Kosher Kasap

İlgi çekici başlık bulmakta da iyiyim ha :) Şimdi nedir bu Kosher kasap? Müslüman’ların olduğu gibi, Yahudilerin de yiyebilecekleri etler konusunda dini sınırlandırmaları vardır. Yani yenmesi helal etler ve haram etler… Onların dindar olanları da, aynı Müslümanlar gibi, eti helal kesim yapan yerlerden almaya dikkat ederler, buralara Kosher denir.

Batı’da Hristiyan ve Yahudilerin birlikte yaşadığı birçok toplum mevcut. Hristiyanların etle ilgili bizlerdekine benzer bir kısıtı yok, onlar herhangi bir kasaptan yiyebilirler. Kosher kasaptan da yiyebilirler, bir sakıncası yok. Bu arada, müslümanlar da kosher'den yiyebilir. Ama tersi istikamet mümkün değil. Diyelim ki farazi bir sebeple, bir ülkede sadece bir kasap türünün var olması mümkün olacak. Çıkarları birbiriyle çatışıyor ve birbirlerini yok ediyorlar sayalım. O ülkede hangi kasap türünün kalması durumunda herkes ete ulaşmaya devam edebilir?

Kosher kasap.

İşte, kadınların cinsel stratejisi insanlığın Kosher Kasabıdır.

Kadın ve erkek cinsel stratejileri birbiriyle çatışır. Kadınlar ilişki isterler, erkek yanında kalsın, kaynaklarını kendine ve çocuğuna yatırsın, ilişkide kendilerine sadık olsun isterler.

Erkeklerse ulaşabilecekleri tüm kadınları döllemek isterler, ilişkiyi hapis olarak görürler.

Çünkü kadınların doğurabileceği çocuk sayısı sınırlıdır, doğanların yaşaması bu yüzden çok önemlidir, bunun da yolu erkeğin çocuğa sahip çıkıp bakım vermesi olmuştur.

Erkekler ise çocukların yaşamasına odaklanmaktan ziyade çok farklı birçok kadından yapabildiği kadar çok çocuk yapıp “kalan sağlar bizimdir” politikası izlemiştir.

Kadının cinsel stratejisi içinde iki tarafın da çocuklarının yaşama şansı yüksektir.

Erkeğin cinsel stratejisinde, bazı kadınların çocuklarının ölmesini göze almak gerekir. Erkeğin neslini kurtaran tek şey sayıdır, kalabalıktır.

Bu yüzdendir ki insanlık, ortaklaşa bir karar almış ve erkeğin cinsel stratejisini kurban etmiştir. Çocuklar için. Nesil için. Herkesin şansının olması için. Dediğim gibi, genelin neslinin yürümesini sağlayan, daha az bebek ölümü travması yaşadığımız, nüfus maksimizasyonu sağlayan yol bu olmuştur.

Günümüzde nüfus azalıyor. Neden azalıyor üreme hızları? Çünkü kadınların cinsel stratejisini terk etmeye başladık. İlişkilerden ve aile kurmaktan, commitement dediğimiz şeyden kaçınıyoruz. Çocuğun hem ruhsal hem bedenen sağlıklı olması -ki bu sağlıklı olmak durumu içinde kendi soyunu devam ettirme isteği taşıması da vardır- ancak ilişki ve aile içinde görülüyor. Aksini istediğimiz kadar iddia edelim. Biz bunu binyıllar öncesinde denedik, deneyimleyerek gördük zaten. Bireyler adanmışlık olmadan yaşayabilirler. Onların hayatına pek bir olumsuzluğu olmayabilir de. Ama adanmışlık yoksa, çocuk yoktur. Nesil yoktur. Nüfus yoktur. Ve günümüzde de halen geçerli olduğu üzere, güç yoktur.

Single momların çocuklarının psikolojik, fizyolojik durumları iyi aile çocuklarına göre daha olumsuz, suça karışma ve intihar oranları daha yüksek, ayrıca onların kendi ailelerini kurma ve evlilik sürdürme ihtimalleri de diğerlerine göre daha düşük. Aile birliği, nesilden nesile örnek olmak yoluyla aktarılabilen bir şeydir. Sıfırdan aile olmayı öğrenmek çok zordur. Zoru başaran yok mudur? Vardır, ancak sayıları azdır.

Başka bir açıdan bakalım.

Kadınların cinsiyete dair değerleri: gençlik-doğurganlık, güzellik ve iffet.

Erkeklerin cinsiyete dair değerleri: statü-para, duygusal güç, yakışıklılık, tecrübe.

Kadınların değerlerinde şöyle bir özellik var: gençlik ve güzellik konusunda kadının yapabileceği bir şey neredeyse yok. Güzellik gene günümüzde manipüle ediliyor da bir yere kadar, ayrıca eşleşme öncesinde olacaksa maddi güç de lazım. Kadının kontrolünün gerçekten elinde olacağı tek değeri iffet idi. Bu konuyu açıklamıştım, tekrar yazayım. Erkekler için babalık karışması korkusu çok ciddi bir korku olduğu için, erkekler kendilerine “bu kadın erkeklerle kolay ilişkiye giriyor(high sociosexuality), ben ona kendi stratejimi bırakıp adanacağım, oysa evliyken de erkeklere kolay çekilir, beni aldatır” hissiyatını yaşatan kadınlardan irite oluyorlar. Ancak kadının kendi kadın cinsel stratejisine sahip çıkan biri olması durumunda erkek stratejilerini terk edip kadınınkine girmeyi göze alıyorlar. Bu güdüsel bir eğilim, mantıklı-mantıksız ayrı bir tartışma konusu. Erkekler binyıllardır babalık yatırımını kime yapacaklarını buna göre belirledi.

Erkeklerin cinsiyete dair değerlerine bakın. Boy harici tüm elementler erkeğin elinde. Kadınınki gibi zamanla tükenmeye mahkum değil. Uğraştıkça daha fazla değer elde edebilir.

Bu elementlerden kadının iffeti ile erkeğin tecrübesi çatışır. Kadınlarda preselection denen bir olay vardır: başka kadınların istediği erkeği “bunda demek ki bir iş var” diyerek daha değerli görürüz. Bu yüzden, erkek çok kadın tarafından seçilmişse ilkel seviyede de olsa bir değeri oluşur. Ancak işte bu değer, bir kısım kadının iffet değeri pahasına olur. Yani o kadınların gerçekten ellerinde olan tek değerleri pahasına. Erkeğinse, tecrübe değerini gözden çıkarsa dahi elinde kalacak, tükenmeyecek, geliştirebileceği birçok başka değer parametresi olmaya devam ediyor.

Yine bu yüzdendir ki, atalarımız bu denklemde erkeklerin tecrübesini feda etmiş ve kadınların iffetinden yana tercih yapmışlardır. Herkese yararı olsun diye. Bu yüzden, bir erkekle bir kadının bir şey yaşadıkları öğrenildiği zaman erkeği kadınla evlenmeye zorlamışlardır, kadının total değeri erkekten daha büyük bir zarar göreceği için. Bu yüzden, bir çift ayrıldığı zaman erkeğe değil kadına "ortada kaldı" şeklinde bakmışlardır.

Ancak biz bu düzeni terk ediyoruz.

Kadınların Cinsel Stratejisi Neden Terk Ediliyor?

Temel neden, doğum kontrolün ortaya çıkmış olması ve kadınların hamile kalmasının önüne geçilmesi. Seksin bedeli azaldı yani. Seksin bedeli azaldığı için de yapmak kolaylaştı, çünkü görünürde göze alınması gereken o kadar şey yok artık. Tabi aradaki kazara gebelikler, travmatik kürtajlar ve bulaşan zührevi hastalıkları azımsarsak.

Kadınlar ve erkekler, birkaç on yıl önce, bu yeni gelişme yaşanınca sandılar ki oooooo ne güzel, artık kimse bizi pek beğenmediğimiz birine zorlamayacak, topluma görev icabı evlilikler yapmak zorunda kalmayacağız, her isteyen istediğiyle sevişecek. Her isteyen istediğine kavuşacak.

Peki öyle mi oldu?

Hiç de öyle olmadı. Kadınların güdüsel olarak eşleşmek istediği erkeklerin profili oldukça sınırlı. Bu yüzden kadınlar erkeklerin belli bir yüzdesine akın edip onlardan kapabileceklerini sandılar. Ama, sonuçta, o adamları kendilerine bağlamak bir yana, erkeğin kendileriyle birkaç zaman gönül eğlendirip, aynı anda veya hemen sonrasında başka bir kadına geçtiği bir gerçeklikle karşılaştılar. Erkeklerin büyük bir bölümü de bu sırada sekssiz kaldı tabi.

Kadınların bir kısmı hemen bu duruma adapte oldular ve “madem erkekler bağlanmıyor, biz de bağ istemiyoruz, bize de lazım değil” gibi, binyılların ektiği eğilimlerine tamamen zıt bir cinsel strateji izlemeye giriştiler. Bir şeyi değiştiremiyorsan, onunla barış stratejisi. Bu kadınlar pazarda erkeklerle yatırımsız seks yapıyorlar.

Halen yatırım isteyen kadınlarınsa elleri boşta kalıyor. Neden? Çünkü o kadınların da istediği o çekici erkekler bir tarafta yatırımla seks, öbür tarafta ucuz seks varken, tabi ki ucuz olanı seçiyorlar. Temel iktisat. Bu sefer, yatırım isteyen kadınların önünde iki seçenek oluyor: ya adamla etkileşime girebilmek için sen de yatırımsız seks yapacaksın, ya da kendi cinsel stratejine sahip çıkacaksın ve bu adamları unutacaksın. Slutshaming dediğimiz, ucuz seks sağlayan kadınların ayıplanması da zaten bu sonucun ortaya çıkmaması için toplumsal bir reflekstir.

Piyasa günümüzde erkeklerin cinsel stratejisi olan rastgele, önüne gelenle çiftleşe doğru kayıyor. Kosher kasapları azaltıyoruz. Biter mi? Bitmez, çünkü hiçbir zaman aynı anda tüm insan toplulukları aynı şekilde yaşamaz. Ama eskisi gibi, genelin et ihtiyacının karşılanmayacağı kesin.

Bugün, ortaya 

• tüm kadınların istediği ve bağlanmayan, bağlansa da aldatma ihtimali yüksek erkekler, 
• bu erkeklerle geçici şeyler yaşayıp kendi asıl stratejisini terk eden kadınlar,
• kendi stratejisini terk etmeden isteyeceği bir erkeği bulmaya çalışan ve çoğunlukla başarısız olan, ayrıca o erkeklerin cinsel davranışlarına bakıp sadakate dair güveni iyice sarsılan kadınlar
• hiçbir kadının onlarla olmak istemediği erkekler

çıktı.

Tepedeki, pazarın yeni dinamiklerinin kendilerine çalıştığı erkekler tamamen memnun mu peki? Değiller, çünkü ucuz seks yapan, zamanındaki yoldaşları olan kadınlar gibi kendileri de yaşları 30’lara geldiği zaman çok büyük oranda çocuk-aile derdine düşüyorlar. Bu sefer de kadınlar piyasasındaki belirsizlikle karşılaşıyorlar: hangi kadın, hangi gruptan? Redpill’in en büyük amaçlarından biri, bu belirsizlikte erkeklere yol göstermek mesela, ama o da sağolsun(!) bunu değirmene su taşıyarak yapacak bir yöntemler bütünü izlemiş. Yani sorunu kendi kolları altına aldığı erkekler için hafifletmeye çalışırken, dışarıda kalacak erkekler için daha da derinleştiriyor ve umrunda da değil. Çünkü gözünü düşman olarak Feminizme dikmiş durumda, onunla savaştığını zannediyor ama işte filler tepinirken, çimenler eziliyor.

Günümüzün cinsel pazarının durumu tam olarak böyle. Normalde, bu gelişmelerin yaşatacağı nüfus sıkıntısının birkaç nesil sonra insanlığı yeniden kadınların cinsel stratejisini koruyacak şekilde eskiye döndürmesi gerekir. Yapay rahim vs. geçin o işleri. Kendi aile görmemiş insanların aile kurma ihtimalinin daha düşük olduğunu söylemiştim. Yani takılma kültürü insanlarının nesilleri taş çatlasa 1-2 birey daha sürer zaten, sonra tükenir. Kadınların cinsel stratejisini koruyacak şekilde yaşayan toplumlarsa hayatta kalır. Burada, çarka çomak sokacak olarak gördüğüm tek muhtemel gelişme yapay zeka ve robotların insanlıktaki nüfus ihtiyacını bitirmesi olur. Modern, erkek stratejisine geçmiş toplumlar bu gelişmelere ulaşacak sürede tükenmezlerse ki gidişat o yönde, en çekici erkeklerin poligamiyi kabul eden kadınlarla çiftleşerek çoğalacakları, kalabalıkların ihtiyacını robotların ikame edeceği, bir grup gelenekçi insanın da postapokaliptik filmlerdeki gibi klanlar halinde kendi değerlerini bir köşede sürdürdüğü bir düzene geçiyoruz.

Fantastik bir yazı oldu ama heeeeee.