Yanlış Kilomuzda Psikolojinin Önemi

Güzellik

Geçenlerde Twitter'da büyük bir fırtına koptu. Fazla kilosu olan insanlar iradesizler, kendilerini çok dinledikleri ve kıçlarını kaldırmadıkları için zayıflayamıyorlar diye.

Bu doğru. Üzgünüm ancak doğru.

Ancak tek sebep bu değil. Kendinizi neden bu kadar dinliyorsunuz? Neden bu kadar kırılgan bir iradeye sahipsiniz?

Muhtemelen öğrenilmiş çaresizliğiniz var çünkü. Belki de öncesinde kilo vermeyi 9588338 kez denediniz, küçük seviyelerde başarılı oldunuz ancak yine kilo aldınız.

Çünkü mutsuzsunuz. Çünkü hayatın yükleri fazla geliyor. Dopamin kaynaklarına ihtiyaç duyuyorsunuz kendinizi haz alır hissetmek için. Hepimizin evinde olan dopamin kaynağı ne? Şeker veya kanda şekere dönüşen maddeler.

Sitede, spor bölümünde veya güzellik bölümünde motivasyona ve mutluluğa dair yazılarım var. Motivasyon da mutluluk da beklenti fazlasıyla da alakalı durumlar. Ya bir düşünün, ampüte insanlar hayata tutunuyorlar ya, tecavüze uğrayan, savaştan geçen insanlar tutunuyor hayata, depremzedeler... Siz mi tutunamayacaksınız? Siteyi okudukça, zihni hapishanelerinizden çıkmanızı umuyorum. İnsan gerçekten de adaptasyon yeteneği inanılmaz boyutlarda olan bir canlı. Her şart altında güçlü, mutlu kalabiliyor. Siz de insansınız. Elbet yaparsınız.

Eğer fazla kilonuz değil de, obezite seviyesinde bir probleminiz varsa daha büyük bir sorununuz var demektir. Ya da anoreksiya.

Yeme bozukluğu ciddi bir psikolojik problemdir. Moralim bozuldu yiyorum kadar basit olmayan, bunu elbet duymuşsunuzdur. Böyle bir insansanız, muhtemelen en derinde kendinizi cezalandırma psikolojisi içindesiniz. Karar verdiniz diye yemeyi bırakamazsınız. Ama tedavi olmaya karar verip irade gösterebilirsiniz. Yani çareniz var, ama çareleri doğru bir sıralamaya koymalısınız.

Okuyan obez arkadaşım varsa lütfen psikoterapiye gidin, maddi imkanınız yoksa da psikolojik okumalar yapın ve sorununuzun kaynağını saptamaya çalışın. İrade göstermeniz gereken nokta burası. Psikolojik temelini çözdüğünüz zaman fizyolojik olarak başaracaksınız. Kendi bir dönem fazla kilo almış, sonra vermiş, sonra da kas büyütmek için beslenmeye geçmiş bir insanım ve emin olun en zoru kilo vermek değil. Kilo vermek tamamen gününü doldurmak ve açlık hissiyle barışmakla hallolan bir şey. Az kalacağınızı kabullenip, kendinizi meşgul edip, günde iki öğün iyi yemek ve günde yarım saat tempolu yürüme düzenine geçerseniz ayda 3-4 kilo veriyorsunuz.

Endokrinolojik hastalıklarınız da olabilir. İnsanlık gerçekten her şeyi hallediyor neredeyse. Tedavi olmama ve önemsemek kısmı sizin seçiminiz.

Teşhisi doğru koymadan sorun çözülmez. Fazla ya da yetersiz kilonuz mu var, mutsuzluğunuza; obez misiniz, fizyolojik ve psikolojik hasarlarınıza eğilmelisiniz. Lütfen şimdi sizleri google’a alalım.

Yorumlar

Asyranta (25 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Cıvıtık, ilişki mevzularıyla kafanı şişirmeyeceğim.

Biliyorsun ki sporu bıraktım ve birkaç aydır yapmadım. Günde iki fincan orta şekerli sütlü filtre kahve içerim, tatlıdan abur cuburdan kısmam, canımın istediğini yerim. Bazen yemek yemeyi unuturum. Depresyon zaten ayrı mesele, hayatım hala koca bir hayal kırıklığı ve sebebi kısmen benim. Arada Mezdeke açıp oynamam dışında nispeten hareketsiz bir yaşamım var. Tüm bunlar kiloma yansıyacağına cildime yansıdı ve alnımda isilik gibi sivilceler çıkardım bir sürü.

Kilo kısmı aklımı karıştırıyor Cıvıtık. Hiç kilo almadım, 1 kilo bile. 17 yaşımdan beri aynı kilodayım. Boyum 160 civarı, kilom 45-46 bandından şaşmadı. Şişleri kebapları da götürsem bu böyle. Sporu bıraktığım şu zamanda da.

Geçen gün 44'ü gördüm tartıda. Kilo alacağıma veriyor gibiyim ve bunun sebebini merak ediyorum... İnsan depresyondayken, aşırı mutsuzken de kilo verir mi? Hep alır mıyız yoksa aksi mümkün mü? Ben bildiğin eriyorum çünkü durduğum yerde. Halsizlik ve çabuk yorulma gibi yan etkileri olduğu için de pek hoşlanmıyorum bu durumdan.

Bir sağlık problemim, hastalığım yok bu arada.

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Merhaba Asyranta,

Kilo almanın denklemi basit. Yaktığından çok yemen lazım. Demek ki kötü gıdalar tüketiyorsun ancak az yiyorsun. Moralsiz ve isteksiz olduğun için normal, iştahsızsındır. Sağlıksız beslendiğin sürece ruhsal durumunun iyiye gitmesi de çok zor. Keşke annen sana bakabilecek durumda olsaydı, beslenmene yardımcı olurdu. İş sana bakıyor anladığım kadarıyla. Daha önce verdiğim depresyon karşıtı önlemlere sıkıca tutunmalısın. İrade göstermelisin, başka yolu yok. Moralin düzeldiği zaman iştahın da artacaktır diye umuyorum.

Asyranta (25 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Cıvıtık, aslında o kadar da sağlıksız besleniyor sayılmam. Balık ve et yerim haftada bir veya iki kez, sabahları mutlaka peynir yerim. Abur cubura düşkün olsam da abartmam. Günde bir veya iki çikolata, o kadar.

Abur cuburdan ziyade kahveye düşkünüm. Günde rahat 3 fincanı buluyor. Belki ruh halimi olumsuz etkileyen şey kahvedir.  Ve biraz yağ kazanmak için gece yiyorum şu sıralar, belki işe yarar. Annemle ilişkimiz pek iyiye gitmiyor ama ben onu boş vermiş durumdayım açıkçası. Evi terk etmeyi bile düşündüm. Evde kendisinin yapmak istemediği her işi üzerime yığıyor gibi hissediyorum.

Öte yandan bu söz dinlemez inadım inat kız seni dinliyor Cıvıtık. Probiyotiğini yiyor, mentalinin el verdiği kadar dışarı çıkmaya, yürüyüş yapmaya gayret ediyor. İki gündür kendimi zorluyorum evdeki spor rutinime dönmeye. Toplamda bir saat sürmesi gereken sporu bugün iki saatte anca bitirdim. Gecenin ikisinde, ardından birkaç midye gömdüm ve bir şişe de bira yuvarladım. Birazdan ikinciyi yuvarlayacağım, sonra uyurum 6 gibi herhalde. :)

Bir hareketi yapıyorum, öbür hareketi de, sonra kafam bir anda dağılıp gidiyor sebepsiz. Telefon zart zurt titriyor, biri doğum haritası yorumu istiyor, öteki ilişki tavsiyesi istiyor -sanki benim kendime hayrım varmış gibi :)- benim kafam da o an başka bir aleme uçmuş zaten. Spora tekrar odaklanmam bir 5-10 dk alıyor. Eski düzenimde hızlı, hırsları olan ve motivasyon sahibi, bambaşka bir insandım halbuki. Ne ara bu duruma geldim gerçekten şaşırıyorum.

Uğraşıyorum Cıvıtık, uğraşıyorum. Bu da böyle bir günümdü... Hayırlı sabahlar bu arada, huzurlu ve verimli bir gün olsun senin için Cıvıtık.

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Bir saat spor aşırı uzun bir hedef. Ben kilo vermek hedefiyle 500-600 kalori yaktıran egzersizler yaptığımda bile 20-30dk sürüyordu. Bence uygulama kullansan ve ona harfiyen uyum sağlasan iyi olur. Yöntemin yanlış gibi.

Asyranta (25 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Yıllardır düzenli ilerlettiğim için uygulamaya pek ihtiyaç duymadım, dalıp gitmelerim de bu yıl başladı. Aslında o spor uygulamaları dikkatimi daha çok dağıtabilir Cıvıtık. Ben spora odaklandığımda telefonun ve bilgisayarın varlığını unutmak istiyorum.

1 saatlik seanslardan sonra ulaştığım formu korumak için 15 dakikalık bir program var ama uğraşmadım. 1 saatlik program alışkanlık haline geldi çünkü.

Karın, bacak, kalça, bel, ardından birkaç kasın aynı anda çalıştırıldığı egzersizler ve germe hareketleri... Çoğu hareket için bale barı gerekiyor ama sandalye işimi görüyor.

Bunların hepsi tek bir güne, 1 saate sığdırıldığı için o kadar uzun. Kolay gibi dursa da zorluyor, en azından yeni başlarken öyleydi. Aman aman belirgin bir kas yapmadım ama kuvvetlendim. Yürüyüşüm ve duruşum düzeldi. O bir saatte tüm hareketleri uygun bir şekilde yaparsam başladıktan 3-4 gün sonra gözle görülür şekilde incelmeye başlıyorum, bu açıdan güzel. 

Uygulamalardan hızlı sonuç alır mıyız Cıvıtık? Eğer bu mümkünse zamandan tasarruf etmek için kendime daha kısa süren bir program ayarlayabilirim sanırım.

Asyranta (25 yaşında) 2 ay önce yazdı:

Ya bu insan psikolojisi öyle Allahın cezası bir şey ki... İnsanların yaptığı/söylediği küçük şeylerden etkilenmem zannediyorsun, bir bakmışsın etkilenmişsin. Olay bir yerde patlayana kadar da farkında değilsin.

İlişkilerimde ve dışarıya karşı gamsızlığım Allah katındayken aynı gamsızlık aileme gelince uçup gidiyor.

Anneannem "çok zayıfsın, yanakların içe göçmüş, bir deri bir kemiksin, güzel görünmüyor" deyince bunun yarattığı moral bozukluğundan yiye yiye 6 kilo almış vaziyette eve geri dönmüştüm. Yıllardır 45-46 idim ve kilo almıyordum.

Kıyafetlerime sığamamıştım, Doğu Alman güllecisi olmaya adaydım Cıvıtık. Annem de laf sokup bıyık altından gülüyordu. Bok gibi zamanlardı. Onlar ergenlik çağlarındayken anneme "kalçan çok büyük", teyzeme de "boynun horoz gibi" deyip ikisinin de vücut algısını halletmiş anneannem, birkaç ay içinde benimkini de halletmiş bulundu.

Zaten sevgili aile vs. hayatımdaki çoğu insanın dış görünüş(üm)le ilgili garip bir takıntısı, beğenmezliği oldu. Kendimi en cilaladığım üniversite yıllarında bile, bir eximin annesi fotoğrafımı görünce "pek güzel değil" demiş. Oğlunun kendi görünüşünden kompleksli bir narsist olmasına şaşırmıyorum, yazık.

Kilom normale döndü sayılır, verirken sorun yaşamadım, kıyafetlere sığıyorum ama aynadaki kadını ben de beğenmiyorum şu an.

Kendimi 1.60 zannediyordum, meğer 1.55 mişim. Minyon kadınların laneti, 100 gram bile alsan belli olur. Ömrüm boyunca kardio ağırlıklı spor yapmam gerekecek DELİ GİBİ. Zaten zamanında 2 saate varan egzersizler yapıp adrenalin fazlalığından öfke patlamaları yaşamamın sebebi de bu. Anneannem ne kadar laf ederse etsin o boyla kıyafetlerin yakışabilmesi için iskelet gibi, ruh gibi, 45 kilo olmaktan başka şansım yok. Şu an 48...

İlkokuldayken, daha ergenlik kilosu almadığım zamanlarda "bırak o ekmeği, şişmanlıyorsun" diyen babamı dinlerim diyet yaparken. Annemin okul için hazırladığı sandviçlerin kekremsi kokusundan tiksinip çöpe atmaya başlamıştım, açlık hissiyle barışıktım ve hoşuma gidiyordu. Onları yemiş olsaydım daha uzundum belki de.

Tatlıya çikolataya her zaman düşkün oldum. Allahtan sporu, hareket etmeyi seviyorum. Hijyene ve şıklığa önem veririm. Cila ve süslenme fikrini sevsem de bir yanım bunlarla, makyajla vs uğraşmaktan nefret ediyor Cıvıtık.

Özel bir akşama, kutlamaya hazırlanırken çok endişeli ve stresliyim, ortalığı dağıtıp döküyorum mesela. Eskiden makyajı severdim, şimdi en hafif makyajın bile yüzüme bir çuval ağırlık koyduğunu hissediyorum, tavırlarıma da rahatsızlık ve kendim olamama şeklinde yansıyor, bazen de yapmak zaman kaybıymış gibi geliyor. Makyaj yapmasam annem yap diye ısrar ediyor ya da insanlar liseli velet zannediyorlar beni.

İş görüşmesi gibi ciddiye alınmam gereken günlerde veya keyfim yerindeyse yapıyorum artık. Görünüşümü habire parlatmaktan yoruldum, parlatsam da insanların lağım kokulu laflarından kaçamıyorum. Hoş geldin casual look bebek, böyleyken o kadar da laf duymuyorum. Kafam nispeten rahat.

<3

Mantıklı Kadın 2 ay önce yazdı:

Okudum ve üzüldüm Asyranta. Nesillerden nesillere aktarılan travmatik davranışlar işte. Asıl mesele bu tarz tekrarları kırmak ya....

Umarım artık sağlıklı besleniyorsundur, o da zaten güzel bir vücut olarak sonuç verir. Hareketinden yana şüphem yok :D 

Kaş gözünü görmüştüm ve güzel olduğuna eminim bu arada. 

Asyranta (25 yaşında) 2 ay önce yazdı:

Teşekkür ederim Cıvıtık o senin sözlerinin güzelliği <3

Üçümüze dediklerinden sonra "Ben öyle bir şey mi demişim? Ne zaman demişim? Demedim ben öyle bir şey. Siz yanlış hatırlıyorsunuz" demesi, kırıldığımızı görünce hepimize küsmesi, sonra kendi kırgınlığımızı boş verip el birliğiyle onun gönlünü alma çabalarımız... :D Annemle teyzem bu kısmı pek yapmıyor artık, onunla konuşmak istemiyorlar, sabırları kalmamış ama ben kıyamıyorum. Belki bir gün ben de bıkacağım.

Eh, fena değil beslenme durumu. Sık sık et ve süt ürünleri, az da karbonhidrat ağırlıklı. Meyve sebze pek yememem sorun. Alkole eskisi kadar elim gitmez oldu ki buna seviniyorum artık. Şu sıralar tek sıkıntı uyku. Onu düzene oturtmaya çalışıyorum.