir erkek olarak genç bir kadın istemende hiçbir sorun yok.

Sen, bir kızın olgun bir erkek istemesiyle bunu karşılaştırırsan doğru bir karşılaştırma yapmış olursun.

Kızlar, erkek arkadaşlarını daha iyi bir hedef için terk etmemeliler.

Kızlar, erkek arkadaşlarını, kocalarını heyecan için aldatmamalılar.

Ancak kızlar bekarken hoşlarına giden erkeği seçmekte özgürler.

Bekarken, evrimi izlemekte başkalarına yapılan bir kötülük yok. Sapla samanı karıştırma.

Senin şu an bekar bir erkek olarak, biri 23 yaşında güzel, diğeri 33 yaşında eh iki kadın arasında kaldığında, hiçbir etkileşim veya söz olmamışsa, ilkini seçmende bir suç var mı?

Herkes evrimsel itkileri izliyor mu? Herkes evrimsel itkileri izlemiyor. En azından tüm çıplaklığıyla. Ama izlememek gibi bir borçları yok. Olsa olsa kendilerine var.

Çünkü evrimsel çekimler insanların göz yaşına bakmazlar. Gen çok bencildir ve kuralları çok vahşidir. Vefa, anlayış, merhamet, sadakat gibi değerler gen için değersizdir. 

Benim şahsi fikrim, evet, eşleşmek için evrimin ne dediğine çok takık olmak, ilişki sürecinde de genin istediği ilkel şeyleri dinleme yatkınlığının bir göstergesi. Yani bence evet olmuş erkek derdindeki kızların birkaç sene sonra erkek zayıflayınca ben sıkıldım diye ayrılma olasılıkları, önüne gelen kızla bekarım diye yatma hevesinde olan erkeklerin evlenince de buna devam etme olasılıkları büyük. Bu tip insanlara hırslanarak değil ama bence akıllıca mesafe koymaya hakkımız var. Kendimizde de, evrimsel itkilerin öne çıkmasını kontrol etmemize gerek var. Bugün yapmaya başlamalıyız, hemen. Ne kadar erken öğrenirsek, o kadar iyi.

Ama sendeki öfkeye hak vermiyorum. Değiştiremeyeceğin şeylere öfke duymak bana garip geliyor. Bende yok bu hal. Boş dahası zararlı bir duyguya insan neden sarılır ki? Sal gitsin, aklına geldikçe kov böyle düşünceleri. Benim de aklıma gelince saçma diye yaftalayıp gönderdiğim çok düşüncem var.

brate80 (29 yaşında) 11 ay önce yazdı:

İste ben evleneceğim zaman genç birini istersem atıyorum 7-8 yaş farkı olsun herkes ama herkes tarafından ayıplanırım. Aynı sekilde o genc kızlar da beni değil ama kendi yas grubundaki diğer gencleri seciyor e beni secmemis yani zamanında. O olmaz ama o mindset iste öyle düsün.

tamam işte buluşamadığımız nokta orası. ben 23-33 arasında bir seçim arasında kalmıyorum ki? Sadece 23'e yürürüm 33 yerine ama ikisi de ret olur muhtemelen, çünkü öyle olmuş gerçekte.

Diyorsun ki iste olmus erkek isteyen kız. Ben dümdüz senin övdüğün, kafaca sende olan kızların beni secmemis, yokmuşum gibi davranmıs olmasında bahsediyorum. Belli yani ben, ben oldugum icin değil bi gelecek vaat ediyorum diye secilicem bu saatten sonra, bu da cok acımasızca. Sen diyorsun ki bana sen de güzel diye isteyeceksin. Ben güzel diye o duyguları hissetmedim ki hic kimseye, anlattım yukarıda. Zamanla duygularım olustu da yürüdüm. Canımı yakan diğer kısım 20'li yasların basında gençliğinde, sevgilinle yapacağın seylerin heyecanıyla, is hayatının sömürüsü sonrası az bos vakitlernde, evlilikte yapacağın seylerin heyecanı kıyaslanmaz bile. Düsün ben 30'umda evlenmisim, o heyecanı yasamak istiyorum ama karım zaten onları yasamıs ve beni "çocukça" bulacak, ben yine haksız olacağım mesela.

Söyler misin lütfen yasayamadıgım, cogu kişi icin sıradan göründen, tüm bu ufak tefek görünen gerceklesmemis hayallerin hesabını kime sorayım şimdi? nasıl bu öfke ile hayata bakmayayım? Ben bugün evlenicek olsam ailem kliniğimi açar, arabamı filan alır ama geçen işe giderken afedersin 45dk yolu yanımda cidden altına yapmıs 40'larında bi adamla geçirmek zorunda kaldım. Benim ailem beni bu rezilliğe layık görüp daha ortada olmayan elin kızı icin bunları yapacaklarını biliyorken nasıl öfkeli ya da hüzünlü olmayayım ki?

Üzgünüm insan bir yaşa kadar hiç sevilip, tercih edilmeyince sonradan o fırsatı da tamamen tecrübesiz olduğu için kaçırınca hayata böyle bakmak zorunda kalıyor.

Doğum günüm mesela bugün 28 oldum yani nasıl hayatın kayıp gitmediğine inanayım ki. Sana öfkelenmiyorum yanlıs anlama lütfen anlıyorum hatta seni de az cok cünkü belli şeyleri zamanında yaşamıs insanlar, yasamayanların bakıs acısına bakamıyor (arkadaslarımdan biliyorum)

Özür dilerim konu bağlamından çok saptı ama anlayış göstereceğini umuyorum o vibe'ın vardı. 

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Brate, doğum günün kutlu olsun. Bunu yazmak istedim, ben bir ablan olarak seninle bağ kurdum ve kırgınlığını hissettim, müsterih ol, mesajına yarın içinde detaylı cevap vereceğim.

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Tekrardan merhaba brate80,

Öncelikle, daha önceden kızlar tarafından beğenilmemiş olmanın nedenini doğru algılamalısın. Elinde hiçbir mal yoktu o yüzden beğenilmedin değil. Bir şekilde, şu an bu isyanı yaptığında da görüldüğü üzere duygusal olarak zayıfsın. Duygusal olarak zayıf olman seni itici yapıyor. Eğer duygusal olarak güçlü olabilseydin, henüz hiç mesleğin vs. yokken de kızlarla başarılı olabilirdin. 

Kadınlar neden güçsüz erkeklerden itilirler, neden onları olduğu gibi kabullenip huylarındaki diğer güzel şeyleri göremezler?

Çocuklar yüzünden.

Bu gerçekle istediğin kadar savaş, istediğin kadar buna kız. Evrim, kadınlara çocuk doğurma ve çocuğun birincil bakım vericisi olma görevini yüzbinlerce yılda yükledi bize. Kadın olmanın halihazırda devasa bir sorumluluğu var, biz bununla geliyoruz dünyaya. Seks yaptığımız an bunun riski altındaydık şu son 50 seneye kadar.

Çocuğun nasıl bir yük olduğunu yeğeni bile olan insanlar zor tasavvur ediyorlar. Annelerimizin bize dediği doğru, anne olmadan bilemezsin. Evlat yetiştirmenin hem fiziksel, hem de duygusal çok büyük bir yükü var ve yine doğum kontrole kadar kadınların 5-10 tane çocuğu oluyordu.

Zayıf erkeğın kendi de bir çocuktur. Güçlü erkek ise tam tersi, evde, o çocukların başında kadına bir güçtür. Bir düzenleyicidir, bir otorite sağlayıcıdır, bir hafifleticidir.

Biz zayıf kocalardan çok çektik, çok çekiyoruz, çocuklarımız da çekti ve çekiyor. Bak insanlar birbirlerine travmalarını ırsi olarak, bir bellek olarak aktarırlar. Güdü dediğin, yönelim dediğin şey kendin tecrübe etmediğin konularda bile neslin kümülatif bilgisine sahip olmaktır.

Kümülatif bilgi bize "güçsüz erkekten kaç, o sana yük olacak" der. 

Sen buna istedğin kadar isyan edebilirsin. Kadınlar doğurduğu ve çocuğa baktığı sürece, erkeklerin de çocuk gibi olmamak ve eve bir şeyler getirmek zorunluluğu olacak. Yoksa kadın-erkek ilişkisinin bir anlamı yok, kadın açısından erkeğin ona bir yararı yok, yükü var sadece.

Bunları sana neden yazdım? Değiştiremeyeceğin şeyleri kabullenmemek seni daha da zayıflatıyor. Belli ki ailenle bir takım problemlerimiz var. Bence ailen seni güçlendirmeye çalışıyor ama bunu geç yapmışlar. Tipik bir bebekken-çocukken çatışmadan kaçınmak için şımarttıkları, büyüyünce ise zorla sorumluluk verip adam olmuyor diye şikayet ettikleri ve yine zorla, mahrum bırakma yoluyla çok geç bir vakitte büyütmeye çalıştıkları çocuk vakasına benziyor anlattıkların. Baksana, koca adamsın mesleğini ailen seçtirmiş. Hem sorumlulıuk vermeyip, güven göstermeyip, hem de adam olmuyorsun diye konuşuyorlardır kesin. Benim ailem bölüm-meslek seçimlerime hiç karışmadılar mesela, kardeşlerime de öyle.

Sen bana şunu söyle, kızlarla iyi olmak istiyor musun? Bırak değiştiremeyeceğin gerçekleri sorgulamayı. Hayatın güzel geçsin istiyorsan biraz pragmatik olmak zo-run-da-sın!!!! Zorundasın. Her şeyin adaletini sorgulamayı bırakmayı sadece kendin yapabilirsin. Kendine gel! İnsanların evlatları öldürülüyor, insanlar uzuvlarını kaydediyor, insanların sevdiği kadınlar tecavüze uğruyor. Onların başına gelen şey adaletli mi? Dünyada adalet diye bir şey olduğunu bize kim söyledi ki?

Hayatı ya sorgulayarak bok edersin, ya şartları kabul ederek oyununa göre oynarsın.

Sen bir kere korkunç bir öğrenilmiş çaresizlik içindesin. 23 yaş kızla ayıplanacağını söyleyen kim, 33 yaş tarafından reddedileceğini söyleyen kim, karının senden önce her şeyin heyecanını yaşamış olacağını söyleyen kim?

SENİN ZİHİN YAPIN DIŞINDA HİÇBİR ŞEY SENİ BU ŞARTLARA MAHKUM ETMİYOR.

Sen daha 28 yaşındasın. Çok rahat, güzel, eli yüzü düzgün ve hiç erkek arkadaşı dahi olmamış bir 23-28 yaş kızla eşleşebilirsin ve bu çok çok sıradan, kabul edilir. Flörtlerin olduğuna göre tipinde bir sorun yok ki çok şanslısın aslında. 

TEK SORUNUN ZİHİN YAPIN VE YETİŞTİRİLMEN.

Tekrar soruyorum, çözüm istiyor musun? Çözüm istiyorsan kesinlikle var. Kesinlikle kafanda çizdiğin kadere mahkum değilsin. 

Ailen seni kendilerine ve kendi zihnine tutsak etmiş. Bunu isteyerek yapmamışlar, iyiliğin için yapmışlar ama böyle olmuş. Onlar da kendi ebeyevenleri tarafından ideal yetiştirmemişlerdir.

Bunları ailene öfkelenmen için yazmıyorum, sorunun kaynağını doğru belirleyip çözebilmen için yazıyorum. Bence, psikoterapi alman gerekiyor gibi duruyor. Ailenle olan düğümleri çözmelisin. Bir de, bunu yazdığıma inanamıyorum ama, kimseye zararı olmayacak küçük bir isyankar karar alman gerektiğini düşünüyorum ailene karşı. Mesela başka bir şehre taşınmak veya birkaç aylığına işe ara verip bir maceraya atılmak gibi. Bunu kendi benliğine borçlusun.

Bir şeyleri kaçırdım hissine dönelim. O hisse sahip olmamak mümkün değil biliyor musun? Çünkü hayat sınırsız versiyonlarına gebedir aslında ve sen sadece seçimlerin neyi getirirse onu yaşarsın. Dolayısıyla her seçiminde bir şeylerden vazgeçersin. Ben hep seçimlerimi yaşadım sanırım, senin gibi örselenmedim hayatta ama ben de o kadar o kadar çok şeyi kaçırdığımı hissediyorum ki. Lütfen bu hissi gözünde büyütmemeye çalış, çünkü emin ol bizler gibi yaşasaydın da aşağı yukarı aynı yerde olacaktın.

SADECE ŞU BERBAT ÖFKEN OLMAYACAKTI.

Kardeşim, lütfen, lütfen, hayatının kalanını zihinsel hapishanenle mahvetme. Bak tipi 3/10, 46 yaşında bir incel gelip şu yazdığını okusa seni bulup dayaktan bayıltmak ister. Daha hayatın başındasın ve aslında, sen göremiyorsun ama müthiş bir potansiyel üstünde oturuyorsun. 

Geçmişi bırak. Pragmatik ol. Başka bir şey öneremeyeceğim.