Karşıyı Dönüştürme Sürecinde Kendini Açıkta Bırakmak

Yaşamın İçinden

Geçenlerde, tacize uğrama riskimizi azaltmak için ilgili bir yerde net sınırların önemini vurgulamaya çalıştım. Biliyorsunuz ya da göreceksiniz, ben hayata her zaman iki tarafın da yapması gerekenler var olarak bakıyorum.

Bunun üzerine, erkeklerin taciz etmesinin suçlusu yine biz kadınlar olduk gibi bir eleştiri geldi.

Öncelikle “yapabileceğin şeyler var” demek kadınları suçlamak değil, bu bakış daha baştan yanlış. Böyle cümleler sarf eden bir kişi meseleye kim suçluysa hareketlerini onun kontrol etmesi gerekir diye bakıyor, doğru ancak ütopik. Akledebilen bir kişi olarak biz kendi davranışlarımızı yönetebiliriz, karşımızda ise her zaman yönetemeyeceğimiz akılsız kişiler olacak, olmaması imkansız.

Bu kişilere karşı kendimizi korumak zorunluluğu gene bizimdir. Güzel mi, hayır değil. Hakkaniyetli mi, hayır değil. Ama buna mecburuz. Mecbur olmadığımızı iddia ederek yaptığımız davranışlar çok uzun vadede karşı tarafı şekillendirebilir ama kısa vadede bizi zararlara açık hale getirir. Bunu diyorum.

Bunu demem üzerine, ama biz kendimizi şekillendirirsek durumu kabullenmiş oluruz diye bir eleştiri daha geldi.

Kabullenelim hiçbir zaman demiyorum. Akıllıca hamleler yapalım, mesela en basitinden kendimiz gibi düzgün insanlardan seçtiğimiz çevremizi oluşturalım ve propaganda yapalım veya çocuğumuzu kendi görüşümüze göre yetiştirelim ama bu sırada kendimizi koruyacak çizgileri koruyalım diyorum. Değiştirmemiz gereken şeylerin ne olduğu konusunda beni eleştirenlere katılıyorum ancak yöntem konusunda farklılıklarımız var.

Kendini kısıtlamana gerek yok işte diyorlar. Suçlu sen değilsin, niye kendini kısıtlıyorsun diye soruyorlar tekrardan. Kısıtlarsan toplumdaki yanlış davranışların hiç düzelmeyeceğini iddia ediyorlar.

Bunu savunan insanların yöntemleri de benim yöntemlerim de meseleyi ancak uzun vadede değiştirir. O insanlar bizden daha çabuk sonuç alacak değil. Biz de toplumu düzeltmek için uğraşmıyor değiliz. Varacağımız nokta aynı iken, ben kendimi yolda mağdur etmiyorum, kendimizi korumak gerekiyor diyorum diye beni eleştirenlerse yolda mağduriyete sebep oluyor. O yüzden kendi yolumu daha akıllıca görüyorum. Biz istediğimiz kadar “yapmak zorunda olmamalıyız” diyelim, bu demek eylemi bu herifleri puf diye yok etmeyecek. Ben kendi yolumdan memnunum.

Bizim gibi düşünenler konunun çözümü için halimizi eleştirenlerden az çalışıyor değiliz. Ben kendi etki alanım içerisinde daha iyi insanlar yaratmaya gayet etkili biçimde uğraşan bir insanım. Bunu da bilin. Bizden haberdar olsunlar diye görüşlerimizi yazıyoruz, bizi asimile etmeye çalışsınlar diye değil. Zaten, ben kendimi kısıtlamak durumuyla sizin kadar savaşmadığım için üzerimde hissettiğim baskı da sizinki kadar değil.

Tüm bu tartışmayı çıkaran örnekte fail bir erkekti, o yüzden erkeğin olası tacizine olumlayıcı baktığımı iddia ettiler.

Ben erkeklere değil, genel olarak insanlara karşı olumlayıcı bir bakışa sahibim. Sınırlarımı net çizdiğim ve temkinli olduğum içinse bu bakışım mağduriyetle sonuçlanmıyor. Ben kendi çizgimi ve seçtiğim dengeyi beğeniyorum. Beni kendimi gereksiz yere korumakla eleştirenler de istediği gibi denge kuruyor ikisi arasında. Ben size onlara kendi bakışımı ve duruşumu ifade ediyorum ama bu o tarz kişilerin gözünde beni suçlu savunucusu yapıyor. Bu da problemli bir davranış tarzı bence. Ben kimse mağdur olmasın derdinde olan, masumiyet karinesini özümsemiş düzgün bir insanım sadece.

Yorumlar

Henüz bu içeriğe yorum girilmedi.