Hipergami ve Beklenti Düzenlemesi

Redpill Çizgisine Alternatifler

İnsanların problemini çok güzel özetleyen bir fotoğraf: ifrat ve tefrit. Batılıların da sarkaç prensibi dediği. Ya bir uçtasın, ya diğer uçta. Bir insan için eriyip bitip özdeğerini kaybederek istenmeyen duruma düşmekle; olmayacak, olsa da büyük ihtimal sana yaramayacak insanların hayalini kurmak arasında savrulup durmak. Bu yazıda, Yağmur gibi olmayan kızları ele alacağım.

Kadınlar, 20'li yaşlarında eğer yakın yaşlarla evlenmek istiyorlarsa, seçen taraf. Seçim yaparken de günümüzün pompalaması yüzünden "aşk" ile seçim yapmak istiyor. Aşk dediğimizse aslında güdüsel bir seçim yapmak. Güdülerine yani hipergamine en çok hitap eden kişiyi bulmak.

“Ne güzel işte, iyi, hoş, kadın hipergamisini tatmin etmeyen bir erkekle evlenirse giderek iğrenir, adamı hiç beğenmez” diyor manosfer. Bense, eğer kadınlar hem seçim yaparken hem de evliliği sürdürürken bir miktar akıllı olabilirlerse, bazı bilgiler kadınlara verilmeye eskisi gibi devam edilirse, hipergamimizle ve kocamızla ilişkimizin bu şekilde olmayacağı kanaatindeyim. Bu şekilde olmamak da zorunda zaten. Neden?

Birincisi, kadınların hipergamilerini mükemmel biçimde doyuracak erkek sayısı hep sınırlı olacak. Bu erkekler de zaten çok seçenekli olacak ve tek eşlilik konusunda problemli bir çizgi izleyecek bir çoğu, evlendikten sonra dahi. Ayrıca, kadının hipergamisinin mükemmel doyurulduğu bir ilişkide ilişkinin tüm ağırlığı erkekte olacak, bu da kadının erkeğin insafına kalması anlamına geliyor. Erkeğin prensipli birisi olmaması veya sonradan, karısı değer kaybettikçe prensiplerinden ödün vermesi durumunda kadın hayatta istemediği şeylere maruz kalabilir. Zira kadının erkeğe teslim oldukça, yaşlandıkça ilişkide bir ağırlığı kalmıyor ve erkeklerin sevgisi çoğu noktaya yetmiyor. Bu, kadın açısından bir risk.

İkinci senaryo, evlenmeden hipergamini mükemmel doyuran bir erkekle evlendiysen dahi, süreçte erkek salabiliyor. Kendi değerini ve çekiciliğini evlenmeden kendisi inşa etmiş bir erkeğin bu kadar çekici olmasının sebebi zaten kadınlarla iletişime devam ediyor olmasıydı bir yerde. Böyle bir erkek vücuduna da onun için bakıyor, tavırları da kadın tavlamaya devam ettiği için daha doğru. Evlenince, tüm bu eski motivasyonlarını kaybedebiliyor.

Bir de, aşkın sağladığı dopaminin erkek ne kadar ideal olursa olsun kaçınılmaz olarak azalması meselesi var. Bu da bir şeylerin elimizde olmadan rutine binmesine sebep olacak zaten. Büyüklerin bize öğrettiği “evlendikten sonra romantizm eskisi gibi gitmez” sözü, hayatın evliliğin bizleri aynı evde yaşatması, gizem kalmaması, birbirimizin her haline şahit olmamız ve üzerimizdeki yüklerin giderek fazlalaşması yüzünden, doğru.

Son unutulmaması gereken mesele: erkeğin değeri giderek artmak potansiyeline sahip. Kadınınki gibi yaşlanmak yüzünden kaçınılmaz olan bir değer düşüşü erkeğin 40’lardan sonra, kadınınkinin seyrine nazaran da daha yavaş yüzleşecekleri bir durum. Bu ne demek? Bir erkek, evlilikte doğru ilişki dengeleri kurmaları durumunda, yani yazının muhatabı kızlar, sizlerin kocalarınıza köstek olmamanız durumunda kocanızın 30’lu ve 40’lı yaşlarında sizin daha çok hoşunuza gitmesi ihtimali var. Ayrıca, unutulmaması gereken bir diğer etken, oksitosin hormonunun yani karşımızdaki kişiyle bağlanmanın onu bize bir miktar daha güzel/yakışıklı gösterdiği.

Bu yüzden, benim kızlara önerim, beklentilerini oluştururken ve eş seçimi yaparken; erkeğin düzgün bir karakterde olmasına, fiziksel olarak belli bir derecede beğenmelerine ve en önemlisi erkeğin çalışkan ve potansiyel sahibi bir profil çizmesine önem vermeleri, ancak beklentilerinde yukarıda açıkladığım sebeplerle aşırıya gitmemeleridir.

Ayağınızın yerden kesildiği bir insanla evlenme ihtimaliniz, evlendiğiniz taktirde de erkeğin sizden giderek daha değerli olacak olmasından dolayı mağdur olmama ihtimaliniz oldukça düşük. Bu ihtimale oynayayım derken gereksiz seviyede tecrübe, gereksiz seviyede kalp kırıklığına maruz kalmanız bir yana, yaşınızın da giderek büyüyeceğini göz önünde bulundurmalı ve aklınızı bir an önce devreye sokmalısınız. Bugün, evliliklerini ailelerin ayarlamadığı düzende kızların pek çoğu, 30’larına geldikleri zaman daha önceden eledikleri erkeklerden daha da az beğendikleri erkeklerle evlenmek kararını vermek zorunda kalıyorlar. 

Ha erkekler de gezeyim derken kendilerine daha az tolerans gösterme ihtimali olan kadınlara kalabiliyorlar, orası da ayrı bir yazı konusu.

Unutmayın. Bir ilişkide bariz olarak olumsuz olan aldatma, herhangi bir türde şiddet, hiç çalışmayan-çabalamayan bir erkek vb. durumlar yoksa, o ilişkinin sürmesi ve kıymetlenmesi tarafların emeklerinde bitecek. Evlilikleri değerli yapan şey, harika insanlarla yapılmış olmalarından ziyade, çift olarak yıllar içinde ortaya koyacağınız emektir. Tabi, bu sırada bu blogdaki önerileri okuyarak fiziğiniz için de, davranışlarınız için de önerdiğim çizgileri izlerseniz evliliğinizin daha da iyi olması ihtimali küçük değil.

Soru: abla, neden katlanıyoruz ki evliliğe? Çok zor, çok fazla riski var. Erkeği öyle seçsen bir şey, böyle seçsen başka bir şey. Emek vermezsen zaten boka batıyor. Bu işkenceye neden katlanacağız?

Cevap: 40+ yaşta amaçsız kalmamak, sürekli seni meşgul edecek bir geleceğe sahip olmak ve hayatta biyolojinin sana emrettiği nesil yürütme görevini yapmanın iç huzuruna kavuşabilmek için. Yalnız ve çocuksuz yaşlanmak, bunun aksini seçmiş insanlara göre daha zor. Tabi ki çözümsüz ve korkunç bir hayat değil o da. Ancak, şunu yine de genelleyebilirim, evlenmek işlerine meraklı olan ve çocuk yapan insanların 20’leri ve 30’ları zor geçmekle birlikte 40+da rahata eriyorlar, bunları istememiş insanların da 40+dan itibaren psikolojik mücadeleleri başlıyor.

Hiçbir yol kolay değil, hiçbir yol sorunsuz değil. Size daha uygun olanı bir yerlerde ışıldıyor size zaten, eğer bu evliliğin ağır bastığı senaryo ise seçim yaparken ve sürdürürken sizlere hatırlattıklarımı unutmayın derim.

Yorumlar

simge (20 yaşında) 11 ay önce yazdı:

Merhaba Cıvıtık Abla, sorum yazınla ilgili değil twitterdaki "erkeklerle 2 çeşit ilişki yaşayabilirsiniz" twitinle alakalı. Verdiğin tavsiyeden anladığım kadarıyla (yanlışsam düzelt lütfen) sizden değersiz, sizi seven ve peşinizde koşan adamla durulun diyorsun  Güdüyü hipergamiyi boşverin diyorsun. Bu adaletsiz değil mi sencede. Kendimden değersiz bir erkekle birlikte olmalı ve durulmalı mıyım yani? Sevemediğim biriyle yani. Öbür türlü kendimizden değerli bir erkeği istersek mutsuz olur döngüye mi gireriz yani. Yaşım 19 pek anlayamamış olabilirim. Analizlerin ve önerilerin benim için değerli cevap verirsen çok mutlu olurum. 💞

Mantıklı Kadın 11 ay önce yazdı:

Merhaba Simge,

Öncelikle, yorumunu ilgili bir yazının altına taşıdım. Bu yazıyı okuman aslında kafanı netleştirecektir.

Şimdi bir konu hakkında yazmaya, bir gerçeğe dikkat çekmeye çalışırken, konu aşırı dallanıp budaklanmasın, anlaşılır olsun diye, her türlü varyasyonu o an konuşmazsın. Çünkü kafalar karışır, mesajın çarpıcılığı, gücü azalır, anladın? 

Tabi ki 2 seçeneğin yok. Ama o kızlar "erkekler ne istediğini bilmiyor" diye düşünürlerken aslında "ne istediğini bilen" birçok erkekle karşılaşmış oldukları gerçeğini unutuyorlar. Her kızın karşısına, istese, onu istediğini gayet belli eden erkekler çıkıyor.

Sorduğun şey, hayatta denk gelmesi çok zor bir şey. Zaten bu kadar zor olduğu için biz insanlar bunu arıyor, konuşuyor, formülize ediyor, uğruna didiniyoruz ya.

Bu çok zor olduğu için, beklentilerini doğru oturmakta ve neye değer vereceğini doğru belirlemekte yarar var. Mükemmel diye bir şey yok, olmayacak, illa ki bir şeylerden ödün vereceksin, ödün vermediğin konularla ilgili çok muhtemelen bedel ödeyeceksin, o zaman bunu doğru saiklerle yap, doğru noktalarda ödün ver. 

Hayal satmayı isterdim ama satmayacağım.

Hipergamini potansiyel görecek şekilde eğit, tamamen susturma. Kendi değerini doğru ölç, hayallere kapılma. Aşka-tutkuya aşırı bir önem atfetme ve bunların tükeneceği gerçeğini bil. Senden değerli bir erkekle etkileşiminde onu kazanmak için kendi değerlerinden olan gençlik-iffet değerlerinden taviz verme, o eğer ciddi niyette ise sana uyum sağlayacak, seni bekletmeyecek ve iffetinden yararlanmayacaktır. Buna uygun olan senden değerli bir erkekle birkaç sene içinde denk gelirsen çok şanslısın. Yok denk gelmesen, erkeğin çekicilik kriterlerini yaşın çok büyümeden makul bir seviyeye çekmelisin.

Ayrıca, erkeği çekici bulabilmek senin zihnini dolduran erkek imajlarıyla alakalı. Şöyle yazmıştım:

"Çekim konusu... Bu anlatması o kadar zor bir konu ki. Ben içimde meseleyi çözdüm ama size nasıl aktarabileceğimi bilmiyorum. Çekim dediğimizi uzuuuun bir çizgi gibi düşün. Bu çizginin bir ucunda iğrenmek var, diğer ucunda arzudan kontrolünü yitirmek.

Şimdi iğrenme duygusunu yaratacak erkeklere bakalım: çirkin, tembel, disiplinsiz, ağlak, sorumsuz, iradesiz, çekingen, hiçbir kızla iletişim kurmayı bilmeyen, yalnız...

Arzudan çıldırtacak erkeklere bakalım: çok yakışıklı, başarılı, disiplinli, sorumluluk sahibi, tuttuğunu koparan, küstah, kadınlarla arası çok iyi ve çok kadın tarafından istenen ve artırıyorum, henüz bizim olmayan.

İki ucu hayal ettin mi? Şimdi, bu erkeklerin arasında da tonla erkek var. Erkeklerin en büyük kümesi bu iki erkek modelinin arasındaki erkeklerdir. Şimdi senin çekim duymak yani bir erkeği ödül olarak görmek için kendi değerini nasıl gördüğün ve ne kadar erkeğe maruz kaldığın çok önemli. Günümüz erkeklerini başarısızlığa iten nokta burası.

Sen eğer kendini sosyal medya filtreleri veya şımarıklık vs. sebebiyle çok üstte görüyorsan, çekim duyabileceğin erkeğin seviyesi yükselir. Sen eğer çok üstün bir erkekle seks için dahi olsa etkileşime girdiysen, çekim duyabileceğin seviye oraya takılır. Sen eğer sürekli instagramdan, arkadaşlarının sohbetlerinden chad erkeklere kafanda yer veriyorsan çekici bulabileceğin erkek sınırın yükselir. Kendine hayallerinle ne kadar dopamin pompalarsan, dopamin eşiğin yani bir erkeği çekici-ödül görme eşiğin o kadar yukarı çıkar.

Bunları yapmayan kızlar o aradaki erkekleri çekici bulabilir, yapan kızlar çekici bulamaz. En sağlıklı olanı ise ortalarda bir erkeği çekici bulmaktır zaten. Çünkü erkek çekicilikte yukarı çıktıkça ilişki için olumsuz özellikler taşımaya başlar: narsistlik, bencillik, seçenek şımarıklığı, vurdumduymazlık, aldatmak vs. gibi. Yani en çekici en iyi diye bir şey yok zaten. 

Kadınların en büyük mavi hap konusu, o rüya gibi olan erkeğin sadık ve evine bağlı bir erkek olarak lanse edilmesidir."

 

erkan soğuk (20 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Bir erkek geçmişiyle ilgili yalan söyleyebilir mi sizce daha önce sevgilisi olmamışsa mesela veya bazı şeyleri biraz geç yaşamışsa bunu direkt ortamlarda falan ifade etmeli mi yani

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Erkan, bir kere kendin için soruyorsan, 19 yaş her şey için bırak geç olmayı, erken. Bak size erkek arkadaşlarınız hava atıyor ve hikaye sıkıyor. Emin ol, uçtum kaçtım diye anlatan kişilerin anlattığı %80 yalan.

Tüm dünyada ergenliğin uzaması trendi var. Kızlarda da, erkeklerde de. Artık gençler daha "steril" yaşıyorlar zaten. İnternet ve sosyal medya bağımlılığının bir etkisi. Hayata atılmakta, okulu bitirmekte, iş bulmakta, evlenmekte ve senin muhtemel sorunun, seks yapmakta ilkler yaşı giderek büyüyor. 

Siz sadece, her şeye haddinden önce başlayan veya başladığı yalanını anlatan bir kesime bakıp boşu boşuna strese ve eziklik psikolojisine düşüyorsunuz. Günümüz şartlarında 25 yaşına kadar bile karşı cinsle bir şey yaşamamak normal. Üstüne üstlük, siz bir de Korona dönemi gördünüz, uzaktan eğitim denen ortam katiline denk geldiniz, özel bir durumunuz var.

Sen "millet partiliyor, ben geç kalıyorum, ezik olacağım" kafasını bir bırak önce. Okulun varsa ona git, işin varsa işe git, mutlaka odandan çık ve kızlı-erkekli arkadaş ortamlarında bulun.

Çok uzun bir girizgâh yaptım, soruna direkt cevap da vereyim. Aslında kızın profili ile de alakalı. Kendi samimi muhafazakar mı, ortam kızı mı?

Ortalama kızlara eskiyle ilgili detay verme, mümkün mertebe kendini o kadar anlatma,sorduğu zaman şakacı cevaplar var. "Kaç kız oldu" gibi sorulara "bugün için mi soruyorsun, bir saymam lazım" gibi alaycı şeyler söyleyebilirsin. 

Dindar bir kız ise ve zina endişesi gibi şeylerle ilgili soruyorsa şansın olmadığı, kimsenin yüzüne bakmadığı havasını estirerek, eziklenerek değil, kendin bunu tercih ettiğini ifade ederek kızlarla mesafeli gittiğini söyleyebilirsin. Ama yine de kendin anlatma, sen merak ettir, o sorsun.

Mor çilek (28 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Ablam kaç gündür yorumuma cevap bekliyordum :( 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Cevapladım aslında, sadece ilgili bir yazının altına aldım. Son yorumlar kısmından görebilirsin.

saturnariess (27 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Bu yazıdan bağımsız alttaki tartışma ilgimi çekti. Bu köylerdeki eşini aldatan adamların acaba yüzde kaçı ergenliğe girdiğinde ailenin erkeklerinden biri tarafından "milli olmak"(!)için geneleve götürülmüştür? Yüzde kaçının da ilk ilişkisini eşiyle yaşamasına izin vermişlerdir acaba? Eminim kadınlara bakış açılarında bir hayli etkili olmuştur. Bir diğer konu da -ki buna cidden üzüldüm- kadınlar olarak çok bencil olduğumuz gerçeği. Sanırım bu yüzden kadın dayanışması gerçekleşmiyor olması gerektiği gibi. Erkeğin olmuşunu isterken diğer kadınların mağdur olması aklımıza bile gelmiyor veya umursamıyoruz. Başka kadınlar ki galiba pek güzel de olmayan kadınlar bu erkekleri adam(!) etsin, doyursun sonra da aynı erkekler bize en iyi hayat şartlarını sunsun istiyoruz. Herkesin birbirine değer verebildiği, kendisi için istediği iyi ve güzel şeyleri diğerleri için de isteyebildiği güzel günler görürüz inşallah :)

differworld (21 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Abla öncelikle merhaba twitterdan senin yazilarini gorup cok mantikli bulup bugun de siteyi okudum ve cok begendim.Benim bir sorum var üni 1 deyim ve ayni siniftan olmadigimiz ama ayni toplulukta bulundugumuz bir cocuk var.Topluluk yeni oldugundan cok az uye var.Bu cocuk topluluk baskani.Ve biz bi sekilde konustuk o baskan oldugu icin vs.Yaptigi birkac hareket var ve ben tam cozemedim acaba ben mi yanlis yoruyorum yoksa bana mi ozel yapiyor yoksa topluluk adina yapiyor ya da karakteri boyle falan diyerek tam anlamlandiramiyorum ve arkadslarima anlatinca onlarin da kafasi karisiyor.Online doneme de gecince iyice kafam buna yorulmaya basladi bir de gercekten cekici gelmisti kendisi.Baya bir dusundum bircok arkadasima sordum net bi yere varamadim ve belirsizlik de cok yordu.En son soyle dusundum bu cocuk benim instagramima ulasabilir,biliyor.Ama istek atmadi.O zaman bitir kafanda dedim.Cunku hoslanan erkek istek atar diye dusunuyorum.Ama dedigim gibi birkac yaptigi hareket( onlari anlatamasi uzun surer) hoslaniyo mu da boyle yapiyo dedirtiyor.Ve hani birbirimizi bileli aylar oluyor instadan istek atsa atardi diye dusundum en son.Yine de tam emin olamiyorum sen bu konuda ne dusunuyorsun?(E sen hoslanmissin istek atmamissin diyebilirsin ) Eger ki onda birsey varsa o ilerletir diye dusunuyorum cunku yaptigi birkac hareket oyle yorulabiliyor (net olmasa da) Ve o ilerletsin istiyorum cunku ben muhafazakar bir kizim ve bu disardan belli oluyor eger ki onun hayati boyle degilse bana yaklasmaz diye dusunuyorum ama ben onun ne oldugunu hoc bilmiyorum ayrica kiz adim attiginda büyü bozuluyor bence (bi kez reddedildim ilk kez sana soyluyorum) Ve ben de kucuklugumden beri begenilen biriyimdir uniye basladigimdan beri yani 4 5 ayda 3 4 kisiden adim aldim ama begendigim tipte degillerdi.Cocukla toplam 4 5 kez biaraya geldik bu bilgiyi de vereyim.Sence nasil bi yol izlemeliyim instadan istek atmak benim icin cok zor cok buyuk gorunen birsey.Eger hoslanmasam zor degil ama.Ekstra bisey olana kadar beynimden atmali miyim?(bu cumle bile celiski iceriyor biliyorum :) eksrta adim alana kadar demek bi beklenti ve beyinden silmemek demek oluyor :( 

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

İçime doğanı söyleyeyim, bence sen kafanda yoruyorsun. Büyük ihtimalle erkeğin sana bir ilgisi yok.

Sen uzaktan, kafanın içinde, muhtemelen onun konumunun da biraz seni etkilemesiyle erkeği olduğundan daha değerli bir role büründürerek hayaller kuruyorsun şu an. Onu kafanda çeviriyor, ona zihninde büyük bir yer veriyor yani ona "duygusal yatırım" yapıyorsun. Bunu yaptıkça da o kişiyi daha da değerli görüyor ve platonik bir aşka doğru yelken açıyorsun. Yapma.

Şu an değer algın inanılmaz aleyhinde. Zaten diğer yorumunu da gördüm, özgüveninle ilgili oturtman gereken şeyler var. Dengeleri bu şekilde aleyhine olacak bir ilişkiye başlasan bile kendine olan güvensizliğin ve karşıya olan hayranlığın yüzünden muhtemelen erkeğe aşırı düşkünlük ve kıskançlık gösterecek, onu kendinden soğutacaksın. Ya ayrılır ya da aldatırlar böyle dengelerde, kalbin kırılır.

Kızların erkeğe yürümesini ancak kendi değer algılarını oturttukları durumlarda yararlı görüyorum, senin büyü bozuluyor dediğin yukarıdaki mekanizmanın işlemesi.

differworld (21 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

kesinlikle kendi uzerimde oturtmam gereken cok sey var.disardan bakan insanlar acisindan her sey normal gozukuyor olabilir bende.egitim,tip,mizah vs..ama kendi icimde cok sorgu haline girebiliyorum.özguven konusunda da ayni sekilde.bazen cok rahat iletisim kurup kendimi ifade edebilirken bazen cok pasif kalabiliyorum.insanlar ne düşünüyor u cok dusunurum.ve bu gecebilen bir sey mi bilmiyorum..gercekten senden daha az seye sahip olup da daha ozguvenli olanlar var.bu cok ilginc geliyor.hatta baktigimda gercekten guzel olan kizlar  kendinden daha az guzel olan kizlardan daha az ozguvenli olabiliyor.acaba insanda daha fazla bulundukca hirsa kapiliyor da yetersiz mi geliyor?bende icten ice kiyaslama huyu da var kendimi baskalariyla kiyaslayip uzebiliyorum.ama bu cok dengesiz iste.bazen de cok iyi hissediyorum kendimi.fikirlerimi insanlar ne der diye dusunmeden soyleyebilmek istiyorum (bazen yaparim) ya da hareketlerim..(o an oyle yapmak istemissem oyle yapayim iste dusunme insanlari) .. bu asilabilen bir sey mi?ozguven yazini da okudum.kendimi asmaya calisiyorum tabi ama bu bi surec ve acabalarim var.tamamen ozguvensiz degilim dedigim gibi ben dengeli yere gerirtmek istiyorum.Abla bir de kitap onerisi,dizi,film,youtube kanali,spotify listesi gibi onerilerini paylassan olur mu?Ozellikle kitabi merak ediyorum.Fikirlerini begendigim icin arkayi nelerle doldurdun bilmek guzel olur :)

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Çok düşünmemelisin bence. Kendine düşüncelerinde zaman ayırmak iyidir ancak bu hedefler belirlemek ve yararlı olmak yönünde olmalı. Kendinden şüpheye düşüyorsan müzik, kitap vb. ile düşüncelerinden uzaklaşıp rahatlamalısın. Bir de, aktif olmanızı umuyorum. Sosyal medya takip ederek özgüven yükseltilmez, aksine kıyaslama yüzünden aşağı çekilir. Ekran mümkün olduğunca az olup sana uygun olan herhangi bir alanda üretimle uğraşman gerekiyor. Mesela bu site ve dans benim üretim araçlarım. Bunun haricinde de görevlerin oluyor, onları yapmakla zaman harcamalısın. Mesela ailenle yaşıyorsan daha fazla görev alabilirsin ailede. Hem iyilik etmiş olursun, hem işe yaramış hissedersin hem de kendini aktif tutarsın. Sokakta olmak ve müzik dinleyerek yürüyüş yapmak dahi evde kendin üzerine eleştirel düşüncelere dalmaktan veya telefonla bizlerden daha üstün görünen insanlara bakmaktan yeğdir. Spor yapmıyorsan günde 15dk yap. Karnını mükemmelleştir mesela. İnsana acayip haz veriyor.

İnan önerecek kadar içerik takip etmiyorum, bizde televizyonu genelde benimki yönetiyor, ben işlerimi yapıyorum, hobilerimi ve bakım yapıyorum ve uyuyorum :)

eleutheromanian (24 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Abla seni severek takip ediyorum çoğu fikrine de katılıyorum ama bu yazıya pek katılamadım maalesef.birincisi erkeklerin ileride değerlerinin artma ve kadının yaslanarak azalma durumu varsa neden yaşıt erkekleri oneriyorsun aksine arada belli bir yas farkı olan adamla yapılan evlilik çok daha sağlam olur.(her açıdan)ikincisi muhtemelen bu yazıları toplumsal bazda düşünüp yazdığın için çoğu önerin baya potansiyeli körüklemeye yönelik.yani mesela ben gayet iyi görünümlüyüm,23 yaşındayım, egitimliyim ve gecmisimde nerdeyse hiç erkek yok diyebilirim.ee haliyle ciddi şeyler için yanaşan erkek sayısı da hayli fazla.ozellikle +30 olanları çok daha çekici.ben suan onları seçebiliyorken neden yasitim boş beleş tipleri seçeyim ki?daha doğrusu bunun daha erdemli olduğunu iddia etmen de biraz yanlış çünkü ben kimseyi aldatmiyorum yalan söylemiyorum her zaman şeffafim.ayrica o tarz adamları sadakatsiz kategorisine koyman da bence biraz medyadan fazla etkilenmen.kesinlikle öyle olanları var ama her çekici erkek aldatmaz hatta aksine birsuru seçeneği varken seni seçip seninle uzun bir yola girdiyse kendinden çok daha emindir.benim gözlemlerimde bu zaten.ilerde başarılı olunca güç zehirlenmesi yaşayıp kendilerine hayatını adayan karısını yarı yolda bırakan çok adam gördüm.yani uzun lafın kısası bence +30 erkek grubunu ve bu grubu tercih eden kızları da fazla gömüyorsun.buda bana kalırsa toplumsal düşünmenden kaynaklı.ama her halükarda bir grup erkek de kadın da kaybedicek ki.sadece cinsel seçilimde değil daha birçok şey için geçerli.ay neyse çok uzattım jsxhscjsj okursan sevinirim 💞

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Bence, sen zaten belli bir şekilde kararını verdiğin için, kararını desteklemeyen bir şey yazdığımdan ötürü "gömdüğümü" düşünüyorsun. Ben şimdiye kadar hiçbir yazımda partnerini aldatanlar hariç kimseyi gömmedim. Gömmek ağır bir kelime. Daha doğru gördüğüm ve daha yanlış gördüğüm şeyler var. Sizlerle aynı olmayabilir. Ancak aynı değil diye benim yazış tarzımı yanlış yorumlamamalısın, bence şu anki algılayışın öyle. Bu, beni gereğinden fazla ciddiye alman ve onayımı aramanla alakalı. Yapma. Senin kendi bildiklerin var, benimkilerle çelişiyor olabilir, senin fikrin sana, benim fikrim bana de geç. Yazdıklarımdan alınma.

Ben her zaman risklerden bahsederim. Risk hiçbir zaman "şu şu olursa bu garanti böyle olur" demek değildir. Bahsettiğim konuda durumu daha iyi ölçmen gerektiğidir. Daha seçenekli adamların ya da geçmişte daha fazla partneri olmuş adamların tümü elbette ki aldatmaz, ancak alışkanlıklar ve karakter yapısına dair birer göstergedir bunlar, adam bir kadında durmak konusunda ilk kez sınanacak sonuçta ve gösterge öteki yönde, ya ilişkilerinde tutunamamış, sürdürememiş ya da bir kadında durmayı sevmemiş. Bak şuradaki adam da karısını "seçmişti", bu beni seçtiye güvenmek "bence" çok sakat. Genç bir erkek de tabi ki aldatabilir, özellikle de eşini çaresizlikten-muhtaçlıktan seçenler, ancak gençken bir kadınla hayatını birleştirebilme kararlılığını dahi gösteren ve bunu çaresizlikten, muhtaçlıktan değil kendi karakterine ve hayattaki hayaline daha uygun gördüğü için yapan bir erkek profili monogami açısından övülmeye de en layık profildir. Yeniden diyorum, selam olsun o güzel erkeklere, bunlar var. Bu adamları da görmek istiyorsan 20'li yaşlardaki adamlara bakacaksın, daha önce twit attığım gibi 30'u geçtikten sonra hepsi aşağı yukarı böyle oluyor zaten, o zaman kimi kimden nasıl ayıracaksın? 

Sen benim karşı çıktığım üzere erkekleri ikiye ayırıyorsun: görmüş, geçirmiş ve olmuş erkekler; ezik, sünepe, istenmeyen erkekler. Bu mudur gerçekten yani erkeklerin gruplandırması? Bu bana gerçekçi gelmiyor, sizin nesil böyleyse bilemem. Karşılaştığın erkek havuzunun geneli temsil ettiğinden şüpheliyim. Benim takipçilerimden mesela çok aklıbaşında, güzel konuşan, hayattaki hedeflerine konsantre vb. genç erkekler var. Bu erkekler var, ben gördüm, görüyorum ve kendilerinden bahsetmeye devam edeceğim. Çünkü bence gereksiz yere eleniyorlar. Ekonomik olmuşluk ve stabilite yeni hayat şartları yüzünden bu kadar ileri yaşlara atılmışken bu genç erkekler daha ne yapsın? Sıralarının 30'luk abilerden gelmesini mi beklesin? Sekse de erişmesi sınırlı, eskorta mı gitsin düşük değer kızlarda sırasını mı beklesin? Bu mudur yani bu erkeklere reva gördüğümüz hayat? Bir oğlum olsa ve bu durumda olsa benim hiç hoşuma gitmezdi açıkçası. Kızların amaçsız, işsiz güçsüz ve kızlarla iletişim konusunda da çabalamayan, öğrenmeyen örselenmiş erkeklerin elemesini kızlara elbette ki öneriyorum ancak bunları yapmadığı halde, bunların tersini yaptığı halde sırf ekonomik şartlar yüzünden ya da kendi karakteri, dini görüşü vs. yüzünden ortamların erkeği gibi davranmayan erkeklere şans verilmemesi, onların beğenilmemesi bana saçma geliyor.

Son olarak, hipergamisini kontrol etmelerini ben sadece erkekler için önermiyorum ki kızlara. Hipergami, poligami dürtüsü gibi insana bir baş belasıdır. Seni durduğun yerde koymaz, sana bir iç huzursuzluğu verir. Bugün bu en iyi adamı seçersin, hele de hızlı yaşlanmazsan yarın en iyi adam bir başkası oluverir senin için. Zaten dışarıdaki daha iyi görünür, evlilikte bir şeyler rutine bitmiştir filan, her şeyi yıkıp gidesin gelir. Böyle ikilemler, hele de evliyken oldukça berbat hissettirir bir insana. O yüzden, kişinin kendi güdülerini kendisinin kontrol etmesi ve bunların liderliğinde olmayan kararlar verebilmesi hayattaki iç huzuru için de kendisine lazımdır zaten.

eleutheromanian (24 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

ay abla estağfurullah aksine senin bircok konuda fikrini begendigim için sadece bu konuda ters dusmemize sasiriyorum.acaba senin onerdigin yol daha mı mantıklı diye düşünüyorum yanlış anlama.ama bak dediğim gibi yine toplumsal düşünüp birsuru kişiye tavsiye verdiğin için fikirlerini anlayabiliyorum.sonlara doğru benim tanıdığım genç erkeklere bu reva mı? demişsin ya heh işte bende onu diyorum banane ki açıkçası onlardan içlerinde tabiki de iyi olanlari var ama yüzde kaçı evliliğe uygundur orası tartışılır.cogu twitirda pink pussy muhabbetleri felan döndürüyor.tate i rol model alıyor gerçekten tahammül edemiyorum.ki benim tercih ettiğim yaş aralığı da norm dışı zaten.pek benlik olmasa da neredeyse tüm kiz arkadaşlarım kendilerine yakın yaşlarda erkeklerle birlikteler gayet de memnunlar.ama sende çoğu erkeği böyle düşünerek yanlış yapıyorsun bence. çünkü bir adam aşırı dindar felan değilse (ki bende değilim o yüzden bana pek hitap etmiyorlar) o yaşlarda evliliğe girişmesi biraz zor.benim çevremde de gördüğüm bu zaten.yani açıkçası uyarsam da çoğu kiz arkadasimin o çocuklarla vakit kaybettiklerini düşünüyorum.ve senin de erkek doğasını gayet iyi bilen biri olduğunu gozlemledigim için verdiğin tavsiyeye şaşırıyorum açıkçası çünkü gerçekten çoğu evlilik adamı değil.ve +30larin hepsi makine de değil.sanirim ben biraz yanlış anlaşıldım çünkü benim bahsettiğim erkek kitlesi gayet uzun ilişki felan da yaşamış, bu tarz dinamikleri bilen adamlar.yani senin yansıttığın tarzda erkek tr'de ben pek tanımıyorum açıkçası.zaten +40larin çoğu evli istatiksel olarak da.dedigim gibi amacını anlıyorum herkes kazansın istiyorsun ama ilgimi çekmeyen tiplerle de böylesi daha erdemli diye evlenenem ki ilerde mutsuz olurum adım gibi eminim.ve bana kalırsa yine çok duygusal açıdan baktığın için hipergamiyi aşırı kötü göstermişsin ama neslin devamını+kalitesini sağlayan iyi bir mekanizma bir taraftan da.sadece kontrol altında tutulması gerek ve aynı zamanda es geçilmemesi de gerek.(böylesi de mutsuz eder çünkü) böyle oğlum olsa bu durumdan hoşlanmazdım demişsin mesela.buda çok duygusal bi yaklaşım. benim etrafımdaki çoğu genç erkek keyfine bakıyor sırf bi erkekle komik diye sevgili olan kız bile gördüm.bence biraz fazla abartı bu genç erkek mağduriyeti.tamam erkek olmak aşırı kolay birsey demiyorum ama o bahsettiğin çocukların da elinde bolca seçenekleri olsa inan bana çoğu tate'den beter olur.yirmi beşini geç seninle duvar şakası falan döndürür gerçekten korkunçlar.dedigim gibi çoğu fikrini gerçekten seviyorum.ama söyle bi dönemde kadınlara kendi yaşlarındaki erkekleri tavsiye etmek bence büyük caylaklik.ve kadınlara da pek kazandırmaz çoğunun vaktinden çalar hatta.20li yaşlardaki kız 30lu yaşlardaki erkek evliliği en ideali bence.eski geleneksel dönemde olsaydik evet seninki mantıklı olurdu ama ne erkekler nede kadınlar aynı ne ablam. sen piyasayı görsen bi..tesekkurler tekrardan yorumun için seviliyosun..

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Ben insanların ilgisini çekmeyen insanlarla zorla evlenmesini önermiyorum. Yaptığımın, yazdıklarımın buna çıkacağını düşünüyorsan kendimi yeterince anlatamıyorum demektir. Ben insanların algılarını açmaya ve beğeni kriterlerini çeşitlendirmeye çalışıyorum bir yandan. Çünkü insan beğenisi bence güdüsellikten daha karmaşık ancak bunu kullanmayı bilmek gerekiyor. 

Yazılarımda farklı bir konuyu ele aldığım zaman, farklı bir yönden bakmam gerekiyor. Mesela, güdüselliğe tamamen zıt şeyler söyleyenlere güdüselliğin önemini anlatıyorum ve insanlar güdüleri öncelediğimi sanıyor. Güdüsel davranıldığı zamanlarda aklı, duygusal ihtiyaçları hatırlatıyorum, yorumunda dediğin gibi beni duygusal sanıyorsun. Ben kendimce içeriklerimde bir denge olduğunu düşünüyorum. Benim zihnimde, iç dünyamda mantık-duygular-güdülerden hiçbiri kontrolü tamamen ele geçiremiyor. Bu dengeyi insanlara aktarmaya çalışıyorum.

Değerlerin zirvesinde eşleşme modelinin güdüselliği çok yüksek bir eşleşme biçimi olduğunu düşünüyorum. Çünkü, hayat doğrusal değil ve güdülere hitap edemediğimiz zamanlar olacak. Güdüsel eşleşen çiftler hayatın bu iniş çıkışlarına karşı bu açıdan hazırlıksız görünüyorlar bana. Ben de onlara duygusal ve mantıkla ilgili eksiklerini tamamlamaları gerektiği yönünde içerik üretiyorum. 

Ayrıca evet, güdüsellik modelinin 3. kişilerle ilgili daha fazla risk yarattığını düşünüyorum iki tarafa da. Çiftlerin kendi aralarındaki birbirini beğenmeme, dırdırlanma gibi şeyleri daha iyi yönetebileceklerini düşünüyorum ancak 3. kişilerle olan tehlikeler evliliklerin sürdürülmesi açısından daha büyük görünüyorlar bana. 

Senin çevrenizle ilgili anlattığın şeyler bana şunu düşündürüyor: zaten %20lik erkeklerden başkasını hiç görmüyorsunuz. Zira 20'lik erkeklerden "ne istediğini bilmeyenler" dediğiniz profil işte o çok seçenekli olanlar ve seçeneklerini değerlendirmeye devam etmek isteyenler. Sen bu süreci tamamlamış bir %20lik istiyorsun. Hipergamiksin, farkındasın ve kötü görmüyorsun. Hipergamim gereğinden yüksek değil, buna kapılmıyorum ve erkeği mantığımı da kullanarak süzebiliyorum diyorsan sorun yok. Sizlerin aldığı riskleri ben hatırlatıyorum, o riskleri besleyen şeylere karşı uyanık olasınız diye yazıyorum. Yönetebilirsiniz bunları, yönetemeyeceğinizi söylemiyorum. 

Hepimizin görünüşümüzden, geçmişimizden, yetiştirilmemizden kaynaklanan değer algıları ve karakterleri var, bunlara göre yaşayacağız zaten. Yaşayacağınız olası şeyleri hatırlatıyorum sadece. Risksiz ve zorlanılmayacak hiçbir yol yoktur, ben monogaminin daha sarsılmaz olacağı bir modelleme yapıyorum. 

eleutheromanian (24 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

abla daha genç olanlarini neden daha sadık kategorisine koyuyorsun ki bende bunu anlamıyorum.ayrica bir insan güdüsel de olabilir yüzde yüz güdülerinin peşinde kosmadigi ve evlilik gibi bu kurumun ciddiyetini kavradığı sürece bunda sikintili olan ne ki?hipergamiksin demişsin ee tüm kadınlar öyle zaten buda kötü birşey değil ki.yine dediğim gibi +30larda bile çoğu adam çekici değil inan bana her türlü onların gerçekten küçük bir bölümü çekici.ve hepsi sadakatsiz öcüler değiller.abim var benim mesela.uzun boylu,cerrah ve baya agzi laf yapan biri.35lerine kadar baya bı kadınla ilişki de yaşadı böyle kısa süreli de takıldı.simdi kendi seviyesine yakın biriyle evlendi gayet de mutlular çocuk bekliyolar.mesela sana göre şuan çoktan aldatmış olması lazimdi ama bence erkeklerde mekanizma pek böyle çalışmıyor.ve yine bana kalırsa içinde birşeyler kalmış ilerde baya bi degerlenen erkekler en aldatma potansiyeli yüksek grup.ayrica genç olanlarin kıymetini daha çok biliyorl erkekler.cocuklarini doğurmuş, yetiştirmiş ilk karisina eziyet eden; ikinci karisinin üstüne evi arabayi yapan tipik anadolu erkegi tiplemesini sen hiç daha önce görmedin mi?ve bir adam ne kadar gençse seni oyalama ihtimali de o kadar yüksek aynı zamanda.gormuyor musun birbirlerini nasıl gazliyolar evliliği erteleme hatta hiç o toplatma girmeme konusunda.bilemiyorum bana hiçbir zaman yasitim erkekler çekici gelmedi bana kalırlarsa tamamen vakit kaybilar sana değer kaybettirirler.ay nerelerinden tutsam elimde kaliyo cidden.bide dindar olmamanin da etkisi var tr'de rahat bi yüzde altmisini elemen gerekiyor sırf dini inanc yüzünden bile.tekrar teşekkürler yorumun icin.

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Aldatma konusunda elimizde üç parametre var: değer algıları, bağlanma becerisi ve etik değerler. İnsanlar etik değerleri esniyorsa; birbirini kendisinden daha az değerli gördüğü zaman aldatıyor, bir de partnerine az bağlılık hissettiği zaman. 

Hipergaminin doyması ihtiyacı ile kendinden çok değerli bir adamla evlendiğin zaman bir kere 2-0 geriden başlıyorsun. Sen zaten zirvedesin, adam da zirvede. Ancak senin zirveden düşüşün kaçınılmaz ve erkeğe göre hızlı. Erkeğin statü kaybı da yaşlanması da kadının yaşlanmasına benzemez. Erkeğin zirveden inişi daha yavaş. 2-0 geriden başlamıştın. Sen 35 adam 45 olunca, eğer bir de adamın statüsü artmışsa oluyor sana 3-0, 4-0. Evet, erkeğin etik değerleri sağlamsa aldatmaz. Bağlanma konusunda da bu erkekler ekside. Neden, çünkü bağlanma becerisi tecrübe arttıkça kaybedilir. Alternatifinin ne kadar çok olduğunu kanıksarsan, bu alternatiflere ulaşmaya dair pratiğin ve kendine güvenin ne kadar fazla olursa yanındakine bağlanman o kadar zayıf olur. Bu tip erkekler kadına bağlanmaz, ailesine çocuğa bağlanır. Kadın, çocuğu alıp gidemeyecek bir profil çizerse de aldatabilir. Kadını kaybetmeye dair korkusu minimaldir çünkü. Hayatı boyunca başka kadınları tavlamış adam gereğinden de az korkar.

Tipik Anadolu erkeği dediğinin de yaşadığı buna benzerdir. Tipik Anadolu hayatında kadın çok erken çöker çünkü bakımdan anlamaz ve çok çocuk doğurur, yardımsızdır. Seks konusunda da bastırılmış olarak yetiştirildiği için kendi potansiyelini yaşayamaz. Erkek de değerlenirse, karısını beğenmez olur ve aldatır. Benzer bir patern aslında. İkinci bir senaryoda da, kadın erkeği çok aşağılar, kötü davranır ve kadınlık göstermez. Erkek de bunları dışarıda bulunca aldatır. Yalnız dikkatini çekerim bu senaryolarda kadının hataları var. Bunlar sırf yaşlandığı için başına gelmiyor, boşladığı için geliyor. Yani dengeler kadın akıllı davransa kadının daha lehine olabilecek durumda aslında. 

Abinin şu ana kadar aldatmış olması lazım değildi, bunu düşüneceğimi nereden çıkardın? Umarım ki asla aldatmayacaktır. Ancak ben sizler kadar küçük süreli düşünmüyorum. Evliliğin özellikle 7. senesinden sonrası filan zor. Daha ne rutine bindi ki neyi özleyecekler? Daha yeterince sınanmadılar. Tekrar ediyorum, umarım böyle bir şey yaşanmaz, illa yaşanacağını düşünmüyorum.

Bir erkek, daha az tecrübe sahibiyken kadına daha iyi bağlanır, neden böyle olduğunu yukarıdaki paragrafta açıkladım. Ayrıca genç yaşından itibaren evlenmeyi düşünüyorsa daha az güdüsel bir zihin yapısına sahip olduğunu göstermiş olabilir. Gezme şansı olmasına rağmen gezmeyen erkekler var, bunlar güdüsel değiller işte. Çevrende yok demek ki. Bu adamların değer algısı zirveye ulaştığı zaman yani 30'lu yaşlarında karısıyla uzun zamandır bağlanmakta oluyor zaten. Karısı salmamış olursa değer uçurumu olmuyor arada, yani tipik Anadolu erkeğinin paterninden farklı olunuyor. 

Şu an manosfer neden sürekli kadınlar aldatıyormuş veya terk ediyormuş gibi davranıyor? Sen oraya hiç bakmıyorsun mesela. Ben söyleyeyim: kadın çok değerli olduğu için. Bir evlilikte değer algısı hangi taraftaysa o taraf aldatma ihtimali olan taraftır. Manosferin tüm uğraşısı bu değer algısını erkekten tarafa kaydırmaktır. Ne kadar kaydırdığını da dert etmiyor Manosfer ve bence erkeğin kadını aldatacağı dengelere kadar kaydırmayı hedefliyor. Senin verdiğin tipik Anadolu erkeği aldatması zaten manosferin aldatma paterninin örneği. Ataerkil sistem bunu yaratır zaten. Ben de bunların olmasını önlemeyi hedefliyorum aslında.

Anlayabiliyor musun bilmiyorum, ben iki tarafın da lehine bir dengeyi önermeye çalışıyorum. Kadın evlilikte daha değerli bir konumda olabilir. Olabiliyor ki bir üst paragrafta anlattığım şekilde tüm manosfer bu dengelerle savaşıyor. Tipik Anadolu aldatması eski düzene aittir. Modern düzende yaşanan evlilikler ve dinamikleri farklı, batıda şu an kadın daha değerli, kadının aldatması veya terk etmesi yükselişe geçti.

Bence daha optimum bir değer algısı ve bağlanma seviyesi var. O da, manosferin ve senin istediğin değil ama :D Kaldı ki ben kendi gözlemlerimi de söylemiyorum. Ben mantık yürütme yapıyorum ve araştırmalarla destekliyorum sözlerimi. Daha bir tane bile partner sayısı arttıkça aldatma ihtimalinin azaldığını gösteren araştırmaya rastlamadım, aksine hepsi arttığını gösteriyor. Bu da mı bir şey anlatmıyor yani. Hadi mantıklı açıklamalarım yetmiyor, istatistikler neden böyle? 

Neyse, önceki yorumuna cevap yazmam gerektiği için yazdım, sanırım yeterince konuştuk. Erkeklerin aldatsalar da %50 kadarı aldatıyor. Hepimiz eşlerimizin diğer %50'den olacağını umacağız, yapacak bir şey yok...

eleutheromanian (24 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

bahsettiğin arastirmayi biliyorum galiba ama orda bile eğri kadınlara göre asiri yüksekti ve +30 bekar adam illa birsuru kadınla yatmis adam demek degil ki.ayrica herşeyi onu bunu geçtim çoğu erkek gençken evliliğe de yanaşmıyor.( dindar grubu harici tutuyorum.)napicaksin mesela evliliğe mi zorlayacaksin? evlilik olgunluğuna erişmiş + daha karizma adamlar varken neden gençlerle vakit kaybetsin bir kadın gerçekten bende bunu anlamıyorum.erkegin değeri kadınınkine göre daha yavaş düşüyorsa yaş farkı ilişkisi tam aksine bunu dengelemez mi ayrıca?bu 20yas kadın-40yas erkek evliliği yazını bir adam yorumlamisti twitirda.o da söylüyordu kadınlar daha erken yaşlanır o yüzden yaş farkı çok daha mantıklıdır diye.ayrica yine birçok yazısında çoğu kadının genç erkeklerle baya bı sure vakut kaybedip sonra o adamların ilerde kendilerinden 8-10 yaş küçük bir kadınla evlenip durulduklarindan bahsediyodu.ve bence yine haksiz degil benim gözlemlerim de hep bu şekilde.yani anlayamıyorum bu güdülere bakış şeklini çünkü hayat o kadar eşitlikçi değil ki çok fazla pürüz var.bana göre gerçekten kendi yaşlarındaki erkeklerle evlenme tavsiyesi korkunç.ama yinede teşekkür ederim yazıların bana çok şey katti:))

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Güdüselliğe uygun bir evlilik sürdürecekler için yaş farkı doğru. Yani şöyle diyeyim, aldatmamanın tüm sorumluluğunu erkek alacak, tamamen erkeğin iradesine ve etik değerlerine güvenilecek, kadın salmamak konusunda da gençlik konusunda da diğerleri gibi baskı altında hissetmeyecek. Böyle bir evlilik ideali bu. Erkeğin çok insafında görünüyor bana ama mümkün. Sen zaten her zaman erkeğin insafına kalıyor diye bakıyorsun muhtemelen, bence kadının ilişkideki ağırlığına göre ihtimaller değişiyor.

Ben kendileriyle evlenmek istemeyen adamları zorla evliliğe itsinler demiyorum. Evlilik isteyen bir sürü 20'lerinde erkek var, onları elememeleri daha doğru diyorum. Arada nüans var. Dikkatli oku beni.

Ben senin önerdiğin şeye tamamiyle karşı değilim, bana akılalmaz da gelmiyor. Neden iyi gördüğünüzü anlıyorum. Ancak ben erkeğin insafsızlık etmesi senaryosunu da düşünüyorum bir kadın olarak. Erkek kadına daha bağlı olduğu zaman kadının yaşlanmasını, kadına bağlı olmayan bir erkeğin dert ettiği kadar dert etmiyor. Tolerans... Orada daha farklı bir bağlanma stili oluyor. Tabi ki kadın ne yaparsa yapsın adam bayılır değil, ancak ipler üstteki dengelerdeki kadar zayıf değil. Farklı kişilikler, farklı dengeler, farklı senaryolar... Kusursuz ve risksiz olanı yok, ben riski paylaştırdığımı düşünüyorum.

Daha doğrusu benim yaptığım şu: ben bu tip insanların bilincinde ve farkında bir insan olarak, modern söylemerin onları düşürdüğü şüpheden kendilerini arındırmak istiyorum. Modern hayat tarzına sahip olmayan, bizim gibi reddedenler var ve ben onların sesiyim. Modern insanlar kendilerine ve iç dünyalarına göre bir sürü başka ideal üretiyorlar zaten.

eleutheromanian (24 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

abla seni şuan anladım ya.yas farkı ilişkilerini çıkarcı ve samimiyetsiz buluyorsun o yüzden önermiyorsun.evet kesinlikle yüzde yüz çıkar gözetenler var ama işin içinde biraz derinlerdeki iç güdüler de var.erkeklere de hak veriyorum. mesela ben erkek olsaydım hiç bulasmazdim o yaşlarda evlilik işine.ama dediğim gibi benim açımdan o adamlar çok daha iyi ve yakında bir tanesiyle evleneceğim gibi duruyor.41(e) 23(k).ama o tarz adamlardan değil gerçekten eminim ben  buna.ve inanıyorum evliliği gayet iyi yürütecek. çünkü kisa ilişkiler kadar uzun ilişkisi de olmuş baya.ve işin içinde sadece hazdan değil mesleğinden dolayı evliliği ertelemenin etkisi de var.bence kızlara yaş farkı evliliklerinin değil, yaş farkı olan ama adamların sadece takılmaya çalıştığı fwb,fb,sugardaddy tarzı şeylerin yanlış olduğunu anlatmalısın.aile kurmak isteyen adamla o tarz adamlar asla aynı kategoride değiller..

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Gene hiç olmadı :) Çıkarcılık bunun çok küçük bir alt kümesi. Güdüsellik derken "güdülerimi doyurmalıyım çünkü onlarla savaşmak istemiyorum" tarzı bir öncelemeyi anlatmak istiyorum. Bahsettiğin yanlışlıkları anlattığım o kadar çok yazım var ki. İlişkinin adı konmadan ve erkeği ertelemeden seks yapmayın diye 28586838 kez yazmışımdır. Neyse, sana mutluluklar diliyorum. Gönlünce olsun.

zetsyax (20 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

yaş farkı olacaksa da makul seviye de olması gerektiğini düşünüyorum. bahsettiğiniz ilişkide siz 32 olduğunuzda erkek 50 olacak. iyice düşünmek gerekiyor bence bu konularda.

eleutheromanian (24 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

yani evet bunu düşündüm zaten?basit bir matematik.

zetsyax (20 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

tahmin edebiliyorum, görünce fikir belirtmiştim sadece.

Alpago (23 yaşında) 3 ay önce yazdı:

Kendimden küçük tavsiye neden etmek istediklerini şimdi anladım, kadın onayı bağımlısı olma diye. Ben de küçük kız almalıyım diye düşünüyorum. Benim otorite sarsılmaz olsun gün sonunda bu, aile geri döner. 

Mantıklı Kadın 3 ay önce yazdı:

Küçük kızla illa daha otoriter olmazsın, sen daha çekici olursan daha otoriter olabilirsin. Küçük kız da değerli olduğu için senin değerine daha yakın ve daha şımarık olabilir hatta. 

Cris Ron (24 yaşında) 1 yıl önce yazdı:

Erkekler hipergamik olursa ne gibi sonucu olur. Mesela kendisinden daha fazla kazanan bir kadınla evlenirse

Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:

Erkeğin eziklenmeyen, maskülen bir zihin yapısına ve pratiklere sahip olması; kadınınsa güdülerine yenilmeyen, mantığıyla hayat süren bir kadın olması çok önem kazanır. Son olarak, kadının çevre tarafından "sen daha iyilerine layıksın" diye fitlenmiyor olması da gerekir.