Kadın Erkek Manipüle Edilirliği Farkı

Redpill Çizgisine Alternatifler

Kadın doğası-erkek doğası farklı. Kadınların rolleri, dolayısıyla onlardan beklenenler ile erkeklerin rolleri ve onlardan beklenenler farklı(ydı). Bunlara göre şekillendik, bunlara göre eğitildik.

Bugün; bir erkeğin zihni gerçekle daha bağlantılı, duygusal savrulmalara daha kapalı, mantıkla karar verme süreçlerine daha yatkın.

Bir kadının; duygusal becerileri daha yüksek, hisleri daha kuvvetli, ifade yetenekleri daha çeşitli ve güçlü.

Tabi bana kızmayın, bunlar sadece birer karşılaştırma cümlesi. Erkeklerdeki olumlu özellikler kadınlarda, kadınlardaki olumlu özellikler erkeklerde var. Yani erkekler duygusuz hanzolar değil, kadınlar mantıksız aptallar değil. Bunlar haricinde birçok olumlu olumsuz özelliğimiz var. Baksanıza, site adresime. Kadının akıllı ve mantıklı olabileceğine en çok ben inanıyorum, bunu biliyorum.

Şimdi bu girizgahı neden yaptım? Çerçeve denen bir şey var, yazılarda görmüşsünüzdür. Benim anladığım, çerçeve demek insanın kendi değerleri, kendi doğruları, kendine güveni, kendi kararları kabaca kendi duruşu olması, bunları bir farkındalık içinde oluşturması ve savunması, dışarıdan veyahut duyguları-güdülerinden gelen yönlendirmeler yüzünden bunları bozmamasıdır.

Erkekler, hem zihin yapıları gereği, hem de toplumun yetiştirmesi gereği, olurlarsa, daha kalın bir çerçeve sahibi oluyorlar.

Kadınlar, yine üstteki sebeplerden, ayrıca benim kendimde gözlediğim, adet döngüsünün duyguları ve algıları manipüle edici etkisi yüzünden, daha zayıf bir çerçeveye sahip olmaya yatkınlar.

Bu kötü bir şey değil. Bu, erkeğin kadınla, kadının erkekle geçinebilmesini sağlayabilen bir durum. Bir taraf liderlik edecek kadar kuvvetli, diğeri liderliğe çomak sokup durmayacak, ona uyum sağlayacak kadar becerikli.

Ancak her şey gibi bu da istisnasız veyahut değişmeyen bir durum değil. Cinsiyetler arasındaki roller benzeştikçe -ki insanların bunu yapmak istemelerinin nedeni, sağlam çerçeve sahiplerinin diğerlerini şimdiye kadar istismar etmiş olmalarına doğan bir tepkidir- sağlam çerçeveli olup olmamak da cinsiyetten bağımsız bir hale geliyor.

Kadın açısından uyum problemi yaratmakla birlikte, daha sağlam bir çerçeve aslında zararlı bir şey değil. Çünkü, hayatta kendi duruşu olan bir kadın, istismara daha az açık oluyor. Ben de, sitemi okuyan kızlara erkeklerin kendilerine yaptıkları manipülasyonlardan bahsederken, bunlara asla kanmamalarını, duruşlarını göstermelerini, sağlam çerçeveli olmalarını ve bunu özellikle de “alfalar” için bozmamalarını öğütlüyorum.

Ancak şu bir gerçek ki, kendini sağlam ve özgür sanan birçok kız malesef ki aslında çerçeve sahibi değil, manipüle oluyorlar, erkeklerin oyununa geliyor ve onlara istediklerini verdikten sonra, erkeklerin vermek istemediği şeyi zaten kendilerinin istemediklerini iddia edip rahatlamaya çalışıyorlar.

Kadınların hiç azımsanmayacak bir kısmı, alfa erkeklerle “rüşvet seksi” yapıyor. Bu şu demek, kadın aslında alttan alta ilişki istiyor, bunu da o erkekle istiyor, ancak erkeği ürkütmemek adına bunu ifade edemiyor, o yüzden ilişki istemiyormuş ayağına yatarak ilişki öncesi seks veriyor. Ancak plan çalışmıyor çünkü erkek seksi alırsa, rüşveti de sezerse bu sefer asla ilişki vermiyor. Kızlar, kadınlar. Bu yürümez. Alfa erkeğe, istediğiniz erkeğe yürümez. Bunu yapmayın, bu yola girmeyin.

İnsan, yatırım yaptığı kadar bağlanır. Kadınlar, çocuklarına babalarının çocuklarına bağlanmasından daha çok bağlanır, çünkü hamile kalan, taşıyan, emziren odur. Ayrıca yumurtası sınırlı, erkeğin spermi değil. Yani bağlanmak yatırımla ilişkilidir ve aynı çocuğa bağlanmak meselesi gibi, erkek yatırım yaptığı kadına bağlanır. Erkeğin yatırımı ilişkidir. Seks için ilişki yatırımı yapmazsa, o kadına bağlanmaz. Bu kadar net. İster koz deyin, ister başka bir şey.

Buradan nereye geleceğim? Biliyorsunuz, siteyi okuyanlar anlar. Ben her zaman her vakada iki tarafın da sorumlu olduğu şeyler olduğunu, iki tarafın da hem kendi, hem karşısındaki, hem de toplum için kendi bencilliğini, beklentilerini kontrol etmesi gerektiğini savunuyorum. Bence ideal model bu.

Erkeklere tekrar diyorum ki: erkekler, kadınları manipüle etmeyin, onları kendi çıkarınız için kendi çerçevenize çekmeyin. İlişkisiz seks, neredeyse her zaman sizin manipülasyonunuz ile başlar. Kadın, seksin sonucuna yatırım yapacak olan taraf olarak sekste sizden daha büyük bir sorumluluk alıyor, o yüzden onun doğası ve zihin yapısı ilişkisiz sekse sizin kadar yatkın değil. Kadın, en derinde olası çocuğunun geleceğini düşünüyor ve o gelecek için ilişki istiyor.

Aşağıdakiler genellemedir, sizin yönelimleriniz farklı olabilir ancak aşağıdaki genellemeler halen anketlerde genel geçer olarak desteklenen bulgular:

Bir kadın;

İlişki istiyor ve seks istiyor.

Bir erkek;

Seks istiyor ve başkalarıyla sekse devam etmek için ilişki istemiyor.

Gördüğünüz üzere iki tarafın ortak olarak istediği bir şey var: seks. Seks de inanılmaz güçlü bir itki. İlişki konusunda ise tam anlamıyla bir çıkar çatışması var.

Bir erkek, bir kadını sekse çekebilir çünkü kadın da seks istiyor. Doğası bu.

Bir kadın, bir erkeği ilişkiye aynı güçte çekemez çünkü erkek doğası ilişki istemiyor.

Bir erkeği ilişkiye ikna edecek şey güdüleri değil mantığıdır. Mantık başka bir seviyedir, başka bir güçtür, güdü başka bir seviyedir, başka bir güçtür. Siz erkekler olarak sonuç alması kolay ata oynuyorsunuz. Kadınlar ise zor ata oynuyorlar.

Kadını sekse ikna ettiğiniz için diğer erkeklerden daha güçlü olabilirsiniz. Ama tüm bu yazıda anlattıklarımdan görün ki, aslında yaptığınız o kadar da zor ve başarılı bir şey değil. Asıl zoru başaran kişi, bir erkeği ilişkiyle bağlayan kadındır.

Zor değil, o yüzden o kadar da değerli değil ama zararlı da.

Toplumun ve evlenmek isteyen erkeklerin çerçevesini bozmayan ve ilişki dışı seks yapmayan kadınlara ihtiyacı var. Çerçevesi sağlam olmayan bir insanın evlilik gibi çok zor bir kurumu sürdürmesi pek mümkün değil. Hele de sağlıklı çocuk büyütmek, çok daha zor.

Çerçeve, dış etkilerden zarar görür. Gençlikte zayıftır, o zamanlarda zarar aldıkça daha da zayıflaşır. Kadının kendiyle mücadelesi daha da zorlaşır. Üstte açıkladım, kadının hem zihinsel yatkınlıkları hem de seks ihtiyacı onun işini zaten zorlaştırıyor. Bir de sizler üzerine geliyorsunuz.

PUA veya Redpillci arkadaşlarım. Enayilik psikolojisi içinde, ben yapmazsam başkası yapacak diye, kadınları sırf kendinizi tatmin edeceksiniz diye sekse ikna etmeyi kesin. Seks istemediğini söyleyen, buna dair çekinceleri olan kızlara oyun yeteneklerinizi sergilemeyin. Yeterince manipüle olan, özellikle de genç bir kız buna kanar. Neden olduğunu sanırım yeterince açıkladım.

"Bir kadın sizinle seks yapmak isterse havada karada her şekilde yapar, istememişse sizi istememiştir." düşüncesi bizim toplumda geçerli değil halen. Bir kadının sekse karşı kendi çerçevesi olabilir. Sizinle yatmayan her kız gidip 2 gün sonra kankasıyla yatıyor değil. Bu sansasyonel düşünceleri aşırı dillendirip birbirinizi gaza getiriyorsunuz. 

O kadar erkekseniz size ısrarla yürüyen kızlarla idare edin. Bence onu da etmeyin erkekler olarak, toptan vazgeçin de, o kadar ulvi ve toplum sözleşmesine uygun davranır mısınız acaba? Evlilik kurumu ve doğacak çocukların mutluluğu kaybolmasın diye kadınları tümden reddedebileceğinizi sanmıyorum, ama umardım :) Toplum çıkarları sizin bireysel hırslarınızdan önemli değil de işte bunu bugünün gencine burnu sürtmeden anlatamazsın.

Avlanarak, manipüle ederek kızların skorlarını yükseltmeyin. Bakire olmayanın manipüle olmadığını, hak ettiğini sanmayın. Kısa süreli ilişki tercih etmek kadınların çok çok az kısmının tercihle yaptığı bir şeydir. Geri kalan daha büyük bir kesim, üstte anlattığım mekanizmanın kurbanlarıdır.

İlla hırs ve başarı istiyorsanız gidin takım sporu vb. yapın. Rekabetinizi kendinize, karşınızdakine ve topluma bir zararı olmayan bir alanda karşılayın. Seks, böyle bir alan değil. 2948692 kere yazdığım üzere zührevi hastalık, kazara gebelik ve toplumsal yozlaşma gibi büyük riskleri var.

Kızlar, sizler de kararlarınızla bu adamları haklı çıkarıyorsunuz ve kendinizi birilerinin "tabağı" olmaya yani aynı anda başkalarıyla da görüşülen ancak ilişki olarak bağlanılmayan kadın durumuna düşürüyorsunuz. Bakın bu yoldan size başka bir seçenek çıkmaz. Milletin kırılabilir tabağı olmak istemiyorsanız kendinize ait bir çerçeveniz olmak zorunda. Erkekleri kaybetmemek için dur demek, istemiyorum demek, bana ters demek, gidersen git demek zo-run-da-sı-nız. Yoksa daha çok "flörtlerin ilişkiye dönüşmeme sebepleri" başlıklarında gezinirsiniz, "erkekler açgüzlü, ondan" diye sığ tespitler yazarsınız. Erkekler, yatırım yapmadığı kızda durmaz. Sizi rüşvet seksine itmeyecek saygılı adamları beğenmeyi ve üzmemeyi, güdülerinize direnmeyi öğrenmelisiniz. Alfalara çekilmenin ve teslim olmanın sonu, zamanından önce yapılan seks ve skorunuzun artıp değerinizin düşmesidir.

Bu kadar uzun yazıyı okuyacağınızı da sanmıyorum ya umarım beni utandırırsınız. Son cümleyi okuyanlar selam çaksın.

Yorumlar

Alpago (23 yaşında) 5 ay önce yazdı:

Sizi rüşvet seksine itmeyecek saygılı adamları beğenmeyi ve üzmemeyi, güdülerinize direnmeyi öğrenmelisiniz. 

Şunu kadınların %90 ı yapsa çözülecek. Çünkü alfa erkekler ve ahlaki düzeyi düşük erkekler ancak kadını rüşvet seksine iter. E kadınlar da böyle erkekleri tercih edince, rüşvet seksine itmeyecek adam da "bakire değil", " Alfayla seks yaparken bana sormadı" Diyerek reddeder.

Geçenlerde komik bir şekilde bakir bir erkek bakire bir kadın isteyebilir, normaldir doğaldır dedim diye travmalı kadınların bir kısmının "siz tecrübeli kadın istemiyorsunuz çünkü performans korkunuz var. " Ee evet var ne olmuş, alfa erkeği seçerken yahut dini birtakım öğretileri dinlemezken, evlilik öncesi seks zinadır diyen dini veya toplumu "yobaz" diyerek dinlemezken bana mı sordun? Bu çok güçlü bir öğretiydi. 

Ahlaksız erkekler benim kontrolümde değil ama onlara karşı kendini yem etmemek kadının elinde. 

Ha yine insan pişman olmuştur vs, alfa dul olmadığı sürece bakir erkeklerin de böyle kızlara seçenek sunması normal olabilir. 

 

 

kanyerecep (25 yaşında) 10 ay önce yazdı:

okudum abla bu ara sitede takılanzi :) selam

ayda (23 yaşında) 10 ay önce yazdı:

merhaba, benim 8 aylık bi ilişkim var ve ilişkinin başında kendi çizgimi çektim. yani kendi "çerçevem"i oluşturdum. ona göre ilerledik. açık konuşayım daha önce hiçbir erkekle baş başa kalmamıştım ilk defa bu ilişkimde bu 8 ayda toplam 4 kez baş başa kaldım. fakat sınırlarım dahilinde yaşandı her şey. sevgilimi seviyorum yanındayken mutluyum o da öyle. benimle ciddi düşündüğünü söylüyor. yani baştan beri bunu söylüyor aslında. ailesinden birkaç kişiylr tanıştım anne vr babasıyla da tanıştırmak istedi bikaö ay önce. ben de bir tık geri duruyordum ama şimdi ben de istiyor gibiyim. sadete gelecek olursam cinsellik konusunu aldığınız yazıları okudum ve katılıyorum da. cinsellik benim elimde ve ilişki dr onun elinde. fakat bu ara bir sorunumuz oldu ama hallettik ve olayın üstüne bikaç gün sonra yani beni arzuladığını söyledi ve benimle yinr baş başa kalmak istediğini söyledi. ben de kabul ettim çünkü ben dr cinsellik istiyorum (sınırlar dahilinde). ama tartışmanın üstüne yapmak ne kadar mantıklı? değerimi mi düşürüyorum acaba? hemen yelkenleri indirmiş gibi mi oldum? basit mi duruyorum? ilişkiden vazgeçer mi? gibi tereddütlerim var. aslında bana çok aşık gibi hissediyorum ama aynı zamanda tereddüt de ediyorum. beni çok över sevgisini hissettirir maddi olarak eli açıktır. ama içimdeki tedirginligi anlamıyorum. basit kız olmak istemiyorum ama bu teklife evet dedim istiyorum ve caymak da istemiyorum. cayarsam iliskim zedelenebilir de ama istememe rağmen reddedip iliskimi de zedeleyip her seyi mahvetmek istemiyorum. ne yapabilirim, yanlıs mı yapmısım bu teklifi kabul ederek? en son 1.5 ay önce bas basa kalmıstık vr uzun iliskide böyle seyler arada olmalı gibi geliyor bana cünkü benim de ihtiyaç duydugum bir sey. ama bunu yapmak onu uzaklastırır mı benden? teklifi bastan reddetsem ona arzu duymadıgımı da düsünebilirdi ama ben duyuyorum... 

Mantıklı Kadın 10 ay önce yazdı:

Ayda, günümüzde insanlar sevgili olmadan dahi cinsel ilişki yaşıyorlar. Yaşayıp duruyorlar da bu onlar için hiçbir anlama gelmiyor, kendilerini başka kişilere kapatmıyor, aralarındaki şeyi bir ilişki olarak özelleştirmiyorlar. Çok ilginç zamanlarda yaşıyoruz.

Böyle bir ortamda, 8 aydır seninle ilişkisi olan, bunu çevreye duyurmuş, sana duygusal-sosyal-maddi yatırım yapmış bir erkekle yaşadığın ilişki değersizleştirici olur mu? Bence olmaz. Ama bu benim şahsi fikrim. Bu kararın içinde, eğer bu erkek arkadaşınla evlenmezsen ve bir gün başkası ile evleneceksen, ilk ilişkinin o kişiyle olması ihtimalini yok ettiğini hatırlatırım. Ha bence, insanlar evlenip de boşana da biliyor, dul da kalabiliyorlar, hayatta o kadar çok şey oluyor ve hayata devam ediyoruz ki, nikah bile o kişinin "ilk ve son" insan olacağının garantisi değil, o açıdan ben nikaha çok büyük bir anlam yüklemiyorum. Ama tekrar söyleyeyim, bu benim bakış açım. Bazı insanlar için de geçerli tek yatırım nikahtır erkek açısından, nikah yatırımı yoksa kadının değerini koruyacak yatırımı almadığını düşünürler. Bu senin alman ve aldıktan sonra altını doldurman, arkasında durman gereken bir karar.

Cinsel ilişkinin kavgadan sonra yaşanmasını ben barışma olduğu ve yanlış anlamadıysam barışmak için cinselliği şart koşmadığı için önemli bir ayrıntı olarak algılamadım. Aksine, cinsellik salgılattığı hormonlar dolayısıyla ilişkiyi sağlamlaştırıcı bir çimentodur aynı zamanda, o yüzden kavgalar-barışmalardan sonra cinsellik yaşanması bunun doğalı bence :D

Thanos 1 yıl önce yazdı:

Selam. Önemli sorunları ele alan güzel bir yazı olmuş. 

Bir ekleme yapmak isterim. Şahsi görüşüm, çocukların ve gençlerin, gerçek anlamda yetişkinliğe erişmelerinin hem kültürel, hem de ekonomik sebeplerden dolayı gecikmesi, toplumu birçok alanda zayıflattığı gibi bu konuda da zaafiyetler doğuruyor. 

"Gençliğimi yaşayamadım", Türkiye'de çok yaygın bir tabirdir. Peki gençlikten kasıt ne? Herkes buna farklı bir cevap verebilir, ancak akıllardaki gençliğin genellikle temelinde bir yetişkinin yetilerine sahip olunup, sorumluluklarının ise gözardı edildiği bir dönem oluyor.

Bu aslında yine çeşitli sebeplerle sadece yetişkinliği değil, bireyselliği, veya en azından kendi bireysel alanını geç elde etmekten kaynaklı. Kişi henüz tam anlamıyla kendini bulamamış, neyi severim neyi sevmem deneyimleyememişken bir anda hayatın içine atılmış oluyor.

Bu aşamada kişi, eğer onun hayatı tecrübe etmesi konusunda hassasiyeti olan istisnai çevrelerde büyümemişse, çoğu şeyi deneme-yanılma, veya daha da kötüsü başkalarından etkilenerek öğreniyor.

Bu bazı konularda zararsız, bazı konularda faydası da olan bir süreç olsa da birçok konuda ve ilişki konularında da makro düzeyde oldukça yıkıcı olabiliyor, zaten birçok örnek yazıda verilmiş.

Bu bakış açısından yola çıkarak önerim, çocuk ve gençlerimizi toplum düzeyinde hayattan izole etmeyi bırakmamız, onları hayata, dozunda ve kademeli olarak çocukluklarından itibaren hazırlamamız, ve bireysel alanlarının ve yetişkin zihin yapılarının daha erken oluşmasını sağlamamızdır.

Saygılar, sevgiler,

Thanos

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Çok güzel bir ekleme olmuş. Belki de gençlerdeki bu isyanın, bu evlilikten kaçınmanın sebebi kendilerine ait bir alanın hiçbir zaman tanınmamış olması, ergenliğin gittikçe uzaması. Bana bir bakış açısı kazandırdın. Eskiler, doğru birer ebeveyn modelinde ise çocukları daha erken olgunlaştırırdı, bu yüzden de gençler erken büyümeye tepkisel olmazlardı. Aksine yetişkinliğe heveslenilirdi.