Genç Kadınla Aldatmak Bir Kadını İğdiş Etmektir

Twitter, 35 yaşında(eşinden tam 10 yaş genç), güzel, eşine sadık ve çok uyumlu davranan, onunla bir kızı olmuş, meslek sahibi, saygın vs. vs. yani “mükemmel” denebilecek bir kadının Redpill öğretisini belli ki götünden anlamış olan eşi tarafından, genç kadınlarla hedonist zevkler için aldatıldığı ve adamın yaptıklarını öyle böyle değil, eşi görülmemiş şekilde sıvadığı bir hikayeyle günlerce sarsıldı.

Sinirleri kaldırabilecek olan okusun, ama benim kadar sağlam zihne sahip bir kadını bile günlerce karamsar düşüncelere ittiği konusunda uyaracağım.

Bu herife neden bu kadar kuruldum biliyor musunuz? Hani bir anektod anlatılır. İngiltere’de, bir tacizciye ağır görülen bir ceza veren hakim, kararını "yaptığın İngiliz kadınlarının gece sokakta özgürce dolaşma haklarına bir saldırı olduğu için bu cezayı verdim” gibisinden bir açıklama yapar.

İşte bu olay, sadece kadıncağızın başına gelen açısından çok korkunç değil, aynı zamanda bir kadının mükemmel denecek seviyede doğru davranmasına ve fiziğiyle ilgili efor vermesine rağmen yine de aldatılacağı düşüncesini topluma aşılaması açısından devasa derecede sonuçları olan bir olay.

Aldatılmak asla hak edilebilir bir mesele olmasa da, yine de kadının değil, bakın, aldatılan insanların bariz hataları olduğunu düşünmek, duymak, konuşmak bizleri rahatlatır. Çünkü aldatma fiili kadar yıkıcı bir fiilin "rastgeleliğini" azaltır bu konuşmalar.

Doğru davranırsak aldatılmayacağımızı ummaya ihtiyacımız var. Bir kadın ancak bu şart ile kendini bir erkeğe güvenmek için inandırabilir, tersi de geçerli tabi. Redpill'in temel uğraşlarından biri de budur zaten, erkeği yeterince alfa yapıp aldatılma ihtimalini en aza indirmek. Alın Redpillci beyler, empati kurun işte. Herhangi bir şekilde, herhangi bir şartta aldatılabilir olduğun gerçeğiyle yaşamak nasıl hissettiriyor? Berbat. Beeerrrrrrrbaatttttttt. Umut, bu hayatta mutluluğa ulaşabilmenin yarısıdır. Kaygısız olmak da bu şekilde. Başımıza geleni çekeriz de korkarak adım atamamanın hissi bambaşka.

Kişinin kendini teselli edebilmesi açısından da hata meselesi önemli. Şimdi bu kadın ne desin de başına geleni kabullenebilsin? Nasıl sindirsin? İçi nasıl soğusun? Seks mi yapmamış? Adamı ihmal mi etmiş? Bakımsız mı kalmış? Hiçbiri ya, hiçbirini yapmamış ve yine de buna maruz kalmış.

Bu kadının umutlanmasının, güven içinde aile hayatı yaşamasının ne bu adamla ne başkasıyla artık bir yolu olmayacak. Çünkü, tutunabileceği hiçbir dal yok. "Şunu düzeltirsem bu sefer farklı olur" diyebileceği hiçbir nokta yok, kadın her şeyi doğru yapmış, sadece yaşlandığı ve pazar değeri düştüğü için aldatılmış. Kocasının itirafı bu, hikayeyi kadından dinlemiyoruz. Adam kendi söylüyor tek nedenin bu olduğunu.

Erkekler, babalık karışması meselesi yüzünden kadının aldatmasının daha ağır sonuçları olduğunu hep söylemiş bir kadın olarak siz de şunu anlayın, biz kadınların da yaşlandığımız için aldatılmamızın kaderimiz olacağına dair toplumda var olan, adeta meşru görülen bu inanç yüzünden bu meseledeki yükümüz size göre ağır.

Siz para, statü, ne bileyim day-game night-game şu bu, bir şekilde kendinize bir umut tablosu çizebiliyorsunuz. Aldatılsanız bile bir sonraki için umudunuz var. Bir kadın yaşlanmak konusunda ne yapabilir ki? Kocasının veya başka bir adamın kendini tekrar aldatmayacağına dair nasıl bir umuda sahip olabilir denklemin gençlik-yaşlanma olduğu bir ortamda?

Yapmayın şunu eşinize. 35 yaşında ruhen öldü de gömüldü bu kadının kadınlığı. Dul kadının evlenmesini yasaklayan bir toplumdaymış gibi. O kadının çiftleşme isteğini, güzelleşme isteğini, bağlanma yeteneğini, cilveleşme yeteneğini tamamen bombaladın. Duygusal manada iğdiş etmektir bu.

Yara alan birçok kadın buna direnmek için aksine abartıyor bu sefer. Kadın olduğunu hissetmek için, zaten güven temelli bir ilişki ve bağlanmaya da inanmadığından, dağıtıyor. Çocuğunuzu attığınız tehlikeye bakar mısınız? Evet, insanlar evlenip boşanabilir. Bunun çok çok geçerli sebepleri olur, oluyor. Sonra da başkasıyla evlenebilir. Bunun da çok geçerli sebepleri olur. Ama bu süreci bir kadının aldatılma hırsıyla yaşaması onun için de çocuk için de devasa bir tehlike.

Tüm bunlar ne için? Beyimiz doymuyormuş.

Bu vakadan çıkaracağımız sonuç yine de umutsuzluk değil. Biliyorum, inanamadınız bunu yazdığıma. Bunlar toplumdaki tüm erkekler değil. Sadece, sayıları az değil, doğru. Toplum da dediğim gibi, arkalarında bunların. Çünkü çoğu güç sahibi adamlar.

Bu pislik heriflerin ve zihniyetlerinin bizi bir aile ve çocuk sahibi olma umudumuzdan etmeye hiç hakları yok. Peki ne yapacağız?

Seçim makasını daha da daraltacağız. Daha zor eş seçeceğiz. Sınanmadığı günahın masumu olanla, sınansa da dik duranı ayırt edip 2.gruptan seçmeyi hedefleyeceğiz. Aşk üzerinden değil, mantık üzerinden eş seçeceğiz.
Acıyla baş etme becerimizi ve bağlanma seviyemizi doğru ayarlayacağız. Bir ayağımız kapıda olmayacak elbette ama derine gömülü bir B planı olacak. Aşk üzerinden değil, mantık üzerinden ilişki sürdüreceğiz.

Bir de, işte bu yüzden kadınlığımızı asla terk etmeyeceğiz. Yani güzelliğimizi ve seksapalitemizi. Neden biliyor musunuz? Erkekler sizin başka bir erkekten ilgi görmeyecek olmanıza güvenerek de yapıyorlar bunu. Komşunun tavuğunun komşuya kaz görüneceğini unutuyor aptallar. Unutturmayacaksınız. Her daim güzel ve diğer erkeklerin dikkatini çeken bir kadın olduğunuz zaman kocanız da alttan alta bilir ki sizi aldatır da boşanırsanız veyahut aranızdaki güven bağı zedelenirse sizin de başka erkeklerle şansınız olacak. Başka erkekler evlenmek için genç arayabilirler, ancak her zaman her bakımlı kadın başka erkeklere bir şekilde çekici gelir. Bu hayal, bu tahayyül çirkin olsa da oldukça etkili bir kontrol mekanizmasıdır erkek zihni için. Üstteki kadar aptal ve kendi değeriyle sarhoş olmamış bir erkeği seçmiş olmamız gerektiği bariz zaten.

Çok abartmışsın, Araplarda filan niye kadınlar böyle hissetmiyor diyeceksiniz. Tüm değer ve bağlanma sistemini önceden çokeşliliğe ayarlamakla, eşine ona göre bağlanmak, o kadar güvenmek kadına farklı bir tecrübe yaşatıyor, yine de onların da üstlerine gelen her genç eşte içten içe kadınlıklarına küstüklerini düşünüyorum, bunu öyle yaşayabilmek adına kendilerine bile itiraf edebileceklerinden şüpheliyim.