Erkekler ve Konfor

Evlilik

Annem der ki erkekler biraz şeydir. Şaka şaka. Ama kadınlar kadar diş sıkamadıklarını, bunu onlardan beklememem gerektiğini öğretti bana. Der ki, erkekler yeterince dirayetli olsaydı doğurmak görevi onlara verilirdi :) İşbu yazı erkeklerin konfor düşkünlüğüne göndermedir.

Kadınların çoğu böyle erkekleri sever deniyor.

Seviyor muyuz, sevmek zorunda mı kaldık, orası tartışılır :) İş bölümü olan bir yerde konfor düşkünü taraf karşıyı bir miktar istismar ediyor çünkü. Ama kadın, çocuk da büyüttüğü için istismar edilmeyi biraz tolere ediyor. Zira çocuk dediğin anneyi istismar ederek hayata tutunur.

İstismar kelimesini ben şöyle kullanıyorum burada: alan taraf, alması artık şart olmamasına rağmen sürekli istemeye devam ediyorsa bu istismardır. Çocuklar, anneleri onların durmalarını sağlamazsa sürekli istemeye, almaya programlıdır, bu onların hayata tutunma mekanizması. Olumsuz manada kullandığım bir kelime değil burada yani, sınırı aşmak olarak düşünelim.

Dediğim gibi, kadın kendi alanında erkeği tolere ediyor, çocuk büyüttüğü için zaten tecrübesi tolere etmeye yatkın. Erkek de gevşedikçe gevşiyor evde. Evliliğin başında yaptığı ev işlerini sallamaya başlıyor. Geçen bir adamı Twitter’da kadın dediğin ev işlerini yapacak dedi diye linç etmişlerdi. Orada dedim ki, en azından açık sözlü. En kötüsü ne biliyor musunuz, en çok çatışma yaratanı? Erkeklerin azımsanmayacak bir kısmının evliliğin öncesinde veya ilk zamanlarında hayatı eşit paylaşacakmış gibi davranıp yükler arttıkça salarak kadının dayanıklılığını istismar etmeye başlaması.

Girişte erkeklerin dayanıklı, dirayetli olmadığı ile ilgili yazmıştım. Aslında burada kadındaki mesele dayanıklılık değil. Mesele, aksi davranma seçeneğinin olup olmaması. Kadının ev işini boşlama gibi bir seçeneği yok. Kadın, ev bok içine batmasın, aç kalınmasın diye çaresizlikten yapıyor kalan işleri, erkek bunu biliyor ama serde tembellik var. Üstüne, daha bir de ekonomik anlamdaki görevlerini salıyor erkek, kadın ailem geçinsin diye bir de erkek kadar çalışmak zorunda kalıyor.

Evde tembelseniz, tembelliğe yenilecekseniz, baştan açık söyleyin. Karınız baştan bilir, sizi öyle konumlandırır. Ben para kazanırım, bu kadar kazanırım, bu şartlarda yaşarız ama ev işi yapmam deyin. Yok bunu demiyorsanız, karşı taraf hallediyor diye zaman içinde kendinizi salmayın. En azından arkanızı kendiniz toplayın.

Sonra neden seks yok diyorsunuz, can mı kalır? Bakın, aşağıya yazı iliştiriyorum. Bir erkek, evde kedi gibi, çocuk gibi olursa, kendini salar da karısını zorla annesi konumuna sokarsa, o çiftin arasında seks hayatı düşüşe geçer. Sadece kadının yorgunluğundan değil, rollerin bozulmasından. Dediğim gibi, karınız karınız olmaktan çıkıp anneliğinizi yapmak zorunda kalıyor. Oğlan annesiyle, anne oğluyla sevişmek ister mi? Sizlerin kadın-erkek olmanız lazım, anne-oğul değil. Erkek de, bir zahmet kendi alanını toplar.

Aslında, Araplar bu meselelere çareyi bulmuş, çok büyük kısmının evinde yardımcısı var. Bizdeki kadar lüks bir olay gibi gelmiyor akıllara evde yardımcı çalışması. Evin hanımının ev işi yükü çok düşük, süslenmeye zaman ayırıyor ve sekste kocasını mutlu etmeye çalışıyor. Batılı kadınlardan ise ev işlerinde beklenti yüksek değil. Genelin temizlik standartı bizimkinden aşağıda, ayrıca yemek çeşitliliği konusunda ortalama Türk kadınından çok daha basit şeyler bekleniyor onlardan. Yani emin olun, farklı toplumlara göre Türk kadınları gerek evin temizliği, gerek yemek, gerek çocuk bakımı konularında harika işler beceriyor, üstüne de yeni nesilde çoğu iş hayatına katılıyor.

Bence konfor meselesinde iki tarafın da şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım. Bu konuda krizler yaşanıyorsa bir taraf beklentilerini kontrol edecek, öteki hareketlerini. Haklı haksız tartışmasıyla çözülmez. Yapabilirseniz, maddi durumunuz el veriyorsa da eve mutlaka yardımcı tutmanızı öneririm, haftada birkaç kere gelse bakım ve seks için hanımınız daha çok vakit ve enerji bulacaktır.

Bazı kadınlar da aynı istismar-rahatlık paternini maddiyat konusunda yaşatıyorlar bu arada. Erkek izin verdikçe kazandıkça harcıyor, aldıkça alıyor. Ya da yapabilecek olmasına rağmen eve maddi katkı sağlamıyor. Bu da yanlış. Yazının konusu değil diye uzatmıyorum ama yapmayın kızlar.

Ayrıca, yine size diyorum kızlar, şundan emin olun ki annesinin evinden çıkalı çok olmadan evlenen bir erkek, başlarda denese de ev işi yapmayacak, büyük ihtimal üzerinize yıkacak zaman içinde. Öğrenci evinde kalmış olmasına güvenmeyin. Öğrenci evlerinde erkekler bok içinde yüzseler de umursamıyorlar. Bu yüzden, mesleğinize çok aşık değilseniz, istismar edildiğinizi hissettiğinizde -evliliğinizin diğer yönlerine de güveniyorsanız- meslek hayatından biraz geri çekilmenizde fayda var. Yoksa ev işiyle meslek hayatına yetmek derken yıpranır, mahvolursunuz. Erkek, yükünü yüz buldukça sizin üzerinize yıkar. Hakları var mı, güzel mi? Hayır. Ama bu olasılık çok büyük ve sizleri uyarmak isterim. Bu konuda çok hassas iseniz askeri eğitim vb. almış ya da uzun süre yalnız yaşamış titiz bir erkek bulmak zorundasınız. Haberiniz olsun.

Yorumlar

ayda (23 yaşında) 9 ay önce yazdı:

Yazım biraz uzun olabilir şimdiden okuduğun için teşekkür ediyorum. 

8 aylık bir ilişkim var, sevgilimi seviyorum onun sevgisini de seviyorum. Aramızdaki cinsel çekim de yüksek. Bana maddi, manevi ve zaman olarak yatırım da yaptı. Benim için fedakarlık da yaptı ben de onun için yaptım hepsini. Bunlar benim için ilişkideki olumlu olan şeyler.

Evet seviyorum seviliyorum ama 1-2 haftadır stres topuna dönüştüm. Ayrılmam mı gerek diye kendimi yiyorum ama bu sevgiden mahrum kalmak beni ne kadar iyi yapar ki diye düşünmeden de edemiyorum. Hayatımda çok insan yok hatta hiç insan yok kimseyle samimilik kurmam kolay kolay. Belki de o yüzden ayrılamıyorum sevgilimden. 

Dikkat eksikliğim var cümleleri toparlayamayabiliyorum ama düzenli şekilde yazmaya çalışıcam.

Şimdi sorun ettiğim şeylere gelmek istiyorum. Her şeye okay olsam bile asla kabul edemediğim kendimden ödün veremediğim bir konu var: kız arkadaş. Sevgilimin kız arkadaşları var ve bu konu yüzünden sayısız defa tartıştık ve hala daha 8. ayda bunu çözümleyememiş olmanın bilinci beni mahvediyor. Gece gündüz stres oluyorum bu olaya. Nasıl kabullendin diyorum NASIL çünkü sevdiğim için gözüm kör olmuş gerçekten bu görmeye başladım. 

Kız arkadaşlarıyla baş başa buluşuyor. Hiç erkek arkadaşım yok burda diyor ama olduğunu biliyorum. "Onlarla o kadar yakın değiliz" diyor. İçimden çok sinirlensem de sırf o SOSYAL BİR İNSAN diye ve bu ara çok yalnız kaldığını söylediği için "baş başa" buluşmasına okay verdim. Daha sonra bu tek seferlikti falan diye kontrol ettim ve "hayır bu tek seferlik olacak bşr şey değil onlar benim arkadaşlarım" dedi. "Senin de iş hayatında erkek arkadaşların olacak" bilmem ne zırvalarına başladı gerçekten kafayı yiyorum. Şunları yazarken yine ayrılmak yüzde yüz mantıklı geliyor. 

Dış görünüşlerimizden bahsedeyim ben 160 boy 48 kiloyum. Beyaz tenliyim. Fiziğim güzel bacak boyum gövdeme göre uzundur ve çevremde de hep fiziğime iltifat alırım. Güzel giyinirim. Bakımlıyım. O ise, 170 boy 80 kilo (ilk 2-3 ay kilosu normaldi sonra kilo aldı baya) esmer, bodur duruyor. Ben ilişkimiz boyunca hiçbit zaman dış görünüşte bu kadar tereddüt ettiğim bir zaman dilimi hatırlamıyorum abla. Gerçekten yüzünü beğeniyorum bana DUYGUSAL yatırımı eksik yaptığı için tüm fiziksel kusurları gözüme batıyor. Yüzünde çizikler var (benim yüzüm mükemmel demiyorum) gözüme batıyor. Son zamanlarda çok gözüme batmaya başladı "bunları yaptıracak mısın, epilasyona gidecek misin bence git" vs. diyorum. Seviyorum diyorum ama bunları düşününce de kötü hissediyorum. Sevmiyor muyum?

Ben gerçekten dış görünüşe önem versem en başta hayır derdim ama vermiyorum bana duygusal yatırım yapabilecek biri gibi geldi ve öyleydi de her şey. Son zamanlarda verdiği o "baş başa" buluşmama sözünden caydı. Bunu anlatmadım sanırım anlatayım: ilişkinin başında bana "ben kız arkadaşlarımla baş başa buluşmicam, evet senin yakın erkek arkadaşın falan yok ama olsa ben de senin buluşmandan rahatsız olurdum" diyen adam şimdi "şartlar değişti" diyor. Değişen şartlar da şehrin öbür ucuna gitmesi. Eskiden bulunduğu konumda "en azından" birileriyle sürekli görüşebiliyormuş (küçüklük arkadaşları erkekler). Şimdi yalnız kalmış. E yalnız kaldın tamam neden kızlarla buluşuyorsun? diyorurm yok. Birlikte buluşalım ben de geleyim diyorum "sen, arkadaşlarınla konuşabildiğin şeyleri benimle konuşabiliyor musun" diyor ay o kadar sinir bozucu ki evet diyorum buna "ya yapma" falan diyor. 

Bir de sürekli sıkılma durumu var sürekli bunaldığını söylüyor evde. annesiyle arası kötü annesi kötü şeyler söylüyor vs. ben annesi yüzünden yargılamıyorum, ailesine de önem veren biridir. fakat bu da olumsuz etkiliyor beni. Bunaldım dışarı çıkmak istiyorum diyor ama aile evinde olduğu için çıkamıyor eski yerinde olsa çıkardı mesela bu da rahatsız edici. şu an saatli girip çıkıyor ama eski evinde tekken gecelere kadar takılıyordu. şimdi düzene soktum diyor (geç gelse ailesiyle takışacak biliyorum ama sanki kendi iradesiyle yapıyormuş gibi konuşuyor).

Abla aptallık bende galiba şimdi bu söylediğim şeyden dolayı bana kızabilirsin de bilmiyorum ama anlatayım. ilişkinin en başında ilişki yokken hatta 2. buluşmamızda bunun telefonunda o şu an buluşmak istediği kızlardan birine "balımsın" mesajını gördüm. Direkt bıraktım ve sonra çok özür diledi peşimden koştu yanlış anlaşılma dedi samimiyetine inandım. Sonra bunu ilişkinin ortasında konuşurken "ben eskiden kız arkadaşlarımla samimiydim ama artık olmicam" vs. dedi içimi rahatlatacak şeyler yaptı hep ama şimdi her şeyi allak bullak etti. Benimle evlenmek istiyor. Ben şu an böyle bi şi istemiyorum. Belki de evlilik diyerek beni kandırıyor dicem ama 1- zaten ben istemiyorum 2- o kadar yatırımı neden yapsın 

Bu ara buluşcaz ne dicem nasıl davrancam bilmiyorum bu ara anlayışlı davranıyor ama karşısına geçip ne demem gerek? 

Ben şunları demeyi düşündüm (senin başka yazından alıntı):

*karşı cinsle tekil muhabbet olmayacak

*karşı cins yoğun ortamlardan kaçınılacak

*çapkın arklardan uzak durulacak vs. 

o yazındaki şeylere yüzde yüz katılıyorum ve onları oturup ona anlatmayı düşünüyorum eğer birine dahi karşı çıkıp ben buna uyamam derse de bizim için doğru olanın ayrılmak olduğunu belirticem.

Senin fikirlerin neler sence ne yapmalıyım?

 

Mantıklı Kadın 9 ay önce yazdı:

Seninkinde şeytan tüyü var herhalde. O kadar şey anlattın ama çocuğun neden çekici olduğunu anlamadım, çekici olmaması için de sebepler görüyorum. 

Sen de görüyorsun zaten belli ki. Ben anlattığın durumu eğer böyleyse hiç beğenmedim. Ne demek baş başa görüşecekmiş de özel şeyler konuşacakmış da. Saçma sapan bir iş. Erkek dediğine yalnızlık o kadar koymaz bir kere. Gitsin salona spor yapsın. Ayrıca aynı şehirde eski arkadaşlarıyla buluşmak o kadar mı zor? 20+ değil mi bu çocuğun yaşı?

Bana kendine saygın az olduğu için bağımlılık geliştirmişsin gibi geldi, başka açıklama göremiyorum şu profili sineye çekmek için. Hani senin için mücadele eden ama zayıflamış, iyi niyetli bir erkek olsa ben her zaman ilişkide kalmak yönünde tavsiye veriyorum. Hatta arzu azaldığı halde bu ihtiyacını kontrol etmelisin çizgisinde olduğum için diğer kırmızı hap içerik üreticileri tarafından ayıplanıyorum. 

Seninki maşallah hem anne babasının gözüne bakan, kendini salmış ve adam olmaya niyeti olmayan bir tip gibi, hem de pişkin ve yüzsüz. Çok yüz vermişsin, artık verme derim. Sen razı oldukça o gevşeyecek gibi.

ayda (23 yaşında) 9 ay önce yazdı:

Evet abla 23 yasında. Çekici olduğu konu ne bilmiyorum ama gözüme perde indiyse allah beni kurtarsın yani inip inmediğini bile anlamıyorum :( ona çekim duyuyorum ve gerçekten sevdiğimi onun da aynı hisleri bana hissettiğini biliyorum. Dün her şeyi açıkça konuştum. İstemediğim şeyler olursa ilişkinin bi süre sonra biteceği mesajını verdim. O da düşündü biraz vr geri adım attı kız arkadaş konusunda. Baş başa buluşmicam buluşursak sen de olursun falan dedi. Ben de tamam dedim. Sigarayı bırakmıştı tekrar başladı şimdi canımı sıkan tek o kaldı galiba. Evlenir miyim bilmiyorum ama yine evlenmek istediğini falab söyledi. Aşıkmış bana her şeyi yaparmış benim için. 

Mantıklı Kadın 9 ay önce yazdı:

Biraz uyumsuz duruyorsunuz ama kısmet bakalım. Kalmak için yeterince sebebi olan çiftler böyle şeyleri aşıyor, çoğu da aşamıyor. Yine de doğru bir konuda taviz vermesi, güzel.