Seçimler ve hisler

Hayata Bakışım

İnsanlık çok uzun süre seçimlerle yaşamak zorunda kaldı. Bazen kendi seçimleri, çoğu zaman da başkasının onun adına seçimleriyle. O yüzden günümüzde hislere doğru inanılmaz bir yönelme olduğunu görüyorum. İnsan hissettiği gibi yaşamalı, hissettiği gibi olmalı görüşü genel geçer bir kabul görmüş durumda. Peki hislerinin götürdüğü yere gitmek ne kadar sağlıklı, hisler aslında seçimlerimizden bağımsız mı?

Ben hisleriyle yaşamayan bir insanım, yani hislerime öncelik vermem. Sebebi de bu üstteki iki soruya seçimlerin lehine cevap vermem. Yani hislerin götürdüğü yere gitmek sağlıklı değildir, ayrıca hislerimiz aslında seçimlerimizden de bağımsız değildir. Bu ne demek? İnsan hislerini seçimleri yoluyla manipüle edebilir demek. Yani bir insan kendini ne ile meşgul etmeyi, ne ile doldurmayı, zamanını kiminle geçirmeyi tercih ederse, hisleri de bu doğrultuda şekilleniyor demek.

İlişkiler üzerine farklı şeyler düşünen birini dinlemeye ihtiyacınız olduğunu biliyorum. Mesela uzun ilişki, mesela evlilikten bu bağlamda bahsedelim. Bunları yaşarken hislerinizi çok öncelerseniz, mantığınızın ve değerlerinizin önüne geçmesinin doğru olduğunu düşünürseniz, yani “iyi ve hatta mükemmel olduğu yere kadar kalmalıyım, böyle hissettirmediği zaman artık gitmemin zamanı gelmiştir” diye bakarsanız, uzun bir ilişkiye, devam edecek bir evliliğe sahip olmanız mümkün değil.

Bazen, seçimlerinizi doğru yaparak hislerinizi tekrar şekillendirmeniz gerekecek. Mesela, bazen sevişmek için sevişeceksiniz. Sırf sevdiğiniz kişiyle yalnız kalmak ve kafayı birlikte toplamak için bazen zoraki iki kişilik tatile gideceksiniz. Soğuk hissettiğiniz için akşam yemeği organize edeceksiniz. Bunları yaparken de hislerinizi aşırı sorgulamayacaksınız.

Mutluluk, uğruna uğraşıldığında gökkuşağının altından geçmeye çalışmak gibidir. Sürekli şu halde olabiliyoruz: “şimdi mutlu muyum, yeterince mutlu muyum, daha mutlu olmam gerekmez miydi?” Oysa ki sorarsan, kalbin olumsuza daha yakın hissediyor. Bir cevabı aradıkça beklenti inşa ederiz, beklenti oldukça da gördüklerimizi beğenmeyiz. Bu yüzden şahsen hislerimi aşırı sorgulamaktan kaçınırım. Mantıklı ve arkasında durabileceğim kararlar almaya çalışırım. Arada da bir bakarım mutlu hissediyorum, o anın tadını çıkarırım.

Özetlersem, seçim yaptınız mı, emek verdiniz mi, istikrar gösterecek ve sonrasında da zaman vereceksiniz. Göreceksiniz ki bir noktadan sonra hisleriniz yeniden oluşmuş. Oluyor, 11 sene böyle sürüyor işte.

Seçimlerin hisleri yönetmesine başka bir örnek vereyim. Mesela mantıkla “artık bir uzun ilişkim olsun” diye bir seçim yaptınız ama tinder’ı silmediniz, ya da instagram’da karşı cinsleri takipten çıkmadınız. Size bildirimler geliyor, yeni postlar… Yani zihninizi bunlarla doldurmayı seçiyorsunuz halen.

Zaten hayatında biri olacak insanın böyle bir takip listesi (yedek listesi) olması şu demektir: benim için geçicisin, o kadar geçicisin ki, bu listeyi ayrıldığımız zaman yeniden yapmaya uğraşma zahmetine bile senin için katlanmak istemiyorum. Ayağınızın biri kapının dışında yani halen.

Bu durumda hisleriniz asla uzun bir ilişki için uygun olamayacak. Sizler de diyeceksiniz ki “ya demek ki henüz hazır değilim”. Hayır arkadaşım, mesele hazır olmaman değil, mesele aptal olman. Bir karar aldığınız zaman, hislerinizi yönetmek için, hayatınızı uygun seçimlerle sürdürmelisiniz. Böyle kolay olur ancak. Amacın başka yere, ayakların başka yere götürürse kendini amacına ait hissetmeyi bekleme.

Yorumlar

blue (25 yaşında) 9 ay önce yazdı:

merhabalar

24 yasindayım. 22 yaşındayken bir ilişkim vardi ve 1.5 yıl sürdü. Karşı taraf bir süre ghostladıktan sonra ara verelim dedigi icin ilişkiyi tamamen bitirdim. Cok degersiz hissettirmisti. Hislerimi bitirmeye çalışmam zaman aldı fakat atlattım. Sonrasında hayatıma iki kişi girdi. Birincisine yine heyecan duyuyordum fakat hic gelecegi olmayan bir iliskiydi. İkincisi ise yakısıklı, uzun boylu meslegi iyi bi cocuktu 3-4 ay devam etti. Fakat uzak mesafeydi fakat gidip geliyorduk 2.5 saatlik bi mesafe vardi. Bu iliskim de bitti fakat bu cocuga hic yüksek degildim. Yani toxic kisiyle yasadıgım hisleri sonrasında bir daha yasayamadım. Bunun sebebi artik erkeklere güvenememem mi( diger iki cocuk da ıssız adam triplerindelerdi bu arada onlar da sacmaydı) yoksa yaş itibariyle aşık olmanın zorlaşması mı hic bilmiyorum. Ama ya exi unutamadıysam diye kafam karısıyor. Ya da önüme mi cıkmadı acaba hala hoslanabilecegim biri.

Sunu da düsünüyorum. Son cocuk mesela yakısıklı, kariyerli, uzun boylu, güvenilir bi cocuktu. Eximden her türlü iyiydi. Ama hissiyat olarak neden olmadı anlayamadım. 

Yorumlarinizi merak ediyorum^^

Mantıklı Kadın 9 ay önce yazdı:

İlki değerli çünkü yarım kaldı, çünkü yara açtı. Çünkü sen onu tüketmedin, o seni tüketti. Alfa dul denilen durumdasın şu an, ilk çocukla bir "closure" şansın olmadığı için psikolojinde onu idealleştiriyor, büyütüyorsun. Yeni bir ilişki yaşamadan önce yaşadığın süreci ve zihninin sana oynadığı oyunları iyi analiz etmen ve kendini teskin etmen, yarım kalan hikayeni affetmen şart. Ondan sonra hayata memnuniyetle devam edebilirsin diye umuyorum.

aslingrm (20 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Merhabalar.

 Ben uzun zamandır bir ilişki yapmıyordum, oluyorsa da flört seviyesinden ileri gitmedi çoğu zaman. Şimdi biriyle tanıştım, 2 ay olacak. sevgiliyiz ve ağırdan almaya çalışıyorum aynı hataları yapmamak ve ilişkiyi bozmamak adına. Cinsel ilişkide bulunmadık ve kendisi bunu dile getiriyor arada. Çok bekledim vs gibi bazen şakaya vurarak bazen de ciddi olarak söylüyor. Bir defasında ‘artık uzun bir süre daha olmayacaksa benden hoşlanmadığını, ilgi duymadığını düşünüp ayrılabilirim’ gibi bir söylemde bulunmuştu gülerek. Ben de henüz hazır olmadığımı ve bekleyemeyeceksen de gidebileceğini söyledim. Bu sözümden sonra daha yumuşak ve anlayışlı davrandı bu konuda. Bir daha pek açılmadı zaten bu konu. bir gün de bir konu hakkında konuşurken ‘’ilişkimiz bitene kadar’’ gibi bir söylemde bulundu, ileri tarihli bir şeyden bahsediyorduk ve bunu iki kez yaptı. Bundan rahatsız olduğumu söylediğimde dikkat edeceğini söyledi ve gerçekten doğru bir iletişimle birlikte halledebiliyor gibiyiz bazı şeyleri fakat hala emin olamadığım şeyler var. ilişkiyi sadece bir süreliğine mi görüyor, ciddi mi acaba gibi endişeler. Yine de ihtiyaçlarıma ve düşüncelerime karşı bir yere kadar anlayışlı gerçekten. fakat bu 1 aydan sonra yavaş yavaş hoşlanma ve ona olan çekimim azaldı. şu an cinsel birlikteliğe bile sıcak bakmıyor gibiyim onunla. Başlarda her anlamda o yoğun çekim ve istek vardı. Çok hızlı bir şekilde söndü gibi ama önemsememeye çalışıyorum bu geçici hazları. Gerçekten olumlu yanlarını görmeye çalışıp yürütebilir miyim, devam etmeli mi diye düşünüyorum sürekli. Hislerime gereksiz önceliği vermeden. ama bir sorun daha var ki bu sene sınav senem. kaybedecek vaktim yok. Hedefim yüksek ve ciddi bir mesai harcamam gerekiyor bunun için. Kendisinin de programı yoğun ama benimki kadar değil. Ve bunu bilip anlayış göstermeye çabalasa da haklı olarak görüşmek istiyor haftada birkaç kez. Ve benim buna ne zamanım ne enerjim ne de hevesim olmuyor bazen. Arada anlık bir istekle bitirmek istiyorum, mantıklı geliyor önceliklerimden ve birçok sebepten dolayı fakat hala çok kararsızım, yanlış ve güdüsel bir karar vermek de istemiyorum.

Düşüncelerinize önem veriyor ve bu konudaki fikrinizi merak ediyorum. 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Merhaba,

İlişkide kalmanızı gerektirecek kişisel bir beğeni hali ve yatırım yok gibi görünüyor. Karşısı da bunun farkında. Kendinize işkence ediyorsunuz. Bitirmenizi öneririm. Daha çok yalnızlıktan bunaldığın için ilişki yapmış gibisin, yoksa ilginin bu kadar çabuk sönmesi doğal değil. 

görünmeyecek ad (25 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Abla selam, soruma geçmeden önce şunu demek isterim. Çok değil bundan 6-7 ay önce sana burada hiç sevgilim olmadı naraları ile soru sorarkan artık ilişkim hakkında bir soruyla geldim.

Gelelim soruma. Abla şimdi sevgilimle 7 ay önce ilk date yaptık, sonrasında 4 hafta görüştük bu süre zarfında 3 kez buluştuk ve sonra bir süre görüşmedik benim bi durumu yanlış anlamamdan dolayı. Mart ayında başlayan sohbetimiz nisan ortasında son buldu, yaklaşık haziran ortasına kadar da hiç iletişime geçmedik. Sevgilim o dönem yakın erkek arkadaşıyla arasında bi çekim hissetmiş ve yakınlaşmışlar, yakın erkek arkadaşı da duygusal boşluktaymış o dönem olmuş bitmiş (ben bu durumu bugün yani kasımda sevgilimin o arkadaşıyla cep telefonunu kurcalarken öğrendim şans eseri). Sonra biz haziranda tekrar ilişkiyi düzelttik ve başladık. Temmuz ayında sevgilime yakın erkek arkadaş istemediğimi, başbaşa buluşmayacağını söyledim, hoş karşılamadığımı belirttim. Kendisi eski arkadaşım, nasıl bitiriyim falan dedi. Ben de devam ettim ama istemediğim durum olduğunda direkt bana söylemesini ve arkadaşlığını sonlandırmasını söyledim. Neyse gel zaman git sevgilimin arkadaşı şehir dışında olduğu için zaten yüzyüze görüşmüyolar sadece yazışıyolardı zaten kıza da güvendiğim için çok üstüne düşmüyordum. 


Sonra sevgilimin telefonunu bugün kurcaladığımda whatsapp'tan benim hakkımda konuştuklarını gördüm. Çocuğa bir dönem çekim olduğunu, yasak ilişkinin heyecanlı geldiğini fakat heyecanının peşinden değil sevildiğini bildiği yerde devam etmek istediğini söylüyor. Benim sevgimden emin olması ona heyecan sunmuyormuş (ilişkide de muziplikler yapan biriyim yani nice guy modum yok) ayrıca ekim ayında da sevgilim resmen ayrılmak için bahane arar gibi anlatıyormuş çevresindekilere bunun da nedeni ilişkiyi bir bahaneyle kendi bitirip vicdanını rahatlatmak, ayrıca whatsapp chatinde de göstermekten çekindiği yerler oraları göstermedi. Bu arada çocuk eğer şehir dışına taşınmıyor olsaydı çocukla muhabbetini keseceğini belirtti. Ben de bugün bunları konuşmamız gerek diyip kenarda bir yerde konuştuk, önce bi bana güvenmiyor musun da diyip kendince haklı çıkmaya çalışsa da yemedim bunu ve anlattı durumları, kendi haksız olduğunu anlayınca da gözleri vs doldu ağladı hafifçe. Böyle bir şeyi yakalamasam hiç anlatmayacaktı, zaten çocuğun da kendisi sevgilisi var ama konuşmalarından anlıyorum ki çocuk beni kötüleyip sevgilimi belli cinsel içerikli imalarla ayartma peşindeydi.

Sonra tartışma başladı tartışma başladı dediysem ses yükseltme yok gayet sakinim. Sonra konuştuk en sonda dedim ki o arkadaşınla muhabbeti her yerden kesiyorsun ya onun numarasını ya da benim numaramı sil beni de uğraştırma diyip devam ettik günümüze. Günümüze devam ettik ama benim kafada tilkiler durmadı keyfim kaçtı falan. Gün sonunda dudaktan öpüşme sırnaşma ayrıldık.

Sevgilim 21 yaşında ben 24. Benim ilk ilişkim (ama sevgilime önceden sevgililerim oldu diyip bozuntuya vermedim), sevgilimin ise önceden iki ilişkisi olmuş 3-4 ay falan sürmüş ikisi de ve kavga gürültü olmuş hepsinde çünkü kız aklında bir ilişkinin düzgün gidemeyeceğini düşünüyor, zaten anne babası da bi 8-10 senedir ayrılar. Sevgilim özünde saf, içinde kötülük olmayan biri. Bu biterse ona giderim tarzında değil de eski arkadaşlığına sadakatinden bu çocukla konuştuğunu düşünüyorum.

Evet abla geliyorum sorularıma. Şimdi kızı seviyordum ve güveniyordum. Güven sarsıldı sevgim de haliyle etkilendi. Bitirmeliyim desem o dönem ben hayatında yoktum bunu normal karşılayabiliyorum ama bunu benden saklaması ve bu çekim vs meselelerini benle beraber onunla konuşması rahatsız ediyor beni. Ayrıca göstermediği mesajlar kafamda hep soru işareti kalacak gibi. İlişki içerisinde sorun yoktu hiç hatta kızın çevresindekiler bile beni onaylar (akıllı oturaklı vs gibisinden). Evet abla ne yapmalıyım nasıl bu işin içerisinden çıkarım? Bana kalsa bitiririm direkt lakin direkt bitirirsem gözden kaçırdığım, kıza haksızlık yapabileceğim durum var mı bilmiyorum. Ayrıca kızı da seviyor(d)um. Aklıma gelen çözümler ya bitirmek ya da kızın rütbesini (redpill tabirince) alta alıp ilişkiye devam etmek. Dümdüz aldatmak yok lakin saklama ve muhtemelen uydu gibi tuttuğu bi çocuk var. Evet abla ne önerirsin bana?

 

dipnot: zamanında farklı bir sorumda bana şunu demiştin sevgilisi olanların da kafaları hep rahat değil onların da sorunları oluyor ve ekstradan bunla uğraşıyolar demiştin. evet abla haklıydın.

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Merhaba,

Kız arkadaşının o adamla senden önce yakınlaşmış olması sorun değil. Yalnız insanlar istediklerini yaşarlar.

Ama, ama, ama...

O erkekle arasında bir geçmiş varken seninle ilişkiye başladığında o erkeği hayatında "arkadaş" olarak tutması ciddi sorun ve sana saygısızlık. Benim böyle bir durumum olsa, mazim olan bir kişiyi kesinlikle hayatımda tutmazdım. O kişinin küsmemesini senin isteğinden daha önemli görüyor, farkında mısın? O erkeğin onayı senin güvende hissetmenden önemli. Ki, sen daha onların mazisini bilmediğin halde istediğinde haklıydın ve o şartlarda manzara bu. Bir de böyle mazileri olduğu halde onunla iletişimi kesmemeyi istemesi, KOCAMAN BİR RED FLAG. Bu iletişimin içeriğinde karşı taraf ile aralarındaki şeyi konuşmuş olmaları, bir nevi flörtleşmesi ise DEVASA BİR KUSUR. Konu hiç açılmasaydı yine hadi neyse diyelim de resmen arkandan pazarlık yapmışlar. Bu fiziksel olmasa da aldatma sayılır.

Bir insanın yakın, birebir görüştüğü karşı cins arkadaşı olmamalı. Mazisi olduğu insanlarla görüşmeyi, iletişimi ilişkisi için kesmeli, onların küsmemesi, onların onayı umrunda olmamalı. Kendine ilgisi olduğunu sezdiği birini eğer iş hayatı gibi bir mecburiyet yoksa iletişimde tutmamalı. Yani bir şekilde kadın-erkek etkileşimi yaşadığın kimsenin ilişkin varken hayatında olmaması gerekiyor. O kimseleri silecek kadar gözden çıkarmış olmalısın.

Kız arkadaşından ayrılmalısın. Sana olan sevgisi-saygısı yeterli seviyede değil. Bu ona yapacağın bir haksızlık değil. Ayrıca muhtemelen anlattığından fazlasını yaşadı, sana eksik anlatıyor. Bu ilişkide güven kalmamış. Sal gitsin. O da hem öğrenir bundan sonra böyle işler yapmaması gerektiğini belki. Öğrenmiyorsa da başka birinin derdi olmalı. Ağlayabilir, sızlayabilir, yalvarabilir. Bunun çoğu egosunun aldığı zarardan olacak. Sen bugün onu terk etmezsen, bu kız bir gün seni çok fena üzer. Çünkü sana saygısı ve sevgisi yeterli olmadığı gibi ahlaki kısıtları da çok yüksek görünmüyor.

görünmeyecek ad (25 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Abla verdiğin acı ilacı aldım ve bitirdim. Senin bazı saygısızlık ve sevgi içeren nokta atışı cümlelerin olmasa ben muhtemelen bi süre daha devam ettirip öyle bitiririm diye düşünüp bitiremezdim. Biraz gözyaşı döktüm, acemiliğime veriyorum bunu. Abla peki bir sorum daha olacak. Üstteki durumdan farklı. Evlenmeyi düşünmüyordum şu ana kadar. Fakat ilişki olmadan da hayat geçmez ve bu ilişkiler de bir gün biteceği için bunların da üzüntüsü illa ki olacaktır. Açıkçası 6 ay bile anca eden ilişki bitiminde bir nebze olsun üzüldüysem daha uzun ilişki bitimleri daha üzücü olacaktır diye düşünüyorum. Abla şimdi her yeni ilişki için yapılan yatırım ilişki bittiğinde de boşa gidiyor. Sırf geçici ilişkilere yatırım yapmamak, üzüntü duymamak için sevdiğimiz bir kişiyle (sevdiğimiz, uzun bir hayat sürebileceğimize karar verdiğimiz biri) evlenmek doğru mudur? Evet evlilikler de biter fakat ilişkiler kadar da zayıf değildir diye düşünüyorum.

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Gözyaşı dökmen ve üzülmende bir problem yok, bunun olmaması gerektiğini düşünme. Gel-gitler yaşayacak ve kararından şüphe de edeceksin, bunlar normal. Ama sürecin uzamaması için kızı kesinlikle takip etme, whatsapp durumları ve hikayelere bakmak dahil, arkadaşlarından haberini alma, hiç yokmuş gibi olmasına uğraş.

İlişki için yapılan yatırım boşa gitmez. Tecrübedir. Ne yapacaktın o dönemde? Mastürbasyon mu yapacaktın, aile sorunlu kızlarla tek gecelik ilişkiler yaşayıp hastalık, gebelik riski alıp bir de üstüne kadınların ahlakı ile ilgili paranoya mı geliştirecektin(gerçi bu örnek de güzel olmadı ama en azından bunun sürekli sürekli tekrarlandığı bir hayat yaşamazsın) yoksa normal kızlara ilişki sormadıkları sürece ilgi gösterip, onlarla zaman geçirip ilişki istediklerinde kaçacak, ghosting mi yapacaktın?

İlişkilere nasılsa bitecek diye bakmamalısın ayrıca, bitmeye de bilir. Ortaokuldan-liseden sevgili olup evlenen insanlar da var. Nasılsa bitecek diye ilişkilerden kaçınman ve kendini hazırlayarak az yatırım yapman gerekmiyor, bittiği zaman yıkılmayacak şekilde kendini ilişki içinde tamamen yok etmemen ve duygusal yatırımını kontrol etmeyi, duygusal gücünü artırmayı hedeflemen gerekiyor.

İlginçtir ki sen bu şekilde yatırımdan kaçınma ve takılmayı hedef belirlemek yerine yatırımı artırma yolunu hedef belirlemişsin.

Ama;

Ayrılık korkusuyla evlenilmez, bu bir erkek için korkunç bir evlilik senaryosu olur. Senin ondan ayrılmak istememenin birincil önceliğin olduğunu sezen bir kadın senin tepene çıkar ve senden hiç hoşlanmaz. İlişki tatminine ulaşamazsınız.

Benim önerdiğim çizgi bu değil.

Gittiği yere kadar gitsin, gidiyorsa başkasını tecrübe etmek için bitirme, aldatma, gözün dışarıda kalmasın. İyi bir kıza denk gelirsen sürdür, ilk ilişkim, ikinci ilişkim, yok başkasıyla takılmadım hiç, doymam lazım gibi düşüncelerle ilişkini bitirme.

Ama.

Herhangi bir büyük memnuniyetsiz durumunda bitirmemeyi asla düşünme. Küçük kusurlar herkeste olur ama özellikle 3. kişiler ile ilgili olan şeyleri sineye çekme. Kendi özsaygını yitirtecek hiçbir şartı kabul etme ve böyle bir durumda çık git.

Bu bir ölçü meselesi. Bu ölçüyü bizler gibi şanslı iseniz ilişki içinde oturtursunuz, yoksa ilişkiler arasında gezerek oturtmanız gerekebilir. Hayat neye gebe bilemeyiz.

İlişki alanında düşünme sadece. Hayatta hiçbir şeyin sürekliliğinin garantisi yok ki. Sağlığının garantisi var mı, engelli olmayacağının, ailenden birini kaybetmeyeceğinin? Zaten ip üstünde yaşıyoruz ve bununla baş edebiliyoruz. İlişki de bunlardan biri olacak işte. Sürerse ne ala, sürmezse bakarsın. 

luna (33 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Merhabalar. 
32 yaşındayım,sadece 27-29 yaş aralığında bir ciddi ilişkim oldu. Evlilik düşünerek yola çıktım fakat ilişkideyken aslında kendimi tanıma sürecine girdim. Ne hissettiğimi, ne istediğimi pek kestiremedim. Kendimce sancılı diyebileceğim bir süreçler ayrıldık. Çok sonralarında aslında kişinin kendisini pek sevmediğimi, yalnız kalmaktan korktuğum ve kendimi de değersiz hissettiğim için bir ilişkide tutunmak istediğimi fark ettim. Bir de yaşım ilerliyordu, onun da korkusu vardı.
İlişkiler konusunda hayattaki çoğu şeyi kendi kendime keşfetmek zorunda kaldım, pek yol gösterenim olmadı açıkçası. Gerçekten evlenebileceğimi farkettiğimde 30 yaşındaydım. Bu konuşarda yol gösterilmesi önemliymiş, şimdi anlıyorum. 
Genelde platonik birine aşık olup orada takılı kalıyordum. Sanırım değersizlik hislerine sahip olmak beni yalnız olmaya itti. Birinden hoşlanırken bile diğer insanların onayından geçmem gerektiğini düşünüyordum. Çok şükür biraz biraz aşıyorum. 
Şimdi ise yaklaşık 5 yıldır benden hoşlanan birisine şans verdim. Kendisi benden şans istedi, ciddi olduğunu belirtti. Ben de kendisinden hep kaçmıştım 5 sene boyunca. Bu süre zarfında kendisi ciddi bir ilişki yaşamadı. Benim de bu iki senelik ilişkimi biliyor. 3 aydır bir ilişkimiz var. Etraftan gizleme gereği duyuyorum çünkü aynı yerde çalışıyoruz. İyice emin olmadan insanlarla paylaşmak istemiyorum, çünkü kendi içimde o kadar çok eleştirdiğim için kendimi, en ufak negatif bir cümle bile dert olacak içimde. 
Kendisini fiziki olarak çok çekici bulmuyordum, fakat beraber vakit geçirdikçe daha çekici gelmeye başladı. Ayrıca ilk defa sağlıklı bir ilişkiyi tadıyor gibi hissediyorum. Kendime de iyi bakıyorum bu süre zarfında. Bence 20lerimde olduğumdan daha çekiciyim şuan. Fakat aklımda hep soru işareti var. Mantıklı olan onla olmak gibi. Çünkü mantıklı. Gayretli. Elinden geleni yapıyor. (Erkekler konusunda çok fazla tecrübeli değilim. O yüzden özlediğim bir ilişkiden ziyade kendi kafamda kurduğum o hayaller sanırım.) Evlenmeyi düşünüyorum ama iyi bir tercih nasıl yapılır bilmiyorum sanırım.

Neler söylersiniz, ne tavsiye verirsiniz merak ediyorum.

Biraz da 30+ kadınlara, çok da tecrübesi olmayan, endişeli kadınlara yönelik içerik de görmek isterim. Teşekkürler. 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Merhaba Luna,

Ben sana kendi ilişkimin seyrini anlatayım. Ben de senin gibi aşk hayatıma 10'lu yaşlarda iken platonik bir aşk ile başladım. Erkek tam bir mavi haplı, romantik ama chad denen ortamın çok yakışıklısı bir erkekti ve sınıf arkadaşıma aşıktı, beni friendzone'a attı. Birkaç yıl boyunca kendimi beğenilmez biri olarak hayal ettim ve özgüvenim bayağı azaldı. Sonra annem halime acıyıp beni o okuldan aldı ve zorla spora vs. gönderip ilişki işlerinden elimi-ayağımı kesti. Ben o arada özgüvenimi toparladım.

Şimdiki partnerimle tanıştığım zaman "bu da hoş çocuk ama şu şu kusuru var" diye aklımdan geçirmiştim. Benimki ilk görüşte aşk değildi yani. Sonra bayağı uzun süre aynı ortamda bulunduk, ben kendisini gözlemledim. Giderek daha çok beğenmeye başladım. Bir kere maskülen bir erkekti, baskın ve özgüvenliydi ayrıca çok net hatırlıyorum, çok erdemli olduğunu düşünüyordum ve insanlara düzgün davranması, kızlara yavşayan biri olmaması, çapkın olmaması çok hoşuma gitmişti. Kendime denk görmüştüm. Ben de kendisine yürüdüm. O da benden hoşlanıyormuş ancak ben erkeklere biraz nemrut davranan biri olduğum için yaklaşamamış, dediğim gibi çapkın olmadığı için yapamazdı zaten.

Buraya kadar bir aşk-tutku öyküsü değil. Mantık da vardı işin içinde. Sonra beyefendi bizim ilişki yerleştikçe, birkaç sene sonra, hayatına devam etmek isteyeceği bir kişiyi çok erken bulmakla ilgili zorlandığı bir döneme girdi. Erkeklere hem biyolojik olarak hem de sosyal olarak "çok kadın, çok kadın, çok kadın, başka kadın" baskıları geliyor. O zaman ilişli stabilitemiz bozulmaya başladı ve ben ilişkinin şüphe edilen tarafına düştüm. İşte o dönem tutku denen şeyi yaşadığımı düşünüyorum. Bayağı yemeden içmeden kesildim, onsuz bir hayat düşünemiyordum. Ha gidip başkalarıyla olup gelmediğini biliyorum, ayrılmadık zaten ama bana karşı neden soğuk olduğunu ve ilişkiye devam edip etmek istemediğine karar vermeye çalıştığı bir dönem olduğunu söylemişti. 

Bu dönemi atlattık. Benim seçeneklerinden vazgeçmeye değecek kadar değerli biri olduğuma kanaat getirdi ve gönlümü aldı. Ben de gençliğine verdim ve çok alınmadım. Yıllar ilerledikten sonra tipik bir davranış olarak o kendini saldı. O kendini salınca, bu sefer ben onu değerli görmemeye, istememeye başladım. Bu sefer rolleri değiştik, peşinden koşulan ben oldum yani. Benim de aklım karıştı, başkasıyla olup olmak istemediğimi sorguladım. Hayatta bir kez daha aşık olmamak için ne kadar genç olduğumu düşünüp ağlamıştım :) Ama ben de aynı zamanında kendisinin bir şey yaşamadan ilişkiye döndüğü gibi, ilişkiye dönme kararı aldım. 

Çünkü, ortada bir yatırım vardı. Saygısızlık yoktu, kötü muamele yoktu. Sadece arzu-tutku-beğeni durumları bir onun lehine bir benim lehime dalgalanıp duruyordu.

Bugün, 13. senede her şey rayına oturdu. Birbirimize bir denklik var. Muhabbet var, arzu var, tamam belki heyecan yok ama güzel bir aşinalık var.

Bunları sana neden anlattım? İlişkiler stabil organizmalar değil. İçinde kimin daha değerli-çekici olacağı değişiyor. Ruh halimiz, duygularımız değişiyor. 

Yeter ki kötü muamele, manipülasyon, yalan-dolan aldatma vs. olmasın.

Emin ol, çok aşık olduğun bir adamla evlensen yaşayacağınız şeyler aşağı yukarı böyle. Erkekler ilişki içinde salıyorlar. O arzulu adam evliliğin içinde kalmıyor. Sen arzu duymuyorsun. İlişki dediğin çekimden çok fazlası.

Sadece, maskülenite konusu özellikle çocuklu hayata geçtiğiniz zaman problem yarayan doğal bir arayış. Bununla ilgili yazımı okumanı tavsiye ederim.