Borçlandırma Taktiği
Nedir bu? Erkeğin hediye ve ilgiye, kadının vaktinden önce sekse başvurarak bir erkeği “kafesleme” stratejisini bilerek ve çoğu zaman da bilmeyerek izlemesine borçlandırma taktiği diyorum.
Görüyoruz. Bir erkek. Yeni tanıştığı kıza hemen iltifatlar, hemen jestler, hemen hediyeler yağdırabiliyor. Gönlünü kazanmak istiyor ya.
Bir kız. Yeni tanıştığı bir erkek, ya da önceden tanışıklar ancak erkeğin kendine yönelimi olmamıştı. Azıcık iş ilerlemeye başladı mı hemen seks. Aman başka kıza gitmesin.
İki taraf da bunu karşılık bekleyerek yapıyor. Bunlar, sevgiden-tutkudan yapılan vericilikler değil. Bunu yapan bir insansanız, siz bunu sevgiden verişler olduğunu sanabilirsiniz. Ancak, işin aceleyle olması sizin yanlış düşündüğünüzün kanıtı. Ne gördünüz de, ne emek verdiniz de bağlandınız bu kadar? Bağlanmadınız. Daha aranızda bir şey yok. Yeni başlıyorsunuz ilişkiye.
Yapmaya çalıştığınız şey aslında şu: karşısı bana borçlansın. İlişkideki bağlanmayı nitelikleriniz ile değil verişleriniz ile sağlamaya çalışıyorsunuz.
Bu davranışlar nasıl görünüyor biliyor musunuz? Hani satıcılar vardır, size malını hemen satmaya çalışır. İndirim üstüne indirim yapar. O yaptıkça siz huylanırsınız. O ısrar ettikçe siz itilirsiniz.
Çünkü belli ki adam malına güvenmiyor. İşi aceleye getirip bir an önce size satış yapmaya bakıyor. Siz de, almaktan emin olmadığınız bir evin kredisine imza atma aşamasında buluyorsunuz kendinizi. Bazıları atıyor da o imzayı. Sonrası ise, pişmanlık…
Oysa ki insanın tok satıcı olması lazım. Aceleyle satış yapmaya, işi bir an önce bağlamaya çalışmaması lazım.
Tok satıcı olmak için de portföyüne güvenmelisin. Kötü mahallelerde iş yürütüyor olabilirsin. Oradansındır, networkün oradadır. Ne yapacaksın? İyi fotoğraf çekmeyi öğreneceksin. İlan özelliklerini doğru yazmayı öğreneceksin. Satış tekniklerini öğreneceksin. Sayfa yönetimini doğru yapacaksın. Vitrinini güzelleştireceksin. Belki malın süper değil. Ama bu yan emekler de kendine olan güvenini sağlayacak ve tok satıcılığa adım atacaksın.
Bundan sonraki aşama, bütçesi ve beklentisi senin portföyünle uyan müşterileri bulmak. Sen parası olup da çok iyi yerden ev alacak müşteriye satış yapamazsın. Sen bütçesi senin portföyünde olmayan müşteriye de satış yapamazsın. Gözünü açık tutacaksın. Dengini kollayacaksın. Dükkanının önünde durup ilanlarına göz gezdirende deneyeceksin şansını. Vitrin, bu yüzden önemli.
Her zaman senden daha iyi portföylere sahip olacak, senin hayal ettiğin kârlarda satış yapan insanlar olacak. Bu senin sorunun değil. Bunu sorun edeceksek, hepimiz ederiz. Emin olun sizin en tepede gördüğünüz emlakçı da başka bir emlakçının portföyüne bakarsa onu kıskanır. İnsan doğası böyledir. Bugün instagramda vakit geçiren 8+ insanlar da başkalarını kıskanır. Başkalarının hayatlarına imrenir ve morali bozulur. Bundan kurtulmanın tek bir çaresi vardır: kendi işine bakmak. Kendi hayatına bakmak ve kendi imkanlarına konsantre olmak. Başka hiçbir şey değil.
Şartlarına küfretmek yerine şartlarını kabullenip onun getirdiği kadarına kontsantre olan kişi kendi pazarına sahip olur.
O kişi dükkanına, vitrinine, işine yatırım yapar.
O kişi tok satıcı olur.
O kişi müşteri kazanmak için taklalar atmaz. Gidecek müşteriyi göze alır. Onu bağlamak için kendini küçültmez.
Rüşvet vermez.
İnsanları emin olmadıkları borçlara sokmaya çalışıp iticileşmez.
Erkekler, siz bunları ilişki sahibi olabilmek için yapıyorsunuz.
Kızlar, siz bunları erkeği kendinize bağlamak için yapıyorsunuz.
Yapmayın.
Şimdi yazıyı okudunuz.
Haydaaaaaa. E abla tam bir Redpill yazısı yazmışsın sen. Biz seni Redpillci olmadığın, umut verdiğin için severdik. Ne yani şimdi bizi kendi yöntemlerimizle sevecek biri bulamaz mıyız? Böyle eşleşmeler yaşanmıyor mu?
Bulabilirsiniz. Yaşanıyor.
Mesele, sürdürülebilirlik. Bu üstte bahsettiğim dengelerin haricinde kurulan bir ilişkide mantığınıza ve iradenize karşılıklı olarak daha çok yüklenmeniz gerekecek, ilişkiniz sürsün istiyorsanız.
Hayır abla ben payıma razı olmak istemiyorum, daha değerli bir insanla daha fazla risk alarak bir arada olmayı tercih ediyorum diyebilirsiniz. Bunda da, ilişkinin özellikle karşı tarafça bitirilebileceğini bilmelisiniz. Bu da bir tercih.
Bakın hayat çok zor bir yol. Güçsüz düşeceğiz. Zayıf olacağız. Duygusal ve güdüsel olacağız. Mantığımız geri plana düşecek, irademiz zayıflayacak kimi zaman.
İşte bu gibi dönemleri atlatabilmek, beraber kalabilmek için ilişkiyi elinize geçen her fırsatta güdülere uygun dengelere çekmeye çalışmalısınız. Arkadaşlar ben neden 35 yaşında hem de eşleşmiş bir kadın olarak düzenli spor yapıyorum? Neden süslenip duruyorum? Dengeleri güdülere hitap edecek şekilde korumak için. Salabilirim. Aman beni seçmiş, sevmiş, kabul etsin her halimle diyebilirim. Demiyorum. Dememeliyim. Kolay mı yaşlılıkla savaşması? Değil. Tamamen kaçmak ve durdurmaksa imkansız. Buna rağmen pes etmiyorum çünkü bu, karşı tarafın mantık ve iradesine aşırı yüklenmektir. Ayrıca, aranızdaki arzuyu sınırlamaktır.
O yüzden, borçlandırma taktiği ile eşleşebileceğiniz bir insanı da hedefleseniz, o şekilde bir ilişkiye başlamış da olsanız ilişki sürsün istiyorsanız amacınız üstte belirttiğim duruşu ve dengeleri ilişki içinde sağlamak olmalıdır. Erkekler şanslı ki doğanın akışı bunu sağlamak üzerine akar. Kadınlar şanssız ki doğanın akışı bunu bozmak üzere akar.
Ha şu var ki eğer karşısı tam bir sömürücü değilse, buna rağmen sizinle güdüsel olmayan dengelerle eşleşti ise zaten daha az güdüsel karar alan bir insan olduğunu düşünebiliriz. Hep iddia ettiğim üzere böyle insanlar da var.
Yine de bu paragrafı boşlamanız için yazmıyorum. O insanların sayısı daha az. Şansınızı artırmak için elinizden geleni yapın. Gözünüzü de açın.
Sadece şartlarınızı sevmeyi öğrenin. Bakın bu konuda aileleriniz berbat bir iş çıkarıyor. Bunu görüyorum. Türk insanı çocuğu şımartmadan onu desteklemeyi hiç bilmiyor. Ya aşırı şımarık çocuklar görüyoruz, ya da kendi potansiyelinin hiç farkında olmayan, umutsuz, eziklik psikolojisinde, her şeyde kendini suçlayan, kendine acıyan kayıp ruhlar…
Şartlarınıza küsmeyin. Şartlarınız size umut olsun. Şartlarınız yüzünden bu haldesiniz, şartlarınız değişince değişeceksiniz demektir bu.
Şartları değiştirmek her zaman devasa adımlar değil. Şu an bu siteyi okumanız bile şartlarınızı değiştiriyor. Farkındalığınızın artması çok büyük bir adımdır.
Moralinizi bozacak kıyaslandırma araçlarına yönelmeyin. Moral verici içeriklere yönelin. Bunu yapmayan her şarttaki insanın sizinle birebir aynı hislerde olduğunu bilin.
İlgili yazılar:
Yorumlar
FATİH (26 yaşında) 1 yıl önce yazdı:
Merhaba bi sorum olacaktı
Asyranta (24 yaşında) 1 yıl önce yazdı:
Bu yazın aklımda vızır vızır dönen "o şunu niye yaptı, o bunu niye dedi" düşüncelerine daha olumlu, yapıcı bir bakış açısı getirdi.
Flört ettiğim bir erkek bir jest veta iyilik yaptığında, hal hatır sorduğunda, güzel mesajlar atıp iltifat etmeye başladığında "bedava peynir sadece fare kapanında olur" sözünü hatırlatıyorum kendime. Karşılık beklendiğinin her daim farkındayım ve bundan nefret ediyorum. "Bunları senden yapmanı kimse istemedi. Çıkarın ne?" diye patlayasım geliyor karşımdakine. Lovebombingvari jestlere ve iltifatlara devam ediyorsa karşımda bir narsistin olduğundan neredeyse emin olup kötü davranmaya başlıyorum. Bazen bir yerde "Ama ya değilse? Ya niyeti gerçekten iyiyse ve ben delice, adaletsizce davranıyorsam?" diye soruyorum kendime. Ah salak kafam.
Aslında benim sorum, güvenimizi kazanmaya çalışan, karda izini belli etmeyen, efendi postundaki narsist erkeği bize içten ilgi duyan, kötü niyetle yaklaşmayan erkekten nasıl ayırt ederiz? Bu psikopatların nasıl efendi numarası yaptığı malumundur. Bunu bana salağa anlatır gibi anlatır mısın Cıvıtık? Zira bu hayatta en kötü olduğum şeylerden biri hayatıma almaya karar verdiğim, duygular beslemeye başladığım erkeğin kötü bir yüzü varsa da görmemek veya iş işten geçtikten sonra görmek.
Düzgün, akıl sağlığı yerinde bir erkek bir kıza nasıl davranır, nasıl yazar, onunla neler konuşur bilmiyorum çünkü muhtemelen hiç rast gelmedim. Ne ailemde de ilişkilerimde.
Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:
Cevap uzun, yazacağım.