Deneyim ve Monogami

Redpill Çizgisine Alternatifler

Redpill ile ortak düşündüğümüz, onun fikirlerine katıldığım, dediklerini haklı bulduğum meselelerin sayısı ondan ayrı düştüğüm meselelerden fazladır. Teşhislerini oldukça doğru ve yöntemlerini işlevsel buluyorum.

Ancak ayrıştığım meseleler de var. Bunun en somut olduğu mesele, bu konuda 28958328 yazı yazmış olduğum üzere deneyim ve deneyimin monogamiyi olumsuz etkileyecek olması.

Ben genelden çok farklı bir hayat sürdüm. Ailem ortalama bir Türk ailesi değil. Ancak, ortalama Türk insanı içinde yaşadım babamın işi dolayısıyla. Çok farklı insanlar gördüm, çok farklı insanları sevdim ve onlarla empati kurdum. Hepsinden farklı şeyler öğrendim. Kendimi oldukça unique görüyorum bu açıdan.

Türkiye’de hayat tarzları çok çeşitli. Redpill bu yüzden her konuda bize nokta atışı uymuyor, henüz. Uymasını, toplumun oraya gitmesini de istemiyorum çünkü Batı toplumlarında “aile”nin ve monogaminin, nüfusun ne hale geldiği ortada. Türkiye müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülke ve bu toplumu farkılaştırıyor(bu arada ben müslüman yetiştirilmedim ve müslüman değilim). Müslümalık ve Redpill ne alaka? Çünkü aslında İslam’ın kadın-erkek için çizdiği roller ile Redpill’in aradığı dengeler yakın birbirine. Bizim ülkemizdeki insanların çoğunun düşünce zemini halen geleneksel ilişkiler ve monogami için de uygun. 

Bir de, bu konuda şunu eklemeliyim. Batı'da bizdeki manada "günah" diye bir kavram yok. Bu yüzden, bilgiyi ve beceriyi deneyim ile edinmeye evrilmiş bir zihin dünyaları var. Dinlerde ise "günah" vardır, biriken bir şeydir ve bundan kaçınılır. O yüzden, bilgi ve doğrular deneyimle değil, tefekkür ve ibret üstünden sağlamlaştırılır. Bizim zihin yapımız, monogami için oldukça avantajlı, kullanırsak.

Bakın bir sürü araştırma yapılıyor cinsel devrimin etkileri ile ilgili. Bu araştırmalar ortaya koyuyor ki evlenmeden çok deneyimi olan kadın-erkek herkesin evliliğinden mutlu olma, dolayısıyla da bu evliliği bozmadan sürdürme olasılığı giderek düşüyor. Bu tartışmaya açık bir konu değil. Ne kadar az deneyim, evlilik sakat bir evlilik değilse o kadar mutlu bir evli olmak demek. 

Ancak ancak ancaaaaaakkk, bu geleneksel kafa yapısındaki insanlar için geçerli. Yani evliliğin getirdiği görev dağılımını, sorumlulukları ve vazgeçişleri kabullenen, bunlarla savaşmayan, bunu seven insanlar mutlu oluyorlar. Akıl yürütmede tam tersi istikamette gidelim, bu kafa yapısında oldukları için de “gençliğimi yaşamam lazım yyyeeeeeeaaaa” demeden evleniyorlar.

İyi bir evlilikte büyümüş olan insanlar ailelerini bir düşünsün. Baba doğal bir alfa, anne uyumlu bir kadın. Bunu deneyimle mi yapıyorlardı, hayır. Onlar da kendi ailelerinden öğrendiler bu uyumu.

Dindar Redpill erkekleri. Deneyim edinemeyeceğiniz için çok telaşlanıyorsunuz, biliyorum. Aslında siz eğer aileniz doğru bir dindar aile ise, zaten Redpill’in size kazandırmaya çalıştığı çerçeveye büyük ihtimalle sahipsiniz. Buna göre bir kız seçerseniz, evliliğinizde büyük oranda huzurlu olursunuz. Yine de Redpill ve evlilik içerikleri sizin için modern dünyada çok yararlı tabi, bunları bırakmayın.

Dindar olmadığı halde takılmayı sevmeyen arkadaşlarım, üstteki gibi bir aileniz varsa -ki biz dindar bir aile değildik ama gene de aile yapım böyleydi- siz de dert etmeyin. Evlilik başarısında en önemli unsurlar iyi bir ailede büyümek ve doğru eş seçimi yapmak ki insan doğru karşı cins modelini ailesinde öğrenebildiği için kimi arayacağını biliyor, o tip insanlara yakınlık duyuyor zaten. Örneğin, ilk aşkıyla senelerdir birlikte olan ve evlenmek isteyenler, sizler buradasınız.

Gelelim, diğer senaryolara. Sevgili kardeşlerim. Diyelim ki ilişkilerinizde hüsran yaşıyorsunuz. Yanlış kızları-erkekleri tercih ediyorsunuz. Terk ediyor-ediliyor, aldatıyor-aldatılıyorsunuz. Ailenizde güzel bir denge yok, belki boşanmış ailede büyüdünüz vs. Geleneksel dengede bir aileniz yok, size kadın-erkek ilişkileriniz için kimse örnek olmadı.

Zaten aile kurumuna bunun için bu kadar takıntılıyım ya! İnsanlar başarısız aile-başarısız kadın erkek ilişkisi döngüsünde hem mağdur oluyor, hem fail. Neyse…

İşte sizin dengeleri kendinizin öğrenmesi gerekecek. Ha şunu bilin ki, öğrenmenin en zararsız yolu gözlem ve akıl yürütmedir. Onu önceleyin bir kere. Ama yetmez. Deneyim de bunun peşine takılacak. Hem deneyim edinecek, hem deneyim edinirken aklınızı kullanarak gözlem yapacaksınız, gözlemleriniz üzerinde düşünerek yeni deneyiminizde eski hataları tekrarlamayacaksınız.

Mutlu evlilik araştırması grafiği koyayım buraya bir tane:

Bakın, görüyorsunuz ki en kolay yol en az deneyim, onu zaten cebe koyduk ama bu sadece belli bir kesimin şansı da dedim, bu şansa sahip değilseniz bile sizin mutlu evlilik şansınız tabi ki devam ediyor. Hele hangi zaaflarınıza dikkat edeceğinizi bilirseniz, daha da çok. Bu deneyimden kasıt seks deneyimi de dahil bu arada. İlişki deneyimi değil sadece. Ben zaten ilişki dışı sekse tümden karşıyım, buna dair de 367475763 yazım var, konuşulan sayılar ilişki ve seks toplam tecrübe sayıları.

Grafikte genel bir düşüş var, ama dümdüz birer düşüş çizgisi değil. Zaten öyle olması garip olurdu zira evliliğinizde mutlu olup olmamanıza neden olacak çok fazla değişken var. Ama bir düşüş trendi olduğu inkar edilemez.

Dikkat ederseniz, kadının grafiği 2-3 partnerden sonra bir daha o seviyeye gelmiyor, ancak erkekte 6-10 partnerde bir yükseliş var. İşte o ne biliyor musunuz? Bence tabi :) Erkek, ilişkinin dümeninde olacağı için o partner sayısında, bu gemiyi daha doğru kullanacak özgüven ve beceriyi de geliştirmiş oluyor. Ayrıca, hem kendi doğasına karşı hem de kendisini tecrübeye iten çevresindeki erkeklere karşı “yaşadık işte gördük kardeşim, çok kadında değişen bir şey yok” diyebilme şansına erişiyor. Bunun ona bir iç huzur verdiğini düşünüyorum. Ancak, sayıyı aştıkça, bu sefer yazılarımda hep dediğim “bildiğini özleme” kısmına geçiyoruz ve memnuniyet azalıyor gene. İşin içine aldatma meselesi de giriyor. Evlilik öncesi seks partneri sayısı yüksekse, aldatma oranı daha yüksek, buyrun araştırmaya.

Kadınlarda ise, az partner daha çok mutluluk. Çünkü kadın başka erkekleri bildikçe bir erkeğe uyum sağlama isteği, dolayısıyla da bu konudaki becerisi düşüyor. Kadın, en iyi erkeği ister. Erkek gibi "çokta değişen bir şey yok" hissiyle savaşmıyor kadın. "En iyisi bu muydu acaba" hissiyle savaşıyor. Her erkeğin artı eksisi farklı olduğu için, her deneyimde bu konuda karar verme gücü düşüyor. 3 film arasından mı daha zor seçersiniz, 30 film arasından mı? Mesele bu. Kadınlarda partner sayısı ile boşanma oranı arasında da ilişkiyi gösteren bir araştırma vereyim. Bence 6-10 partnerde kadının gördüğü dip, daha çok adamın daha iyi adam manasına gelmediğini anladığı için alelacele evlilik yaptığı, o yüzden de kararının içine sinmediği bir noktaymış gibi görünüyor.

Bu sayıları aşmanız kendi içinizde, kendinize evlilik hayatınız için bir red flag vermeli. Hem kızlar hem erkekler, bu lafım size. Aile isteyecekseniz “ne yapıyorum ben” demelisiniz. Bakın 20’lerin başında istemeyeceğim sanarsınız, ama ailesinden şikayetçi olmayan hemen hemen herkes 30’larında kendi ailesini ister.

Bu üstteki iki ana yolda olan insanlara deneyimin veya deneyimsizliğin kendilerine getireceklerini tekrar hatırlatayım:

Tecrübesiz olan arkadaşlarımız iyi bir ailede büyüdüler ve öyle bir eş seçtiler ise bir bakıma şanslılar. Ne kadar az deneyim, o kadar iyi. Ne kadar az ex, o kadar sağlam ilişki. Sizler korkmayın bu başlangıçlardan. Sizin yolunuzun riski orta yaşta. Siz, tecrübe satanları dinlemeyeceksiniz, yolunuzdan şüphe etmeyeceksiniz, kendi işinize bakacaksınız. Sizin sınavınız ileride. Hayatı kaçırdım hissine karşı uyanık olacaksınız. Siz bu yaşa kadar zihninizle, akıl yürütmelerinizle geldiniz, o yaştan sonra tecrübe özlemine düşmemelisiniz, zihniniz halledecek.

Çok deneyim yaşamış arkadaşlarım. Sizler de özlemekle ve tatminsizlik hissiyle, dopamin yoksunluğu ile savaşacaksınız. Evlilik doymuşluk vermez. Aksine, evlilik doymuş insana açlık verir. Açlıkla barışmayı öğreneceksiniz. Sizin de işiniz bu. Ayrıca exlerinizle uğraşmanız gerekebilir.

İki yol farklı. Çetin, zor...

Kızlar;

Sizi bulmuşa dönmüş erkeklerden kaçın. Onlar kadınlara karşı açtırlar. Önceden ret yemişlerdir, o yüzden hırslıdırlar. Tecrübe başkadır, tercihli tecrübesizlik başkadır, açlık başkadır. Ben yukarıdaki paragrafta deneyimsizliği överken, tercihli ve açlık-öfke hissi yaratmayan tecrübesizliği söylüyorum. Erkek eğer başta reddedilir, sonradan kadın ilgisi görürse ve buna çok minnettar olursa evliyken gördüğü ilgiden de ayağı kayıyor. Erkek, evlenmeye aşırı hevesli olursa ve size ilk aşkım havalarında ise bu bir red flagdir.

Skorcu erkeklerden de kaçın. Ha şanslısınız, bunların çoğu zaten evlenmek istemez. Siz de evlenmek istemiyorsanız olsanız dahi bunlarla skorunuzu boşuna yükseltmeyin, kadında her erkek tatminsizlik olasılığını artırır, hele de tecrübe edip evlenmediğiniz bir alfa erkek sizi alfa dul yapar, unutamadığınız için gelecek ilişkileriniz çok kötü etkilenir.

Flörtte aşırı sakin ve uzman görünen erkekleri eleyin. Hayatında bir şeyleri oturttuktan sonra sizinle ilişki istediği yaşa kadar bir boşluk mu var? O boşluk, onun skor yılları. Karşısına "doğru" bir insan çıkmadığı ve hayatının aşkı siz olduğunuz için sizinle birlikte değil. Rast gelmeniz tesadüf, kaderin cilvesi değil. O skorunu yaptı, geldi ustalıkla sizi buldu, tavlıyor. Evlenmek isterlerse size çok çekici gelecekler çünkü hipergaminize en çok hitap edenler onlar. Çok fena, girdap gibi çekiliyor hissettiğiniz erkeklerden uzak durun. Bu durum tehlike çanlarınızı çaldırmalı.

Skor, red flagi hiç yokmuş gibi görünen erkeğin gizlenmiş red flagidir. Aldığınız riski bilin. “Öyle bir erkeğin asıl kadını olmak bana yeter, diğerlerini görmezden gelirim” demeyen biri iseniz bu topa girmeyin.

Bu yüzden kızlar, hipergaminizi kontrol etmeyi öğrenmelisiniz. Hipergamizin seviyesi bu konuda kaderinizi çiziyor.

Sürekli olarak ipsiz sapsız, gayretsiz, dersleri kötü, bir baltaya sap olmamış ve olacak gibi de görünmeyen erkekler size lovebombing yapıyor diye onlarla ilişki yaşayıp adamları “oldurmaya” çalışıyorsanız yeterli hipergami sahibi değilsiniz ve ilk gruptan bir erkekle devam edersiniz.

Sürekli sınıfın en yakışıklısı-popüleri, ortamın en zengini, sizi gezdirecek tozduracak “olmuş” erkek peşinde iseniz, çevrenizdeki erkeklerin tamamı size ezik gibi geliyorsa ikinci gruptaki erkeklere gidersiniz.

Sağlıklı bir kadın mantığını tamamen devre dışı bırakmaz. Çevresindeki sağlıklı ilişkiler kurmaya çalışan, gayetli erkekleri henüz olmamış olsalar da potansiyelleri dolayısıyla beğenirler. Zaten günümüzde dahi evliliklerin, eşleşmelerin ağırlığı bu temelde gerçekleşiyor ancak bu kişiler normal sayılanı yaptıkları için lafları edilmiyor, ilgi çekmiyorlar, o yüzden de gözümüzden, algımızdan kaçıyorlar. Diğer vakalar problem yarattığı için onları konuşuyoruz hep ve her yer bunlarla kaplı sanıyorsunuz.

Sizi göklere çıkarmayan ancak tamamen de heyecanını yitirmemiş erkekleri bulmalısınız kızlar. Hayatta en sağlam zemin ölçülülüktür.

Erkekler,

Eğer ezikleniyorsanız, evlilik öncesi Redpill yolundan gidin ve ezikliğinizi aşın. Aşarken skor yapamayacağınızı umuyorum. Skor yapmadan ezikliği aşmakla ilgili olabilecek yazılarım dolu. Ayrıca bu konuya gönderme yapan "fotokapan-avcılık farkı" üzerine bir yazı yazacağım.

Ezikliğinizi aştıktan sonra, eğer evlilik düşüncesi bir yerlerde varsa zihninizde, skor işine düşmeyin ve düzgün ilişkiler yoluna sapın.

Skor işine düşen/düşmüş arkadaşlar. Bence monogamik evlilik yapıp da masum bir insanı aldatma, dünyasını yıkma riskini almayın, poligamik evliliğe anlaşacak bir kadınla evlenin. Onlar da hiç az sayıda değil.

Yorumlar

Asyranta (24 yaşında) 4 ay önce yazdı:

Yine ben. Ders çalışmaktan şiştim, başım ağrıyınca ve bir de erkeğin biriyle tatsız bir olay yaşayınca kendimi tekrardan blogunu okurken buldum Cıvıtık. Uyku tutmuyor yine.

İbretlik aile ve ilişki tecrübelerime, kalbimden gözüme yansıyan o karanlığa rağmen bulabildiğim tüm sağlam dallara tutundum, tutunuyorum.

Aile yine bir nebze halloluyor, ama ilişkilerde ne yaparsam yapayım, ne kadar da manastır rahibesi gibi yaşayıp erkeklerle iletişimimde mesafeli olayım, sosyal medyada olsun gerçekte olsun bir ruh hastası buluyor hemen.

Bir ahbabım vardı 30larda, hiç yüz yüze gelmedik, 3-4 aydır ara ara konuşuyorduk online. Geçmişi aşırı kabarık, psikolojik muhabbetler döndürüyorduk bununla, alanı o, benim de bu konular ilgimi çekiyor. Konuşmamız flörtle başlamadı yani. Birbirimizde 2 gr zeka pırıltısı görünce sürdürdük muhabbeti.

Ne diyecebileceğini tahmin ediyorum Cıvıtık, yemin ederim adamı türbanlı bacım gibi görüyordum. Ancak muhabbetler son zamanlarda sıklaştı, yeşil ışık yakmamama rağmen oğlanın bir süre sonra beni yoklamaya başladığını fark ettim acaba ondan hoşlanıyor muyum diye. "Beni beğenmedin herhalde" dedi. "Ne yalan söyleyeyim seni pek tanımıyorum" dedim.

Daha sonra tipim olmadığını açıkça söyledim, oğlana bir haller oldu. Konuşmayalım yazma bana dedi, onayladım ses etmedim. Hemen ardından 24 yaşına gireceğim için "yaşlı" olduğumu söyledi :D 

Efendim o zaten Ortadoğu ve Balkanların en güzel kızlarıyla birlikte olmuş, çok isteyeni varmış, 19-23 yaş arası kızları tercih ediyormuş, ben kocaman kadınmışım, beni almazmış (önünde secdeye varıp yalvarıyordum alsın beni diye). Bir de aile ilişkileri kötü olan kızlar güzel olmazmışmış. Fotoğrafımı daha önceden görüp güzel olduğumu söyleyen oğlan bugün neler neler diyor şaştım kaldım. Hani birbirinden pek hoşlanmayan ve kıskanç kadınlar olur, birbirlerinin görünüşüne kıyafetine osuna busuna ufak ufak laf etmeye çalışırlar ya Cıvıtık, herif aynısını yaptı. Tüm özgüvenimi o küçük narsist aklıyla yıkıp kendine bağımlı edecek güya.

Çirkin de yaşlı da sensin Allahın 30luk kart horozu ittir git deyip cevap yazmasına izin vermeden engeli bastım. Bu sene kavga edip engellediğim 5. erkek :D

Bu yıl erkeklerle sadece kavga ediyorum, şaka değil. Görüyorsun onlarla entel dantel sohbetlere dayalı yüzeysel bir arkadaşlık ilişkisini bile sürdüremedim. Tamam, önceden de anlaşamıyordum biliyorsun, ama bu yıl anlaşmazlığı geçti kavga ve hakaretle falan bitiyor artık. Hiçbir şekilde yıldızım barışmaz oldu. Birinin bana papaz büyüsü yaptığını düşüneceğim, öyle açıklanamaz bir garabet/uğursuzluk var erkeklerle ilişkimde. Neler oluyor yahu :( Hepsinde de egomu bir kenara bırakıp kendimi sorguluyorum ne suçum olabilir diye.

Karşı cinsle bu yılki olaylarım (hepsi onlayn, evden çıktığım mı var?):

Erkek 1: Benimle ta Avrupadan gelip akşam yemeği yeme planları yapıyordu, işe gideceği zaman "yemeğimiz için para kazanmaya gidiyorum" diyordu (dövme ama ciddi ciddi umutlanmıştım). Sohbetimizin en umulmadık, alakasız anında başka biriyle sexting yaptığını söyledi. Neye uğradığımı şaşırıp şok içinde engeli bastım. Yılbaşı zamanlarındaydı bu.

Erkek 2: Ufaktan birine ilgi duydum, tahsilli, hoş çocuk ama feci aldatılmış daha önce, takılma evresine geçmiş o olaylardan sonra. Konuştuğu tek değil 2. 3. 4. kız olmayı reddettim, bu tavrı yüzünden de düzgün birine benzemiyorsun dedim diye aptal ve saygısız ilan etti.

Erkek 3: Başta iyiyken sonra sürekli cinsellik konusu açtı, engelleyince farklı hesaplardan dadandı, utandırma taktikleri yaptı vs... Sonra ne yapıp edip herifi bir şekilde bıktırdım ve uzaklaşınca da son kez engelledim.

Erkek 4: Ne istediğini bilmeyen, hoşlanıp hoşlanmadığı belirsiz, biraz pasif olan bu oğlan bana umut veriyordu ara sıra yazıp, ondan net olmasını istedim. Bir hareket bekledim. O oralı olmayınca engelledim yok yere umutlandırmaması için.

5. de başta anlattığım işte.

4 diğer garabetlere oranla en kendi halinde, işinde gücünde, bir ihtimal koca olarak alınabilir diyebileceğimiz bir oğlandı ve onunla bile tartıştık koptuk. Çünkü çocuk tam da senin şu sözünün beden bulmuş haliydi:

"Sizi bulmuşa dönmüş erkeklerden kaçın. Onlar kadınlara karşı açtırlar. Önceden ret yemişlerdir, o yüzden hırslıdırlar."

İlişkilerde arzu edilir bir şekilde davranmaya çalışan, efendi görünen -ama sinsiliği bir şekilde sezilen- erkeklerden ödüm kopuyor. Belalı adamlardan zaten travmalıyım ve belalı adamlar gelmeye devam ediyorlar, uzaklaştırıyorum, aynı bokun laciverti geliyor bu sefer. Hele bugünkü olaydan sonra erkeklerden tümden ödüm kopuyor artık. Bir oğlan "selam" yazsa tadımı kaçırmasından korkar oldum. "Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın" deyip engelleyeceğim artık hepppsini.

Online'dan hayatımın aşkını bulacağım diye bir yanılgım da olmadı. Müthiş insansız bir hayatım var, ara sıra bıçak kemiğe dayandığında sosyalleşmek istiyorum, güdülerim zeybek oynamaya fırsat arasa da kendimi tutuyorum, mantığıma sığınıyorum. Yine de olaylar patlıyor.

Bugünkü olayla daha da farkına vardığım çok hayırsız bir huyum var: biraz kafası çalışan adam gördüm mü aha iyi bir insan buldum diye düşünüp adamdan sayıyorum, kendini geliştirmiş biri diye. -adamdan saymam illa çekici bulduğum anlamına gelmiyor-. Bir adamın her konudan konuşabilen ve kasmayan biri olması çok çok çok yanıltıyor beni. "Her şey dilinde, içi dışı bir, demek ki dürüst bir adam" olayı...

Karşı cinsle bekarken kurduğum basit bir arkadaşlık bile süremiyorsa aşk ilişkilerim nasıl sürecek diye endişeleniyorum. Galiba hiç evlenmeyeceğim ve çocuk sahibi olma isteğimi de evlat edinerek aşacağım. Erkekler bir garip olmuş ve kendilerini düzeltmeye niyetleri de yok gibi.

<3

Alpago (23 yaşında) 4 ay önce yazdı:

Şimdi öncelikle şunu anlamak gerek, karşı cinsten arkadaş olmaz :) Romantik ilişkiye döner iş. Arkadaşsa da çok çok yüzeysel selamaleyküm düzeyinde kalmalıdır. Bir de mesela zihninde şu algıdan da uzaklaşmaya çalış her seni bulmuşa dönmüş erkek hırslı ya da kadına aç olmayabilir. Tecrübesizliktir, ilk deneyimdir. 

 

Asyranta (24 yaşında) 4 ay önce yazdı:

Daha önce tatsız bir şekilde reddedilmiş, hiç beğenilmediğini düşünen, kadın mevzularından hırpalanan bir insandı. Empati kursam bile tereddütte kaldım, güvenemedim, o da uğraşmadı zaten. Keşke sorun tecrübesizlik olsa. İsterse kanatsız bakir melek olsun, birkaç kez canı kötü yakılmış insanların yapabileceği şeyleri en iyi kendimden biliyorum.

Çocukken neredeyse tüm oyun arkadaşlarım erkekti, o zamanki şartlardan. Ilkokulun sonları. Mahallede sadece 3 kızız; biri daha çok küçük, öbürüyle yaşıttım ama ailesinin zoruyla bebek kardeşine baktığından pek oynayamıyorduk. Voleybol oynadığımız oğlanlar da taşındı gitti koptuk. Erkek sınıf arkadaşlarıyla da dediğin gibi selamun aleyküm aleyküm selam. Biz kızlara sataşıp kavga ederlerdi yine de.

Yetişkinlikte işin rengi değişiyor. O zaman kadınla erkek arkadaş olduğunda "kesin seks meks bir şeyler döndü" diye hemen fesatlığımız tutuyor. Evet, %80 ihtimalle dönüyor.

Karşı cinsle arkadaşlık, taraflardan biri veya ikisi birbirine karşı beklentiye girdiği zaman büyük bir problem haline geliyor. Kendi kendine gelin güvey olmayan iki farklı cinsten insanın arkadaşlığı o beklentisizlik ve mesafe hali devam ettiği sürece esas ilişkiye sorun teşkil etmez bence. Ama olaylar malum. Keşke fanfinifinfon yerine halısaha maçı yapsalar değil mi? Hepimiz rahatlardık.

Arkadaşlarımı güdülerimizden dolayı kadın-erkek diye ayırmak zorunda kalmak, kadını veya erkeği sürüden dışlamak rahatsız ediyor beni. Çünkü hepsi bacım. Bir adamın er ya da geç kucağına atlamayı kafaya koysam en başından arkadaş olmam. Bu hep böyle devam etti.

Yine de Allah kınadığımızı başımıza getirmez umarım, öyle fena bir huyu var :d

Alpago (23 yaşında) 4 ay önce yazdı:

Bence senin sevdiğinden emin olamamıştır. 

Çocukken tüm oyun arkadaşlarının erkek olması ayrı bir problem zaten. Bu  bakılması gereken ayrı bir özel durum. 

"Kendi kendine gelin güvey olmayan iki farklı cinsten insanın arkadaşlığı o beklentisizlik ve mesafe hali devam ettiği sürece esas ilişkiye sorun teşkil etmez bence." Buna katılamıyorum çünkü gelin güvey olunuyor yine çünkü evde yaşadığın tatsız bir sorun, karının yahut kocayla kavga durumunda bu  erkek/kadın arkadaşlarla bir beklenti durumu ortaya çıkıyor. Güdüleri falan alsaydık olabilirdi ama zor. Bazı kadınlar var inanılmaz bir şekilde uydu erkek biriktirmekten ve erkek kankalarının bedava ilgisinden keyif alıyor. Ben bunu hala çözemedim. 

Asyranta (24 yaşında) 4 ay önce yazdı:

"Çocukken tüm oyun arkadaşlarının erkek olması ayrı bir problem zaten."

Neredeyse dedim yahu. Ve Allah aşkına, hepimiz velediz o yıllarda.

Kadının erkek ilgisine aç hale gelmesiyle ilgili ortada üç muhtemel senaryo var.

1) Muhafazakar ailede büyümüş, erkekler konusunda çok baskı yapılmış, günahla korkutulmuş, cinselliği öcü olarak öğrenmiş kızlar büyüdükleri zaman bu konularda her gün günah keçisi ilan edilen seküler kadınlardan çok daha gözü kara olabiliyor. Bu kesim erkek ilgisine, uydu erkek biriktirmeye diğer kadınlardan daha duyarlı çünkü yetiştirilme tarzları ilişkiler konusunda çok katı. Uzak durdukları şeyleri hep merak ediyorlar ve elbette güdüleri fazla bastırmanın şakası olmuyor. Lisede okul çıkışı sevgilileriyle kenarda köşede French kiss yapan tesettürlü kızları hatırlıyorum.

2) Erkeğini seven kadının kavga ve anlaşmazlığın ertesi günü şıp diye karşı cins kankisine (!) yükselmesi çok zor. O kavgaların sistematik hale gelmesi, kadının gönlünün alınmaması, yani ortada devamlı, aylar yıllar süren bir istismar durumu olması lazım ki kadının hisleri azalıp bitsin. Sonra bir gün "eeeeh başlarım böyle aşkın ızdırabına, senin kum torban mıyım ben" diyerek adamı kafada bitiriyor, evli veya sevgili olsunlar fark etmez. Kadın güdülerini ön plana alarak bencilleşiyor. Huysuzluğundan ödün vermeyen sevgilisi/kocası bıraktığı yerde dururken kadın bir zamanlar çevresinde dolanmasına izin vermediği erkeklerin ilgisini değerlendirmekten çekinmez oluyor. Evlilerse ve çoluk çocuk da varsa boşanmak zor geliyor.

3) Beklenti duyacağı potansiyelde çekici kadınları/erkekleri çevresinde bulunduran -arkadaş diyemem bunlara- ve sevgilisinin/eşinin en ufak hatasında onların yanına kaçan, önceliği onlara veren, hemencecik beklentiye giren bir insan üzgünüm ama beraber olduğu kişiyi sevmiyor, sadece ona sağladığı avantajlar için yanında.

Son zamanlarda düzenli ilişkilerin ve evliliğin herkese göre olmadığını düşünür oldum.

Hemcinsimin şeytanlıklarından benim de başım az yanmadı. Kız arkadaşın olsun veya olmasın, bir erkek olarak ileride evlendiğin zaman diğer kadınlara dikkat etmen gerekecek. Yanında kadın olan erkekler, bekar eli yüzü düzgün erkeklerden daha fazla ilgili görür. Şehir efsanesi değil. Hatta onları baştan çıkarıp sevgililerinden ayırmak için aralarında fırsat kollayanlar olacaktır (yaşandı).

Adamın da kadın ilgisinden bir travması varsa bu fırsatı kaçırmaz, cozutabilir.

Ama direnenler de muhakkak vardır (nerede bunlar yahu :D). Çelik gibi bir iradeniz ve oturup geçinmeye gayretiniz olduğu sürece böyle sorunlar pek yaşamazsınız diye düşünüyorum errrkekler.

Alpago (23 yaşında) 4 ay önce yazdı:

Asyranta,

"Neredeyse dedim yahu. Ve Allah aşkına, hepimiz velediz o yıllarda." İş böyle değil. Öncelikle kız çocuğunun oyun arkadaşlarının büyük bir bölümünü erkeklerin teşkil etmesi, cinsiyet rolleri ve fıtratı açısından ters bir durum. Erkekler mücadelecidir, oyunlarında da şiddet, sertlik bolca bulunur. Bir kız çocuğunu sert, haşin olan bu ortama atmak ilerideki fıtri dengesine olumsuz etki yaratır. Sonucunda da erkek fatma gibi bir şey ortaya çıkar. Sosyal hayata da kadın olarak fıtri bir dengede evliliğinde de adapte olamaz. Kızlar kızlarla oynamalı ve kendi cinsiyet rollerine uygun yapısını kazanmalıdır. Elbette erkek oyun arkadaşları olur ama bunlar tamamını ya da büyük bir bölümünü teşkil etmemelidir. O yüzden senin durumuna sıkıntılı gözle baktım çünkü senin oyun arkadaşlarının büyük bir bölümü erkek. Haliyle bir kız en iyi bebek bakmayı ve ona özenmeyi, yemek yapmayı kız oyun arkadaşlarıyla pekiştirir. İleride kız çocuğun olursa oyun arkadaşlarının büyük bir bölümü erkekler olmamasına dikkat et lütfen. Bu, kız için de ruhsal dengeyi bozar. 

Benim karşılaştığım 1 olan uydu erkek biriktirmeleri. Muhafazakar kızlar bu ilgi açlığıyla uydu erkek biriktimemelerine dikkat etmeleri gerekiyor.  

"Son zamanlarda düzenli ilişkilerin ve evliliğin herkese göre olmadığını düşünür oldum." Geçenlerde tweetter'da bir kadın açıklama yapmıştı ciddi ilişki isteyen erkekleri eliyorum diye. Dediğin doğru. 

3.saydığın maddelerdeki kişilerden Allah bizi korusun. 

"Hemcinsimin şeytanlıklarından benim de başım az yanmadı."

Bu konuda zaten biliyorsunuz Kur'an'da ayet var. O yüzden tehlikeli.

 Gömleğinin arkadan yırtılmış olduğunu görünce: "Anlaşıldı, o, siz kadınların tuzaklarından biridir; gerçekten sizin tuzağınız çok büyüktür! (Yusuf Suresi/28)

Resulullah şöyle dedi : Siz (kadınlar) kendi kafanıza göre düzende Hz. Yusuf’un kadın arkadaşları gibisiniz!" diye söylendi." [Buhârî, Ezân 46.]  

"Çelik gibi bir iradeniz ve oturup geçinmeye gayretiniz olduğu sürece böyle sorunlar pek yaşamazsınız diye düşünüyorum errrkekler." Ahahaha

Bence irade tavsiyesini en çok kadınlara vermeniz gerekiyor artık. Çünkü şu anda ilişki içinde erkeğin zulüm etmeyi bırak çekici olacak kadar gücü dahi yok. Artık kadınlar ilişkilerde güçlendi o sebeple erkeğe zulüm edecek, saygısızlık yapacak, sözünü dinlemeyecek belki genel olarak itaat kapsamındaki davranışları yapmayacak olan cins kadınlardır. Çünkü  güç dengeleri kanunlarla vs zaten baştan değişti. 

Bu konuda geçinmeye gayret en çok kadında olmalıdır çünkü kadın için çerçevesini bozmayacak taraf erkektir ( Ha dersen ki çerçeveyi bozsun o zaman da çekici olmaması sebebiyle itilmemen lazım)  geçinmekten kastın ne olduğuna bakar tabi de klasik mavi hap tavsiyeleri gibi geldi :)

Bir de son olarak Asyranta, errrkekler yazmışsın ya bu bir öfke sembolü aslında :) Feministler kullanır. Siz kadınlar nasıl ki kadına karşı öfkeli erkekleri hissediyorsunuz biz de erkeklere karşı öfke duyan kadınları hissediyoruz. Erkeklere karşı öfke görüyorum sende bunu tam göstermesen de ortaya çıkartacak zemin var. Verdiğin tavsiyelerin birazı bu nefretin ürünü olabilir. 

Feminizme kayma bu konuda teyakkuzda ol.

Vrester (20 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

abla şuan hayatıma bir kız girdi  daha once hıc sevgılısı olmamış ve  ben  değişen düşüncelerimle kızla cinsel bişey yaşayamadan ilişkiye doğru evrilmesine müsaade ettim sonrasında kız hanı bu konularda hıc tecrubesı olmadıgı ıcın en ufak temasımda bile aşırı yapmadıgı bır sey yapıyormus gibi hissediyordu .konusu açıldı ve ilişki içerisinde gayet uygun bir kız ancak  cinselllik yaşayamayacagımızı soyledı dinı ınancı gereği.  sence bu ilişkiye başlamalı mıyım gayet duzgun bır kız ancak cınsel hayat olmayacak ancak bende zaten dın konusunda kafam karışık henuz kendı kımlıgımı dusuncelerımı bulabılmıs degılım hanı cinsellikli bir ilişki mi istiyorum yoksa evlenene kadar zina yapmak istemiyor muyum    henuz kendı mentalıtem oturmadı. eğer bende dindar bır mentalıtede olursam benım ıcın bıcılmıs bır kaftan bu kız ancak diğer yönden bakarsak kızdan ayrılmam gerekecek sence şuan ne yapmalıyım 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Vrester, bence bu aslında din konusu da değil. Sen bir erkek olarak kendi tıynetini takılma kültüründen geçmeden evlenmeye uygun görüyor musun, görmüyormusun?

Bazı erkek var, adam, "çok kadında bir şey yok" düşüncesine, iç rahatlığına kavuşmak için illa bunu tecrübe etmeye gerek duymuyor. Adam bakıyor, kendine elde etmeden haz veren her şey elde ettikten bir süre sonra tatsız geliyor. Yeniden arayışa düşüyor, bu bitmez bir döngü. İki gün sonra evlendiğinde de başka kadınları isteme durumu nasılsa asla sona ermeyecek, diyor ki ben bu işlere hiç bulaşmayayım. Helalinden bir kızla piyasadan çekileyim. Azıcık aşım, ağrısız başım.

Bir diğer grup erkekse evlenebilmek için "yaşadım, gördüm, tecrübe ettim, aklımda kalmadı" demeye kendini evlilikte teselli edebilmek için büyük bir ihtiyaç duyuyor. Sanki şunu yaşamazsa evlilikte huzur bulamayacakmış gibi hissediyor.

Benim görüşümü biliyorsundur. Evlilik stabilitesi, evlilikte memnuniyet ve aldatma araştırmalarının tümü daha tecrübesiz insanların daha rahat yerinde durduklarını gösteriyor. Tabi bunda, zaten durmaya teşne olan adamın gezmeye teşne karakterdeki adamdan evlilikle daha az kavga ediyor olmasının da payı var.

Piyasada gezinmezsen karın üstünde hakimiyet kuramazsın, kadınlar tecrübeli erkeklerden hoşlanır lafları ise tamamen muhatabınla ve senin diğer bileşenlerle erkekliğini inşa etme becerinle alakalı. Erkeklerin erkek adam olması için kadına ihtiyaçları yok. Erkeklik, maskülenite bundan çok daha geniş bir alan. Hatta ben iddia ediyorum, maskülenitesini karı kız onayı aramadan inşa edebilmiş erkeğin evlilikte güç kaybetme ihtimali, çapkınlık üstünden özgüven inşa eden erkeğe göre çok daha az. 

Kadınların tecrübe araması da kadının kendi tecrübesine ya da azgın bir hipergami sahibi olmasına bakar. Kendi tecrübeli olan kadın, tecrübesiz erkekten doymaz çünkü aklı daha iyisinde kalır. Azgın hipergami sahibi kadın erkekteki hiçbir eksiğe tolerans gösteremez ve en iyisini ister. Bunun dışında kalan, normal, ortalama kızlar erkeğin genel başarıları, sosyalliği, statüsü, yakışıklılığı geçer not aldığı zaman tecrübeyi takmaz. Hatta bu kızların bir kısmı sosyal-dini-güven ihtiyacı,ex kıskançlığı gibi sebeplerle erkeğin özellikle kendileri gibi tecrübesiz olmasını ister. Buna göre de seçim ve eleme yaparlar yani ne dediğine değil ne yaptığına baktan geçer bu kızlar, çünkü zaten güdüsel davranan kızlar değillerdir.

Sen kendini ölç, biç birkaç ay. Benzer süreçten benim sevgilim de geçmiş, çok sonra konuştuğumuzda haberim oldu. Kızdan bu süreçte uzak dur, bir şeyleri ilerletip kızdan ayrılmaya karar vereceksen onun yaşadıklarınızdan pişman olmasına sebep olma.

Vrester (20 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Peki bu diğer bileşenler nelerdir maskulenitemizi kadınlardan bağımsız nasıl üst seviye tasiyabiliriz ilişki içinde zihinsel ve fiziksel olarak

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Vrester, bu yazıda genel olarak örnekler vermiştim.

Maskülenite bir erkeğin zorluğa, yoktuğa, yalnızlığa göğüs gerecek duygusal güce sahip olması, kendi doğrularına arka çıkabilmesi, erdemsiz-bencil davranması değil ama yine de kendi zararına olacak kadar eğilip bükülmemesi, olumsuz düşüncelere ve ağlaklığa saplanmaması, hallederiz kafasında ve iradesinde olması, insanların onayına ihtiyaç duymaması gibi şeyler. Zihinsel bir bağımsızlık hali ve bunu destekleyecek becerilere sahip olmak demek. Bunun aslında ilişki sahibi olmakla çelişen gördüğün üzere pek bir yönü yok.

Sadece, erkekler sekse çok büyük zaaf duydukları için, erkek kadınlarla başarısız olduğunu düşünürse sırf sekssiz kalmamak için ilişki içinde eğilip bükülebiliyor. O yüzden erkek kadın tavlamakta tecrübeli olsun ki sekssiz kalma korkusu olmasın diyorlar. Bence, sekssiz kalmanın insanda yarattığı çaresizlikle savaşmak yani seks ihtiyacının zihindeki ağırlığını azaltmaya çalışmak daha doğru bir yöntem bunun için. Çünkü aksi yönde, seks için sürekli kadın tavlama düşkünlüğüne ve aslında yine bir tip kadın onayına -bak ne kadar kadın benimle seks yapıyor be- dönüşüyor iş. Evlilik stabilitesine etkisi zaten malum. 

Erkek ilişkisi sürmez de ayrılırsa, önceden başarılı olsa dahi kadınlarla flört etmeyi tekrardan öğrenmesi gerekecek zaten. Bundan kaçış yok.

Korkuyla yaşanmaz. Zihni korkularından arındırdığın kadarıyla maskülensin.

Rasyonel (30 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Çok çok iyi bir makale. 20lerin başında kadın-erkek okumalı bunu. Redpill konusunda içime sinmeyen şey ahlak kavramını dışlayıp güdüler üzerine yoğunlaşmasıydı. Bu yazı epey oturaklı olmuş. Ve bunları bir kadının gözünden okumak ayrıca sevindirdi.

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Teşekkür ederim Emre. Benzer şeyleri düşündüğümüzü duymak bizleri iyi hissettiriyor.