İlişkide Beklentileri Yüksek Tutmak

İlişkiler

Twitterda 18-25 yaş kızlarının aşkın, ilişkinin ne olduğuyla ilgili görüşlerini görmüşsünüzdür. Örneğin “erkek bir geceyi bile küs olarak tamamlayabilirse sen de onsuz yapabilirsin”, “günaydın güzelim demeyecek misin, demezsen kendin bilirsin, bir gün başkasının güzeli olduğumda inşallah geceyi sabah edersin.” benzeri aptal saptal laflar…

Tamam kızlar, böyle saçma kriterleriniz olsun ve hayat boyu, karşılanamayacak beklentileriniz yüzünden daldan dala atlamaya mahkum olun. Az çeki düzen verin yahu beklentilerinize. Sevmek illa pervane olmak, şov yapmak değil.

Beklenildiğinden az ilgi göstermek, beklediğin süre içinde barışılmaması “üzmek” amaçlı yapılan hareketler değil ki. Psikolojik şiddet değil bir şey değil. Sevginin tek ölçütü değil.

Bakın beni iyi anlayın. Sevilmediğiniz yerde durun demiyorum. Aldatıldığınız yerde durun hiç demiyorum. Sevgiyi ölçmek için yanlış kriterler koyuyorsunuz ve aslında sizi seven insanlarla durup dururken aranızı bozuyorsunuz diyorum.

Yani “ne olursa olsun bir ilişkide kalın” demek değil amacım. Karşı tarafın yapıp yapmadıklarına hassas olduğumuz kadar, kendi beklentilerimizin sağlıklı olup olmadığına karar verecek aklı, psikolojiyi kendimize sağlamalı demek istiyorum.

Herkes aynı şekilde göstermiyor çünkü sevgisini. Herkes farklı bir anne, farklı bir baba modeliyle büyüdü. Kimisi için aşkı ifade etmek çok kolay, kimisi için dağları aşmak gibi, içinde engeller var. İnsanların sevme ve sevgiyi karşılama tarzları birbirinden farklı. Seviyorum diyen insan size kötü davranmıyorsa ve güven sarsıcı şeyler yapmıyorsa, ilgi gösterme tarzından ötürü ne kendini ne karşıyı bunaltmamalı diye düşünüyorum. Tabi içindeki bu engelleri aşmaya çalışmak da o kişinin görevi, ilişki karşılıklı ancak bunlar bugünden yarına hallolacak konular değil.

Sevgiyi istediğiniz şekilde görmeniz, sevgiyi ölçmeniz o kadar da şart olmamalı. Ben insanın “ne yaşadığını bilebileceğine” inanıyorum. Hayatta, özelliklerle ilişkilerimizde de bizi yönlendirecek en önemli kaynağın bu bilgimiz olduğunu düşünüyorum. Bilgi diyorum, tam olarak his veya algıdan bahsetmiyorum.

Hepimizin travmaları yüzünden olaylara dair algılarımız bozulabilir. Tamamen hislerimizle davranırsak travmalarımızın etkisinden bağımsız kararlar veremeyiz. Ancak aklımızı kullanır ve travmalarımızın farkında olursak, aklımızı ve sezgimizi birleştirerek yaşadıklarımızı net görebiliriz.

Diyorum ya, bence herkes ne yaşadığını, sevilip sevilmediğini aslında biliyor. Kendine akıllıca bakan ve gördüğü manzaranın gerçekleriyle yüzleşmekten korkmayan insanlar ilişkilerini değerlendirmek için illa “ölçüler” aramazlar. Gençken, bu derinlikten henüz mahrum olduğumuz için çevreden, kulaktan dolma ölçü birimleriyle bize gösterilen sevgi seviyesini ölçmeye çalışıp dururuz. İnsanlar birbiriyle ilişki yarıştırmaya meraklı olduğu için de bu ölçü birimleri gerçekçi seviyede bile değildir. Öğretme aklımız yüzünden, bizi sevenleri boşuna sınar ve üzeriz.

Özetlemem gerekirse, ilişkinizde sevildiğinizi siz bilebilirsiniz, bunu ölçüyle yapamazsınız, içgörünüze güvenmeniz gerekir, ona güvenmek için de akıllı ve gerçekçi olmayı, görmeyi sevmeyeceğiniz gerçeklerle de yüzleşmeyi hedeflemelisiniz. Çevreyi çok dinlememeli, insanlarla yarışmamalısınız. Siz biliyorsunuz ne yaşadığınızı. Sevildiğinizi görmeye ve çevreye göstermeye çok konstantre olduğunuzdan sevildiğinizi bilme becerisini geliştirmekte geride kalıyorsunuz.

Ha, yok ben o zamana kadar illlllaaaa ölçücem diyorsanız, ilişkide var olmayan olumlu şeyleri değil var olan olumsuzlukları değerlendirmek daha sağlıklıdır. Psikolojik dahil, şiddet var mı mesela? Aşağılama var mı?Fikirlerine önem vermeme var mı? Görüntünü eleştirme, kötü hissettirme var mı? Her istediğinizde değil ama sizin çok önemsediğiniz ve karşıya bunu net olarak ifade ettiğiniz günlerde dahi yanınızda bulunulmaması gibi ihmaller var mı? Bunun gibi…

Dışarıda insanların iyi ilişkilerine haset besleyen çok fazla felaket tellalı var arkadaşlar. Bazılarının da sebebi haset değil ama kendi algı havuzu kötü ilişkilerinin etkisiyle kirlendiği için baktıkları her yerde kötülük, eksiklik, kusur görüyorlar. Aklınızı ve sezgilerinizi kullanmayı öğrenin, çevrenize çok itimat etmeyin derim. Bu tiplerin laflarını çok dinlemek de ilişkinizi kendi ellerinizle bozup kendini gerçekleştiren kehanetlerle uğraşmak durumunda bırakır sizleri.

Yorumlar

Gizem (27 yaşında) 7 ay önce yazdı:

Selamlar,

Yaklaşık 4 ay süren bir ilişkim vardı ve bana göre mutluyduk. Kafama takılan sorunlar vardı ama bana göre aşılamayacak şeyler değildi. 
Sevgilim 32 ben 27 yaşındayım. Ama onun geç olgunlaştığını düşünüyorum hayata karşı. Hobisine öncelik verdiği için Türkiye'nin iyi bir üniversitesinden mezun olmasına rağmen işini sevmiyor ve çok az kazanıyordu. İşinden şikayet ediyordu ve kendi networkum sayesinde ona iş bulduk, x3 katı maaş ile ve yüksek title ile başlayacak hatta. Yine olsa yine yaparım bu arada fakat nankör olduğunu düşündüm ve ayrıldım çünkü hayatımın zor dönemlerinde yanımda olmadığını düşünüyorum. İlkinde babam ameliyat oldu ve yoktu. Bu tarz değerlere önem verdiğimi, onu yanımda görmek istediğimi söylediğimde özür diledi, tekrarlanmayacak dedi. Akrabalardan, hastane sürecinden bunaldığın için seni rahat bırakmak istedim dedi. İkincisinde ben araba kazası yaptım, yakınlarım geldi ama ilk aklıma onu aramak gelmedi, neden bilmiyorum. Durumumu aradı sordu, nerdesin diye sordu ama o gün ya da sonraki günlerde yine yanıma gelip, beni görmedi. Üçüncü de benim ciddi bir sağlık sorunumla alakalıydı sabahtan birkaç dk konuştuk sonra geceye kadar aramadı ve ben ilgisini beklediğimi söyledim, sitem ettim. Ayrılmak istediğimi de söyledim ve ayrıldım. Ben ilişkinin kadın tarafıyım bu arada ve erkek arkadaşıma güvenmek, başım zorda olduğunda gelip bana teselli vermesi, durumu halletmesi beklentisindeyim. Ve ben ona bu denli koşturup, hayatını düzenlemesine yardım etmeye çalışırken bu 3. Yaptığı artık bana çok koydu ve dayanamadım. Arkadaşlarım, onu affetmemem gerektiğini çünkü bunun tek seferlik bir hareket değil de bir huy olduğunu düşünüyorlar. Eğer ilişkiye yeniden başlayacaksam da bunu kabul ederek başlamam gerektiğini söylüyorlar. Yine de haksızlık mı ettim ya da çabuk mu kestirip attım diye düşünmüyor değilim. İlişki içinde de cimri mi değil mi diye düşünüyordum, işi kötü diye genellikle hesabı ben çekiyordum. Ve yıllardır sevmediği bir işte ama aksiyon almamış acaba tembel mi diye düşünüyordum, korkuyordum. Ama bu düşüncelerimi susturuyordum. Başka iyi giden şeyler de vardı çünkü ve onlara odaklanıyordum. Fakat zor zamanlarda yanımda olmayan insanlara karşı çok hassasım. Arkadaş ya da sevgili fark etmeden. Size sorum öncelikle kısaca bir durum yorumlamanız ve fevri davranıp davranmadığımı merak ediyorum ya da acaba ben mi insanlardan çok şey bekliyorum?

Şimdiden teşekkürler 

Mantıklı Kadın 7 ay önce yazdı:

Merhaba Gizem,

Tabi bu meselelerde, senin özelin için söylemiyorum, hikayeyi bir de kurttan dinlemek lazım. Ancak anlattığın kadarıyla abartılı bir tepki vermiş görünmüyorsun. İçinde bu kadar alarm varsa ve genel olarak insan ilişkilerinde başarısız biri değilsen, alarmları dinlemen gerekir. Hep derim ben, insan ne yaşadığını bilir de dinlemek istemez, çeşitli saiklerle-dertlerle içindeki sesleri durdurmaya çalışır. 

Alt alta çok şey yazmışsın. Ateş olmayan yerden duman çıkmazdı diye düşünüyorum. Israr etme bu işte bence. Çok daha fazla zaman harcayıp ileride çok daha pişman olabilirsin. Özellikle kadınların zamanı değerlidir. 

Geçmiş olsun sağlık sıkıntılarınız konusunda, umarım bunlarla geçmiş bitmiş olsun.

cekucek_123 (22 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Merhaba abla, umarım doğru yere yazıyorumdur. Seni Twitter'da gördüm gerçekten çok mantıklı geldi yazdığın yazılar. Sana bir konuda danışmak istiyorum bütün açıklığıyla anlatırsam daha iyi olur diye düşünüyorum...

Ben yaklaşık 1.5 yıldır biriyle birlikteyim. Açıkçası online olarak tanıştık. Birbirimizi görmedik dahi. Başta öylesine yazışırken vs daha sonra ilerledi. Daha yeni birinden ayrılmıştım ve böyle böylesi daha kolay geldi. O boşluğu o şekilde kapatmak istedim ve kendimi zorladım sanki aynı kişiyle konuşuyor ve hiç ayrılmamışım gibi.

Böyle olunca da uzak ilişkiyi canlı tutmak için sürekli yazmak sürekli ilgi vermek sürekli vakit ayırmak gibi şeyler yaptım. Kendimden çok ödün verdim ve sizin bir ara Twitter'da yazdığınız bir yazı vardı buzdan heykel tarzı bir örnek vermiştiniz, işte ben o baştaki halime göre çok eridim. Ve artık kendimi salak yerine koymak istemiyorum. 

Küçük şeyler gibi gelebilir fakat hiçbir zaman ben yazmazsam yazdığını görmedim tam 1.5 sene boyunca. Son görülmesini hiç açmadı her zaman dememe rağmen. Ben onu sevmediğimden çok eminim ama aşırı alıştım bu duruma. Bu alışkanlığımdan nasıl kurtulurum? Kendimi nasıl toparlarım? Erkek olduğumu unutturuyor bana bazenleri, hiç bir zaman dediğim olmadı.

Beni engelleyip peşinden koşturmasına, saatlerce yazmamasına vs herşeyden bıktım gerçekten de çok rahatsız oluyorum. Ama alışkanlığımdan da kurtulamıyorum...

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Cekucek merhaba,

Aslında ne yapman gerektiğini o kadar iyi biliyorsun ki. Sadece cesaretlendirilmek istiyorsun. Al bakalım sana cesaret:

Evladım sen manyak mısın? Sen salak mısın çocuğum? Sen mazoşist misin, acı çekmekten mi hoşlanıyorsun? Nedir senin bu durumun, kendine dışarıdan bir baksana!

Bak sen ilişki hayatı olarak düşünerek bir soru soruyorsun ancak senin daha iş aşk meşke gelmeden çok büyük irade, otokontrol, özsaygı, özdeğer sorunların ayrıca hayatının bomboş olması ve muhtemelen asosyal olmak gibi problemlerin var. 

Ne yapacaksın, somut olarak?

Bak lafımı dinleyecek misin?

Bu kızla birbirinize hiçbir borcunuz yok. Muhtemelen o da senin gibi asosyal bir bağımlı, umuyorum ki sadece böyle olsun da bir de sen burada yanıt beklerken o sizi sanal ilişki(?)nizde boynuzlamıyor olsun. Sana da kıza da bu işin hiçbir yararı olmadığı, aksine çok zararı olduğu için, kıza hiç çekinmeden, mesajla, "ben bu işi daha fazla sürdürmek istemiyorum, ikimize de yararı olmadığı gibi zararı var, kararım kesin. Bu işi en acısız ve süründürmeden bitirmek için seni her yerden engelleyeceğim, haberin olsun. Bugüne kadarki hukukumuz için teşekkür ederim, kendine iyi bak." diye bir mesaj atacaksın ve engelleri bir daha açmamak üzere bu kızı her yerden engelleyeceksin. O kolu keseceksin yoksa kangren yürüyecek. 

Sen zaten iradesiz bir insansın, bir de üstüne yumuşak bitireyim, ah ona ayıp olur ah ben yapamam falan derken kesinlikle bu işi bitiremezsin. Kötülük sende kalacak, sertlik senden gelecek, zalim gerekiyorsa senin adın olacak ama bu şekilde kesin bir yolla bitirmen gerekiyor. 

Bu aşamayı atlarsan, tüm bağımlılıklardan çıkan insanlar gibi geri dönmek isteyeceksin. Bunun çok normal olduğunu bilecek ve kendini başka şekilde oyalayacaksın. Arkadaşın var mı? Netflix vs. dizisi izliyor musun? Spor yapıyor musun? Oyun gibi zararlı bağımlılık yapıcı olmayan bir aracı bulman gerekecek kendine oyalanmak için. Uzun zamandır planladığın, heves ettiğin bir şey varsa ona başlayabilirsin mesela. Kendini meşgul tutmalısın ki geri dönme atakları geldiği zaman kapılmayasın.Bu işin mehter yürüyüşü gibi olacağını bilmeli ve dönmek istediğin zaman buna anlam yüklemek, bak işte ben güçsüzüm ki dönmek istiyorum demek yerine, bu normal ve birkaç güne geçecek demeyi öğrenmelisin.

Ekrandan uzanıp seni pataklayamayacağıma göre şu an başka önerebileceğim bir şey yok. Hadi bakim ya, korkunç bir durumdasın, istersen bir aile büyüğüne anlat da onun utandırması sayesinde de kurtulursun bak.

cekucek_123 (22 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Tokat gibi geldi. Haklısın. Kendini düzeltmem gerekli. İlk adımı gerçekleştirdim. Şimdi de hayatımı doldurma zamanı. Çok teşekkür ederim. Bildiğim bir gerçeği tüm açıklığıyla yüzüme vurup beni uyandırdığın için...

birerkek (22 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Merhabalar, bir ilişkim var. Bazı noktalarda sıkıntılar çekiyoruz ve bir erkek olarak ilişkide sanki benim hissel ve duygusal olarak bir şeylere ihtiyacım yokmuş gibi bir ortam oluştu. Soru soramadığım soru sorunca açıklamaktan kaçtığı, genel olarak sabırsız olmasının yanında bana karşı herhangi bir ek sabır kontenjanının olmaması, benim ona karşı var ve onun da bana bu tür noktalarda hayatındaki diğer insanlardan farklı davranması gerektigıni düşünuyorum, bazı mesajlarıma cevap alamadığım özür teşekkür beklediğim durumların oluşması ama onun beni kırması üzmesi veya söylememesi gerektiği sozlerden sonra sakinleşip kendine gelince özür dilememesi sorduğu soruların cevabını uzun vermeme rağmen hiçbir şey dememesinin yanında teşekkür etmemesi gibi beni rahatsız eden kısımlar var. Onun benim hayatımdaki yeri bambaşka diger insanlarda olmayan haklar onun için bende var, ona sinirlenirsem sonrasında pişman olur gönlünü almaya çalışırım falan. Ne kadar karşı tarafın durumunu anlatabildim bilmiyorum. Ve hayatının tamamına vakıf biri olarak beni sevdiğinden eminim. Ama onu bu şekilde sevmem gerektiğini düşünüyor. Beni rahatsız eden bir durumda, kişiliğıni değıştirmesini istemiyorum ama tartışma sonrası bir özür dilemek gibi şeyler bekliyorum, benim suyuma gidecek şeyleri yapmaktan kaçınıyor. Çünkü o öyle ve onu o şekilde kabullenmem gerekiyor. Bence bu çok yanlış zira ben onu rahatsız ettigıni düşündüğum şeylerde kendimden taviz vermeyi göze alabiliyorum, bu çok büyük kişilik değişimleri değil. Ve sevgi/ilişki içerisinde karşı taraf için bu tür davranışlarda bulunulmasının normal olduğunu düşünüyorum. Kimse beni olduğum gibi sevemez her şeyimle sevilemem kötü özelliklerim vardır ve bunları şekillendirebilirim diye düşünüyorum. Ben onu sevdiğim için bazı şeyleri göze alıp gayet normal bir şekilde olumsuz özelliklerimi birbirimizi rahat ettirebilecek ölçüde ayarlamayı kabul edebiliyorum ama o etmiyor. Kendimi ilişkide çok mu önemli görüyorum? Karşı tarafın yoksa bazı şeyleri kabul mü etmesi gerekiyor? Olayları ondan da dinlemek lazım tabi ama benim hissettiklerim bunlar. Ben hislerimin karşılığını söylediğimde cevap olarak "ben buyum" ile karşılaşmak beni üzüyor. Durum bu şekilde. Ben bu kişiyle diger kızlarda kafamda uyuşmayan birçok şeyi uyuşturabiliyorum sanki o benim ıçin var. Buyük konuşmak için demiyorum ama böyledir işte çok güzel yanları da var ama bu yanları beni yoruyor. Mantık sevgi duygu açılarından bakınca ne yapmam gerektiğini kestiremiyorum.  Tam olarak sana ne sordum onu da anlamadım ben. Sen de anlamamış olabilirsin ama yorum yapabilirsin sanırım. Şimdiden teşekkürler

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Merhaba Bir Erkek,

Aslında sorunlarının cevabını kendin metinde vermişsin:

"Onun benim hayatımdaki yeri bambaşka diger insanlarda olmayan haklar onun için bende var"

"Ben bu kişiyle diger kızlarda kafamda uyuşmayan birçok şeyi uyuşturabiliyorum sanki o benim ıçin var."

Kız arkadaşın, ilişkide ağırlığa sahip olan taraf. Senin ona duyduğun ihtiyaç, onun sana duyduğu ihtiyaçtan fazla.

Sen 21 yaşındasın. Tahminim sevgilin de o yaşlarda. Şu an senin bir erkek olarak ilişkiye ağırlığını koyman zor. Neden? Çünkü değerli olan daha ağırdır. Kız arkadaşın ise en değerli zamanlarını yaşıyor, bu değer bizi alttan alta şımartıyor. Kendisi olayı böyle okuyamaz tabi, bu sizin farkında olacağınız bir şey değil.

Bu arada, benim ilişkimin eski zamanlarına ne kadar çok benziyor :) Eniştenize ben de az çektirmedim ne yalan söyleyeyim. Karşılıklı tecrübesizlik işte.

Kız arkadaşın senden daha değerli olduğu sürece ilişki dengeniz böyle devam eder. Buna çok romantik, çok kişisel bir anlam yüklememen ilk adım. Bunun sana olan "sevgisi" ile alakası yok, sana olan saygısı ve arzusuyla alakası var. Ben 3. kişilerle ilgili veya senin kişiliğine yönelik ağır bir saldırı tipi hatalar yapılmadığı sürece sevginize bir şans vermenizi öneriyorum.

Bu durumu nasıl hafifletebilirsin, ağırlığı kazanmanı nasıl hızlandırabilirsin? Erkek olarak değerini artıracak şeylere yatırım yapacaksın. Erkeğin çekicilik, değer parametreleri neler? Statü-okuldaki konumun-mesleki hedeflerin, duygusal gücün, yakışıklılığın ve oyun-flört etme becerin. Bunlar üzerine eğildiğin, ama onun onayını arar şekilde değil, kendine uygun gördüğün şekilde, ilişkinde iyileşme sağlayacaksındır çünkü kız arkadaşın için daha değerli olacaksın, bu da sana içsel olarak daha fazla saygı duymasıyla sonuçlanacak. 

Kavgadan ve "konuşarak çözme" yolundan kaçın, gerek yok, boşuna yıpranırsınız ve duygusal gücün yetersiz görünür. Bu konuları çok açma, umrunda olduğunu da çok belli etme, alınganlığını kontrol et. Başta da dediğim gibi, kişiselleştirme. Bunlar derinden, alttan altan çalışan tipik mekanizmaların sonucu.

Kendine değer kattığın halde düzelme görmüyorsan, o zaman kız arkadaşından ayrılmamak konusunda kendini zorlama. İlişki erkek cinsel stratejisi olmadığı için, ilişki için, bir kız için ezilen erkek karşıya malesef karşı konulmaz biçimde itici görünür. Yani, bitirme olasılığı da aklının bir köşesinde olmalı, düşündüğün kadar da korkunç olmayacak zaten. 

birerkek (22 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Ben konuşarak çözmeden yanaydım :) Derdimi açıklarsam beni anlar diye düşünmüştüm. İlişkinin başlarında o olmadan bir hiç gibi hissediyordum, kendi kişiliğimi kazanma açısından biraz redpill aldım ama bunun fazlası bana göre değil hatta ilişkiye zarar verecek noktaya goturüyor bence. Biraz daha kendime odaklanmayı başardım ama istediğim saygıyı göremedim. Bu mevzular da erkeklerle veya başka birisiyle konuşulmuyor herkes daldan dala atlamak içın fırsat kolluyor. Açıkçası sana yazarken de bu kız sana değer vermiyor, sadece kendisini düşünüyor kendini bu kadar yorma gibi bir cevap vereceğini düşünüyordum. Çünkü ben buyum ve asla değişmeyeceğim sözleri beni kırdı. Ve ciddili bir şekilde bunun sürekli böyle devam edip etmeyeceğini düşünmeye başladım. Tahmin edersin ki karşındaki insan tarafından kırılmak bir noktadan sonra yoruyor. Bu mevzunun meselesi birkaç kez geçtigi için bu mevzuyu konuşmaktan bıktığını falan dile getirdi. Ben de devam edip edemeyeceğim kısmını düşünmeye başladım haliyle. Kendisi kelime seçimine dikkat etmediği için ben bu mevzuyu açmadan önce 40 kez kırılıyorum ve onun bıktım sözü beni bu düşünceye itiyor. Sevgimize şans vermemizi düşündüğün için ayrıca teşekkür ediyorum. Kafamın nereye nasıl bir süreçte gittiğini anlatmaya çalıştım. Kişisel bir soru olacak mı bilmiyorum kaç yaşlarına geldiğinde daha stabilleşecek acaba bu durum? Enişte yorulmadı mı hiç bu süreçte? Zaten aramızda bir cinsel yakınlaşma olmaması okul dersler falan yüzyüze görüşme sürecini bir miktar aksatiyor. Aramızın ekşimesini biraz da buna bağlıyorum. Evlenince bu durum benim lehime doğru geliyor mu? Ekstra olarak "Şu an senin bir erkek olarak ilişkiye ağırlığını koyman zor. Neden? Çünkü değerli olan daha ağırdır. Kız arkadaşın ise en değerli zamanlarını yaşıyor, bu değer bizi alttan alta şımartıyor. Kendisi olayı böyle okuyamaz tabi, bu sizin farkında olacağınız bir şey değil." Okul bitecek, başarı elde edeceğim, işe gireceğim ve bir değerim oluşmaya başlayacak mı otomatik olarak zira ağırlığımı koymanın sözümün geçmesi 'ahkam kesmek' şeklinde değil ama saygı duyulmak sözlerime değer verilmesi açısından önemli bir şey gibi geliyor. Enişte ağırlığını nasıl koydu nasıl ilerliyor bu süreç?

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Kelimelere, detaylara bu kadar takılmanı biraz kırılgan buldum. Kadınca. Açıkçası, anlattıklarından, kavgalarınızdan, onun bıktım demesinden senin ilişkinin kadını gibi davrandığın, onun erkeği gibi davrandığı düşünülüyor.

Şimdi ben neden ayrılmanızı önermedim? Kız arkadaşın demek ki aslında pek güdülerini dinleyen bir kız değil, sana sevgisine önem veriyor, emeğine önem veriyor. Bunlar değerli hasletler. Aslında, redpill gözünden bakarsak sevgilin sana şu an "katlanıyor" durumunda. Kavga ile saygı dilendiğin zaman bıktım demesi kadar normal bir şey yok, çünkü erkek olarak sana hiç yakışmayan acayip de bıktırıcı bir şey yapıyorsun gerçekten. Ona rağmen kız yanında. Yeter be diye şımarıkça gitmemiş. Bunu harcamamanızı öneririm.

Düşünmeye itmesin, bu kadar düşünme, ilişkinin dinamiklerini bu kadar dert etmen erkek olarak sağlıklı değil, daha odun, daha eğlenceli bir zihin yapısında olmalısın.

Aranızdaki cinsel gerilimi azaltan şey de tam olarak bu. Kız seni yeterince arzulayamaz bu durumda. Normal. Aranız ekşidiği için seks yok, seks olmadığı için aranız ekşi değil.

Okul bitmeden de statü edinebilirsin. Statüyü sadece para-meslek olarak düşünmeyin. Herhangi bir kulübe üye misin mesela? Başı çektiğin, liderlik edebileceğin bir faaliyet var mı? Bunlar da çekicilik katar.

Kavga işlerini kapatman ve eğlenceli yönünü artırman, daha vurdumduymaz olman anında duygusal gücüne yansımaya başlar. Ayrılık kafasına girmen iyi bu arada, onun yararını duygusal gücünü beslerken göreceksin. 

Erkekadam okuyor musun? Bak orada çok işe yarar vaka çalışmaları var bu gibi durumlarla ilgili. Sana birkaç yazı önereyim:

https://erkekadam.org/2023/09/20/iliskide-kendi-hatalarini-duzeltmek-yerine-sikayet-ederek-terk-edilmek/

https://erkekadam.org/2023/10/28/iliskide-erkek-rolu-yapmaktan-yoruldum-vaka-calismasi/

https://erkekadam.org/2023/11/06/bir-kiz-beni-sadece-onu-onemsemedigim-zaman-onemseyecekse-bir-iliskinin-ne-anlami-var-vaka-calismasi/

https://erkekadam.org/2023/10/09/sevgilim-bana-karsi-saygisizlik-yapti/

Tipinle ilgili düzeltilecek bir şeyleri hemen düzeltebilirsin. Saç tıraşında yapılacak bir şey var mı, giyimin nasıl, spor-kas yapıyor musun, fazla kilon var mı?

Date planlamayı biliyor musun? Kız arkadaşını başı senin çekeceğin güzel programlara götürebiliyor musun, pahalı değil ama heyecan verici olması önemli.

Yani senin daha beklemeden, iş güç dert etmeden bugün yapabileceğin şeyler var zaten. Yapmaya başladığın zaman yavaş yavaş da meyvesini toplarsın.

Evlendiniz diye hiçbir şey iyiye gitmez bu arada, sen duygusal gücünü artırır, statünü korur, yakışıklılığına dikkat eder, karınla beceriyle flört edersen durumlar iyileşir. 

Biz cahildik be genç, bizim dengeleri bulmamız yıllar aldı. Doğal gelişen sebeplerle oldu ama hakkını yemeyeyim, duygusal güç konusunda hep iyi durumda idi. Sağlam bir zihin yapısı vardır. Gerisi doğal gelişen mesleki başarı vb. parametrelerle yıllar içinde yavaş yavaş oturdu. Bizim kırmızı hap ilmimiz hiç yoktu. Şimdi bildikçe "haaaa" diyorum. Bilmediğimiz için de çok zorlandık. Yoksa daha kısa sürede toparlanırdık. Erkeğin kırmızı hap ilmine sahip olması çok önemli.

Zaten ondan Redpill'in anlattığı birçok şeye katılıyorum ya. İşe yarıyor, yaşadım, gördüm.

 

birerkek (22 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Kadınsı ve kırılgan bulmana katılıyorum redpill ve erkek adamla da böyle tanıştım biraz aldım ama bir noktadan sonra bırakmıştım. Aklıma yatmayan katılmadığım noktalar olmakla beraber zamanım da yoktu pek. İtilip kakılmış değer görmemış bi kadınla büyümek beni sevgilim hakkında fazlaca empatili yapmakla beraber o itilip kakılmış kadının duyguları etkisine girdim. Daha odunsu düşünmem gerektiği burdan geliyor. Her sorun sorun olmak zorunda veya çözülmek zorunda değil. Kafa yapısı olarak da düşünmeye yatkın olmam bir gerginlikte kafamı meşgul ediyor. Kendi işlerime de odaklansam bir noktada düşünüyorum. Buluşmalardan muhafazakar bir etkiyle kaçıyor. Biz buluşacağımız zaman bir şekilde bir şeylerin çıkması beni yordu ve artık planlamak istemiyorum. Kendi müsait olduğu zamanını söylese ben onu eğlendiririm güzel zaman geçiririz ama gelmekte zorlanıyor. Kulübe üye olmak bir şeyler yapma liderlik gibi kısımlar üzerine yönelebilirim. Spor yapamıyorum ama fazlasıyla yoğun bir okul programım var(kendi içimde bir bahanedir belki aşarım muhtemelen kısa bir zamanda) fit bir vücudum var ama ekstra kas kütlesi katamiyorum. Beslenme ve uykuma dikkat edip maks verimle geçirmeye çalışıyorum günümü. Yurttaki beslenme olanaklarını bahane ederek de spor konusunda biraz tembellik ediyorum. Giyimime dikkat ederim. Berber kurbanı olmazsam saçımı düzgün keserim. Geçen sefer kısa olmuş diye bir ton laf etti. Her fotoğrafımı gördüğünde kısa saçım üzerinden laflar etti. Farkındayım bu tür şeylerin. Şimdi biz erkekler bu kadar dikkat etmemiz bir şeyleri doğru yapmamız gerekirken kadınlar(en azından o) kendine ve davranışlarına az da olsa çeki düzen vermekten kaçınıyor? Az çok seni okuyan biri olarak neden bana bağlılığında değerini artıracak şeylere dikkat etmiyor? Benim ayrılık kafasına girmemin temel nedenlerinden biri bu tamam baskın olan bu dönemde yine o olsun ama neden kendisi için daha iyisi olmasın neden bunu istemiyor? Kendi hayatında yaşadığı sıkıntılar var ama hayatında da ben varım. Benim olmam benim için kendi değerini artırması geride kalmaması için bir içgüdü oluşturmuyor mu? Yoksa zaten baskın olan değerli olan o olduğu için bir şeyler yapmayı gerektirmiyor mu onun için? 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Bir kadının sorunlarını senin gözünden görebilmesini bekleme, o kendi iç dünyasına göre ilişkinizi nasıl algılıyor bakalım? O şu an geride değil ki. Sen bir bırakmamışsın ki kız ilişki dengelerinin aleyhine değiştiğini hissetsin, kendini-yanlışlaırını düzeltsin. Daha kendini çekip onu rahatlatmamışsın, neden beklediğimi yapmıyor diyorsun. Acelecilik ve kaygı kötü. Annenle büyüdüğünü algılıyorum. İşte zihin dünyan kadın gibi evhamlı. Telkinle, yavaş yavaş bunu çözmen lazım.

Biz buluşacağımızda bir şeylerin çıkması yordu, bıraktım, trip gibi algılanıyor. Sen erkek olarak buluşmalardan asıl sorumlusun, o sana arada jest yaparsa yapar. Unutma erkek doğada kur yapar ve date kur dediğinin insandaki karşılığı. Bu işi de kırılganlığını bir kenara bırakarak, ihmal etme. Mesela 2 gün alternatif verip öyle sor. 

birerkek (22 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Anlıyorum, biraz zaman geçsin durgunlaşalım her şeyin daha doğru olması için çabalayacağım buna rahatlatmak da kendi statüme odaklanmak da diğer şeyler de dahil. Teşekkür ederim. İkimizin de ilk ilişkisi tecrübesizlik hatalar peş peşe gelebiliyor, kendime de kızıyorum ama yapacak bir şey yok hata yapmadan da direkt öğrenilmiyor bundan sonra daha iyi olacağız...