İnsanlar Neden İlişki Kuruyor ama Hatası Yoksa da Terk Ediliyor?

İlişkiler

Cevabım: karşısındaki kişi, muhatabıyla beraber olmayı değil, ilişki sahibi olmayı istediği, ilişkiye bu yüzden başladığı için ama sonra sürdüremediği için.

Günümüzde değerin tercih edilirliğinle belki de şimdiye kadar hiç olmadığı kadar fazla ölçülüyor. Bu yüzden herkes flörtü olsun, ilişkisi olsun, seks yapsın, cümle aleme anlatsın ve bunlarla övünsün derdinde. Bu ortamda insanların çoğu, kendini sürekli öncesini sonrasını pek de düşünmediği ilişkilerin içine atıyor. Aslında sevmediği, çok da beğenmediği insanlarla boşta kalmamak veya yara bandı olarak kullanmak adına ilişkiler yaşıyor. Haliyle, ilişki de sürmüyor, kendi başlatmış olduğu ilişkiyi dahi sürdüremeyerek bitiriyor.

Bir de, dopamin çağında yaşıyoruz. Uyarılmak ve tatmin olmak büyük öncelik kazandı. Özellikle de gençlerin gözünde. O yüzden yeni insanlar ve yeni ilişkilerin uyarıcı etkisine muhtaç haline geldiler. Az zamanda çok haz. Haz azalma eğilimi gösterdiği anda hoooop, yeni bir haz kaynağına geçiş. Kadın ve erkeğin azımsanmayacak bir kısmı ilişkilerin başlangıç aşamasındaki duygu yoğunluğunu seviyorlar artık, karşılarındaki kişiyi değil. O yoğunluk normal süreçte kaybolunca, bunun bağımlıları, o yoğunluğu tekrar bulacakları başka insanlara gidiyorlar.

Bence olayın şu yönü de var: insan beyni daimi iyilik aramaz, ölçülü ve umut veren mücadele arar. Ne her zaman kaybettiği yerde huzur bulur, ne de her zaman kazandığı. Bir ilişkide bu iki hali de yaşamayı başaramadığında ilişkiler arasında geçerek bunu yaşamaya çalışıyor insanlar. Karşının bitirdiği toksik bir ilişki ardından aşırı olumlu seyredip kendi bitirdiği ilişkiler döngüsüne giriyor gibi duruyorlar.

Oysa ki, ilişkiyi ve sevgiyi oldurmaya çalışmamak gerek. Nasıl biri olduğunuzdan, kendinizi sevip kendinize güvenmenizden, şahsınızın çekici olmasından, ahlakınızdan ve görünümünüze özen göstermekten başka sevilme yollarına sapmayın. İlgiyle, sevgi göstererek, seks, hediye vs.vererek ilişki kurarsınız ama sevilmeyi garantileyemezsiniz. Siz kendinizi parlatacaksınız ve sizi seveni görüp seveceksiniz. Sevmeyeni sevdirmeye çalışmayacaksınız. Bazı insanların önceliği sevmek değil, yukarıda saydıklarım bu hayatta…

Hep diyorum, sorunların kaynağı çok büyük oranda hız, bunları engellemek için elinizdeki gücünüz de çoğu zaman yavaşlık. Eğer yavaş olursanız, en basitinden bir kişinin sürekli sevgili değiştirip değiştirmediğini uzaktan gözlemleme şansına sahip olursunuz, bu durumda da sizinle derin bir şeyler paylaşma ihtimalinin olup olmadığını ya da sizi yarabandı olarak kullanma ihtimalini zaten az çok kestirebilirsiniz. Ben farklıyım, ben severim, benimle farklı şeyler yaşar diye kendinizi kandırmayın, bir insanın ilişki kurma kapasitesi neyse, o kişi kendisi aksine uğraşmadığı sürece odur. Acele etmeyip gözlemlerseniz, kişiyi daha iyi tanıma imkanı bulursunuz, karşınızdaki de sizi daha iyi tanıma imkanı bulur, herhangi bir ilişki istediğiniz için değil birbirinizi beğendiğiniz için bir araya gelirsiniz.

Yavaş olunca, beğendiğiniz insanı kaçıracak olmaktan korkuyorsunuz, biliyorum. Bunu yazmıştım. Yavaşsınız diye gidecek insanın, zaten sorun edilmemesi gerektiğini düşünüyorum ben. Yine hep demek durumunda kalıyorum, benim idealize ettiğim modelde tercih edilmiş yalnızlık dönemlerini baştan kabullenmelisiniz. Ancak, karşısı size açık ilgi gösterdiyse, reddetmek veya biraz zaman tanıyalım demek riskli olur. Öyle bir senaryoda, karşı ilginiz olduğunu belirtmeli, gerekirse ilişki başlatmalı ancak kişiye karşı çok temkinli olmalısınız zihninizde, birkaç ay.

Peki, ilişki öncesi süreci bir şekilde gereğince yaşamadınız ve kendinizi sevildiğinizden şüphe ettiğiniz bir ilişkinin içinde buldunuz.

Birinin bizi sevmediğini nasıl anlarız?

Sizi belli bir kalıba sokmaya çalışıyorsa, yaptıklarınızı aslında beğenmediğini hissediyorsanız, sizi başkalarıyla kıyaslayarak eksik hissettiriyorsa, çevrede insanlar varken size farklı, yalnızken farklı davranıyorsa sizi değil ilişki sahibi olmayı seviyordur diyebilirim.

İlişki yaşadığınız kişinin arkadaşlarıyla yarışan bir tip olup olmadığını, kendini ne kadar ortalara attığını, ilgi çekme hastası mı olduğunu gözlemlemek işe yarar. Bu, görüştüğünüz kişinin arkadaşlarının sevgilisi varken boş kalmamak, çevreye sevgilisini, sürprizleri vs. anlatmak derdiyle mi ilişki yaşadığı hakkında kabaca bir fikir verir.

Genel olarak popüler olmaya çalışanlardan uzak durmak iyidir diyebilirim. Kaçınılmaz olarak oluşan popülerlikten bahsetmiyorum. Sizi seven ve sevecek insanlar kızlar için de erkekler için de ortamın en gösterişlisinden değil friendzonedan çıkar genelde. Üzgünüm, ancak dizi-filmlerin bize dayattığı, muhteşem tiplerle harika ilişkiler masalı gerçek hayatta karşılığı olan bir şey değil.

Yalnız, bu üstteki 3 paragraf, ilişkinin başından beri böyle hissettiğiniz zaman geçerli olan bir durum. Bazen de, ilişki içindeyken salarsınız, o yüzden karşısı cızırtı vermeye başlar. O başka bir vaka. Eğer bu şekilde, seyirde bir dalgalanma varsa, kendinizi toparlamanız gerekiyor demektir. Karşıya aşırı ilgi gösteriyor, niteliklerinizi de boşluyorsunuz demektir. Yazılarımda bolca söyledim, ilişkiler niteliklerinizin sağlamlığı ve dahi mümkünse yükselmeye devam etmesi sayesinde sürer, karşıya verdiğiniz ilgi-bağlılık yeminleri-sevgi gösterileri vs. ikincildir, bunlara güvenilmez ve bunlar abartılmamalı.

Yorumlar

Ciri (22 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

6 aylık bi ilişkim var ve baştan sona içimde hep bir şüphe vardı. ara ara bu şüpheyi dindirebilmiş olsam da belirli zamanlarda nüksetmeye başlıyordu. şüphemden bahsedeyim, erkek arkadaşımın sanki yakın arkadaşlarına ve çevresine "bakın benim ilişkim var" demek ister gibi davranması benim kafamda hep soru işaretlwri oluşturdu. bunun birinci sebebi sosyal medyasında paylaşımlar yapması ve sonradan sosyal medyadaki yüzümüzün gözüktügü fotografları "nazar değer diye sildim" diyerek silmesi. başta benim zaten paylaş diye talebim olmamıştı. kendi içinden gelerek paylaşım yapıyordu. diğer birlikte oldugumuzu belirten paylaşımları duruyor. ikincisi ise telefonunun ekranına - yine benim talebim olamdan, kendi isteğiyle - küçüklük fotoğrafımı koyması ve "bak arkadaşlarımın yanına gidiyorum ekranımda foton var" mesajı vermesi. normalde bu anı yaşadığımda hoşuma gitmişti fakat sonradan o ekrana koyduğu fotografı da tamamen kaldırdı ve geri koymadı. beni arkadaşlarına "karım vs." gibi anlatıyor cok güzel bi iliskimiz varmıs gibi gösterme cabası icinde oldugunu düsünüyorum. evet iliskimiz güzeldi baslarda fakat benim farkındalık seviyem yüzünden su anda cok da iyi durumda sayılmaz. bana göre tabi bu. ona herhangi bir şey açmadım. onunla bu konular hakkında konuşmadım hiç. gözlemlemek istedim ve gözlemlerim maalesef kötü sonuçlar dogurmaya başladı. son zamanlarımızdaki kavgalarımızda ona sürekli söylediğim şeyler "benim fikirlerimi aşağı görüyorsun, neden sürekli mansplaining yapıyorsun, dünya senin etrafında dönmüyor" gibi. gerçekten bi sorgulama içerisindeyim ve bundan kurtulamıyorum. bana şefkat ve sevgi göstermesi gerkeen yerkerde nemrut kesiliyor ve beni kendisinden uzaklaştırıyor. sonra benim mental olarak ortalama oldugum vakitlerde gelip bana çok iyi davranıyor ve ben ona sevgi dolu yaklaşamıyorum çünkü bu dengesiz ruh hali benim mentalimi çok etkiliyor ve o hiçbir şeyi farkında değil ya da işine geldiği gibi davranıyor. ve ben onun karşısına çıkıp ne zaman bie şeyler anlatmaya çalışsam beni anlamaktan aciz, kendisini savunmaya geçen birisini görüyorum. bu yüzden artık onunla tartışmak dahi istemiyorum. çünkü aptal gibi geliyor (üzgünüm ama başka türlü açıklayamıyorum bu durumu, amacım hakaret etmek de değil). mesela ben evde kektir kurabiyedir yapmayı ve yaptıgım seyleri sevdiklerimle de paylasmayı severim. bikaç kez "yaptım getireyim" tarzınsa girişimim oldu tamamen içgüdüsel tekliflerdi ve "askım yok ya getirme" şeklinde dönüt aldım. yani çok anlamsız gelebilir bu verdiğim örnek ama bunaldım sıkıldım. derdimi nasıl anlatıcam bilmiyorum.

baska örnek vereyim ben alkol sigara tüketmem. arkadasları tüketir. kendisi de "eslik" etmeyi sever. ben hiç alkol sürmedim agzıma ve pek de benlik değildir alkol alınan ortamlar. beni bikaç kez o tür ortamlara soktu (yeni nesil meyhane tarzında yerler yanlıs anlasılma olmasın, kötü yerler değil). benlik olan trk kısım eglenme kısmı yeme - içme ve kısmı hiç benlik değil. sırf yanında olmak için, o mutlu olsun diye gittim. ve benim o tür yerleri (alkol alınan) sevmediğimi bilmesine rağmen yine gelip bana "bilmem su tarihte arkadasın sevgilisi gelecekmis bi rakıya gideriz" diyor. yemin ederim kafayı yiyorum. çok fazla tepki vermedim çünkü o arkadaşlarıyla konuşup anlaşmış zaten. benim diyebildiğim tek şey "sen gidersin ben o tür ortamları sevmiyorum". kendimi o kadar garip hissetmeye başladım ki abla. ben neden bu tür biriyleyim bu tür biri neden benimle diye sorguluyorum. ki kendisi benim karakterime de bayılır. ironik.

bi de son olarak kişisel bakımına son zamanlarda hiç dikkat etmemeye başlado ve ben bunu açıkça dile getirdim oturup konuştum (bi boka yarayacakmış gibi :D). bi değişim olmadı bu konusmayı yakın tarihte yaptıgım için cok fazla bi sey diyemiyorum ama biliyorum yinw etmeyecek. çünkü kendisi her hafta diyete baslicam diyerek aksamları midesini karbonhidrata boguyor. yürüyüse cıkıcam dedigi hicbir gün kıcını kaldıramıyor. sonra da ben sanki bunlardan hoşnutmuşum gibi bu durumu kabullenmek zorunda kalıyorum sevgilisi oldugum için. ben kişisel bakımıma, kokuma, görünüşüme, giyimime nasıl dikkat ediyorsam o da etmeli. ben bu konuda abartılı düşündüğümü düşünmüyorum çünkü kaç haftadır destwk oldum ama harekete geçmiypr. sıkıldım artık bu durumdan.

ben her ilişkimde evlenilecek kız profiline koyuldum bu ilişkimde de o durumdayım. fakat karşımdaki kişinin beni bu şartlarda hak ettigini pek de düşünemiyorum (egoist degilimdir). bu kadar özensizlik üstüne bu kadar gösteriş olunca insan bi sorguluyor. sen diyorsan ki bunda gösterişsel bir ley yok sen abartmışsın o zaman başka bi çerçeveden daha bakabilirim olaylara. fakat benim ilişkinin başından itibaren oluşan çerçevem bu ne yazık ki. 

içimi dökmüş gibi oldum ama yazını okuyunca bendeki bu durumu başkaları da yaşayabiliyor demek ki bu duruö yaşanabilir ve aşılabilir diye düşündüm. o yüzden paylaşmak istedim. 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Senin yaşadığın süreci sana açıkça yazayım mı Ciri?

Erkek arkadaşın ilişki içinde salıyor, zayıflıyor ve sana iticileşiyor, çekiciliğini kaybediyor. Sen de o yüzden ondaki her şeye sinir olmaya başladın, daha önce sana normal olan şeyler şimdi sana batıyor.

Yani bir şeyler battığı için, sevgisini sorguladığın için vs. soğumuyorsun. Soğuduğun için her şey batar hale geliyor. Yoksa, bence, anlattıkların erkekler için sağlıklı olan odunluk seviyesi. Ben erkek arkadaşının sana çok bir ayıbı olduğu hissine kapılmadım.

Bizim kadınlar olarak bir hatamız var. Bunu neden yapıyoruz bilmiyorum. İlişki sorunlarımız konusunda erkekleri yanlış yönlendiriyoruz. Kendi kafamızın içinde de olayı yanlış değerlendiriyoruz zaten. Hipergamik doğamızı çirkin bulup dümdüz "ben seni o kadar değerli görmüyorum artık, o yüzden soğudum, daha iyisine bakacağım" demeyi yediremiyoruz muhtemelen, o yüzden de kafamız kaşının üstünde gözün var dahi diyerek sorun çıkarmaya, erkeğe de yanlış dönüt vermeye başlıyor.

Şimdi bu değer uyumsuzluğu konusu ve kendine daha değerli bir erkek arama meselesi zor bir konu. Normalde, dümdüz bakarsan, git daha iyisini, daha değerlisini ara bul, bu senin hakkın gibi düşünülebilir değil mi? Ne borcun var, ikiniz de gençsiniz filan felan. Seni düşünen birinin böyle cevap vermesini beklersin.

Benim annem bana böyle cevap vermedi zamanında. Ben şu gün, iyi ki diyorum, bana böyle cevap vermemiş ve benzer süreçlerimde ilişkide kalmam yönünde tavsiye vermiş. Açıklayayım:

Özellikle kadınlar, daha fazla ilişki yaşadıkça daha çok sevemez ve daha çok sevilemezler. Ayrılıklar insanlara acı verirler, yani serotonin düşüşü yaşatırlar, hem de ciddi biçimde. Bu mutsuzluk dönemleri tekrar edile edile insanda yeniden bağlanmaya, sevmeye karşı bir savunma mekanizması gelişmeye başlar. Yine bitebileceğinden şüphelendiğin bir şeye artık o kadar önem atfetmez, o kadar sırtını yaslamazsın. Bu aynı zamanda senin "bavul"unu da doldurur. Yani her bir ilişkiden bir takım özlemler ve bir takım pişmanlıklar taşırsın yanında. İşte başka erkeklerin seni eski erkek arkadaşlarından daha az sevebilmelerine sebep olacak şey de bu bavulundur. İnsanlar karşısının bavulunun ağırlığını hissedebiliyorlar.

Bu yüzdendir ki ister erkek olsun ister kadın olsun, ilişki başlayıp bitirdikçe, yani eski partner sayıları arttıkça yeni ilişkilerin stabilitesi giderek düşer. Bu gerçeği hiç unutmamak lazım. Başkaları buna, bu tip çiftlerin birbirine takıntılı olarak, konfor alanını bozmaktan korkarcasına bağlı olduğu düşüncesiyle bakabilirler, ancak onların ilişkisi iyi kötü sürerken ve o ilişkide bir tatmin varken, diğerlerinin hayatından birileri geçip gidip duruyor ve sonunda kimse yanlarında kalmıyorsa yani kendi hayatı da iyi kötüyse, burada daha karlı olan kim? Ben aşırı problemli olmadığı sürece ilişkisine sahip çıkmış insanların günün sonunda daha karlı olduğunu düşünüyorum.

Erkekler gençken, çok toy ve derin severler. Erkek arkadaşının şu an sana olan bu sevgisinin dengini bundan daha tecrübeli, daha çekici bir erkeğe gittiğin zaman büyük ihtimalle bulamazsın. Bunu sana söyleyeyim. Sevgi karın doyurmaz ve bunu bilen kadınlar o seven çocukları terk ederler. Terk ettikleri için de seven oğlanlar bir daha eskisi gibi sevemezler hayatlarına yeni giren kız arkadaşlarını. Bu kadar sevmedikleri için de çekici gelirler çünkü duygusal güçlerini daha iyi korurlar, daha "işlevsel" erkeklerdirler. Piyasanın çok sık tekrar eden bir döngüsü bu.

Yani derdin gerçekten sevgi ise aslında doğru olan bu ilişkileri sürdürmek. Sevgi, ortada ciddi bir kötü davranış, kötü niyet olmadığı sürece durdukça çoğalan bir şeydir. Senin ilişkinde de bu sorunların olmadığını düşünüyorum.

Ama, senin derdin başta da dedğim gibi aslında hipergaminin doyurulması. 

Bu bir risk. Erkek arkadaşın erkek arkadaşın olduğuna göre demek ki bir zaman çekiciydi. Çekici olma kapasitesine sahip, sen onu terk ettikten sonra da olur tekrardan muhtemelen.

Bir kere, biz kadınlar anlamalıyız ki, her çekici erkek ilişki içinde bir miktar salar ve çekiciliği düşer. Dışarıdaki ilişki dışı erkek de biraz da kafamızda yarımları mükemmel tamamladığımız için bize daha çekici görünür. Bu adamı bırakıp başka çekici bir adama gitsen yine aynısı olur, ilişki ilerledikçe yanındaki adam çekiciliğini kaybeder. Bundan bir kaçış yok. Buna takılıp gidersen sürekli bavul doldurmak var. Üstte açıkladığım üzere.

Bence, sen kendi değerine eğilmeye devam etmeli ve erkek arkadaşına alakalı alakasız konularda sorun çıkarmaya değil, değer düşüklüğü konusunda sorun çıkarmaya ve uyarmaya başlamalısın ki asıl meseleyi kaçırmasın. Erkek arkadaşın kendini toparlayabilir ve güçlenebilir, o zaman sana tekrardan çekici gelecektir. Ancak bu kısa bir sürede olmaz. Yapamayabilir de. Yine de üstte açıkladığım üzere, denemeye değer. Birkaç ay denemeni tavsiye ederim, buna değecek kadar iyi biriyse birkaç yıl da olurdu :D Yaşın çok genç. 

Öf be erkekler. Bu farkındalığa onların erişmesi lazım aslında. Bizim değil.