Red Flag Üzerine

İlişkiler

Kişilere güvenilir. İnsana güvenilmez. Bu, benim birçok yazımda sizlere anlattığım, kazandırmak istediğim bir düstur.

İnsan çiğ süt emmiştir derler. Hakikaten öyle. İnsan doğası vahşi orman kanunlarına uygun. Yüzbinlerce yıl o şekilde yaşadı çünkü. Sonra üzerine medeniyet inşa etti, kendini ehlileştirdi.

Ancak, vahşi zeminimiz orada, halen yatıyor ve onu yok edemeyiz.

İnsan doğası dediğimiz şey işte o vahşi zemindir. Kişilik dediğimiz ise medeniyetin insana kazandırdığıdır. İnsanların kişiliği çok önemlidir, hem kendileri için hem bize karşı oldukça bağlayıcıdır.

Ancak, vahşi doğamız sinsi sinsi fırsat kolluyor ve fırsatını bulduğu an ortaya çıkıp bizlere ve çevremizdekilere zarar veriyor.

İnsan, bu yüzden temkinli olmalıdır. Hem kendi zaaflarına karşı çok temkinli olmalıdır, hem de karşısındaki insanlara karşı.

Her insan kendisi dahi yanlış bir şey yapmadan yapacağını bilemez. Sorsan, yapmam der, reddeder. Karşımızdaki insan iyi niyetli iken bu dediğimi yapar, kötü niyetli ise ne yapar? Yine aynısını. Kötülük edecek olan bunu önceden söyler mi? Bir hırsızlık planı yapan insana “sen burayı soyacak mısın” dersen, evet soyacağım der mi? Demez.

Bu belirsizlikten kurtulmak için ne yapıyoruz? Red flag yani kırmızı bayrak mekanizmasını kullanıyoruz. Bir insanın kişiliğinin ne kadar sağlam olduğunu, vahşi dünyasını ne kadar yüzeye çıkardığını red flagler yoluyla görmeye çalışıyoruz.

Red Flag bir hüküm mekanizması değildir. Nelere dikkat edip neleri ölçmen gerektiği konusunda işaret alma mekanizmasıdır. Sonuç, her zaman kişiyi değerlendirdikten sonra belli olur.

Bir insanda hoşunuza gitmeyen bir davranış olduğunu gördünüz ve “eğer böyle bir şey yapıyorsa şöyledir” gibisinden bir çıkarım yaptınız. Çıkarımınız geçerli olmayabilir. Ancak geçerli de olabilir.

Eğer geçerli ise bu sana zarar verebilir ve bu zarardan korunman için kötünün aklına gelmesi yararlıdır. Kötü hiç aklına gelmeyecek kadar "saf" olursan bu sefer mağdur olursun. O yüzden kötü olasılık konuşulur, bilgilendirme yapılır, ancak bireysel bazda tanıdıkça kişinin durumunu kötüden iyiye güncellersin.

Ben böyle düşünür, böyle davranırım. Buna da temkinli olmak derim. Ben temkinli bir zihne sahibim. Bundan gördüğüm tek zarar hayatımda kalabalıklar olmaması olabilir. Hiçbir zaman herkesle iyi anlaşmak ve herkesi beğenmek, herkes tarafından da beğenilmek ve onaylanmak derdim olmadı.

Sizin de olmasın. Değeriniz çevrenizin kalabalığından gelmiyor. Flörtünüzün fazlalığından gelmiyor. Kalitenizden geliyor. Red flag olacak özelliklerinizden kurtulun. Başkalarının red flaglerini görmezden gelmeyin ve onlara uyum sağlamaya çalışmayın. Onun yerine red flag göstermeyen insanlarla devam edin.

Yargılamayı aşırıya kaçırmak diye de bir şey var tabi. İnsan doğası üzerinde yeterince düşünmezseniz, bu sefer tüm hataları kişilerin kusurlarına verirsiniz ve o kişilere öfke duyarsınız. Kendi düsturumu yazayım:

Kriterlerim aşırı yüksek olduğu için neredeyse kimseyi beğenmem, fikirleri bana ters düşse dahi kötü niyetli görmediğim, özellikle de kendince uğraşan herkese sempati duyarım, hatalara karşı çok anlayışlıyım, hatanın normal olduğunu samimi şekilde kanıksadığım için onaylamadığımı yapan insanlarla dahi empati kurarım.

İnsanlara kızmayın, onları anlayın. Ancak bu onlarla ilişki yaşayacağınız anlamına gelmez. Beğendiğiniz insanlarla ilişki yaşamayı hedefleyin. Az olur ama akıllı iseniz sürer.

Yorumlar

someone (29 yaşında) 9 ay önce yazdı:

Abla merhaba, genç, bilgisiz, şanssız bir ailede doğmuş kızlara denk geliyorum, daha 20 lerinin başlarında olanlar var. Bunların bazı kırmızı bayrakları oluyor bunların 1-2 yakın erkek arkadaş gibi ya da ailesindeki şanssızlıklardan dolayı anne-baba figürünün eksik olması. Baktığında özünde saf iyi kız karıncayı incitmez ama bu yukarıdaki kırmızı bayrakları var. Redpill açısından baktığımda kızın bilgisizliği, yönlendirecek bir şey olmaması göz ardı ediliyor. Acaba bu tip iyi niyetli fakat şanssız kızlara yönlendirmeler yaparak kendimiz için ilişki materyali haline getirebilir miyiz?

Mantıklı Kadın 9 ay önce yazdı:

Someone, bir insan hayata nasıl başladıysa öyle mi devam etmeye mahkum olmalı? Hayır. Bunu söylemek vicdana sığmaz.

Ancak, kişilerin kendileri tedavi olmalıdır, bunun için irade göstereceğini kanıtlamalıdırlar en azından belli bir süre. Sen bir insanı buna değeceğini düşünerek ittirerek iyileştiremezsin.

Senin bu konuşan tarafın "i can fix her" diyen, beyaz şövalyeliğe oynayan ve aslında asıl motivasyonu "yokluk" olan benliğin. Erkekler seçilen taraftırlar. Bolca, acımazca elenirler. Bir kadının doğurganlık sayesinde sahip olduğu bolluk zihniyetine ortalama bir erkek sahip değildir, aksine sizin damarlarınızda yokluk zihniyeti dolaşır, bunu aşmanız gerekir. 

Sen eğer birçok iyi seçeneğin olduğunu düşünüyor, hissediyor olsaydın, daha azına razı olmak iyi bir seçim görünmezdi ki mantıklı olanı da bu. Sorunsuz eli yüzü düzgün bir kız varken sen neden hasarlı birinin riskini almak istiyorsun? Yokluktan. Bunun bir parçası da güzelliğe çok önem veriyor olman olabilir. Çok güzel bulduğun bir kızı aklamak için kendine sebep üretiyorsundur.

Yolun çok aşırı riskli bir yol yeğen. Bu riski neden alacaksın?

kanyerecep (25 yaşında) 9 ay önce yazdı:

someone, don't save her.. she don't wanna be saved.. gerçekten o risk alınmaz dünya güzeli de olsa:)

ayda (23 yaşında) 10 ay önce yazdı:

Merhaba, sorumu bu yazının altına yazma sebebim "red flag" olarak gördüğüm bir şeyi ilişkinin ortasında fark ediyor olmam. 8 aylık bir ilişkim var. Sevgilimi görüntü olarak beğeniyorum, arada boyuna takılıyorum evlenirsek çocuğumuz da kısa olur mu diye boyu 170 her neyse soruma geleyim... Sevgilimle son zamanlarda art arda sorunlar yaşamaya başladık fakat hep alttan alan taraf ben oldum ve neredeyse hep onun isteklerinin yerine geldiği bi dönemdeyiz ve bu da dengemizi şaşırıyor ama onun her şeyden bihaber olduguna eminim. bunu yüzüne söylesem beni anlamayacaktır napabilirim bilmiyorum bu konuda. bu ara ailesiyle de arası kötü. hatta son aylarda ailesiyle sık tartışır oldu ve evet benim red flag olarak gördüğüm şey "karşımdaki kişinin ailesiyle arası kötüyse karakter olarak çok iyi gelmez" tarzında bir düşüncem var. ailesiyle tartışmasını başlarda normal karşılıyodum çünkü olabilecek bir şey yani ben de ailemle takışıyorum bazen. fakat baya küfürlü falan tartışmalar oluyormuş ve çözümlenemeyecek seviyeye gelmiş. ben de yanında olmaya çalıştım elimden geleni yaptım. kafasını dağıtmak için bir arkadaşının yanına gidecek ve arkadaşı da başka şehirde falan sorun bu değil ona güveniyorum ama zaten son 2 aydır her şeyi ben alttan aldım her şeye ben katlandım denge şaştı ve üstüne de aile olayı patlayınca ben biraz tuhaf hissetmeye başladım belki anlık bi soğuma olabilir. ilişkideki bu denge olayını ona nasıl anlatabilirim ve sence ailesiyle arasının kötü olması red flag midir, uzaklaşmalı mıyım? (onu seviyorum ama kimsenin de aşkından ölmem mantıklı bir seçim yapma peşindeyim.) 

Mantıklı Kadın 10 ay önce yazdı:

Ayda, daha çok zaten erkek arkadaşından ayrılmaya karar vermişsin de benden onay almak istiyor gibisin.

Ailesiyle tartışması normal mi, normal. Küfürleşmeleri öyle mi? Hayır red flag. Sana da küfreder mi? Büyük ihtimalle.

Alttan alman konusu... Eğer sen fevri isen ve yersiz çıkışlar yaptıysan sen alttan alırsın. Ayrıca denge işi yarı yarıya olmalı demem ben. Erkek sorumluluk alacaksa, dengeler de lehine olmalı. İlişkide %70 onun ağırlığı, %30 senin ağırlığın gibi bir dengeyi seviyorum ben yani çoğunlukla onun önerdiğini uygularsanız daha ideal olur bence. 2 ay içinde hep böyle olmalı da demiyorum. Şöyle kabaca bakıldığında.

Boy konusu ise bayağı sürprizlere gebe :) Geçen Aamir Khan, eski karısı Reena Dutta ve çocukları Junaid'in haberine denk geldim, çocuk anne babasından 20cm daha uzun, nasıl oldu hayretler içindeyim :D 

Bundan öte yorumum olmaz malesef. Karar senin kararın. 

MAJ3R LAZ3R 1 yıl önce yazdı:

Cvıtık abla merhaba,

  Bi süredir sınıfımdan bi kızla flörtleşiyorum (en azından ben öyle düşünüyorum) ve gayet güzel gidiyordu fakat son konuşmalarımızda "hemcinslerimle anlaşamıyorum, arkadaşlarımın çoğu erkek" , "erkek kankalarımla vakit geçirmeyi seviyorum." tarzı cümleler kurdu. Erkek arkadaşlarıyla başbaşa sahile gidip yürüyüş yaptıklarından bahsetti. Bunları duyduktan sonra kızın bana karşı gösterdiği ilginin samimiyetinden şüphe duymaya başladım. "Zaten erkeklerle çok zaman geçiren biri, acaba diğer erkeklerle de benimle olduğu kadar samimi mi yoksa bu ilgi bana özel mi?" düşüncesi kafamda dolanıp duruyor. Bu ikilemde kalmasam çoktan bir adım atmıştım fakat ikilemde kalmak beni kızdan biraz soğuttu .Çok fazla karşı cins arkadaşın olması benim için redflagtir fakat bu konu dışında redlfag diyebileceğim başka bi özelliği (tanıdığım kadarıyla) yok. "Ufak tefek anlaşmazlıklar olabilir seven insan bunları tolere eder." kafasındayımdır hep fakat eğer bi ilişkimiz olursa benim pek tolere edebileceğim bi durum değil bu. Henüz flört aşamasındayken nasıl bi tavır almam lazım ki bu konudaki tutumumu bilsin?

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Kızların erkeklerle arkadaşlık edebileceklerini, ancak erkeklerin kızlarla arkadaşlık edemeyeceklerini düşünüyorum. Cinsel stratejilerindeki farklılıktan dolayı. Kızların da bunu çok alttan alta bildiğini düşünüyorum. Bir kızın başka kızlarla zor anlaşmasını anlarım, ancak bunun onu erkeklerle samimi arkadaşlığa değil yalnızlığa yakınlaştırması kendi ilişki hayatı açısından daha doğru olur. 

Ben olsam kızı elerdim. Neden? Sana dert olacağı ve sıkıntı yaşayacağınız belli. Neden bu stresi üzerine alacaksın ki? Erkeklerle samimi olmayan başka kızlar var, öyle birine bakarsın. Sen uzaklaşırsan muhtemelen peşinden gelir, sen de utanmadan-sıkılmadan "bana uymuyor, ikimizi gerecek bir şeye girişmektense kesmeyi tercih ettim" dersin, gayet makul bir çizgi. Eğer seni gerçekten istiyorsa o erkek arkadaşlarıyla yalnız görüşmeyi sonlandırır. Sana bu görüşünden ötürü tepki koyar ve senden soğursa da aranızda yeterince bir şey yok demektir ve bu duruma üzülmen, bunu kişisel algılaman gerekmez, normal. 

MAJ3R LAZ3R 1 yıl önce yazdı:

Tekrardan merhaba abla,

  Sana bu soruyu sorduktan sonra geçen 2 aylık süreçte birçok şey yaşadım. Kız beni kütüphaneye davet etti, kütüphanenin girişinde bırakıp erkek kankasıyla buluşmaya gitti. Erkek kankası dediğim de kıza, "ya buluştuğumuzda cazibenden etkilenirsem?" yazan bir kanka. Kız da bu mesaja karşılık "ay terbiyesiz asnjkdlas" yazmıştı. Bu olayı yaşadıktan sonra kafamda tamamen flört, ilişki vs. muhabbetlerini bitirdim. Normalde instagram hikayelerine yanıtlar yazar, komik gönderiler atar bir şekilde sohbet açardım. O günden sonra o bana mesaj atmadan ben herhangi bir mesaj atmadım, samimiyetimi azalttım ama (aptallık ederek) kızla konuşmayı da kesmedim. 

  Uzun bir süre boyunca benden ona karşı bir adım atmamı bekledi. Kıza neredeyse temas bağımlısı diyebiliriz. Yani ben temas olarak bir adım atsam o on adım atacaktı ve adım atmam için bana birçok fırsat veriyordu fakat sorun şu, kız, bu temasları da bir sürü kişiye karşı yapıyordu. El kol şakaları, espri yapan erkeklerin koluna sarılıp gülmeler, erkek kankalarına "beni sırtına alsana" diye ısrar etmeler vs. Bu yüzden bu konuda da samimi gelmedi ve bana sunduğu fırsatları geri çevirdim.

  Etrafındaki insanlardan aldığı manevi değeri olan eşyaları anı kutusu dediği kutuda saklıyor. Ve o anı kutusundaki hediyelerin sadece birkaçı kızlardan gelen hediyeler diğerleri tamamen erkeklerden. Ve erkekler de öyle sadece kankaları olan erkekler değil. Mesela bir hediye için, "geçen sene benden hoşlanan ama redettiğim çocuğun verdiği hediye, çok saçma bir olaydı" demişti. Saçmaysa neden sakladığını sorduğumda bi şekilde konuyu değiştirmişti. Biraz samimi olduğu erkelerden de her fırsatta ufak tefek hediye isteğinde bulunuyordu. Etrafında karşı cins insan bulundurmaya çok dikkat eden biri. Bir dostumla gittiğim sinemadan bahsederken "Erkek erkeğe sinemaya mı gittiniz ya?" demişti. 

  Bunu dışında eski sevgilisini de tam olarak unutamamış. Yakın arkadaşıyla, eski sevgilisi hakkındaki konuşmalarına kulak misafiri olmuştum. "şuan tıp okuyor, stalkladığım halde hiçbir şekilde ona ulaşamıyorum ama mezun olup doktor olduğunda bir şekilde ona ulaşacağım." dediğini duydum. Ayrıca daha önceden, eski sevgiliyle ilgili fotoğrafları ayrıldıktan sonra silmeyen kişiler hakkında baya sert bir yorum yapmıştım ve bana çok abarttığımı söylemişti. Yani muhtemelen hala fotoğrafları saklıyor.

 

 

MAJ3R LAZ3R 1 yıl önce yazdı:

 

Kısacası 

 Senin dediklerini yapmayarak salaklık ettim ve kızı elemedim. Yaz tatilinden önceki bir ay boyunca dershanede kızla baya bir vakit geçirdim. Son zamanlarda bana, özel diyebileceğimiz ailevi problemlerini ve dertlerini anlatıyordu yani güveniyordu fakat ben bunu dahi samimi bulmuyorum. Beni uydu erkek olarak gördüğünü ve dert duvarı olarak kullandığını düşünüyorum. Tatile girdiğimizden beri kıza hiç mesaj atmadım. Muhtemelen üniversite sınavını nasıl geçtiğine dair mesaj atmamı bekliyordu ama atmadım. Bayramımı kutlamak için "iyi bayramlar hayırsız" diyerek ona mesaj atmamış olmama gönderme yaparak bir mesaj attı fakat kısa keserek çok konuşmadım. Kız uydu erkek biriktiren biri ve alfa dul (Redpilli sevmediğini biliyorum fakat bu terimler kızı nokta atışı tarif ediyor.).  Bana karşı sunduğu fırsatları da elimin tersiyle ittiğim için artık beni de etrafında uydu erkek olarak tutmaya çalıştığını düşünüyorum fakat öyle kalmak istemiyorum. Muhtemelen bir süre sonra "neden mesaj atmıyorsun?", "bir sorun mu var?" gibi mesajlar atacak veya beni yüzyüze konuşmak için buluşmaya çağıracak. Ne yapmalıyım?

 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Böyle insanları biliyorum. Bu ilgi, onay ve çevre sahibi olma bağımlılığı. Herkesle iyi anlaşsın, çevresi sürekli kalabalık olsun, ilgi çeksin, en çok ona baksınlar, en çok onu unutamasınlar... Aileden görülen ilgide bir yetersizlik var herhalde, onu çevresindeki insanlardan devşirmeye çalışıyorlar. 

Ne yapman gerektiğini çok iyi biliyorsun, aslında yazarken kendi kendine de düşünmüşsündür. Senin kafanda yaptığın yatırım haricinde aranızda hiçbir şey yok. Teşhisinde de haklısın, uydularından biri ol istiyor.

İletişimi keseceksin, bu kadar basit. Bu kız özel biri olmadığı gibi biraz da sorunlu bir profile benziyor. Neden senin biricik zihninde yer işgal ediyor ki? Sen, sana "sen de benim için herkes gibisin" davranışı çeken, bu davranışı sadece sen uzaklaşır gibi olunca kaldıran birine zaman harcayacak kadar düşük değerli biri misin? Hayır, sen kendi hayatının başrolüsün. Rolüne göre uygun yan karakterler seç, kimsenin yan karakteri olma. Bu kızla görüşmezsen kaybedeceğin hiçbir şey yok, böyle kişileri eleyerek ufak ufak kazanacağın özsaygı var.

MAJ3R LAZ3R 11 ay önce yazdı:

 Abla merhaba, 

 Bana verdiğin cevaptaki "Bu kızla görüşmezsen kaybedeceğin hiçbir şey yok, böyle kişileri eleyerek ufak ufak kazanacağın özsaygı var." cümlesi beni çok etkilemişti. 1.5-2 ay önce kızla ilgili fiziksel-sanal bütün her şeyi sildim ve nadirende olsa aklıma geldiğinde senin bu cevabını okudum ve gerçekten onu eleyerek özsaygımı artırdığımı hissettim. Öncelikle bunun için çok teşekkür ederim.

 Sana son sorum şu: Bu kızla benim sokakta veya metro durağında vs. karşılaşma olasılığım oldukça yüksek ve kendisi karşılaştığımızda yanıma gelip "Neden beni instagramda takipten çıktın?" sorusunu rahatlıkla sorabilecek biri. Hatta geçenlerde metro durağında ortak bi arkadaşımızla karşılaşıp onu neden takipten çıktığımı sormamı istemiş. 

Bu soruya nasıl cevap vermeliyim?

 

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Öncelikle, kafandan o kızın ve çevresinin onayını isteyen düşünceleri silmelisin. Dünyanın en yanlış, en ezikçe, en berbat cevabını üstüne bir de kekeleyerek verdiğini varsayalım.

NOOOOOOLLLLLMMMUUUUŞŞŞŞŞŞŞŞ? NE OLACAK? KİM O?

Senin hakkında ne düşündüğünün, senin ona yanlış yaptığını düşünmesinin, senin kötü olduğunu düşünmesinin, senin tripli olduğunu düşünmesinin ne önemi var? Hiçbir önemi yok. Bu bağlamda, aslında verdiğin cevabın ne olduğu hiç önemli değil. Hayatından çıkarırsın, o da seni çıkarır, bitti gitti.

Bunu bir içselleştir önce.

İkinci içselleştirmen gereken olay. Zamanın en kötü olayı bile sildiği + senin kendi hayatından başka kimsenin hayatının merkezinde olmadığın. Sen de kötü şeyler yaşasan bile unutacaksın, karşındaki kişi senin kafana taktığın olayı senden çoooookkk önce unutacak, onun umrunda bile olmayacak 2 gün sonra.

Bunu çok iyi anla.

Ne cevap verebilirsin? Hayatımda sadeleşmeye gittim, az-öz insan istiyorum de. Daha da detay duymak isterse de "hayırdır, size kendimi açıklama borcum mu var?" de kestirip at.

KESTİRİP AT DOSTUM, BEN ARKANDAYIM. ARKANDAYIM BEN.

Hadi kolay gelsin.

Bunları yapa yapa var ya, yeni bir insan olursun.