Bazen Yaşadığım Eksen Kayması

İlişkiler

İnsanları değiştiremeyiz. İnsanların görüşlerini büyük ihtimalle değiştiremeyiz. Görüşlerini değiştirsek de davranışlarına yansıması bir süreç ister. Kişiler bunu kendi istekleriyle yapabilirler ancak.

Biliyor musunuz? Aslında bu hiç önemli değil, kötü bir durum da değil. 

Bazı günler, özellikle eleştirdiğim akımlara ait insanların görüşlerini, içeriklerini okurken, onlara aşırı dalmışsam içimi bir karamsarlık kaplıyor. Blogu, twitter'ı, her şeyi bırakıp gidesim geliyor. Ne diye uğraşıyorum ki diyorum. Bu insanlara bir şey anlatamazsın, değiştiremezsin görüşlerini. 

E tamam da, zaten kendimle, zihin yapımla, inanışlarımla çelişiyorum böyle fikirlere kapıldığımda. Yukarıda da dediğim gibi, kimseyi değiştirmek, hiçbir akımı yok etmek vs. gerekmiyor ki. Aslında yaptığımın farkındayım. Algı havuzumu umutsuz vakalarla kirletiyorum.

8 milyardan fazla insan var arkadaşlar. Sekiz milyar, yazıyla. 

Kim olduğumuzu ve ilişki tarzımızı genetik, ailemizin yapısı büyük oranda şekillendiriyor zaten. Kadın erkek ilişkilerine bulaştığımız 10'lu yaşlardan itibaren kendimize nasıl bir yol çizeceğimiz aşağı yukarı belli oluyor. Küçük bir kararsızlar kesimi var sadece, işte aslında hepimiz onlara yönelik içerik üretmiş oluyoruz.

Seksüel marketin kendi dengeleri var. Ben sabahtan akşama kadar kızlara ve erkeklere tavsiye versem de, neredeyse herkes zeminine uygun rollere bürünecek zaten. Kendine uygun eşleşmeler yaşayacak. Yaşayamadığı, görmezden geldiği eşleşmeler var ya hani, işte onlar aslında bir başarısızlık değil. Onlar, senden farklı değer yargılarında, farklı önceliklerde olan insanlarla yaşadığın bir "birbirini itme hali".

Bununla savaşmamız gerekiyor mu? Hayır. Bu bizlerin sorunu değil. Herkesi kendimize çekmemiz gerekmiyor. Herkesin bizi beğenmesi, onaylaması gerekmiyor. Sadece kişinin kendisi istiyorsa, kendinin değişmeye uğraşması gerekiyor. Kişi isterse ve yeterince akıllı, becerikli ise genetiğinden, ailesinden, geçmişinden gelen eğilimlere teslim olmak zorunda değil. Hangi akımı ve hangi amacı beğenirse, onların tavsiyelerine göre kendini şekillendirebilir.

Bizim başkaları için yapmamız gereken bir şey yok. Biz, eğer çizgimizden memnunsak tek bir şeye konstantre olmalıyız: kendimiz gibileri çekmek.

Dediğim gibi 8 milyar+ insan var. Bu insanlar bölge bölge, grup grup değişen değerlere sahipler. Amazon Ormanları'nda şu an başka bir çağ yaşanıyor, Afganistan'da başka, Kuzey Kore'de başka, Amishler arasında başka. Evet, öne çıkan, "sesi çıkan" akımlar oluyor ancak bu hiçbir zaman tüm insanlığın ortak değeri olmuyor. Farklı yaşam tarzları, farklı öncelikler başka başka yerlerde varlığını sürdürüyor. Şu an modern dünyada Feminizm ve Manosfer arasında bir savaş dönüyor gibi geliyor ama, azımsanmayacak bir kısım insan bu savaşın tarafında olmayacak şekilde yaşıyor. Bu akımların bahsettiği davranış ve anlayış problemlerine sahip değilller. 

Mesela ben kendimi hiçbir zaman yeni tanıştığım, buluştuğum bir erkekle 2-3 buluşmada seks yapabilecek bir kadın olarak düşünemiyorum. Bunu hiçbir zaman yapmadım, şu anda da kendimi böyle hayal edemiyorum. Feministler bana cinselliğini bastırıyorsun diyecekler, desinler, bu benim umrumda değil. Ben cinselliğimi yaşıyorum ki, ama sadece onların istediği şekilde değil. Ya da bazı erkekler hiçbir zaman bir kıza sadece takılmak amaçlı yaklaşmak istemiyorlar, görüştüğü kız mümkünse kız arkadaşı olsun istiyorlar. Redpill bunlara mavi haplı diyor, desinler. Çocuk her seferinde perişan olmuyor ki. Benim gibi kızlar bu gibi erkeklerle eşleşirse, oneitis yapmak ya da bağımlılaşmak gibi problemler olmadığı, iki tarafın kafası ve alışkanlıkları "geleneksel" düzlemde olduğu zaman ilişkiler sürüyor ki. Bizim gibi olmayan insanların yaftaları bizi bağlamamalı.

Biz, bu blogu okuyup içeriklerini onaylayanlar, ne güzel yazmış diyenler, yorumlarla destekleyenler kısaca site içeriklerine yakın hissedenler. İşte biz böyle gruplardan bir grubuz. Yapmamız gereken tek şey "ben buradayım, böyle düşünüyorum" demek. Bu. Kendimizle gurur duymak, duruşumuza benzer şeyler uman insanlara dayanak olmak, kararsızların popüler akımlara asimile olmasına onlar istiyorsa engel olmak. Kendi gerçekliğimizi yaratmak. Kendi komünitemizi kurmak.

Bizler, aklımızı ve irademizi kullanarak güdülerimizi ve duygularımızı yönetebiliriz. Yöneteceğiz. En azından bu yol üzere olacağız. Güdüler ve duygusal zaaflar hepimizde aynı derecede belirgin değil. Bunu tekrar anlamalıyız. Bizlere "şöylesiniz, böylesiniz, şöyle istiyorsun, böyle istiyorsun" denen hiçbir şey tamamen geçersiz ve saçma değil ancak, bizim önceliğimiz de değil bu konular. Bize uymayan, haklı bulsak da içimizde bir şekilde oturtamadığımız, kendimizi ait hissetmediğimiz içerikleri üreten insanlar kendi önceliklerine göre bir gerçeklik yaratmış durumdalar. O gerçekliği bizim üzerimize geçirmemiz gerekmiyor. Bu senin düşüncen deyip geçecek, kendi doğrularımıza, kendimize ve bizim gibi düşünenlere sahip çıkacağız.

Bu sitenin amacı budur. Toplaşalım, birleşelim ve birbirimizi haklı çıkaralım. Görüşlerimiz haksız çıkmıyor, bazı insanlar bizim gibi değiller sadece, bunu kabullenmeli.

İnsanları değiştirmeye çalışmak, ilişkileri oldurmaya çabalamak anlamsız. Önceliklerimizi doğru belirlemeli, duruşumuzu sağlamlaştırmalı, kendimizi net ifade etmeliyiz. Zaten o zaman bunlara uygun olan insanlar geliyor bize.

Piyasanın doğal bir dengesi var. O dengenin içinde herkes dengini bulur. Az olabiliriz, yalnızlık dönemlerimiz olabilir. Ancak bunu sorun etmemek de duruşumuzun bir parçası olmalı. 

Yorumlar

Alpago (23 yaşında) 4 ay önce yazdı:

oneitis yapmak ya da bağımlılaşmak gibi problemler olmadığı, iki tarafın kafası ve alışkanlıkları "geleneksel" düzlemde olduğu zaman ilişkiler sürüyor ki. Sorun şu ki böyle ilişkilerde Redpillcilerin korkuları gerçekleşiyor= bingo oneitis yapan ve bağımlılaşan erkek.