Fuckzone'a Hapsolmak

İlişkiler

Batılıların bu ilişki konularında terim icat edip durduklarını biliyoruz. Çok uzun zamandır dilimizde olan bir kelime friendzone. Kadınların kendileriyle ilgilenen, açıkta kalmamak için çevrelerinde tutmaya değer gördüğü ama aslında çok da beğenmedikleri erkekleri "ama biz arkadaştık, öyle kalalım" diyerek tıktığı bölge. Şimdi de bunun simetrisi tanımlandı. Erkeklerin cinsel ilişki yaşadıkları ama bir türlü ilişki yatırımı yapmadıkları kadınları "iyi vakit geçiriyoruz işte" cümlesiyle hapsettikleri bölge: fuckzone.

Fuckzone doğum kontrol haplarının icat edilip kadınların seks=gebelik döngüsünü kırabilmesi yüzünden ortaya çıkmış bir gelişme. Seksin bebekle sonuçlanmaması sağlanmadan önce insanlar şimdiki gibi yatırımsız seks yapamıyorlardı. Bir çocuğun olması ihtimaline karşın hayatın nasıl devam edeceğini planlamaları gerekiyordu ve seks eylemini buna uygun olarak yaşıyorlardı. Seks bu yüzden evlilik içine alınıyordu, çocuk olduğu zaman kimin bakacağı baştan belli olsun ve ebeveynleri başında olsun diye.

Bu sayede kadınlar bir erkekle seks yapıyorsa ondan halihazırda ilişki yatırımını da almış oluyorlardı. Dediğim gibi, doğum kontrol ortaya çıkınca "seks varsa orada zaten yatırım vardır" gerçeği gün be gün tıraşlanmaya başladı.

Kadınlar ve erkekler birbirine karşı bir kapı oyunu oynarlar. Aslında buna kapı oyunu demeyi ben yanlış görüyorum. Buna daha uygun olan benzetme ne biliyor musunuz? Zarf değiştirme oyunu. Kadın ve erkeğin bir pazarlık yapmak üzere masada oturduklarını hayal edin. Kadının zarfında erkeğin istediği -seks-, erkeğin zarfında kadının istediği -ilişki- var. Normalde, bu pazarlığın sağlıklı yürümesi durumunda taraflar zarfları aynı anda değiştirirler. Her iki taraf da ihtiyacı olanı alarak memnun olur. Eğer erkek zarfını verir ama karşıdan zarfı alamazsa friendzone'a düşmüştür, eğer kadın zarfını verir ama karşılığında erkekteki zarfı alamazsa da işte fuckzone'a düşmüş demektir. 

Şimdi erkekler sürekli fuckzone işine sinirleniyorlar ya, hani kadınlar buna ayıla bayıla düşüyorlarmış gibi. Aslında fuckzone diye bir bölgenin olması kadın ve erkek doğası serbest bırakıldığı zaman o kadar doğal ki. Çünkü kadın hipergamiktir ve kendinden üstün olan erkeği ister. Yani bir pazarlık masasına eli kendinden halihazırda daha yüksek bir kişiyle oturur. Erkekler de poligamiktir ve o masadan kılçıksız kalkmak ve yeni masalara geçmek ister. Bu iki taraf pazarlığa oturduğu zaman doğal olarak bir sürü kadın yenilgisi oluşur, oluştu da. Yani aslında kadınlar kaybetmek için doğalarına uymaktan başka bir kusura sahip değilller.

Kadın da erkek de fuckzone'a düşer ve fuckzone'a hapsolur.

Bir kadının fuckzone'a hapsolması kadının o bölgeden çıkmak isterken diğer erkeklerce artık yatırıma değer görülmemesi demektir. Kadınlar erkekler tarafından kolektif şekilde fuckzone'a hapsedilirler.

Erkekler ise kendi kendilerini fuckzone'a hapseder. Kısa süreli ilişki ve uzun süreli ilişki dinamikleri ve gereklilikleri çok farklı olduğu için fuckzone'da uzun süreli kalan erkekler artık ilişki yatırımı yapamaz hale gelirler, yatırım bekleyen kızlarla aynı frekansa geçemezler.

Fuckzone'a düşen kızlar ne yaparlar? Sonraki tanışmalarında erkekle seksin zamanı için pazarlık yapmaya ve sınırlarını söze dökmeye ihtiyaç duyarlar. Çünkü güdüsel davranmaktadırlar ve güdüselliğin tersinin nasıl olacağını, nasıl yatırım alacaklarını bilemezler. Zaten bilemedikleri için de bu duruma düşmüşlerdir. Bunu aşağılamak için söylemiyorum, zira annelerinin ve çevrelerinin kızlara bunu öğretmesi gerekirdi.

Aslında kadınları fuckzone'a düşmekten koruyan iki şey vardır: utanç ve iğrenme duygusu. Kadınlarda düşük sosyoseksüelitenin baskın olmasını sağlayan işte bu iki duygudur. Tanımadığın bir erkekten ve onun temasından utanmak, feromonlarına alışkın olmadığın bir erkekten iğrenmek. Bunların ikisi de söze dökülmesine gerek olmayan, bence taklidi de mümkün olmayan doğal direnç mekanizmalarıdır. Ancak bunlar aynı alkol içmenin başta rahatsız etmesi ve sonradan lezzetli gelmesi gibi, sadece cinsel hayatın başlangıcında işlevseldirler. Bir eşik aşıldıktan sonra tekrar oraya dönülemez. Bu sefer kız "ben senin bildiğin kızlardan değilim, daha önce hiç böyle bir şey yapmadım, ben şöyle şöyle şeyler yapmam, ben 385 kere görüşmeden önce seks yapmam, benimle görüşmek istiyorsan peşimden koşmak zorundasın" gibi cümleler ve tavırlarla ilişki yatırımını zorla almak telaşına düşer.

Erkeklerin yaşadıkları bocalamayı da açayım. İncel olmayan her erkeğe evet-belki ve hayır kızları vardır. Bunu daha önceden yazmıştım. Kadınlarla başarılı olan erkekler, belki hele de hayır kızlarını evete çevirmekle uğraşmayan, aksine evet kızlarını doğru kestirebilen ve mümkün mertebe evet kızlarına yönelen erkeklerdir. Redpill'in yapmaya çalıştığı da tam olarak budur zaten, erkeklerin kendilerini beğenmeyen kızlarda vakit kaybetmesini önleyerek kendilerini kabul edecek kadınları süzüp onlara yürümesini sağlamak. Yürünen kızların ise çoğu zaman daha "kolay" kızlar olduğu gerçeğini ise Redpill yok sayar, ona göre tüm kadınlar aşağı yukarı aynı güdüselliktedir zaten. O sırf sizi başarılı hissettirmek için sizi yüksek sosyoseksüelite skoru olan kızların ortasına atar.

Hah işte, evet kızlarına yürümek erkekte bir süre sonra sanal bir başarı hissi oluşturur. O başarıya bağlanır ve bunu benliğiyle özdeşleştirir, ona sıkı sıkıya sarılır. Bu sefer belki veya hayır kızları erkeğe itici gelmeye, uzak-soğuk gelmeye başlar.

Peki kendi cinsel stratejisine düşkün yani bir erkekle ilişki zarfını almadan seks yapmak istemeyen kızlar hangi bölgede olurlar? Onlar, hayır olmasa bile belki kızlarıdır. Zaten eğer aynı ortamda iseler, flört süreci yaşanmadan önce dahi ilişki merkezli kızlar çapkın erkeklerden rahatsız olurlar, onları güvenilmez bulurlar ve hayır bölgesine atarlar. Belki düşüncesinde olsalar bile, erkekten yatırım alıp alamayacaklarını görecek kadar bir süre erkekle görüşmek isterler. Evet kızlarına alışmış erkek ise bu süreyi geçirirken işkence yaşamaya başlar. Çünkü kızın kendisine arzusu olmadığını düşünür, buna sinirlenir. Çok yatırım yaptığını hisseder ve kendini beta durumuna düşüyor sanar. Başka bir senaryoda ise ilişkinin nasıl bir şey olduğunu bilmediği için ilişki yürütmeyi aşırı yatırım yapmak sanar ve sağlıklı bir kıza bile itici gelir. Dengeyi bir türlü tutturamaz ve uzun ilişki yaşayamaz.

Ben size neden daygame yapmayın, tanımadığınız, bugününü biraz gözlemlemediğiniz insanlanlarla ilişki düşünmeyin diyorum? Çünkü arkadaşlar, ne olduğunu ve nasıl davranışların olduğunu değiştirmek o kadar zordur ki. O yüzden, mesela yeni bir sınıfta, yeni bir iş yerinde, yeni açılan bir kursta ilişki işlerine düşmeyip azıcık bir süre gözlem yaparsanız gruptaki herkesin kendi karakter çizgisine ve geçmişine göre yeni ilişkiler kurduğunu göreceksiniz. Kartlar hemen bunlara uygun olarak, birkaç hafta içinde dağıtılacak ve kim nasıl yaşıyor ve nasıl yaşamış belli olacak. Takılmaca insanları takılmaca insanlarıyla gizlemeye çalışsalar dahi takılıyor olacaklar ve kulağınıza gelecek, bu işlerde tarağı olmayanlar geri duracak, ilişki yaşamayı becerenler zaten doğal olarak birbirine çekilecek. 

Kandırma diye bir şeyden korkuyorsunuz ya. Kandırma diye bir şey gerçekten yok. Muhtaçlık var, acele var ve olumlama var. Yoksa sizler kim ne yaşadı, ne yaşatacak gayet iyi biliyorsunuz da, kabul etmek işinize gelmiyor. 

Yorumlar

tlya (29 yaşında) 11 ay önce yazdı:

merhaba, (benim yasim 28 onun yasi 32) ben bu yazıda anlattıgınız gibi fuckzone a hapsoldum ustelik daha once seks yapmadım ama baska bi yazıda bahsettiginiz gibi penetrasyon yok ama o olmadan  yapılan her sey var sacmalıgı..  cok begendigim biriyle tanıstım gorustum 2. bulusmadan sonra evinde buldum kendimi.. dolayısıyla güdülerimle de hareket ettiğim için beni sonrasinda ruhen cok yoran bu davranışları yaptım yine ve hatta cocuga beni bu gunden sonra blocklarsin gibi tuhaf bi sey bile dedim :( neyse o gunun aksamında yazdı falan bana ama duyarsız ve duygusuz cevapladım pismanlıktan sanırım. o gunden sonra ta ki cok alakasız bi yerde karsılasana kadar iletişimimiz olmadı (yaklasık 2-3 hafta sonra ) karsılastıgımız gun beni arayıp mesajlar yazdı beni gorunce cok sasırmıs ama aynı zamanda da mutlu olmus falan diye ve biz tekrar gorusmeye basladık ne zaman hadi burdan da bana gecelim dese gidiyorum :(( fuckzone dan onunla birlikte cikmak istiyorum.. bu kisi iliski yasasak beni mutlu edebilecek biri cok centilmen, becerikli ve caliskan.. ama bu fuckzone isinden bıktım ha bu arada daha once seks yapmadım demiştim bu kişi ilkim olabilirmiş oyle soyluyor.. kafam cok karısık dediginiz gibi bi rusvet olarak vermek istemiyorum ama ben bu adamı istiyorum. bu iş burdan doner mi dönerse de nasıl döner ne yapmalıyım? onu ele demeyin lütfen:(( cok zor buluyorum içime sinip beğendiğim kişiyi. bulunca da sabırlı olmak yerine bu davranısa yoneliyorum :( onerinizi bekliyorum tesekkur ederim

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Tlya, öncelikle sakin ol. Fuckzone'a düştüğünü belgeleyen şey oldu mu, yani sen ilişki istedin de o hayır ben takılıyorum sadece, ilişki düşünmüyorum dedi mi? 

Eğer sen ilişki istiyorum deyip reddedildiysen ve "onu bırakmak istemiyorum" kısmında ciddiysen, buyur, eğer kendine yedirebiliyorsan adamın takıldığı bir kadın olarak bekle. Seni arada arar, arayınca gidersin, sevişirsiniz. Sen aradığında o gün yalnızsa ve sevişmek istiyorsa açar, görüşürsünüz. Ama adamın aynı anda başkalarıyla görüşmesi ihtimaline ve bir gün yatırım yapacağı bir kadın bulunca seni engelleme ihtimaline hazır ol.

Takılmak yoluyla buradan çıkamazsın. Erkekler seks yaptıkça bağlanmazlar, onlarda testosteron var. Tecrübesiz erkekler seks yapmasalar bile aşık olurlar, tecrübeli erkekler zaten aşık olmaz, onlar mantıki kararlarla hoşlandıkları bir kadında durmaya karar verirler.

Diyelim ki henüz sormadın. İki seçeneğin var.

1- Onu ara, senden hoşlanıyorum, uzun zamandır birinden bu kadar hoşlanmamıştım ancak ben tecrübesizim, benim kalbimle oynama. Sana uyarsa adını koyalım, kız arkadaşın olmak istiyorum, ben başka türlü görüşmek istemiyorum de.

2- Onun aramasını ve görüşmek istemesini bekle. Arayıp görüşmek istediğinde, ben tecrübesizim, benim kalbimle oynama. Sana uyarsa adını koyalım, kız arkadaşın olmak istiyorum, ben başka türlü görüşmek istemiyorum de.

Senden muhtemelen hoşlanıyordur. Eğer tam bir kontrolsüz ve ruh hastası gibi davranmıyorsan, biraz sakin olabilirsen adamın kız arkadaşı olabilirsin.

İlişki sürdürmek ise başka bir beceri hali ve anlattığın kadar kontrol düşüklüğü pek iyi değil. Çok fevri davranıp adamı bunaltabilirsin. Kendini kontrol etmek üzerinde biraz çalışmalısın. Meditasyon yapmak olabilir, dilini ve elini tutmayı bir şekilde öğrenmelisin. Yoksa ilişki de hiçbir şeyin garantisi değil. Bu ilgisiz davranmak demek değil bu arada, bu kıskanç davranmamak, nevrotik davranmamak, fevri davranmamak, alıngan davranmamak vs. üstüne. Anlattığın kadarıyla duygusal olarak biraz kırılgan gibisin. Bu, erkeklerde koruma içgüdüsünü birazcık çalıştırsa da dozu aşarsan insanları bunaltır ve kaçırır. 

tlya (29 yaşında) 11 ay önce yazdı:

cevabınız icin cok tesekkur ederim. hayır öyle bir şey demedim. ama ben duygularını ifade edebilen biri değilim yani ona açıkça onunla olmak istediğimi nasıl söyleyebilirim ki:( ayni sizin yazdiginiz cumleyi mi yaziyim yani? ya da kamusal alanda bulusup eve gitmeyi reddettigim ni gun yuzune mi soylemem gerek?

Bu haftasonu onunla olmami istedigini soyledi. ama seks anlamında hazır değilim hiç. bana da benden hoşlanıyor gibi geliyor çünkü eğer oynamıyorsa özel hissettirme işini çok iyi biliyor. ama ben ruh hastası gibiyim dogru dediniz ne yapacagımı ne konusacagımı bilemez halde oluyorum. meditasyon yararlı olursa bugun hemen basliyim.. aslinda kendimi falan begeniyorum etrafta da begeniliyorum ama birini begendigimde onu kendimden cok ustte gorup kendimi layık görmüyorum sanırım ondan oluyor. bir de evet nevrotik de davranıyor olabilirim kisacasi istedigim her erkek bana geliyor ama ben uygun davranamadigim icin (ya cok ilgisiz, ya cok kararsız ya da boyle heyecandan ne yapacagimi bilemez ve kontrolsuz) elimden kaciriyorum.. 

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Şu anki duygusal durumunda yüz yüzeyken doğru konuşabileceğini düşünmüyorum. Sen, mesajla kendini güzelce ifade et. Bu niyetini bir sonraki görüşmeden önce mutlaka söyle. Onun sana diyeceği "bunu yüz yüze iken konuşuruz" gibi bir şeydir muhtemelen. Kabul edersin. Ancak ikiniz de ne konuşmaya geleceğinizi bildiğiniz için, baklayı ağzından çıkarmış olduğun için sen kendini biraz daha güçlü hissedersin bence bu şekilde. Yoksa haftasonu üstündeki baskı çok  fazla olur. 

Hemen seks yapmak zorunda da değilsin. Bunu ona söyleme, ama bence birkaç hafta daha bekleyebilirsin. 

Ailenle ilişkilerinde problem var mı? Bu yaşta bu kadar duygusal dengesizlik normal değil, belki psikoterapi alman gerekiyordur.

tlya (29 yaşında) 11 ay önce yazdı:

aslında ben birlikte zaman gecirirken bu carpık cinselligi de bi arada yurutsem bana alisir ve aramizda bisiler olur diye dusunuyorum. o yuzden reddedilmekten ve bir de erkenden boyle acık olmaktan korktugum icin bu konuda bir sey demiyorum.. 

ama sizi twitterdan da takip ediyorum burayı da okuyorum yani fikirleriniz ve önerilerinizi degerli buluyorum siz eger benim kalbimle oynama diye yazdıgınız mesaji yazmamin faydali olacagani soyluyorsaniz yazicam ilk bulusalim dediğinde.

ailemle problemim yok benim problemim kendimle sanırım.. dediginzi gibi psikoterapi araştırmaya basladım 

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Hayır, erkekler için evlenilecek-eğlenilecek kız ayrımı baştan bellidir, senin ilişki sormaman onun aklında seni eğlenilecek kızlar kategorisine iter. Erkekleri, tecrübeli ve değerli erkekleri seks ile bağlayamazsınız. Bir kadınla görüşüyorum diye ona elinde olmadan bağlanan erkekler de sizin beğeneceğiniz erkekler olmaz.

Reddedilmek mi daha kötü, aylarca adı konmadan bir şeyler yaşayıp sonra erkeğin "ben sana bir şey vaat etmemiştim ki" diye sıyrılması mı daha kötü, sen karar ver.

Reddedebilir ve "kezbanca" da bulabilir ayrıca. Ama bunu düşünmesi zaten erkeğin ilişki kafasında olmadığını gösterir. Buna bile kezbanca diye bakacak adam ilişki derdinde değil, takılma derdindedir zaten. Sonuçta "babanla çilkolata çiçek alıp gelin" demiyosun, alt tarafı kız-erkek arkadaş olalım ve başkalarıyla görüşmeyelim diyorsun. Sana gerçekten değer veriyorsa, belki ilk birkaç gün mesajını itici ve göz korkutucu bulabilir ama zaman geçince sana hak verir ve geldiği zaman ilişki için gelir.

Bence adamı bağlayacağım diye kendini değersizleştirme olasılığı bundan kötü.

tlya (29 yaşında) 11 ay önce yazdı:

Normalde asla cesaret edebileceğim bir şey değil beğendiğim bir erkeğe açıkça beklentimi ve istediğim şeyi söylemek ancak bunun da hata olduğunu anladım iyice. 

sonuçta erkekler talepkar olabiliyorsa ben de olmalıyım, olabilirim.

Karşılayıp karşılamayacak olması onunla ilgili.. değer konusuna gelirsek o kadar fazla vakit geçirmediğimiz için bence bi değer geliştirmemiştir. yani ben o mesajı yazıcam ama olumsuz dönüş alacağımı bilerek.. ama uzun vadede kendimi değersizleştirmemiş olucam. 

teşekkür ederim. çok kıymetlisiniz🙏

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Ahahaha biraz psikolojik yansıtma işte. Biz kadınların erkeğe çekilmek, değer vermek için baktığımız özelliklerini onu tanımadan tam ölçmemiz mümkün değildir. Duygusal gücünü ya da oyununu o bize oynamadan ölçemeyiz. Gösterdiği statüsü belki sahtedir ya da kaynağı olsa bile cimridir dolayısıyla sağlayıcı değildir, bizi soğutur mesela bunlar değil mi?

Erkekler ise ilk bakışta güzelliği, sorunca gençliğini, uzak durmandan iffetini az-çok ölçer ve seni ne kadar isteyeceğine karar verir. 

Hayatta olanın aynısı aslında;

Erkek çekiciliğini flört içinde de inşa eder.

Kadın çekiciliğini flört içinde de ya korur ya kaybeder.

İnsanı değerler bundan başka. O süreçle görülür. Ama aşık olmak/olunmak istiyorsan, ya da ona benzer bir şey, yakınlığı insani değerlerin ile değil bu üsttekiler ile sağlarsın.

tlya (29 yaşında) 10 ay önce yazdı:

yani bana diyecek kelime yok gerçekten.. sizin mesajı yazmadım. buluştuk daha doğrusu ona gittik.. yemek falan yedik.. bir şeyler oldu ama söylediğim gibi seks harici.. yine durdurdum. sonra tadımız kaçtı her neyse.. sonuç olarak bu tatsız akşamdan sonra eve geldiğim gibi aramızdaki şeyin bizim için tuhaf bi deneyim olduğundan, aslında uyumlu olabilecek bir sey olduğundan ancak benim takılmalık bir sey aramadığımı ve zaten  tecrubesiz olduğumu anlatan bi mesaj yazdım.

o kadar modum düşük ki asla beceremiyorum bu romantik ilişkileri hele bi de cinsellik girmişse yıkım oluyor içimde:( ha bu arada cevap da yazmadı yazarsa muhtemelen yalandan kibarca bi iki kelime yazacak.. aynı spor salonunda karşılaşıyorduk şimdi sizce ben saatlerimi değiştirsem mi onu görmemek için.. çünkü kalbim kırık.

Mantıklı Kadın 10 ay önce yazdı:

Bunu kendi başarısızlığın olarak algılamamalısın bence, eğer gelmezse, ilişki modunda değildir. Senin uyumsuzluğun, senin hatan, seni kusurun olarak okuma bu olayı. Ailemle aram iyi demiştin ama bence otokontrol ve özsaygı ile alakalı yetiştirilmeden kaynaklı bir takım zaafların var, daha önce de dediğim gibi psikoterapi imkanın varsa öneririm.

kxvzty (29 yaşında) 11 ay önce yazdı:

merhaba, içine düştüğüm bir durumu anlayamadığım ve anlam veremediğim için sormak istedim size. zamanında uzun ilişkilerim oldu iki tane bunlar bittikten sonra hoşlandığım flört ettiğim birisi oldu fakat görüşmedik bir türlü. farklı şehirler ama mesafe çok aşırı uzak da değildi. fakat zamanla da birbirimizi arzuladığımız ortaya çıktı ve konuşmalar arada sekstinge evrildi. bu süreç böylece bir sene sürdü arada normal sohbet arada sekting. ama asla ilişkiye evrilmedi. hatta arada konuşulmayan uzun zaman dilimleri oldu (hafta-ay). sonrasında yine aynı şekilde iletişim. sonra dayanamayıp ben bıraktım zaten. ama anlayamadığım her iki tarafın böyle bir arzusu varken ben seks için hazırken karşı tarafın neden geride durduğu ve adım atmadığı. sadece ilişki açısından değil seks için de olabilir bu. gelebilirdi yani ama gelmedi. arada sohbet ve sekstingten öteye geçemedi ama uzun süre devam etti. olmayacak bir plan varsa (ben kendi açımdan olur sinyalini hep verdim) karşı taraf bunu neden bu kadar uzattı? bu fuckzone da değil okuduğum kadarıyla nasıl bir şeyin içine düşmüşüm ben? yazılarınızın birçoğunu okudum ve fikir almak için yazmak istedim. şimdiden teşekkür ederim :) <3

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Merhaba,

Erkeğin incel olduğu ve çekingen olduğu hissiyatına kapıldım ben. Eğer senin yaşlarında ise özellikle, erkekler cinsel ilişkide tecrübesizlikten giderek daha fazla çekinir hale gelebiliyorlar. Görünümünü biliyor musun? Belki de kendini çok çirkin buluyordur, başkasının bile görselini göndermiş olabilir sana. Seks hayatı olan ve özgüveni sorunlu olmayan bir erkek ilişki olmasa da seks için bu fırsatı değerlendirirdi. Küçük bir ihtimal, evli olabilir ya da dindar olabilir. Bu şekilde kendini "günaha girmeden" hafifçe tatmin etmiştir. 

kxvzty (29 yaşında) 11 ay önce yazdı:

evet yaşıttık ve daha önceden ufak bir tanışıklık vardı sosyal medyadan. görünümünü biliyorum zaten arkadaşımdı kendisi. gerçi buna arkadaşlık denmez tanışıklık diyebiliriz. ama kendisi ile ve görüntüsü ile barışık olmayabilir bunu ben de düşünmüştüm. evli olmadığını biliyorum dindarlık konusuna yorum yapamıyorum ama cinsel ilişki konusunda çok tecrübeli olmayabilir ortam ve karakteri buna çok müsait değil gibi hissetmiştim çünkü. incellik konusunda da takip ettiği ve beğendiği şeyler bana da o izlenimi vermişti ufaktan ve mesafe koydum sonrasında zaten bir yere de bağlanmamıştı konuşmalarımız. bana da en doğrusu bu gibi geldi açıkçası. teşekkür ederim yanıt verdiğiniz için ayrıca. :) 

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

:) Çocukla ilgileniyorsan, tekrar konuşmaya devam edebilirsin. İncel olmak bir suç değil. Sadece, inceller örselenmiş olurlar ve ruhsal stabilitelerini sağlamak konusunda zorlanırlar, duyguları biraz uçlarda gezinir. Ayrıca, sen ona değer verdikten sonra, "sonradan görme" olup çıktıkları yeri beğenmez hale gelebilirler. Yani sen ilişkinin başında değerli iken, eğer nefsini kontrol etmezse, o kendini çok değerli görüp eski değersizlik günlerinin intikamını alma telaşına düşebilir. Erkeğin profiline göre. Kendini, nefsini kontrol etmek konusunda farkındalığı olan biriyse şans verebilirsin. Ancak uyanık ol, stabilite bozulursa tekrardan fikir alabilirsin.

kxvzty (29 yaşında) 11 ay önce yazdı:

anladımmm tamamdır. çok teşekkür ederim yardımcı olduğunuz için söylediklerinizi düşüneceğim. :) <3 

muharrem incel (28 yaşında) 11 ay önce yazdı:

merhaba, aklıma takılan ve beni çok etkileyen rasyonel düşüncenin ürünü yorumunu çok merak ettiğim sorumu sormak istiyorum, direkt mesaj gönderme paneli bulamadığım için buradan yazayım, dilersen kaldırabilirsin eğer ki yorum kirliliği gibi bir endişen olursa. 

aslında böyle bir yorum yapmaya çok utandım ve kendimi ikna etme süreci yaşadım hatta yanaklarım kızardı  hahaha. neyse ki iyi ki anonimlik var.  

Sorunum ve sorum şu: kendimi çok kötü hissetmeye başladım, daha spesifik olarak erkeklerin ürünü olan ilişki kavramlarının etkisi altında çok kaldım, erkeklerin çok hırçın ve çirkin ithamları var ve bu ithamlara yakıştırmaya başladım kendimi, seni de bu yüzden çok daha faydalı ve mantıklı gördüm, zira duygulardan arınmış mantıklı yorum yapıyorsun. Sırf birinin dış görünüşü güzel ya da ekonomik durumu iyi ya da kadınlara değer veriyor ve kadınlar tarafından taktir görüyor diye erkekler kadar yanlı çirkin ithamlara maruz bırakmıyorsun.

geleyim sadede, ben dış görünüş olarak gayet iyi sayılırım hatta biçok "ideal"e uygunum diyebilirim, renkli masmaviş gözler, 185 boy, oldukça iyi bi ekonomik özgürlük ve tanrı vergisi zekamın üzerine ekleyerek kendimi geliştirdiğim bi akademik geçmişim vssss hahaha anonimken bile bunları böyle tarif etmek utandırıyor beni. ancak gözünde bi izlenim oluşsun diye veri olarak bilgine sunmak isterim, kendimi övme maksadından ziyade. 

kendimi korkunç bi yükün altında hissediyorum, bugüne kadar beni reddeden kız işin bkunu çıkarmadığım sürece olmadı, ancak hep gündelik kadınlar ve kolay erişilir kadınlardı bunlar. benim istediğim türden kadınlarla asla ilişki kuramadım. onlarla bi başlangıç yapmak kolay olsa da biraz süre sonra (çok yüksek olasılıkla ilk buluşmadan sonra) bana güven vermiyorsun gibi laflar işitiyorum hep ve bu beni çok üzüyor. Beta erkek vs muhabbeti çok canımı sıkıyor, çünkü galiba o özelliğim çok yüksek. hayatımdaki kadını mutlu etmek için çok çaba gösteriyorum, hep de güzel de anlaşıyoruz ayrıca, güldürür, iyi de psikoloji bilirim, derdi tasası zihnindeki sorunu çözmeye çok odaklanırım. yanımdaki kadın erkek fark etmez herkesi mutlu eden bi yapım olmasına rağmen kendimi sevdirmeme rağmen "güven vermeme" gibi bi kritere takılıp kalıyorum ve bunu anlayamıyorum nedir bendeki sorun? 

 

beni en çok etkileyen ve açıkçası yaralayan bir olaydan bahsetmek istiyorum yakın zamanda bi kadınla görüştük. ben mekanı vs ayarladım, sürprizden de bi çiçek ayarlamıştım ama öyle paspal gibi değil, gerçekten sürpriz oldu ve jest oldu, tartışma hararetiyle bi anda sürprizden çıkardım 1-2. saatin içinde. acaba bundan mı oldu diyorum. gerçekten kadınlar onlara değer vermeyen o.çocuğu mu seviyor diyorum ama mantıklı da gelmiyor, sadece öfke duygumu tatmin edecek bi onaylamaya hitap ediyor bu sav da. lütfen sorunu anlamama yardımcı ol. 30'a giricem birkaç seneye ve devasa bi çocuk sahibi olma ve temiz geçmişi olan güzel bi eş arzusu duyuyorum, güzellik hiç yüksek bi kriterim de değil, sadece aşırı geçmiş takıntım var maalesef bunu yediremiyorum bi tek. benden önce biriyle biriyle elele dokunmuşsa bile gözümde 0lıyor, sırf bu yüzden ben de çok sevdamdan içim kanaya kanaya vazgeçtim. 

 

Ama elimde değil, hayatımdaki kadına öyle çok değer veriyorum ki, bu değeri de ona yansıtmak için elimden geleni yapıyorum ve maaaaalesef ki ilişki arayışımda hiç paspal yönlerim yok yalnız kalmamak uğruna sürekli yeni bi kadınla takılmak gibi durumum da yok(ki buna da betalık vs deniyor, beni de etkisi altında bırakıyor ben ne biçim erkeğim lan acaba diye düşünüyorum), ya var ya yok yani. hep uçlarda. bu yaştan sonra geçmişi temiz bir kadın bulmak da altın püskürten ejderha görmek kadar zor. Tam bir incel oldum ya, beni beğeneni ben beğenmiyorum, benim beğendiğim ise bana güvenmiyor yoksa ben zurna mıyım, kıymetli yorumunu 4 gözle bekliyorum, şimdiden çok teşekkür ederim!

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Merhaba Muharrem.

Teşhis koymak biraz zor. Kadınlara güven vermemenin iki sebebi olabilir. Yani bu lafı iki sebepten duyabilirsin.

Birincisi, çapkın ve ağzı çok laf yapan, biraz da afedersin ama yavşak izlenimi veriyor olabilirsin. Yakışıklılığın ve onun otomatik olarak getireceği seçenek bolluğun da göz önüne alındığı zaman, sadık olmayacak bir erkek gibi görünüyor olabilirsin.

İkincisi, duygusal olarak stabil görünmüyorsundur. Biz kadınlar adet görmemiz yüzünden ay içinde bile aşırı uçlara savrulan bir ruhsal dünyaya sahibiz. Erkeğin bizim bu savrulmalarımız sırasında ve hayattaki diğer zorluklarda yaslanabileceğimiz sağlam bir adres olmasına ihtiyacımız var. O bize güven verecek, emniyette hissettirecek. Eğer erkek kendisi uçlarda gezinen bir ruhsal halde ise, bize ihtiyacımız olan rasyonel sığınak olabilir mi?

İki nokta dikkatimi çekti. Büyük veya ortanca kardeş olmak gibi bir durumun var mı? Fazlaca verici duruyorsun. Ailevi bir takım zorluklar yaşadığın hissine kapıldım. Yani ailendeki konumun konusunda tehlikede hissetmiş ve onlarca onaylanma ihtiyacı ile büyümüş olabilir misin? Belki de ailenin ruhsal durumları iyi değildi ve bolca kavga vardı. Sevilme ihtiyacında gibi konuştun. Eğer bu tip bir aile geçmişin varsa psikoterapi almanı öneririm. Zaaflarına karşı farkındalık sağlayabilir. Değerlisin ama bu değerin sana sağlayacağı özgüvene sahip değilsin gibi. Vericilik özgüven zaafına işarettir. Karşısı seni sevsin diye bir şeyler yapman gerektiği sanrısına sahip olmaktır.

Geçmiş konusu ise, neden? Elbette ki erkeklerin kadında iffet aramasına hak veriyorum. Ancak günümüzde sosyal ortamlar kişileri bırak iffetini korumaya, aksine bir şeyler yaşamaya, yaşamadığı zaman eksik olduğu hissine ittikleri için, öpüşmek ve dahi yaşına göre seks tecrübesinin bir iffetsizlik veyahut yüksek sosyoseksüelite göstergesi olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca, hayatına biri giren bir kadının alfa tarafından terk edilmediği yani alfa dul olmadığı sürece, özellikle kendi bitirdiği 1-2 ilişkiden sonra bağlanma sorunu yaşayacağı kanaatinde de değilim. Casual sex yapmamış olması gerekiyor ve öpüşmek gibi şeyleri dahi kendine gerçekten bir şey ifade eden erkeklere saklamış olması. Senin bu konulardaki endişen nedir? Bağlanma konusu mu, iffetsiz olduğu hissine mi kapılıyorsun? Analiz ettiysen daha iyi konuşabiliriz.

muharrem incel (28 yaşında) 11 ay önce yazdı:

aksine, içinde bulunduğum ruh hali şu ki; maymun özelliklerine sahip kimselerin ulaştığı yüksek seviyelerde, bu kimselerin zorbalık, barbarlık ve suratsız bir bönlük özelliklerinin yarattığı genel paterne odaklanıp da; insanların yüksek statü ve nitelik sahibi kimselerden beklediği zorbalık ve kabalık gibi özellikler olduğundan beri toplum ve kadınlara kırgınım. Seviyemdeki bir maymunla aynı karakteristik özellikleri göstermem, ancak çok naif yönlere de sahip olduğumu itiraf edeyim. 

Yanlış tahmininizin aksine, çok yüksek bir kendine güven, öz saygı ve tek çocuğum. Zengin ve beni çok erken yaşta kendi haline bırakmış bir ailenin mensubuyum. Zaten herhangi bir psikolojik zaafı itiraf eder türden davranışlarda bulunmayacağım gibi, sözlü yoldan da ifade etmem bunları, gene de dikkatli gözlem yeteneğin için tebrik eder ve ciddiyetle okuduğun için de teşekkür ederim. Kısaca, toplumsal statümdeki kimselerle tıpkı çıktılar vermiyorum. nitekim kimilerinin kadınları köle ederce bağlayıp üzmekten, insan ezerek iyi hissetmekten daha makul keyif ve kriter sahibi olduğu bi derinliği var. 

evet, tam bir su altında gizlenen timsah o.ççççççç gibi izlenim bıraktığımı üzülerek biliyorum ve bunu sıkça işitiyorum, sözlü ve davranışsal olarak insanlar tarafından. içsel dünyamla ve düşüncelerimle zerre kadar alakası olmamasına rağmen. tıpkı sesimin aşırı kalın olmasına rağmen çok naif ve ince düşüncelerimin olması gibi görüyorum bunu da. fakat şunu da iyi biliyorum ki karşımdaki kadına çok net yansıtıyorum iyi niyetimi. paspal tabirinin tekrara düşecek şekilde altını çiziyorum, kendimi paspal bir imaja sokmadan sadece dürüst olarak yapıyorum bunu ve sonuç gene hüsran. bu da, geçmiş tecrübelerinden edindikleri güven problemlerini bana kustukları gibi bi his oluşturuyor içimde, ki bu da kadının geçmişine duyduğum kıskançlığımı daha da kırbaçlıyor, benden önce bir kapsülün içinde kara çarşaf+ beyaz çarşaf + türban + astronot kıyafetiyle benim beyaz atımla gelmemi bekleyen bi kadını idealize ettiriyor:F şaka bir yana.

duygusal dalgalanmalar hakkındaki yorumunu daha makul buluyorum çünkü tam bir fiyaskoyum bu konuda. 27 yaşındayım ve hala 11 yaşındaki bilincimle aynı seviyedeyim, tecrübe ve zeka dışında karakteristik bi yaşın getirdiği belirti göremiyorum, artık her ne gerekiyorsa bu olgunlukta hissetmiyor ve çocukça davranıyorum bilmiyorum bunu nasıl aşmalı mıyım da, zira çok faydalı bi özellik bence, bu yaşta bi sürü branş edinmemi de sağladı, piyano, dans, müzik vs gibi becerileri de bu çocuksuluğuma borçluyum bence, çekingen olmaktan da varsa eğer bi skala, en sonunda olacak kadar uzağım. Ajdarın şah damar şarkısını bağıra bağıra söyleyim istersen. 

Bu yüzden bu "verici" olarak adlandırdığın davranışa dair hatalı bir nedensellik kurduğunu düşünüyorum zira tam tersi bir düşünceye sahibim, aşırı kendime değer vermem sebebiyle hayatımdaki kimseyi layık olduğu hisleri yaşatmak gibi bi anlam da türetebilirim ne kadar isabetli olur bilmem gerçi. 

 

gerçi sorun neydi nerden nereye geldik. sözün özü şu; geçmişi temiz bir kadın bulmak aşırı zorken bulunca da ona kendimi beğendirsem bile güvendiremiyorum çabalarıma rağmen. vatana millete faydalı, 3-4 gül gibi çocuk yapıp kendimi ona adayacağım bi kadın bulduğumda da görseldeki çalılıkların arasında saklanmış aslan şerefsiz timsah piç erkek sanılarak terk ediliyorum daha bi şans bile verilmeden. Tuhaf bi fermi büyük filtresinin biyolojik kısmındayız galiba. Düzgün insanlar düzgün insanlarla kavuşamadan soyunu maalesef çürük çarık kimselere devredeceği biyolojik bi filtreden geçiyoruz gibi ahahahaha çok gaddar hissiyatlara sahibim. yaşasın anonim serbest görüş hürriyeti hahahaha. İyi geceler ve çok çok sevgiler, saygılar ve teşekkürler!

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Muharrem bu sonraki yazdıklarından hareketle umuyorum ki senin durumunu anladım. Sen işlerini zorlaştıracak iki yönlü yanlışlar içindesin.

Birincisi, daha önemli olanı, maskülen zihin setinde değilsin ve erkeğin neden maskülen olması gerektiği konusunu hiç anlamamış durumdasın. Sana tek tek anlatmaya çalışacağım ancak yazı linkleri de vereceğim ve manzarayı daha net anlayabileceğini umuyorum o zaman.

Kadın ve erkek biyolojik olarak birbirinden çok farklıdır. Kadınlar kısa bir dönem doğurgandırlar, yumurtaları sayılıdır ve gebelik süreleri uzundur. Bu yüzden sınırlı sayıda çocuk sahibi olabilirler. Çocukların ihtiyaç duyduğu birincil bakım vericiler de kadındır. Emzirme eylemi mesela annenin sadece psikolojik değil, fizyolojik olarak da bakım vericiliğinin sürmesi gerektiğinin kanıtıdır. Bu yüzden kadınlar çok çocuk odaklı varlıklardır, çocuklarla aşırı meşguldürler, çocuklar dolayısıyla tükenirler ve yorulurlar. Vücutları doğurmaya yöneliktir, narin ve kibardır, hormonal düzenleri dalgalıdır.

Erkekler ise sperm sahibidir. Üreme dönemleri uzundur. Gebe kalmazlar. Bu yüzden erkeklerin aile sahibi olmaya kadınlar gibi ihtiyaçları olmamıştır. Onlar spermlerini rastgele yayarak ve kimseye yatırım yapmayarak varolmaya devam edebilirler. Bu özgürlük erkeklerin hayata karşı atılgan olabilmesini sağlamıştır. Kadınlar gibi çocuklarla meşgul olmaları gerekmemiştir. Ayrıca fiziksel özellikleri kadınların aksine doğurup-sakınmak üzere değil üstünlük kurmak ve savaşmak yönünde gelişmiştir.

Şimdi, bir kadınla bir erkeğin birlikte olması, erkeğin kadına çekici gelmesi için erkeğin bazı özelliklere sahip olması gerekir. Sadece çocuk doğurtması kadına yetmez. Erkeğin kadını ve çocuklarını koruyabilmesi, besleyebilmesi ve terk etmemesi gerekir. 

Yani çok ilkel düşün. Bizim yüzyıllar, yüzyıllarca, erkeğimizin güçsüz olduğu durumlarda, bizim çocuklarla beklediğimiz mağarada yanlız kaldığımız durumlarda bize yemek getirememesi veyahut mağaraya giren yırtıcı hayvanı öldürememesi yüzünden çocuklarımız gözümüzün önünde öldüler. 

Bir kadına, kadını mutlu etmeye çalışman bir şey ifade etmiyor. O kadın zaten çocuklarının annesi olarak başkalarını düşünme görevinin başında. Evde kadının bir kadına, bir anneye daha ihtiyacı yok. Kadının kendini ve çocuklarını mutlu etmekle kafayı yemiş romantik bir erkeğe değil, dışarıya gidip tuttuğunu koparacak, o avı avlayıp eve getirecek, o aslanı öldürecek güçte, savaşçılıkta bir erkeğe ihtiyacı var. Kadını odağın yapman bir kadını mutlu etmiyor, aksine, "lan bu adam bu kadar romantik oldu, iki gün sonra ailenin başına bir şey gelse benimle karı gibi ağlayacak yanımda, meseleyi nasıl çözecek bu" hissine sokuyor. Senin birincil görevin bu kadın-erkek ilişkilerinde, kadının kendi kısıtları dolayısıyla yapamadığı şeyleri yapman. Yoksa senin erkek olarak o kadının yanında varlığının bir anlamı yok.

Bu dengeleri çok iyi anlaman lazım. Bunlara tepki duymaman lazım. Kaldı ki çok avantajlı olabilecek bir erkeksin. Şu yazılarımı oku:

https://mantiklikadin.com/yazi/kadin-gayrete-asiktir

https://mantiklikadin.com/yazi/evlilikte-maskulenlesme

https://mantiklikadin.com/yazi/kosher-kasap

https://mantiklikadin.com/yazi/kadinin-sizinle-iliskisinde-kilit-nokta-azu-degil-oksitosin

https://mantiklikadin.com/yazi/iyi-erkekler-neden-kaybeder

https://mantiklikadin.com/yazi/erkek-dominant-iliski-illa-ki-kotu-mu

https://mantiklikadin.com/yazi/eksik-yok-ki-tamamlansin-fark-var

https://mantiklikadin.com/yazi/tarihsel-ve-fizyolojik-bakisla-beta-bucks

 

Bu konuyu anlamamış olman senin birinci eksiğindi. İkinci konuya gelirsek. Senin şanssızlığın olmuş ki yakışıklı ve niteliklisin, biraz da haddiden fazla. Bu yüzden kadınsız kalmamışsın. Ancak, üstteki paragraflarda sana açıkladığım üzere, bir kadının uzun dönem seni yanında istetecek yararlara sahip değilsin. Seni aile babası yapacak zihniyetteki kadınları itiyorsun. Geriye, aile düşüncesini pek önemsemeyen, önemsemediği için senin babalıkla çelişen yönlerini umursamayan sosyoseksüel kızlar kalıyor yanında.

Bu kızların bir önemsemediği şey de sadakat. İşte sen hareketlerin ve niteliklerin yüzünden burada da eleniyorsun ve bir önceki paragrafta söylediğim kızlar harici, yanında kimse kalmıyor. Bir insana, kime olursa ve ne niyetle olursa olsun, fazla ikna edici tavırlarda bulunmaya çalışırsan, insan var olduğunu göstermeye yırtındığın şeyin sende olmadığını düşünür.

Nokta.

Eğer çok sadık bir adam görünmek üzere götünü yırtarsan, karşısındaki "lan bu işte bir bit yeniği var, eksiği olmasa kapamaya bu kadar çalışmazdı" der. 

Yani niteliklerin ile insanları ikna etme çaban birleştiği zaman tam bir kaypak piç hissiyatı veriyorsun gibi görünüyor.

 

Biraz sakin olmalısın. Değişmen kolay olmayacak. Birkaç kez daha başarısız olacaksındır. Ya hareketlerini kontrol etmekte zorlanacaksın, ya da ifrat tefriti doğuracak ve kızlara aşırı uzak, yatırımsız, ilgisiz, mankafa davranacaksın. Bunlar doğal.

Sen erkeksin. Acelen yok. Yeter ki akıllı ol ve doğru yol üzere git. Birkaç yıla güzel bir ilişki sahibi olacaksındır. 

muharrem incel (28 yaşında) 11 ay önce yazdı:

Çok teşekkür ederim önerdiğin tüm yazılarını okudum. Özellikle hayat görüşüm hakkındaki bölümleri. Maskülanite üzerine tavsiyelerin Jung'ın Animus arketiplerindeki Tarzan evresinde sıkışıp kalmış bir yorum. Belki de bu sıkışmayı yaşayan kadınların yorumlarına ve dertlerine fazlaca maruz kalman sebebiyle virüs gibi bulaşmıştır ve etkisi altında kaldığın temel unsuru yansıtıyosundur, errrrkeklik hakkında görüşlerimizin sentezini yapacağım şindi. 


evvela, beni kurbanı ettiğin "erkeklik eksiği" tipine dair eleştiri getirmek ve bu konuyu derinleştirmek istiyorum. anektodal genellemenin kurbanı oldum, ki nasıl bir kurban ayini ise kanımı döküp bedenime latince yazılar kazımak yerine ilişkideki 2. anne oldum. O halde gelin ata binmiş ya nasip demiş, bana da 2. anneye ihtiyaç duyan 150+ IQ'lu bakire bir lezbiyen alıcı/nasip bulmak şart oldu. kehkehkeh.


ilkin bi afalladım, lan acaba? dedim. çünkü argümanlarının altını dolduran güçlü bi mantıksal disiplin var ve insanların, jung'ın tarifiyle; "gölgesini" görüp kucaklatabildiğin keskin bi gözlem yetin var. neyse ki sorun ne sivri zekandaki bir kusurdan ne de gözlem yeteneğinden kaynaklanıyor, sorun yetersiz ve eskimiş/dar bir veri kümesinden kişilik referansı arayarak ön yargılı bir profil oluşturmana dayanıyor. ki memnuniyetle yeni bir kişilik kilidi açıp dahil oluyor ve güncelleme getiriyorum profilleme yaptığın veri tabanına.


gerçi bu yanlış profilleme, alışık olduğum da bi durum aslında. gereksiz yere samimiyet kurduğum veya iyi niyette bulunduğum zamanlar sözüm meclisten dışarı, cennet mahallesindeki Ethem yerine konduğum oluyor. :F


*Nihat Doğan sesiyle* "gaçın kızlar burada erkek var, 2 sene boyunca dambıl kaldırdım, tavuk yedim domalın bu yüzden." tipi bir insana sırf beğenilme kaygısı uğruna dönüşmektense, istiklaldeki sarhoş kusmuğunu yastık yapar uyurum daha iyi.  Benim bu tür hemcinslerimle ayakta işemek dışında bi ortak noktam yok. Belki bundaki en büyük etken kadınlar konusunda şansımın olağanüstü yaver gitmesidir. Hayatıma giren kadınların her anlamda kalitesi o kadar yüksekti ki, hem akrabalarım hem de kız arkadaşım olarak söylüyorum. Kadınlar aleyhinde bi rövanş alma, kin gibi duyguların hiçbirisi gelişmedi bende. kalbim kırıldıysa bile travmatik yaralar şeklinde olmadı. varsın eksik kalsın bu yöne dair bi savunma ihtiyacı, kucaklanabilir bi zaaf bence. Sadece yakın zamanda hiç alışık olmadığım bi reddedilme durumu yaşadım ve derinden etkilendim, sonuç olarak da burada, yardımına talip bi vaziyetteyim.


Atılganlığın tezahürleri sınıfsaldır. Atılganlık yeteneği ya da davranışı da çok farklı tezahürlerde ortaya çıkabiliyor... bu konuyu fazla karmaşık varyantta çıktılara sahip olduğu için ne kadar hap bilgi kıvamında özet geçsek o kadar iyi. Teker teker varlığımın sağlayacağı menfaatlerin muhasebesini yapmayacağım ancak para gibiyimdir, her imkanı sunamasam da en büyük faydam, yokluğumdan korumaktır diyeyim. Bir de içgüdüsel olarak ayıdan, aslandan ya da yılandan çok korkarsın, çünkü ölümcüldür. Ancak bi atom bombasının yanında ya da f16 savaş uçağının yanında gönül rahatlığıyla fotoğraf çekinebilirsin, riskleri karşılaştırmanın gülünçlüğüne girmiyorum.


"Eğer çok sadık bir adam görünmek üzere götünü yırtarsan, karşısındaki "lan bu işte bir bit yeniği var, eksiği olmasa kapamaya bu kadar çalışmazdı" der. 


Yani niteliklerin ile insanları ikna etme çaban birleştiği zaman tam bir kaypak piç hissiyatı veriyorsun gibi görünüyor." 
 
tasvirini ettiğin önyargılı ve art niyet arayışındaki insan bedava baklava kuyruğuna girer ve piyano çaldığın ya da atom altı parçacıkların süper pozisyonları hakkında konuştuğun için top olduğunu düşünebilir, piramitleri de uzaylıların yaptığını düşünebileceği gibi. bu insan söyler, ben de hiç sikime takmam. karşılıklı bi saygısızlığın olduğu ve evrendeki varlığımızın karşılıklı yok sayıldığı bence gayet sağlıklı bi ilişki türü. Ayrıca sahip olduğun özellikleri ifade etmek illa ki bir zaafı fondotenlemeye işaret değildir, açık kartlar, dürüst bir kişiliğin yan ürünüdür. Pragmatik faydayı reddetmek her zaman başarısızlığa işaret etmez, örneğin bir kimseden çok küçük bir rican var, bu rica 1 TL olsun. o kişi bunu vermiyorsa, o kişinin çocuğunu kaçırıp fidye olarak 1 TL almak başarıya götürür. Böyle davranışların başarı addedildiği yerde başarıya kişisel isim ve anlam takar, götümün tersiyle de iterim öyle haris, düşük insan atılganlığını ben. 

 


yazdığım yazıyı tekrar okudum da, geçmişi temiz gadın gibi ifadeleri çirkin buldum hatta anonim kimliğin sarhoşluğuyla çirkinleşmiş bile olabilirim. Öyle tarifleri yaptığımı görünce koşarak banyoya gidip keselene keselene yıkandım. Bekaret işin konuşmaya çekindiğim bi tarafı maalesef. Belki de geçmişe bu kadar güçlü bi saplantı duymamın sebebi, sırf bu kriter yüzünden elediğim muhteşem muhteşem muhteşem kadınları boş yere terk etmiş olmamaya dair duyduğum arzudur. geçmişten nemalanan pişmanlık duygusu yani.
Sosyal konularda romantik bir kişiliğimdir, daha doğrusu "politik" diyeyim. Çünkü mantıktan da yoksun değilim,
Sevginin bir çıkar, saygının bir korku/ menfaati kaybetme korkusu olduğunu temellendirebiliyor, ancak parmakla da işaret etmiyorum bu konudaki çıkarları, dolayısıyla romantik/politik bir tanımlama yapmayı tercih ediyorum. çünkü biliyorum ki sosyal bağlar üzerinde sağlıklı etkileri yok açıkça ifade edilmesinin bu tip konuların. Yani duygusal borç muhasebesi gibi dayatmalarda bulunmayı pintilik, cimrilik olarak görüyorum manevi anlamda...
Ben olmasam sokakta kalırdın
Kapıyı açmasam, dışarda kalırdın,
dışarsa kalsam beni özlerdin
seni özlesem, arardım
arasan açardım,
açsan, konuşurdum haha her yapılanın aksi ihtimaline dair tehditten doğan saygı ve sevgiye dayalı bir ilişki mi? Turşu suyunda dinlenmiş kedi bokundan ne kadar Bordeaux mamülü bi Petrus şarabı olursa bu ilişkiden de o kadar ilişki olur. ki zaten menfaatin kutsandığı ve etiğin geri plana atıldığı bi distopyanın hayalini kurmuyordur dilediklerine dair o dileğin yanında getireceği koşulları da öngörme yeteneğine sahip hiç kimse.


Zamanında üniversiteden ya da iş ortamlarından benim gibi fizikle, matematikle ya da YZ ile alakalı olan devlerin aşkını yaşadığımız yüksek zekalı kadınlar oldu, işler ciddiye binince de geçmişini kıskanma modu giriyor devreye ve terk etmek zorunda kalıyorum çünkü o ruh haliyle yaşanmaz, yaşatılmaz da. Zeki kadın buluyorsun, o da hiç toplumsal norm ve ahlaki değerli skine takmıyor gençken. geçmişinde Manukyan kerhanesinde CEOluk gibi kariyeri çıkıyor, geçmişi temiz olsun diyorsun bu sefer de uga buga ben istemek kara çorap giyen çirkin burunlu döşü kıllı erkek, war ırgatlık, asla estetik deger olmamak, bagmak hayata Australopithecus gozunden. yaş da oldu 27, 30'dan sonra da sırf kriter olarak geçmişinin temiz olmasını baz alıp 20'lik kız alacak bi kart horozluk da beni bozar. E seni milyon yıllık travmatik içgüdülerinin koşulladığı mantıksız bir senaryo ürünü istiklal caddesinin yan sokağından fırlayan koca dişli Smilodondan koruyamam belki ama çok sevdiğim bi atasözüm var o da şu: kitap okumak seni Einstein yapmasa da olduğundan daha iyisi yapar. Ben de olduğundan daha iyisi olmanı sağlar namerde muhtaç etmem, modern sorunlarının da çaresi olurum.

 


ilişkilerdeki rolünü karakterize etmek üzere yaratılmış roller çok basit birer hapishane, tabut ya da saksı gibiler. Tohumken de eksen Sekoya ağacı oraya sığmıyor, kendimi de olduğumdan farklı bir kişiliğe bürünmek adlı bir tabuta sokamam. Alfa tabirindeki niteliklerin tümü çürümüşlüğe duyulan saygı gibi geliyor bana. Hatta direkt bir sinekle konuşabilme becerimiz olsa, o sineğin bize diyetini iştahla tarifi gibi geliyor. "Bak bu çöp suyunun tarifsiz lezzetinden vızzz bahsedeceğim sana" öbür taraftan Beta karakterine baktığımda da köyden indim şehre, birileri eYlensin ben evLenem çünkü malın tekiyim diyen şalvarlı beşik kertmesi gibi, erkeğin olmaktan korktuğu bi ihanetten/durumdan meydana gelmiş karikatürize bir tasvir var. Hatta direkt Suat Gönülay'ın Adolf çizgi romanındaki Adolf gibi. Ben de yüzeyselleştirdim elbette, ancak bu tarifler tarafından kucaklanmak çok boğucu. Opsiyon bolluğunun gevşeteceği ve bağımsız davrandıracağı mutlak, ancak zorba ve hödükleştireceği ise ancak belirli bir koşulun neticesi, bu koşul da liyakatsiz birinin tabiatın piyangosunu tutturması ve nobran davrandığı koşul.
Konuya ilişkin bir video var, Ape with AK-47 yazsan Youtube'a çıkar. Bu videodan da anlayacağımız üzere sürpriz bir şekilde eline güç, otorite, imkan artık ne dersen, geçirmiş bir maymunun davranışı bu olsun. Bu maymunlar o kadar şanslı ki, hepsi elinde AK-47 geçiriyor. Haliyle etrafa ateş açıyor, insanlara zarar veriyor. Eline silah geçen tüm maymunlar bunu yapıyor diye, etrafa zarar verip, ateş açmak kendine çekilmeyi ve aksini dışlamayı öneren "üstün" bir nitelik midir? Bence hayır.  Evet diyen gitsin el-kassam tugayına katılsın ne işi var benle.


ama şu da bir gerçek ki https://www.youtube.com/watch?v=mCC_GsgoASs bu videonun ilk birkaç yorumunda da göreceğin üzere.  Bin Galatasaraylı'nın 10k FB'liyi dövebileceğini iddia eden bu abiye dahi talep varken, elbet bi nişi doldururum o kadar da ölmedim diye umuyorum. Benim sorunum doğru kişiyi bulamamak 

 ya da belki de?  


ilişkiler konusundaki  cehaletimden kurtulmak gibi bir hevesi bırakıyorum. Su akar yatağını bulur. bugüne kadar tabiri yerindeyse, atımı geçen atın ardından gitmemeye yeminli bi battal gazi gibi özgürce yaşadım. bundan sonra da böyle giderim, nitekim "Tanrı böyle buyurmuş dünya böyle kurulmuş. Her ademoğluna bir Havva nasip olurmuş" benim gibi bel kıran baş kesen delikanlıya kız mı yok. elimi sallasam ellisi, selçük baykatarımı sallasam tellisi bre. Gene de çok teşekkürler, bunları özgürce ifade edebilmemi sağlayan platformun kurucusu olduğun için de minnettarım.


Redpill gibi kavramlara yönelemedim çünkü argümanları hep biyolojik determinizm ve evrimsel psikoloji ağırlıklı bir önkoşula dayanıyor. Git de 500 milyon yıl önceki azot taşıyan bakterilerle simbiyotik ilişki kuran arkaik otsulardan bahset desen o ne der ama evrimsel psikolog oluyor dambıl kaldırıp sakal bırakıp bağıran erkek imajlı abilerim. Kullanılan yöntem ve kuyruk acısına yönelik bangır bangır bağıran teselli mekanizmalarını duyacak bi müzikal kulağım da olduğu için hiç bulaşmadım, aklım dağınıktı, aklıma bi gadın eli değsin istedim, bu yüzden de senin de evrimsel tesellilerine kulağımı kapayarak sadece çok derli toplu mantığına odaklandım. tekrardan teşekkür ederim.


teşekkürüm ifadesi olarak da buyur aplacığım 🌷🌷🌷 

https://www.youtube.com/watch?v=3d9AyfIsJvw

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Muharreeeeeeem, Muharrem.

Kafamı bulandırdın yemin ediyorum. Sende çok fena şovmenlik var. Mesele fikir alışverişi yapmak değil sende, mesele şuraya gelip şov yapmak gibi. Etkilemeyi seviyorsun, farklı görünmeyi seviyorsun, kibirlisin, başkalarını aşağılamaktan zevk alıyorsun.

Senin kadar süslü yazılar yazmıyor olabilirim. İlişkiler konusuna belli bir gözlükle bakıyor da olabilirim. Ben gözümde gözlük olduğunun farkındayım. Ben birbiriyle uyumlu bir takım bilgileri birbiriyle ilişkilendirerek bir nedensellik ağı oluşturdum. Aynı konuları başkası benimkilerden farklı verilerle değerlendirip onlar arasında bir nedensellik bulabilir. Hiçbiri de yanlış olmaz. Nelerle ilgileniyorsan, o sana bir gözlük haline gelir zaten. 

Benim gözlüğüm benim işime yarıyor. Yalnız olan ben değilim. İlişkisi seneler ve senelerdir stabil giden de benim. Başka arkadaşlarım da benim gözlüğümden baksalar ilişki hayatlarına dair işe yarar çözümler bulabileceklerine eminim.

Sen yücelik derdindesin. Sen üstünlük derdindesin. Gözlüğümden sana bir reçete çıkardım, alıp götünü siliyorsun. Sen bilirsin. Üstünlük derdiyle değil pragmatik olarak değerlendirebilecek kadar alçakgönüllü olabilseydin bir işine yarardı.

Zaten yazdıklarımın amacı bu. Bir işe yaramaları. Kutsiyet veya ulviyet addetmiyorum. Senin nedense öyle beklentilerin var.

Dedim ya, sen bilirsin. Ben bilgimi ortaya koydum, alan alır almayan almaz. 

Samimi olarak yalnız olmamak derdinde isen, sana önerim o kaf dağındaki tahtından bir in hele.

Alpago (23 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Friendzone' a bir erkek nasıl düşer? Düşmemek için ne yapmalıdır? 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Alpago, birincisi, kıza duygularını açmaya çalışırken sana "ama biz arkadaşız" derse friendzone'a düşersin. İkincisi, kızla sürekli program yapar ama hiç fiziksel yakınlaşma ve flörtleşme-kur yapma grişiminde bulunmazsan friendzone'a düşersin. Üçüncüsü, özel program yapmasan dahi, birlikte olduğunuz okul gibi bir ortak alan varsa, sürekli birlikte vakit geçiriyor ve dertleşiyorsanız, düşersin. Dördüncüsü, eski sevgilinin arkadaş kalalım teklifini kabul edersen düşersin.

Henüz sevgiliniz olmayan hiçbir kızla vakit geçirmeyin. Merhaba merhaba. Dert paylaşmak yok, uzun sohbetler etmek yok, yalnız kalmak yok, kankalık yok. Siz erkeksiniz ve sizin agalarınız olacak. Kızlarla sınıf, kurs, iş hayatı, hobi grupları gibi yerlerde karışık olarak görüşecek, iletişim kuracak, şakalaşacak ve  bu sayede karşı cinsten izole olmayacaksınız. Beğendikleriniz olduğunda da Allah ne verdiyse yürüyecek, reddederse ilgisi olmadığını anlayacak, reddetmezse sevgili olacaksınız. 

Ugur (35 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Çok güzel bir yazı, öncelikle teşekkür ederim. Yazının içinde bir an sanki kendi betimlememi okudum, tanışıyor muyuz diye irkildim :) Yüzyüze gelsek size bizzat danışmak istediğim konular olurdu ama bu mümkün olmadığı için şimdilik bu yazı özelinde anlatıp sormak istediklerim var.

Öncelikle nokta atışı tespitiniz müthiş, redpill sonrası sadece evet kızlarına yürüyüp, "başarı" elde edip, belki/hayır kızlarından ise vebalı gibi kaçmıştım. Tanıştığım, cinsellik yaşadığım insanlar arasında fuckzone'a düşmüş insanlar tanıdım. İlginç bir pattern olarak fuckzone'a düşmüş olan bu kişilerin hepsi ilişkiden çıkmış ve bocalama döneminde kendilerini fuckzone'a atan o adamlara denk gelmişlerdi.

Bu insanların bana karşı gerçekten arzusu vardı, 30+ yaşında aklı başında, işi gücü olan, mantıklı, çözüm odaklı ve çok iyi cinsellik yaşadığımız insanlardı. "E daha ne olsun be adam" denilebilecek bir durum ama geçmişte fuckzone'a düşmüş insanlardı (garip bir şekilde hepsi, benden bir önceki adamlardı) ve kendimi "başkasının yatırım yapmadığına, değer vermediğine ilişki veren bir beta" olarak görüp sinirleniyordum. Bu yüzden de benim için her şeyi yapmalarına hazır olmalarına rağmen bu ilişkileri hep ben bitirdim. Açıkçası bu kişiler insani olarak yüksek değerdeydiler (gerçekten iyi insanlar) ve bana karşı arzuları olmasına rağmen böyle hissetmekten kendimi alıkoyamadım/koyamıyorum. Bu konuda ne yapacağımı açıkçası bilemiyorum, bir tavsiyenize ihtiyacım var. Sevgiler, saygılar. 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Uğur şimdi sizinki cevaplaması biraz zor bir soru. Hiç fuckzonea girmemiş bir insan bana sorsa direkt olarak uzak dur, gerek yok derdim. Çünkü bir denklik yok ortada. O yüzden çift birbiri ile empati kurabilecek bir durumda değil.

Sen bu sürecin doğal olduğunu, insanın çok da bayılarak buna katılmadığını bilen bir insansın. Size yalan söylemeyeceğim. Sen de, o kadınlar da cinsel olarak daha az güvenilir insanlarsınız ve gelecekteki eşleriniz için diğer insanlara nazaran daha büyük tehlike arz ediyorsunuz. Bunun sebebi şu: cinselliğe bağlanma aramadan gitme imkanınız ve eğiliminiz var, bunu test ettiniz ve onayladınız.

Sizin gibi insanların ne yapması gerekir, birincisi exlerinizle hiç görüşmemeniz gerekiyor. İkincisi, yaşam tarzınızda ve takıldığınız mekanlarda değişikliğe gitmeniz gerekiyor. Zaaflarınızın farkında olmanız, bunları kabul etmeniz ve bunlara düşmeyecek şekilde yaşamanız lazım. Öyle flörtöz şekilde birileriyle görüşüp, yalnız kalıp, alkol vs. alırsanız aldatırsınız. Prensipli yaşamanız ve kendinizi yeni bir yaşam tarzına adamanız lazım.

Sen eğer o kadınlardan insan olarak beğendiğin varsa, anlaşabileceğinizi düşünüyorsan ve neyi neden yaşadığı ile empati kurabiliyorsan bu prensipli olma haline bakarak öyle bir kişiyle devam edebilirsin. Sizlere bunu yaşamanızı önermesem de ben böyle bir sürece giren hiç kimseyi lanetli veyahut kötü insanlar olarak etiketlemiyorum. Ciddi bir yaşam tarzı değişikliğine gitmeniz gerektiğini düşünüyorum anlattığım üzere.

Yok benimle benzer geçmişi olan kadını kabul edemem diyorsan, sosyal hayatını düşük sosyoseksüelite sahibi kızların bulunabileceği sosyal alanlarda zenginleştirip, bir kızın yavaş gitmesine sinirlenmemeyi deneyerek ve ilişki dediğinin biraz da olsa ödün vermek olduğunu hatırlayarak ilerleyeceksin. Erkekadam.org sitesi ve Mahmut Bey'in çizgisini uzun ilişki konusunda çok makul ve uygulanabilir görüyorum, onun kitaplarından da bakabilirsin.

Ugur (35 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Cevabınız için teşekkür ederim. Lakin belirtmek istediğim şey ben fuckzone'da hiç bulunmadım, en son geçmişinde fuckzone olduğu için ilişkimi bitirdiğim kız, bana karşı duyguları olduğu ve yine de görüşmek istediği için istersen fuckbudyy de olabiliriz dedi, bunun onun duygularını kullanmak olacağı için kabul etmedim. (başka seçeneklerim olduğu için de değil, önerdiğiniz üzere prensip gereği)

Yapmam gereken şey dediğiniz gibi düşük sosyoseksüelite sahibi kızlara yönelmek ve yaptığım şey de açıkçası bu. "evet" kızlarını küpeli-dövmeli kadıköy kızı benzeri kız, düşük sosyoseksüelite kızlarını "belki/hayır" durumunda olan ve kendi halinde olan kızlar olarak düşünüyorsunuz ama gerçek hayat tecrübelerim öyle değil, tam tersine, fuckzone'a düşmüş kızlar kendi halinde, önceliği ilişki olan, partner sayısı da yüksek olmayan kişilerdi. Buna rağmen fuckzone'a girmişlerdi. Bu bakımdan "ne güzel bu kız kendi halinde ve benimle ağırdan alıyor, o zaman doğru kişiye yatırım yapıyorum" önermesi doğru değil. 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Dediğin doğru ve beni yanlış anlamışsın. Benim evet-belki-hayır kızları ile ilgili böyle bir gruplandırmam yok. Redpill'in öğretmeye çalıştığı şey evet kızlarını doğru kestirebilmek dedim ya. Eğer zaten bunun senin bahsettiğin gibi belirgin kampları olduğunu iddia eden biri olsaydım o "doğru kestirmek" ifadesini kullanmazdım, o durumda zaten her şey ayan beyan ortada olurdu.

Ayrıca, fuckzone'a hapsolmanın ilişki hayatına yansımaları kadında erkekten daha erken olur ama yine de hemen olmaz. Neden? Çünkü kadın yaşadığı ilk 1-2 vakaya münferit olarak bakar ve fuckzone'a düştüğü telaşına kapılmaz, bu da hareketlerine hemen yansımaz. Hapsolmadan çıkabilir de ayrıca, yazdığım hiçbir genelleme %100 geçerliliği olacak şeyler değil. Ama zaman içinde, bu patern tekrarlandıkça ister istemez saldırganlaşmaya, alınganlığa başlıyorlar ve hareketlerinden okunabiliyor, ya da yine dayanamayıp çekici bir adamın büyüsüne kapılıyor ve kendilerinin onun fuckzone'unda buluveriyorlar.

Aslında bu son eleştirini bir yazıya dökerek detaylı açıklamam lazım, ben insanlara sadece belli havuzları, suyu daha temiz olan havuzları işaret ediyorum ama o havuzların içinde de elbette ki karşılaşmak istemeyecekleri örnekler var. Böyle olmasaydı işler daha kolay olurdu. Ben erkeklere "şu şu şu tip bir kız gözlemleyip onu bulduktan sonra gözünüz kapalı güvenin" demiyorum. Bakmanız gereken kişi daha büyük ihtimalle buradan çıkar diyorum sadece. Başta doğru tespit yapıp, doğru teşhis koymuş olsan bile insan insandır, beşer şaşar ve en düşük sosyoseksüelite sahibi kız bile belli bir travma sonrası dağıtabilir ya da hipergamisine yenilebilir. Ama yine de bu risk diğer bağıra bağıra gelen risklerden azdır.

Ugur (35 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

"kadın yaşadığı ilk 1-2 vakaya münferit olarak bakar ve fuckzone'a düştüğü telaşına kapılmaz"

yani öyle tespitler ki benim bizzat yaşadıklarımı gözlemlemeniz ve kelimelere doğru şekilde dökmeniz müthiş :) hemen hepsi "ya oldu işte artık napalım" modundaydı ve en son kız arkadaşım "kullanıldığımı düşünmüyorum, ne yani, ben de seks için onu kullandım sonuçta" deyip müthiş bir rasyonalizasyon yapmıştı :) 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Çok yakın arkadaş-akrabalarımdan bu süreçleri biliyorum, o yüzden tespitlerim tutuyor sanırım.

1-2 vaka cidden münferit ama, büyük konuşmayayım ama ben mesela şu an bekar kalsam belki de kendimi farkında bile olmadan bir adamın fuckzone'unda bulurum. Uzun ilişkiden çıkan insanlar piyasanın değişen şartlarına uyum sağlayamıyorlar. 15-20'lerimde erkeklerin kezbanlık diye yaftalayacağı çok korunmacı davranışlarım vardı ama 30'larımda hayata karşı çok daha rahatladım birçok konuda, belki cinsellik de bunun gibi kolaylaşmıştır benim için, sınanmadım, bilemiyorum. Bence kişinin genel paternini ve amacını, değerlerini değerlendirmek önemli. 

pink (21 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

ablaa o kadar mantıklı konuşuyorsun ki eline yüreğine sağlık. İnsan az da olsa kendini daha çok eleştirir ya bende o fazlasıyla var. Kendimi muhtaç psikolojisinden görüyordum bir ilişkim olsun kafasına girmiştim. Ama ise giriyorum tip olarak beğendiğim kişilere bakıyorum flört etmeden(artık kendimi nasıl tuttuysam) İllaki bir sorun çıkıyor. Çoğu farklı departmandan birine bile yürüyor yani. Öyle olunca soğuyorum. Adamın sevgilisi var yine de herkesle samimi davranıyor. Ne biliyim belki ben gerçekten geri kafalı biriyim ama bana normal gelmiyor. Nefsimize sahip çıkamıyoruz. Sadece erkekleri yerdim gibi oldu ama cogu kızın da farkı yok. Daldan dala atlamalarına sesimiz çıkmıyor gibi. İki taraf da memnun halinden. Böyle kendimden emin diyorum ama büyük konuşmak istemiyorum. Bu iğrenme meselesini daha önce hiç duymadım ne ailemden ne yakınlarımdan. Mantıklı duruyor denemek istiyorum. 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

İğrenme deneyimini tatmak için aslında o kadar da içine sinmeyen erkeklerle kendini ilişkiye zorladığını hayal et, mesela hayat kadınlığına başlayan kadınlar, o erkeklerden bir iğrenti gelmez mi? Mesleği yapabilmen için duyarsızlaşman gerekir. 

Erkekler, Redpill casual sexin salt arzu ve beğeni merkezli işlediğini sanıyorlar. Oysa ki o yaşam tarzındaki ilişkilerin çoğu yanlızlık korkusu, bir şekilde değerli hissetme ihtiyacı, kendini cezalandırma takıntısı, erkek onayı arama, çevreye uyum sağlama vs. gibi motivasyonlarla hiçbir şekilde yakınlık hissetmediğin erkeklerle yaşanıyor. 

pink (21 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

ay igrenc, +18 Türk konulu film çekiyor gibi hissettim bi an