Tecrübe Satıcılığı
“Tecrübe satıcılığı” diye bir tabirim var. Aman ne olacak, gençlik çılgınca yaşanmalı, her şeyi tecrübe etmeli, hareketli yaşanmamış bir hayat boştur söylemlerini tecrübe satıcılığı olarak adlandırıyorum.
Bu bir saadet zinciridir. Zamanında bir halt etmiş, üzülmüş ama çıkarım olarak “yanlıştım” demek yerine; başkaları da hata etsin de kendimi o kadar yalnız ve suçlu hissetmeyim diyenlerin söylemidir. Sizin suçluluk duygunuz, bunu savunan insanların saadet zincirine girdiğinizde onlara sağlayacağınız kâr olacak. Bu yüzden sürekli yeni insanları sürece katmak istiyorlar.
Tecrübe satıcılarına karşı, bir gençler savunmasızdır, bir de, gençliğini prensipli yaşamış insanların orta yaş krizine girmiş olanları. Onlara etki etmek isterler ki, insanın -kabaca- hatasız olabileceği, herkesin aynı olmadığı ama kendilerinin beceremediği gerçeğiyle yüzleşmesinler.
İnsanların kendi suçluluk ve pişmanlıklarıyla baş edemeyişlerinin kurbanı olmayın. Bu tarz söylemler haz isteyen tarafınızı okşasa da, itibar etmeyin. Yıllar sonra, o kişiler gibi, pişman oluşlarınızı susturmak için aynı söylemleri başkasına yaparken bulursunuz kendinizi.
Evli arkadaşlarım, özellikle erkekler. Bunu size çok yapıyorlar. Görüyorum bunu. İçten içe imreniyorlar aslında erken kalkıp yol almanıza ama artık ne fayda? Dinleyip de eşlerinizi üzmeyin emi kardeşlerim?
İlgili yazılar:
Yorumlar
Asyranta (24 yaşında) 4 ay önce yazdı:
Bu tecrübe satıcılığı olayını aileler de yapabiliyormuş Cıvıtık.
Neymiş kızların saçı uzun olurmuş, kısacık oğlan çocuğu gibi saç kızlara yakışmazmışmış. Kısa saç kestirirsem çok pişman olur ağlarmışım (bir kez bile bunlar olmadı)
Onun gibi bir gün yoğun bakımda gözümü açarsam böyle karamsar olmaz hayatın kıymetini anlarmışım. (Bu söz bendeki karamsarlığı üçle çarptı ikiye böldü)
Eğer illa evlenmek istemiyorsam sırf çocuk için evlenir sonra boşanırmışım. (Iyi bir evliliği kızına layık görmüyor mu ne)
Sonuncuyu duyunca "Oldu, ben de bok edeyim hayatımı di mi?" diye sitem ettim.
O sırf kız doğurmak için geçimsiz bir adamla evlendi diye benim de aynısını yapacağımı düşünüyor. Çıldırdım.
Bunda hiçbir problem yokmuş gibi söylüyor çünkü. Ben o olmak istemiyorum. Onun izinden gitmek istemiyorum, onun yaşamamı istediği şekilde yaşamayı asssla istemiyorum, ilişkilerimi erkekleri bana karşı doldurarak sabote etmesini istemiyorum, tüm sene o yatarken ev işi yapmak istemiyorum, ona muhtaç halime de nefret duyuyorum bu yüzden.
Üzülerek söylüyorum çok sevdiğim anneme katlanamaz durumdayım.
Üslubundaki küçümseyicilik daha bariz bir hale geldi. Bir anne kızını kıskanır mı, ona hasetlenir mi? Kilo aldığı zaman yanında zayıf durduğum için triplere giriyor. Entelektüel mevzulara kafam basmazmış gibi davranıyor, en doğruyu o biliyor çünkü. Nasıl betimlesem bilemedim. Sanki yarışıyoruz ve ayağımın kaymasını dört gözle bekliyor Cıvıtık. Yaşı ilerledikçe düzeleceğine durumunun daha da kötülediğini hissediyorum.
Suçlayıcı ve bencil huyundan bir şey kaybetmedi. Hepimiz onun keyfine hizmet ediyoruz evde. Anneannem onun beni habire azarladığını fark etmiş. Atanmazsam beni yanına alacak. Zaten bugünlere iyi kötü gelebildiysem sadece onun sayesindedir. Anne babam için istedikleri an ilişkilerinde yaşadıkları olumsuzlukların acısını çıkardıkları bir misafir oldum, çocukları değil.
Ders çalışmama da engel olmanın bir yolunu buldu. "Zaman benim zamanım, senin değil. Bugün dışarı çıkacağız" diyor. Gelmek istemezsem kavga kıyamet.
Tek dileğim beni ileride iyi bir hayat bekliyorsa o hayatı mahvetmemesi. Olumsuzluklarını daha fazla üstüme bulaştırmasını istemiyorum. Zaten hayat yeterince stresli...