Toplumsal-Bireysel Farkı ve Kınamak

Hayata Bakışım

İnsanların beni en çok anlamadığı konu. Sert konuşuyorum, idealist konuşuyorum, gitmiş oldukları yolun oradan gidecekler ve kendilerine yarattığı tehlikeleri onlara göstermeye çalışıyorum. Onlar da bana diyorlar ki, “A olan illa B olmaz.”

Arkadaşlar, ben zaten biliyorum bunu ve o yüzden de sürekli “muhtemelen, büyük ihtimalle, büyük oranda, daha büyük bir riskle” gibi kalıpları kullanıyorum. İstisnai bir insan ve istisnai bir insanla birlikte olan bir kişi olarak emin olun bunu çok iyi biliyorum.

Benim kimsenin ne yaşadığı ile hiçbir sıkıntım yok, inanın. Kimse hakında “bu kötü” diye düşünmüyor, neredeyse herkesle empati kuruyor ve onları anlıyorum. Kişileri asla kınamam.

Ama tersi şekilde, toplumsal yönelimler konusunda duruşum, bakışım çok serttir. Çünkü toplumsal gevşekliklerin bireylerde daha fazla gevşeklikle sonuçlanacağını biliyorum. Toplum sana “A yapabilirsin” der, bireyler o fırsatla “A + B yaparlar”. Büyük oranda.

A’ya izin verilince, sadece A’yı yapmakla durulacak insanlar yok mu? Var. Kesinlikle var ve saygıyı hak ederler. Ancaaaaaaak, bu insanların olması ölçüyü kaçırıp “A + B’yi yapacak insanların” olmayacağını garantilemediği gibi, ikinci tip insanın daha fazla olmasını dahi engelleyemez. O yüzden, toplumsal meseleleri konuşurken B’yi engelleyecek şekilde konuşmak zorundasın. Bu konuşmaları yapmazsan, yok ya insanlar A’da durur, B’nin risklerini konuşmaya ne gerek var dersen, insan psikolojisi ve toplum sosyolojisi hakkında hiçbir şey anlamıyorsun demektir.

Risk. Riskleri doğru analiz edip, insan dediğin varlığı doğru tanıyıp ona göre fikirler savunmalısın. Halleder insanlar, bu insanların sorumluluğu diyip sıyrılamazsın. Senin birey olarak toplumu etkileme gücün var. Hepimiz birbirimizden sorumluyuz.

Mesela o yüzden, ben toplumsal kınama mekanizmalarını savunuyorum. Toplumlar, belli davranışları dışlamalı, kınamalı. Bu toplumun sağlıklı şekilde devam edebilmesi için şarttır.

Tekrar başa döneyim, toplumun kınamasını istiyorum diye bireyi kınamıyorum. Toplumsal sonuçları olacak şeylerin, bireylerin hayatlarında o kadar büyük sonuçlara sebep olmayacağını biliyorum.

İş insanın kendinde biter, çok doğru. Ancak riskli olan davranışların normal görülüp yaygınlaşması toplumda o riskli davranışların olumsuz sonuçlarının yaygın şekilde yaşanmaya başlayacağı anlamına gelir. Çünkü ortalama bir insan kendini ideal seviyeye yakın seviyede dahi kontrol edemez.

Bir de şu var: insanlar doğru şeyi yapmaya güç yetiremeyince yaptıklarının doğru olduğunu iddia etmeye başlıyorlar. Bunu çok görüyorum. Kendi de risklerin farkında, hatta ödediği bedellerin de farkında. Ancak yaşadıklarında veya yaşattıklarında payının olduğunu kabullenmek yerine, yaşadığında bir yanlışlık olmadığını savunmaya başlıyorlar. Bu tuzağa düşmemeli. Kendi yolumuz dahi eleştirilse, doğruya doğru, yanlışa yanlış demeli. Toplum başka, toplumun algılarını bozmak başka, bizim ne yapmış olduğumuz gene de başka…

Yorumlar

Henüz bu içeriğe yorum girilmedi.