İlişkilerdeki Verişler

İlişkiler

Milletin aklına seks gelecek şimdi bu başlıktan :) Hemen açıklayayım bari. Nedir ilişkilerde verdiğimiz şeyler: hediye, ilgi, zaman, öncelik…

İlişkilerdeki abartılı verişlerin hiç sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Evet, doğru duydunuz. Vermenin fazlası sadece kişinin kendisi için değil, ilişki için de zararlıdır. Öncesinde, eşleşme aşamasındaki verişler tamamen falso zaten. Bir insanı tavlamak için maddi veya fiziksel rüşvet gerekiyorsa o eşleşme olmamıştır evlatlarım.

İlişkileri en sağlam tutacak şey tarafların niteliklerinin etkileyici olması ve ilişki içinde kendini salarak bunları kaybetmemesi bence. Seni kim olduğun için değil ne verdiğin için yanında tutan kişi, veremez hale geldiğinde kapının önüne koyar. Niteliklerini kaybetmek ise vermeyi bırakmaktan daha zor, daha az olası, kişi kendisi için istemez zaten bunu, o yüzden sağlıklı bir ilişkide olduklarımız, verdiklerimizi yener, yenmeli.

İlişki başında güçlü, karizmatik, dayanıklı, çalışkan, mutlu, mantıklı vb. davranan bir erkek ya da güleryüzlü, sevecen, pozitif, yüksek libidolu, uyumlu, akıllı vb. davranan kadın, ilişkilerinin çimentosunu bu nitelikleriyle dökmüş olurlar. Verdikleriyle değil. Bunlara güvenen insanın da karşısındaki kıymet bilmeyen bir aptal değilse onu ilişkide tutmak için ekstra efor sarf etmesi, sürekli bir şeyler vermesi, sunması gerekmez. Yuvarlanıp giderler.

Güzel ilişkiler için kendi niteliklerimizi sürekli zirvede tutmayı hedeflemeli, verişlerimizde de karşıyla denge politikası izlemeliyiz gibi duruyor. Tabi ki sinir stres durumlarımızda, yoğun zorluklarla karşılaştığımızda bunların dışında olacağız, o zaman karşı taraf bizi hoş görecek, görmeli. Nitelikler evet verişlerden daha sürdürülebilir, daha sağlam dayanaklardır ancak hiçbir koşulda sarsılmaz değillerdir. Sarsıldığı durumlarda toparlanılmasına yardımcı olmak karşının görevidir.

Ancak zorluk atlatıldığı zaman kişinin eski niteliklerine ve veriş dengesine dönmeyi hedeflemesi, bunların farkında olması da lazım, uzun ilişkilerde kilit noktalardan biri burası. Karşı taraf seni destekliyor ve hoş görüyor diye bu yeni halinde kalırsan uzun vadede yürümeyecektir.

Biraz da, popüler olan konulardan aldığım sorulara cevaplarımı paylaşayım:

Bir ilişkide erkeğin daha aşık olması mı, kadının daha aşık olması mı sağlıklı?

Sevgi, aşk miktarı da yine verişlere giriyor. Soruya şu cevabı vermiştim: Anlaşılamaz ve dengede olanı. İki tarafın da karşıyı cepte görmesi yine uzun vadede boş verişlere, salmaya sebep oluyor.

Erkek kızdan daha aşık ve fedakâr olmalıdır, ilişki ancak öyle yürür gibi sözler ediyorlar mesela.

Bu bakış açısı, bir erkekle ilişki sürdürebilmek için onun akli melekelerini tam kullanamamasına ihtiyaç duyacak bir huya sahip olmanın sonucudur. Erkek verecek, susacak, sineye çekecek, aşktan gözü kör olacak, ilişki ancak böyle sürecek. Böyle bir dünya yok. İlişki böyle bir şey değil. Seçmeyi bilen, kendin de düzgün bir insansan öyle yürür bir ilişki. İki tarafın birbirini sürekli pohpohlamasıyla, hoş görmesiyle, aşktan gözlerin kör olmasıyla değil. Tarafların iyi, mantıklı, değer sahibi olmasıyla. Burada çizilen ilişki modeli bitmeyecek ilişki değil kadın istemedikçe bitmeyecek olan hayali bir ilişki modeli. Hayali, çünkü insan dediğin, ilişkiler dengesinin hep lehine olmasından dahi sıkılan bir canlı. Denge ve ölçü, bir ilişkinin sağlam olması için katiyetle vazgeçilmez.

İlişki uğruna karşısı için ne kadar ileri gidilmelidir?

İlişki kendine zarar verecek noktaya geldiyse durmalısınız. Kızlık gururunuzu, erkeklik gururunuzu, izzet-i nefsinizi zedelemeyin. Değmez değil. Değecek insan sizi bu duruma sokmamaya çalışır, yapmanızı istemez. Bunu isteyen insan siz yaptıktan sonra da sizi beğenmez. İlişki dengesindeki imajınıza, benliğinize asla zarar vermeyin.

Verişleri umursamayalım diyorsun, ilgi önemli, hiç mi istemeyelim?

Öncelikle yazıyı doğru anlayalım. İlişkide herkes kendiyle uğraşsın, karşıya hiçbir şey vermesin demiyorum. Aşağıdaki yazıyı okursanız bu konudaki denge politikamı net olarak görebilirsiniz. Tabi ki ilgi verilmesi, umulması gerekiyor, bu beklenti sağlıklıdır.

Ancak, normalde ben çiftlerin beklentilerini açıkça birbirine ileterek meselelerini çözmesi taraftayım ve ilgi konusu müstesna… İlgi görmediğinizden şikayetçi olduğunuzda “bana ilgi göstermiyorsun, soğuksun” diye yakınmanın hiçbir sonucu olmuyor. Olumsuzla motive olmuyor karşınızdaki. Yapmanız gereken, zaten yapabileceğiniz tek bir şey var: kendinize dönmek. Kendinizi mutlu hissetmek için süslenecek püslenecek, kendinizi gezdireceksiniz, sporunuza, okuduklarınıza izlediklerinize devam edeceksiniz. Işıltınızı ve çekiciliğinizi koruyacaksınız.

Ama bu sırada dikkat edin, bunları yaparken karşısındaki kişiye özellikle 3. kişilerin size olan ilgisini sopa olarak göstermeyin. Bu çok çirkin bir davranış, bu kafada olursanız karşı resti yersiniz ve ilişkileriniz sürmez.

İlgi göstermemesi sevmediğinden mi acaba?

Fifty-fifty. Bazen insanlar gerçekten zor süreçlerden geçebiliyorlar. Akıllarının bir köşesinde geçim derdi, aile derdi filan varken oynaşma oyunlarına moralleri kalmayabiliyor. Bazen de ilişkiyi aslında bitirmek istiyorlar ama cesaretleri olmuyor. Zamanla görülür, baskı ters teper. Hazırlıklı olmak iyidir.

Yorumlar

jes (20 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

normalde 7500 karekter sınırı varmış.ben 10 bin karakter yazmıştım bazı detayları silmek zorunda kaldım.öncelikle emekleriniz için minnettarım. Temmuz ayına kadar yazılarınızdan öğrenebildiğim kadar çok şey öğrenmek isterim.ilk birebir tecrübem olacak çünkü.“aşık olmuşsun ya da bağlanmışsın gibi davranma” ve "hediye,iltifat,ilgi" konusunda yaptığınız bu yorumda kafama takılan şeyler oldu.onu sormadan önce kendimi ve karşımdaki kişiyi size tanıtmak isterim.

asıl amacım evlenmek ve uzun ilişki.Biz 19 yaşındayız.Aynı Ortaokulda ve Lisedeydik.Ortaokul ve lise dönemimizde toplam 5 dönem aynı sınıfta olmuştuk.ben o zamanlar kimseye aşık değildim. Lise 2’de ikimizin de aynı lisede olduğumuz liseden ben ayrıldım.yaklaşık 3 sene Lisedeki arkadaşlarımla hiçbir bağım yoktu. Kızla da bir bağım yoktu.üniversite sınavında ben mezuna kaldım.sonra bir kursa başladım sınava hazırlanmak için. Bu kızı da o kursta gördüm. O da benim gibi mezuna kalmış.ben ilk başta kızı tanıyamadım.saçını kısa kestirmiş.sonra teyit ettim. Sen ortaokuldaki,lisedeki sınıf arkadaşım değil misin diye? Evet dedi. ikimiz de mezuna kalmışız.3 senedir görmüyordum ve kursta tekrar karşılaşmış oldum. Ve kursta kıza aşık oldum çünkü hem fiziki anlamda güzeldi hem de karakterli ahlakı düzgündü. Alçakgönüllü,çalışkan,dışa ve sosyal medyaya bağlı olmayan,sessiz kendi yağında kavrulmaya çalışan,kimseye zararı olmayan iyi niyetli.Genel olarak yalnız birisi.Çok yakın bir arkadaşı yok.Bundan da şikayetçi olduğunu sanmıyorum.Ben gibi o da içe dönük. Maalesef erken yaşlarda 9-10 yaşındayken babasını kaybettiğini öğrendim. İkimiz de kursta üniversite sınavına hazırlanıyorduk.aynı bölüm ve aynı alan hedefimiz var.Sınava hazırlandığımız için kıza aşık olduğumu ilan etmedim çünkü bu sınava çalışmamız engelleyebilirdi.ikimiz de sınava odaklanmalıydık dedim içimden.Bana karşı güler yüzlü,kibar olarak davrandı.Aralarda konuşuyorduk. Çeşitli konular hakkında. işte geçmişteki lise,ortaokuldaki insanlardan, anılardan.lise ve ortaokulda aynı sınıfa düşdüğümüz zamanlarda ikimizin de sevmediği kişilerin ortak olduğunu öğrendim :=)  aralarda ders çalışıyordu.çok rahatsız etmek istemedim.dersini odaklansın diye. Öğlen veya ikindi arasında 3-4 kez 40'ar dakika konuşmuşuzdur en fazla.sınav derdi olmasa daha çok konuşmak tanımak isterdim, tabii ki de.Konuşurken bazen soruyordum müsait misin diye veya rahatsız olmuyorsun değil mi diye o da niye rahatsız olayım ki,müsaitim gibi olumlu cevaplar veriyordu.ben yapı olarak iyi bir insanı istemeden kırmaktan çok korkarım. o yüzden sürekli sorarım.karşımdaki kişinin de utangaç biri olduğunu bildiğimden. Bir keresinde felsefi bir konuda ayrı düşündüğümüz bir konu oldu.ben kızın benden farklı düşündüğünü sanmıyordum. O konu da benden farklı düşündüğünü görünce görüşümden vazgeçmeye çalıştım. Normalde yaptığım yanlış bir şey.O da olsun farklı düşünebiliriz dedi.bu benim çok hoşuma gitti.farklılıklara rağmen kavga etmeden anlaşabilmek. Kızın sevdiğim bir yönü de Asya’ya karşı bir eğilimi olması.özellikle kore kültürüne,müziğine çünkü beslenilen kültürün etkisi tarzında bir yazınızı okumuştum.Toksik batı kültürünün medya aracılığıyla verdiği zararlardan bertaraf olduğunu düşünüyorum.

Ben Aralık ayında kursu bırakma kararı aldım.Kızın telefon numarası ben de vardı.Ben sınavdan sonra Haziran-Temmuz ayı gibi kıza aşık olduğumu ilan etmeyi ve daha da çok tanımayı düşünüyordum. İkimiz de deprem bölgesinde yaşıyoruz.depremden en çok etkilenen bir ilde yaşıyoruz.Deprem olunca mecburen tekrardan iletişime geçmek zorunda kaldım.yardım edecek çevrem vardı.o yüzden herhangi bir ihtiyaç olup olmadığını sordum.İkimiz de deprem şehrinden uzak yerlere gittik. maddi durumlarının çok iyi olmadığını biliyordum. Para ihtiyacı varsa gönderebileceğimi teklif ettim. kabul etmedi.halasının oraya gitmişler.biz de anneanneme gitmiştik.Orada rahat olamayacağını düşündüm,Antalya’da bir yer ayarlayabileceğimi söyledim.yine kabul etmedi.Sonra bizim gittiğimiz kursun açılma işlemi oldu.Ben ona gidip gitmeyeceğini sordum. Ben kursa devam etmeyeceğimi söyledim. O da devam etmeyeceğini söyledi. Nisan ayında tekrar şehrimize gelip gelmeme ihtimalini konuştuk.belki gelebiliriz,denk gelirsek görüşelim o zaman dedi.ben de mutlaka görüşelim yazınca yazdığım yoruma kırmızı kalp emojisi attı.bunun sonrasında daha çok sınav hakkında konuştuk. Şahsen ben üniversiteye gitme konusunda kararsız olduğumu başka iş alternatiflere sahip olduğumu o yüzden vakit kaybı olarak görmeye başladığımı sınava çalışmadığımı söyledim ama yine de nasıl çalışılması gerektiğine dair ipuçlarını söyledim. Sınava girmesem de felsefe konusunda kendisine yararım olabileceğini bana söyledi. bunun öncesinde hiçbir kızla yüz yüze tanışma,flörtleşme fırsatım olmadı.daha öncesinde uzaktan sevgilim olmuştu ama onu ani bir ölümle kaybettim.3 ay sürmüştü.yaşadığım şok süreci ve depresyonum uzun sürdü.17 yaşındaydım.yaşadığım şehre gelecekti ,her şey yalan oldu.şuan konuştuğum kız kadar güzel ve iyi karektere sahipti.Deprem olunca da şuan konuştuğum kızı kaybedip aynı şeyleri yaşayacağımı düşündüm.depremin ilk haftası o yüzden çok kötüydüm ve kendisine bir faydam olsun istedim. Ben bu kıza çok aşık oldum şöyle ki 6 gün boyunca yaklaşık 6 saat yatakta kalıp onu düşünüyordum. Hayal kurma bozukluğu vardı.Yaptığım şeyin yanlış olduğunu biliyorum.aşık olduğum zaman depresyonda olduğum zamandı.problemlerimle yüzleşmek yerine onu düşünüyordum,iyi geliyordu. Nihayetinde sizi söylemek istediğim şimdi ne yapmalıyım? Şu sürece kadar kıza karşı yanlış bir şey yapmış mıyım?Temmuz ayında sınav bitince yüz yüze görüşme ihtimalimiz yüksek.burada “hemen aşık olma, aşık olmuşsun ya da bağlanmışsın gibi davranma” tavsiyenizi anlayamadım.ben kızla tekrardan temmuz ayında görüştüğüm zaman ona aşık olduğumu söylememem mi gerekiyor?veya ne zaman ona aşık olduğumu söylemeliyim? temmuz ayında ilk görüşmemizde aşık olduğumu söylemem doğru olur mu yoksa biraz daha bekletmeli birbirimizi tanımalı mıyız?neden ona bağlı olduğumu söylememeliyim.ben çok eşli bir insan değilim.tek bir kişiye bağlı olurum.karşımdaki kişinin de öyle olmasını isterim. O yüzden aşık olduğumu söyledikten sonra sadece onu sevdiğimi , ona bağlı olacağımı,kendisi beni terk etmek istemediği sürece onunla olacağımı söylemek kötü mü olur? Ona güven vermek ve güven almak istiyorum.bu noktada ne demek istediğinizi anlayamadım.hemen aşık olma derken de ne demek istediğinizi anlayamadım. Bir de şu kısmı anlayamadım. “Kızları elde etmek için iltifat, ilgi göstermek, hediye vermek gibi yollara girme” Mesela benim bu kıza çok güzel olduğunu,diğer insanlardan daha yüksek bir karakterde olduğunu söylemem yanlış olur mu? Sanırım burada kast ettiğiniz sadece ilgi,iltifat,hediyenin vermenin kendi başına yeterli olmayacağı mıydı? Doğum gününde veya sevgililer gününde hediye almayacak mıyım? Yanlış anlamıyorsam ilgi,iltifat,hediyenin dozunda olması aşırıya kaçmaması taraftarısınız. O zaman şöyle diyebilir miyiz? Demek istediğiniz şuydu sanırım.kendine vakit harcamak,niteliğini geliştirmek+dozunda ilgi-hediye-iltifat göstermek=kızın hoşuna gitmek. Bir deprem süreci yaşadık.ilk görüşmede ona tatlı veya hediye almam saçma olur mu?veya evine kadar eşlik etmek istediğimi söylemek,ona uğrayacağı veya uğramakta olduğu tacizler ve tehditler karşısında bana başvurmasını söylemek.

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Jes, öncelikle deprem konusunda geçmiş olsun dileklerimi kabul edin. Gerçekten çok büyük şeyler atlattınız. Halen de zorluk yaşıyorsunuz. Sana, sevdiğine ve ailelerinize kolaylıklar diliyorum.

Sitemdeki İlişkiler ve Redpill bölümlerini tamamıyla okumanı öneririm. Kadın-erkek ilişkilerinin dinamiklerini daha iyi anlaman gerekiyor. Neyi neden önerdiğimi, neden savunduğumu bir yoruma sığdırmak oldukça zor. 

Yine de küçükçe özetlemeye çalışayım. Biz kadınlar ve erkekler birbirimizden farklı hızlarda seçer ve severiz. Bu farklılığın temel nedeni kadınların hamile kalması ve bebeğe bakmak zorunda olan asıl taraf olmasıdır. Bizler, bebeğe hayatımızı bağlamak yani bebeğe yatırım yapmak konusunda çok daha fazla görevi olan taraf olduğumuz için bebek yapma olayıyla ilgili tüm süreçte daha seçici, daha dikkatli ve daha yavaş davranmaya evrildik. Erkekler ise bebekle bu kadar sorumlu olmayacakları için dölleyip geçmek gibi bir geçmişten, eğilimden bugünlere geliyorlar, o yüzden de daha kolay beğeniyor, daha kolay bağlanıyor, babalıklarından emin olmak amacıyla kadını aşırı sahipleniyorlar vs.

Biz kadınlar güdüsel seviyede, erkeği niteliklerinden ötürü beğenerek kendi hür irademizle seçmeye programlıyız, erkeği onun baskısıyla seçtiğimizi hissetmeyi sevmeyiz. Bu bir rüşvet gibidir. Rüşveti kim verir? Haksız şekilde bir iş yaptırmak isteyenler, değil mi? İşte sen bir erkek olarak niteliklerine güveniyorsan ve seçilebilir bir erkek olduğunu düşünürsen yapacağın şey kızla vakit geçirmek ve kendini tanıtmaktır, kızın seni zaten beğeneceği ve hür iradesiyle sana geleceği ihtimaline oynarsın. Bunlara güvenmiyorsan, kızı kendinden üstün görüyor ve onun seni seçmesine, beğenmesine ihtiyaç duyuyorsan da yapacağın şey niteliklerindeki eksikliği hediye-ilgi-iltifat-söz vs. vererek kapatmaya çalışmaktır. 

Ha, bu yöntemlerin ikisi de çalışır. Ancak aynı ilişki şeklini doğurmaz. Birincisinde ilişkide sen çok daha güçlü hissedersin, kız seni beğenir. Mesela sürekli kavga çıkmaz, sürekli naz olmaz, sürekli trip-dırdır olmaz. Sen ona hediyeler almak zorunda hissedip durmaz, kızın bir gün senden sıkıldığı, seni yeterince güçlü görmediği için terk etmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalmazsın. İkinci tipte bir eşleşmede bunlar olur, özellikle cicim ayları geçip de kızın sevilme, beğenilme ihtiyaçları doyup, kendine güveni toparlandığı zaman. 

İnsanların 3 farklı "mekanizması" diyeyim, var. Akıl-mantık-irade, duygular, güdüler. Senin çizmeyi planladığın yöntemlerle kızın mantığına ve duygusal bazı ihtiyaçlarına hitap edebilirsin, ancak güdüsel seviyede onu rahatsız edersin. Bu da hem ilişkinin kalitesine yansır, üst paragrafta anlattığım üzere, hem de sonlanma ihtimaline. Her insan evet güdüsel davranmaz ve tamamen güdülerinin gölgesinde kararlar almaz, ancak güdüler bizi mutlaka yoklar. Onlarla savaşmamızın şart olduğu misal aldatmak gibi durumların haricinde her zaman güdüleri de doyurmaya çalışmalı, güdülerin bize söylediklerini tamamen boş vermemeliyiz.

Demem o ki, kız seni beğenecekse görüntünü, hayatı yaşayışını, meraklarını, aklını kullanışını, anlattığın hikayeleri vs. beğenecek. Beğenmeyecek ise de beğenmeyecek. Bu iş zorla oldurulmaz. Aşk sözcükleri, iltifatlar, hediyeler, onun koruyuculuğuna soyunmalar zorla oldurma çabalarına girer ve senin kendine güvenmeyen bir erkek olduğun izlenimini çizer, kızı senden uzaklaştırabilir bile. Borçlandırma taktiği yazımı okursan daha iyi anlarsın sanırım konuyu.

Sen kendine eğil. Spor yapmıyorsan başla. Derslerine eğil. Hobin varsa ondaki becerini artır. Giyim tarzını gözden geçir. Saç tipinin sana yakışıp yakışmadığından emin ol. Konuşma provaları yap. Aklında kendinle meşgul ol. Kendine yatırım yap. 

Kız olursa olur, olmazsa ileride mutlaka başkası olur merak etme, daha o kadar gençsin ki...

 

jes (20 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Geçmiş olsun ve iyi dilekleriniz için çok teşekkürler ablacım 🙏. Bilmukabele, size de kolaylıklar dilerim.O kadar güzel, sade,anlaşılır yazıyorsunuz ki yazının içerisinde kayboluyorum.Şimdi daha iyi anladım.Mutlaka okuyacağım.Her gün yarım saat kendime böyle bir ödev verdim.Onun haricinde dediğiniz gibi kendine yatırım yapmak önemli.benim bir kişiye bu kadar çok duygusal yatırım yapmam olumsuz olursa ben de büyük bir hayal kırıklığına uğratabilir.bunun bilincinde olmak lazım bunun farkına geç vardım biraz.kendimi geliştireyim dediğiniz gibi olmazsa olur olmasa da gelecekte çıkar karşımıza.

Son olarak ablacım bir şey sormak istiyorum.Ben sizin yazılarınızı okurken "kadınlar ... dan hoşlanır,ister" gibi tavsiyelerinize nasıl yaklaşmam gerekiyor.kadınlar bir insan tipi değildir ve kadınların hepsinin isteği dileği birebir aynı değildir. Sizin verdiğiniz tavsiyeler belli bir kadın kitlesine mi hitap ediyor yoksa herkese mi hitap ediyor?Sanırım sizin tavsiyelerinizin hedef kitlesi muhafazakar(dindar anlamda muhafazakarlıktan bahsetmiyorum) aile odaklı insanlar mı oluyor? Eğer öyleyse verdiğiniz tavsiyeleri kendime ve sevdiğim kıza uygulayabilirim sanırım
 

jes (20 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Bir de ablacığım hemen aşık olduğumu söylememeli miyim? Biraz daha ilgi alanlarımı,niteliğimi,becerilerimi keşfetmesini bekleyip ondan sonra mı  hoşlandığımı ve aşık olduğumu ilan edeyim? Bazıları bir an önce söylemezseniz sizi arkadaş olarak görür diyorlar da.

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Kadınlarla ilgili genelleme yaptığım zaman güdüsel seviyeden bahsediyorum. Güdüsel seviyede bütün kadınlar ve bütün erkekler hemcinsleriyle benzer şeyler hissederler. Bu konularda rahatça genellenebilirler. Bunlar, dnalarımıza işlemiş konulardır. İnsanlar, duygusal ihtiyaçları ve iradelerini ne için kullandıkları noktasında çeşitlenirler. Bayağı bir çeşitlenirler hem de :) Duygusal ihtiyaçlara örnek vereyim. Mesela bağlanma korkusu olan insanlar karşı tarafın kendine bağlanmasından rahatsız olurken, terk edilme korkusu olan insanlarsa tam aksine karşı tarafın kendine bağlanmıyor görünmesinden büyük bir kaygı duyar vb. Bu duygusal çeşitlenme işi betalar açısından bir avantajdır mesela. Çünkü bağlanılma veya aldatılma kaygısı taşıyan kızlar için alfa karakterli erkeklerden ziyade beta özellikleri olan erkekler daha uygun bir eşleşme olurlar. Bu ilişkileri daha rahat sürdürürler, duygusal açıdan güvende hissederler. Ha ne olur, ilişkideki cinsel-güdüsel çekim yetersiz olur ancak eğer aksi tecrübeleri olmadıysa bunun da pek farkında olmazlar ve geçinip giderler.

İrade konusunda da, bazı insanlar hedonist yaşamayı mantıklı bulurlar ve bu konuda irade gösterirler, bazılar ise muhafazakar olmak isterler ve güdülerine bu yönde ket vururlar. Doğru tahmin etmişsin, ben ikinci gruptayım, müslüman değilim ancak muhafazakar bir insanım, hedonizmi hayatımdan her zaman dışladım çünkü zararlı ve sürdürülemez olduğunu düşünüyorum. Sürdürülebilirlik benim en dıştaki, her görüşümü kapsayan çizgim olabilir, ben her şeyi bu esasa göre düşünüyorum, bu esasa göre yazıyorum. İlişkilerin sürdürülebilmesinde de güdü katmanının inkar edilemez bir etkisi olduğu için mutlaka ondan da bahsediyorum, onun gerekliliğini hatırlatıyorum ve o genellemeler bundan dolayı ortaya çıkıyor. 

Aşık olduğunu ve hoşlandığını söylemene esasen hiç gerek bile yok. Bak sorarsa reddet demiyorum, sorulmazsa söylemene gerek yok hatta söyleme diyorum. Arkadaş olmaktan kurtaran şey bu değildir. Aranızdaki kadın-erkek cinsel çekimi kontrol etmen gerekiyor. Size uyacağı yere kadar da ilerletmen, öpüşme veya istiyorsanız bir noktada seks. Bir ilişkiyi ilişki yapan asıl mesele birbirinizle sevişmek istemenizdir. Kızın seninle sevişmek istemesidir. Sana sempati duyması değil. Sempatiyi herkese duyarız ancak sadece sevgilimizle sevişmek isteriz (idealde :) ). Bunu da onu sevdiğini söyleyerek değil ona çekici gelerek sağlayabilirsin sadece, tek yolu budur. Seni çekici bulacaksa bulacak, bulmayacaksa bulmayacak. Bu gerçeği samimiyetle kabullen önce ve bundan korkman gerekmediğini idrak et, çünkü bu kız beğenmezse başkası beğenir.

Kıza karşı fiziksel olarak çekingen davranma ama aşırı girişken de olmamalısın. Bunu anlatması biraz zor, sosyal becerileriniz ne durumda bilmiyorum. Sen güzel iletişim yaşadığınız, bir şeye güldüğünüz vs. anlarda öncekinden bir doz yüksek bir fiziksel temas kurmaya odaklan. Mesela sırayla, fırsat doğdukça koluna dokun, eline dokun, fırsat doğur "e artık yanağımdan bir öpücüğü hak ettim" gibisinden yanağa öpücük iste, yürürken koluna girmesini teşvik et, yanında yürürken aranızda muhabbet oluşunca beline sarıl gibi. Yani aranızda giderek tırmanan bir kadın-erkek çekimi olmalı. Mesele sadece fikirlerinizin uyuşması olmamalı. Sadece fikir bazında uyuşursanız arkadaş olursunuz. Cinsel gerilimi boşlama. Zaten gerilim sizi öpüşmeye götürür. Bu da aranızdakinin arkadaşlık olmadığının bence mührüdür zaten. Ben şahsen sevgilim olmayan kimseyle öpüşmedim :D Takılma huyları olmayan bir kız için öpüştüğün kişi sevgilindir.

Adını o sorarsa koyarsınız. İlişkiyi mühürlemeye uğraşmak kadının işidir, erkeğin değil. Bu sana ilişki istemen kötü demek değil. Ancak, ilişki istediğini gösteren, buna uğraşan, aşık Shakespeare olan sen olmamalısın. İlk mesajımda dediğim gibi, kadınlar kendileri karar vermek isterler, itilen taraf olmak istemezler. Sen kadını ilişkiye itme, aşka itme. O bunu isterse zaten iş buraya gidecek. Sen bunu çok istersen gidecek olan da gitmeyecek. Sen sadece aşk-sevgi-ilişki konularında çeneni kapalı tut ve kıza arzulu davran :)

jes (20 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Şimdi çok daha iyi anladım teşekkürler ❤️bunları söylediğiniz çok iyi oldu.diğer yazılarınızı da okuyacağım mutlaka. zamanında 13-14 yaşındayken çok fazla hint dizisi izlemiştim.orada erkekler  ilgi işini biraz fazla abartıyorlardı :D bilinç altıma öyle işlemiş.gerçek hayat dizi,şarkı,filmlerdeki gibi olmuyor.