Kadın için İlk Cinsel Deneyim
Bir takipçim, cinselliğe dair çekinceleri olduğu için ilk deneyim hakkında yazı yazmamı rica etti. Konuşulması gereken bir konu olduğu konusunda hemfikirim. Aslında bu tip sohbetleri eskiden annemiz veya aileden bir ablamız vs. yapardı bize, şimdi ise iş internete kaldı. Bari, doğru bir bilgilendirme olsun değil mi?
Ben çokçalarının güya kadının endişelerini gidermek adına yaptığı gibi "ay çok zevkli, harika bir şey ya" benzeri, mesnetsiz ve abartılı olduğu 4050mt öteden görünen bir yazı yazmayacağım. Olduğundan kolay da resmetmeyeceğim, zor da.
İlk cinsel deneyime benim en uygun göreceğim kelime: “tatsız”. Birçok kadın için durumun bu olduğunu düşünüyorum. Hatta, ilk cinsel deneyimi zevkli olarak tanımlayabilecek kadın olduğundan ciddi manada şüphe ederim. Sevdiğin, arzuladığın, güvendiğin ve becerikli bir erkekle yaşanmış olsa dahi…
Çok tatsız ve azıcık tatsız arasında bir skalada değişecektir bu deneyim. Bunu belirleyecek etmenler üzerinde yazayım:
Olsun diye yapmıyor olmak. Cinselliğe merak için girişilmez. Arkadaşlarınız yapıyorlar diye girişilmez. Hayatınızdaki çok önemli bir karar bu. Motivasyonunuzun karşınızdaki kişiye olduğundan emin olmalısınız.
Doğru kişiyle yapmak. Burası biraz “tricky” bir alan. Arzu duymanız önemli, ancak arzu sizi rüşvet seksine de yönlendiriyor, bir erkeği kendinize bağlamak için erkenden seks kararı alıyor olabilirsiniz. Bunun için, erkeğin sizden çok üstün görmediğiniz biri olması, onu “olumsuz yönlerini görmenize rağmen bunları göz ardı edecek kadar” arzulamıyor olmanız lazım. Elinizden kaçar diye korktuğunuz erkek elinizden kaçacaktır. Bu korkuyu dikkate alın. Bu seçenekten uzak durun. Erkeğin, yanınızda kalacağına dair güven veren ancak sizden seks de dilenmeyen bir profilde olması ideal. Erkeğe hiç arzunuz olmaması durumunda da seks yapamazsınız, erkeği yeterince beğenmediğiniz için pelvik taban kaslarınız gevşemez.
Doğru zamanda yapmak. 18 yaş altında cinsel yaşamınız başlamasın. Kimin nereye gideceği, ilişkinin sürüp sürmeyeceği belli bile değil. İlişkinizi sürdürme beklentiniz olmalı. Kazara gebelik vs. olsa baş edemezsiniz. Aileler öğrense aşırı kızarlar, onlarla restleşemezsiniz. Yapmayın. Gerek yok. 25 yaşına kadar cinsel hayatınızın başlamamış olması günümüz insan ömrü çerçevesinde doğal. Ayrıca, bir ilişkinin ilk haftalarında da yapmayın. Bu, önceki maddeyle alakalı. Erkek, aşırı seçeneği olan ve az bağlanan bir erkekse sıkılsın gitsin. Önemli değil. Öyle bir profile bekaretinizi verip de sonradan ağlamayı hiç istemezsiniz emin olun. O zaten gidecektir uzak olmayan bir noktada. Ben 25 yaş altına cinsellikten önce minimum 3-4 ay kamusal alanda flörtleşme öneriyorum. Şu yazım bu ertelemeyi ilişkinizi soğutmadan nasıl sürdüreceğiniz üzerine bilgi verecek.
Doğru yerde yapmak. Maddeler içinde belki de gençleri en zorlayacak olanı ancak elzem. Kadın doğası, kadının güvenlikte hissetmediği durumlarda pelvik taban kaslarının ve vajina kaslarının sıkılaşmasına ve ilişki ya da doğumun zorlaşmasına neden olur. Bu yüzden, birinin sizi gözetlemediğinden, her an gelecek biri olmadığından ve mekanın temizliğinden emin olmanız, mekanda rahat olmanız çok önemli.
Korunmak. Gebelik korkusu bir kadında ister cinsellik başlangıcında, ister kocasıyla 5. çocuğu yapma ihtimalinin olduğu bir sekste olsun, en-en-en-en büyük libido killerlardan biridir. Kesinlikle korunuyor olmanız gerekiyor. 2 korunma yöntemini kombinlerseniz de daha iyi. Sakın korunmadan denemeyin. Doğum kontrol hapı ile başlayacaksanız cinsel ilişkiden en az bir ay önce başlamış olmak gerekiyordu sanırım. Ertesi gün haplarına bulaşmayın. Kondom kullanın.
Cinsel sağlığınızdan emin olmak. Kadının vajinasında mantar ya da başka bir sorun bulunması cinsel ilişkiyi olumsuz etkiler. Aşırı akıntı, çok kötü koku, kaşıntı, idrarda yanma gibi şikayetleriniz varsa mutlaka jinekoloğa gidin. Eğer, jinekoloğa gitmek için uygun bir ortamınız ve maddi durumunuz varsa, sağlıksızlık şüpheniz olmasa da, sırf kendinizi kontrol ettirmek, bilgi almak ve kafa rahatlığı için de cinsel yaşamınız başlamadan gitmenizi öneririm. Bir doktor için evli olup olmamanız önemli değildir, onlar neler neler dinliyor, sakın utanmayın.
Evet, şart çok. Doğru motivasyon, doğru kişi, doğru zaman, doğru yer, korunmak, cinsel sağlık.
Bu maddelerde çıtayı arşa çıkarmayın, ama boşlamayın da. Seks yapacak kadar büyümüş insanlarsanız zihninizde beklenti düzenlemesini de yapmayı biliyor olmanız lazım.
Bu arada, mastürbasyon yapıyor musunuz? Mastürbasyon ve cinsellikten zevk almayı kadının kendisinin keşfetmiş olması cinselliğe yumuşak bir geçiş için şart de la şarttır. Şart of the şarttır. Top of the top gerekliliktir. Kızlar, iyi cinselliğin sizi nasıl hissettireceğini kendinizin çözmüş olmanız ve bu hissi cinsel deneyiminizde aramanız gerekiyor. Bu, erkekten beklenemez bence, sizin göreviniz.
Bu yüzden, azgın hissettiğiniz anlarda mutlaka odanıza çekilip mastürbasyon yapın. Hoşunuza giden duygunun peşinden gidin, o histe ısrar edin, o hissi biriktirin ve orgazma ulaşın. Eğer mastürbasyonla orgazm olmayı çözemezseniz, ayda birkaç kereyi geçmeyecek sayıda; straight, amatör, dümdüz, kinky yani “munzur” diyebileceğim işlere sapmayan pornolardan izleyin. Bence kafaların, yüzlerin kadrajda olmadığı pornolar çok iyi çünkü kişileri gözetliyormuşsun gibi hissettirip utanma-suçluluğa saplanma ihtimalini azaltır. Ancak pornoyu abartmayın, sıklaştırmayın. O da sağlıklı değil. Porno ile orgazmı çözmek zorunda kaldıysanız da, çözdükten sonra bırakın ve bu sefer pornosuz orgazma ulaşmayı hedefleyin. Orgazm ve pornoyu özdeşleştirmeniz gerçek bir ilişkide orgazm olmanızı zorlaştırır çünkü.
Not: Porno önerdim diye twitter'da karşı çıkan erkek arkadaşlar oldu. Kadın-erkek farkı ile ilgili birkaç meseleyi bilmeniz gerekiyor:
Bir kadının cinsel organında tahrik olmuşluğun nasıl bir his olduğunu kendisinin keşfetmesi gerek. Eğer bunu partneriyle cinsel hayata başlarken yaparsa, partnerine karşı kendini sorumlu hissedeceği için baskı altına girecektir. Bu baskı da başlangıcı ciddi oranda zorlaştırıp, süreci uzatıp, çifti öğrenilmiş çaresizliğe itebilir. Karşında bir muhatabın yoksa, bu şekilde bir acele ve baskı hissetmediğin için bu döngüye girmezsin.
Kadın cinsel uyarımı ile erkek cinsel uyarımı farklı. Biz sizler gibi kıvrımlı hatları görmekten, kokudan filan tahrik olamıyoruz. Özellikle de deneyimsizken. Bizim cinsel olarak tahrik olmak için daha güçlü uyarıcılara ihtiyacımız var. Bir erkek bir kadına çok kolay cinsel istek duyar, ondan tahrik olur. Bir kadın bir erkeğe bu şekilde yönelemez. Biz hayallenme bile hiç yaşamayız neredeyse.
Tahrik olmak kadın orgazmı için şart üstü şarttır. Şart-ü alâdır. Kadının mastürbasyonda dahi orgazmı keşfetmesi çok çok kolay değildir, kadın orgazmı erkeğinkinden zor bir süreçtir. Bu yüzden, tahrik olmasını kolaylaştırıcı bir yardım alması işi ona kolaylaştırır. Ha dediğim gibi, pornosuz başlasın, öyle denesin gene. Pornosuz orgazma ulaşabiliyorsa çok daha iyi tabi. Ama ulaşamıyorsa, pornonun artısı eksisini geçer.
Bir kadın başka bir erkeğin penisini veya cinsel performansını "görmekle" sizin kadından etkilendiğiniz gibi, o erkeğe yönelik bir eğilim hissetmez. Bizim için bir erkekten etkilenmek, o erkeğe yönelmek siz erkeklerdeki kadına olan yönelim kadar kolay değil. Pornolarda bizi birleşme görüntüsü tahrik eder, erkek ve onun özellikleri etmez. Erkeğe odaklanmayız bile. Çok porno izleyen kızlar birleşme meselesine duyarsızlaşıp dikkatlerini diğer özelliklere kaydırabilir ama benim bahsettiğim sınırlarda bunun olmasını beklemem. Aksine, biz kadınlar rekabet duygusu hemcinslerine yönelik bir tür olarak daha çok kadınlara, kadının iyi olduğu şeylere bakarız. Bu da onlardan öğrenmemizi sağlar aslında. İşin ucu da erkeğe yarar olarak dokunur bile diyebilirim.
Bir insan bakir/bakire bile evlendiğinde isterse hiç penis/çıplak kadın vs. görmemiş olsun, en geç orta yaşta başka kişilerle deneyimin nasıl olacağını merak edecektir. Bu kaçınılmazdır. Ancak bu, deneyimden zayıf bir duygudur. Evlilikte işler yolundaysa cinsel krize sebep olmaz. Bu merakın olması ihtimalini porno izlemememiş olmamız da yok etmez. Başka insanların başka özellikleri olduğunu biliyoruz, tahayyül edebiliyoruz. Görmek, tahayyül sınıfında. Özellikle kadın için. Deneyim olmadığından, bağlanma olmadığından kadın açısından olumsuzluğu yok sayılabilir. Hayatımızdaki erkeğin bizimle ortalama bir cinsel hayatı olması, pornodaki bir terminatörden çok daha fazla bağlar bizi. Kadınlar için bağlanmak, bağlandıktan sonra başkasına yönelmek kolay değildir. Bizi kendiniz gibi sanmayın.
Tüm bu durumlar yüzünden, porno gerçek bir deneyim olmadığı ve kadının erkeklerle sonraki deneyimini pek etkilemeyeceği için yukarıdaki şartlarda pornoyu öneriyorum.
Şimdi gelelim cinsel birleşme gününe. Üstte saydığım şeyleri mükemmellik beklentisine sapmadan sağladınız, sarhoş ya da karnınız dolu ya da pis filan da değilsiniz tabi :) Zaten ilk seks spontan olmaz genelde.
Ön sevişmeyi çok uzun tutacaksınız. Mastürbasyon yaparken veya izlediyseniz porno sırasında cinsel organınıza gelen bir hoşlantı hissi var ya, onu yakalamayı hedefleyin. Partneriniz size oral seks yapmayı deneyebilir. Oral sekste acıtamazsınız, gıdıklayıp rahatsız edebilirsiniz. Kadına yapılacak oral sekste gıdıklamamak için dili bastırmak önemli. Temaslar da küçük küçük değil geniş bir bölgeye ve kararlı olmalı. Dilin ucuyla, küçük küçük dokun-çek değil yani. Kızlar, partnerinizi bu konuda yönlendirin. Hoşunuza giden bir şey yaptığı zaman söyleyin.
Islanmanız, kuru olmamanız cinsel birleşme kalitesi açısından çok önemli. Gergin olacağınız için muhtemelen yeteri kadar ıslanmayacaksınız. Önsevişme bu konuda sizi rahatlatır ancak mutlaka kayganlaştırıcı bulundurun yanınızda. Kayganlaştırıcı ile parmakla başlangıç deneyebilirsiniz, ancak parmak penisten daha etsiz bir şey olduğu için penisin güzel duygusunu vermiyor, ayrıca tırnak kısa olsa bile sertliği açısından vajina darken rahatsız edici, parmağın ince olması bir avantaj sadece. Deneyebilirsiniz, hoşlanmadı iseniz parmağın kemikli yapısından olduğunu bilin.
Birleşme anında kondomu taktınız, kayganlaştırıcıyı sürdünüz. Birleşme başlamadan penisi klitorise zevk verecek şekilde sürtüp bir süre daha oyalanın. Kadın tahrik olunca da az az başlarsınız penetrasyona.
Acı konusu. Acının laf edilmesi aslında manasız. Neden mi? Hayatımız boyunca acıyla karşılaşıyoruz zaten. Acı nedir ki? Acısa acısa ne kadar acır? Acırsa, duracaksınız sonuçta değil mi? Bundan korkmaya gerek olmadığınızı mantıkla izah edin kendinize, telkin edin. Telkin sandığınızdan daha etkili bir zihin programlama aracıdır.
Büyük ihtimalle acı duymayacaksınız. Rahatsızlık duyacaksınız. Bu da baş edebileceğiniz bir seviyede olacak ve kısa sürecek. Konstantre olmanız gereken bu. Kendinize bunu telkin edeceksiniz. İnsanlar telkinle canlı bomba oluyor yahu, hafife almayın telkini.
Hayatta;
- Düşüyoruz.
- Elimizi kesiyoruz.
- Bir yerlerimizi yakıyoruz.
- Oramızı buramızı çok kötü çarpıyoruz.
Bunlar günlük hayatta sürekli olarak yaşadığımız acılar. Daha bir de ciddi yaralanmalar, kırıklar, kocaman yanıklar, şu bu… Ohoooooo. İnsan kadar acıya dayanıklı kaç varlık vardır ki?
Acı geçicidir. İnsan belli bir miktar acıya katlanabilir. İlk cinsel deneyimde yaşadığınız şeye acı bile deseniz bu, katlanabilirlik sınırına yaklaşmaz bile.
Hissinizi yüksek seviyede bir acı olarak tanımlıyorsanız ki üstteki maddelerden sonra bu pek mümkün değil, elinizdeki akupunktur noktasına güçlü bir şekilde baskı uygularken birleşmeyi deneyebilirsiniz. Çünkü bu ağrınıza olan yoğunlaşmanızı azaltacaktır.
Bu da olmazsa, o gün denemeyin. Öğrenilmiş çaresizliğe saplanmanıza da hiç gerek yok. Bir gün denediniz, olmadı mı? Yeterince ön sevişme olmamıştır. Mekandan emin değilsinizdir. Çok yemişsinizdir. Partnerinizde o gün bir koku vardır. O kadar çok değişken var ki. Farklı bir günde, keyfinizi kaçıracak bir şey olmadığında, yaşayacağınız tecrübe farklı olacaktır.
Acele etmeyin yeter ki. Hiçbir şey kaçırdığınız yok. Kadınlar için cinselliğin altın yılları 30 ve 40lardır. Erkeği bıktırıyoruz neredeyse o yıllarda. Hiç merak etmeyin :)
İlgili yazılar:
Yorumlar
pink (21 yaşında) 1 yıl önce yazdı:
abla zuhrevi hastalık kapmış olma riski olan biri hayatını nasıl devam ettirmeli sence? ben korunmasız ilişki yaptıktan sonra belirtilerine bakmıştım ama bende bir sorun görünmüyordu. test yaptırmadım. ama bir ara onunla konuştuğumda benden önce eskortlarla birliktelik yaşadığını söyledi. Bugün hemşirelik okuyan yakın arkadaşıma bahsettim. Hemen test vermemi söyledi. Bu dangalak yüzünden ve benim salaklığım yüzünden sanırım hiçbir zaman evlenemeyecegim. Kim virüs kapmış birini ister ki? Yaptığım büyük hataları düşününce keşke diyorum azıcık aklım olsaydı ve biriyle ilişki başlatmadan kendi sınırlarımı doğrularımı cizebilseydim. Kötü bir insanla şimdi karşılaşsam en azından ne yapacağımı az buçuk bilirim. ama 2 yıl öncesi icin bunu söyleyemiyorum. Bu durum en büyük pişmanlığım :(
Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:
Ah be kızım, böyle dövünmen beni üzüyor. Sanki 2 haftalık ilişkide cinselliğe karar vermişsin gibi davranıyorsun. 2 yıllık ilişki değil miydi seninkisi? Bu kadar yüklenme kendine, o twitterı filan da dinleme, evlenemeyeceğin yok.
Bir jinekologdan randevu al, muayene ol. Test de yaptır. Eski erkek arkadaşın korunmuştur, hastalık taşımadığını umalım şimdilik. Bu ihtimal nereden aklına geldi, semptom mu var?
pink (21 yaşında) 1 yıl önce yazdı:
kendime bu kadar yüklenmemin sebebi o ilişkiyi normal bir ilişki olarak addedemem sanırım. onu seviyordum bunu biliyordu ve devam ettik ilişki gibi degildi. konuşmadan geçen bir ay gibi süreler oluyordu. Bu yüzden kendimi hep suçlu buluyorum. Bu süre boyunca kendimi kullandirmisim gibi hissediyorum. Ve gercekten twittera kafa dağıtmak için giriyordum ama bazı hesaplar benim sinirlerimin gerilmesine sebep oluyor. Ve o salak çocuk benleyken korunmak istemiyordu çok rahattı. inşallah o karılarla korunmayi akıl etmiştir. aylardır konusmuyoruz ama kötü etkisi büyük bende
Firuze (27 yaşında) 1 yıl önce yazdı:
Abla merhaba. Yazıyla alakalı mı bilmiyorum ama bir şey danışmak istiyorum. Her şeyi tek bir kişiyle yaşamış (cinsellik dahil) sonrasında aileler yüzünden dağılmış bir ilişkiden aylar önce çıkmış birine ne tavsiye edersin? Sosyal medyada o kadar çok bakirelik mevzusu dönüyor ki gerçekten bu konu aşırı önemli mi? Her şeyi anlam çerçevesinde yaşamış, dikkat etmiş kişiler ellerinde olmayan sebeplerle ayrılırsa hayat kadın için bitiyor mu? Gerçekten maskülen ve sadık adamlar sadece bakire kadınları mı tercih ediyor ? Zaten yara almış bu kadınlar bir de bununla mı baş edecek? Üstelik hayatlarını günübirlik yaşamayıp zor bir ayrılığa rağmen dağıtmadan, sapıtmadan ayakta duruyorsa ... zaten zor olan bu değil midir? Başarı bu değil midir ablam....
Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:
Firuze, bence cevabı biliyorsun. Benim görüşümü de biliyor olman lazım. Bazı erkekler bekaret konusuna takılabilirler ama çok yüksek bir yüzde olduğunu düşünmüyorum. Sen çizgini koru, yalan söyleme, başka bir şeyi değiştirmene ve suçluluk hissetmene lüzum yok. Özellikle ilk gençlik aşkında insan evlenecekmiş gibi hissediyor ve buna göre kararlar alabiliyor, bu çok fazla gencin yaşadığı ve bu yüzden empati kurmaları gereken bir süreç.
Erkeklerin bekarete takık olmasının ana sebebi sıfır değilse kaç olabileceğini bilemeyecek olmaları. Yani 20 erkekle seks yapmış bir kızın "aşkım sen ikincisin" deme ihtimalinden çok irite oluyorlar. Ama, bu onların kafasında halletmesi gereken bir mesele. Zira "bakire" bir kız zarını diktirmiş de olabilir, anal-oral her türlü seks türünü de yapmış olabilir yani erkek her türlü kandırılabilir zaten. Erkekler de bu meselede bekarete değil de seninki gibi düşük sosyoseksüel karaktere bakmayı, bunu analiz edebilmeyi öğrenmeli. Bu senin ispat yükümlülüğün olan bir konu değil, bir ilişkide bu güven noktasını aşabilmeniz gerekiyor.
İnternet ortamını da çok dinlemeyin. Orada çok sivri fikirler dile geliyor sürekli. Gerçek hayatta insanlar daha makul davranışlara sahipler.
panonx (24 yaşında) 1 yıl önce yazdı:
Yazınız için teşekkür ederim. Aslında tavsiye ettiğiniz her şeyi yaptık diyebilirim,olması gerektiği gibi ilerliyordu. Partnerim de benim gibi tecrübesiz,çift olarak yavaş yavaş deneyimliyoruz birbirimizi. Fail olduk maalesef😅 O an baya dertlendim yanında ağladım da ama beni rahatlattı ve desteğini gösterdi her açıdan. İlk defa tek parmak ile girmeyi denedim,iki parmağı da denedik onda biraz zorlandım açıkçası. (Aslında istekliydim,kendimi rahatlatmaya çalışsam da dediğiniz gibi bu denemelerim biraz tatsız olunca hevesim kaçtı.) Sonraki günler tek başımayken de yine parmakla alıştırmaya çalıştım kendimi fakat düşündüğüm gibi zevk alamıyorum. Bu şekilde kendi kendimi keşfederken kafama takılan şey de vajinamın genişliği oldu. Sanki fazla darmış ve penisin girişi beni çok zorlayacakmış gibi geliyor. (Partnerim biraz girmeye zorladığında acı hissedince ilerlemesine de izin vermemiştim) Ara sıra porno izleyen de biriyim,bu ablalar nasıl bu kadar rahatça yapıyor bu işi ben neden yapamıyorum diye üzülüyorum😅 Bundan sonrası için ne yapabilirim,siz buna benzer şeyler yaşamış mıydınız?
Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:
Yaşadım, evet. İlk aylarımı "zevkliydi" olarak tanımlamam, nötr, olumsuza yakın bir tecrübeydi. Bu aşamayı aşmanın yolu sürecin çok normal olduğunu bilip denemelere devam etmek. O kadınlar da öyle yaptılar.
Vajina kaslarının güçlü ve sıkı olması diye bir şey vardır ancak penis giremeyecek kadar dar bir vajina diye bir şey bildiğim kadarıyla yok. İçinden bebek geçebilen bir yapı bu, böyle düşün. Yani mesele rahatlamakta ve kasların gevşemesine izin vermekte. İlk zamanlarda tamamen rahat olacağı beklentisine girme tabi. Biraz zorluğa göğüs germek ve biraz da rahatlamak. İki çabanın ortasını bulman gerekiyor.
Kayganlaştırıcı kullanmadıysanız mutlaka kullanın. Özellikle de kondom kullanıyorsanız. Kondom ciddi manada kurutabilen bir yöntem ama bekarlar için hem hastalıktan hem gebelikten en iyi koruyan yöntemlerden biri olduğu için malesef şart gibi.
Münzevi (29 yaşında) 1 yıl önce yazdı:
Merhaba, aslında bir psikiyatriste sormam gereken soruları şu anda maddi imkanım olmadığı için size soruyorum biraz uzun olacak ama anlatmam lazım onun için kusura bakmayın, ben 11 yaşından itibaren cemaat yurduna girmiş ve 18 yaşına kadar bu yapılarda bilinçsiz olarak yani gönül bağı olmadan kaldım üniversitede ise demekki 7 sene içime işlemiş bu yapının tam bir gönüllüsü oldum , belki param 18 yaşına kadar hem param olmadığı hem de tipime güvenmediğim için bir kız arkadaşım olmadı 18 yaşından sonra Hukuk kazandım artık en azından nispi de prestijim var olsa da bu yaştan sonra da cemaate gönül bağı ile bağlandığım için yani dinen haram olduğu için bırakın kız arkadaşı, en ufak kızlı erkekli normal bir sohbete bile katılmadım anlayacağınız haremlik selamlık yaşadım veya yaşattırildim, üniversiteden sonra bu yapida gonullu olarak 3 yil daha hizmet amaciyla kaldim.26 yaşında askerde ateist olduğumda ise artık gençliğimin en güzel yılları gitmişti, şu anda ise 28 yaşındayım her ne kadar fikren 14 yıl süren bu esaretten kurtulsam da askerden sonra da 2 yıldır sınavlara çalıştığım için ekonomik olarak hala özgür değilim özetle 28 yaşındayım ve henüz bir kızın elini dahi tutmuş değilim bugünün dünyasında buna inanan zor olsa da böyle, şimdi bu sene muhtemelen arayacağım ve hem ekonomik hem de fikren özgürlüğümü elde edeceğim. Fakat içinde hem müthiş bir arzu hem de müthiş bir korku var kadınlarla nasıl iletişim kuracağım nasil sevgili olacağım ilk sevgili olduğum kişi ile evlenmek gibi bir niyetim yok byani ben bu yanan gençliğimi nasıl kurtaracağım , kusura bakmayın çok uzattım ama ülkede böyle olan binlerce genç var onlara da yol gösterici mahiyette bir cevap verirseniz memnun olurum. Şimdiden teşekkür ederim.
Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:
İlk söyleyeceğim. Daha çok gençsin. Gerçekten. Bak o yaşta anlamıyorsun ama göreceksin. Bunu kendine telkin et. Ben 50 yaşında senin gibi yollardan geçenleri gördüm, 40lı yaşlarında... Onlar ne yapsın asıl? Tüm gençlikleri gerçekten bitmişti. Sen şu an daha yeni yetişkinliğe adım atıyorsun.
İkinci anlaman gereken, hiç kimse ama hiç kimse bu "hayatı kaçırdım" hissinden azade değil. Bak ben her şeyi ideal denecek yollarla, tam insanlara uygun görünen yaşlarda tecrübe etmiş ve aşırı steril bir yaşam yaşamış denebilecek bir insanım, 30'lu yaşlarımda öyle bir "hayatı kaçırdım, bu muydu yani" hissine girdim ki sana anlatamam. Bu insan olmanın, insan zihninin, ölüm ihtimalimizin, yaşamın limitli olmasının, imkanların limitli olmasının ve herkesin başka hayatları yaşayabilmesinin, bizim de onlara maruz kalıp kendimizi kıyaslamanın o kadar doğal bir sonucu ki. Lütfen bunu kendi lanetin olarak görme.
Sen şimdi sudan çıkmış bir balıksın. Kızlara çok çabuk bağlanacak, çok çabuk güvenecek, zor tavlayacak, tavladıktan sonra elinden gitmesinler isteyeceksin. Bunu istedikçe kızlara daha çok düşeceksin, onlar da senden itilecek, kaçacak. Kazık yiyip akıllanman gerekebilir. Kızları erkenden tanımayı sıfır deneyimle sağlayamazsın.
Ancak, deneyimlerinin kötü olmaması için birkaç meseleyi hiç unutma:
Kaçırdım psikolojisine kendini bırakma.
Millet partiliyor, ben eziğim psikolojisine asla girme, böyle bir şey yok, çoğu genç senin gibi.
Kendini sevmelisin. Görüntüne emek ver. İyi ne yapıyorsan ona eğil.
Bakir olmanı asla problem yapma, dindar olup o yaşta evlenen bir sürü erkek var ve cinsel bir problem filan yaşamıyor. Az deneyimli bir kızla seks hayatına başlarsan anlamaz bile, kızlara dile getirmek zorunda değilsin ama e-zik-len-me. Bakir olman normal. Erkek fizyolojisi olsa olsa erken boşalır, o da çok normal, tecrübelide dahi olabiliyor, tecrübeli bir kızın bile görmediği bir şey değil, güzelliğin beni çok heyecanlandırmış :) der geçersin, hiçbir şey olmaz.
Maskülen bir zihin yapısına sahip olmak nedir? Erkek nasıl düşünce ve davranışlar sahibi olmalıdır, bak biraz.
Hayatın içinde, kızlı-erkekli ortamlarda kal ve insanları, etkileşimlerini sürekli uzaktan gözlemle. Çevresi geniş insanlarla arkadaş olmak işe yarayabilir.
Kendini kesintisiz olarak, iyi olduğun alanlarda geliştir, kız peşinde koşma ve kızların amaç değil sonuç olacağını unutma.
Sen nitelikli isen gözlerinin içine bakan kızlar olacak. Onlara yürü ancak aşırı ilgi gösterme, hemen aşık olma, aşık olmuşsun ya da bağlanmışsın gibi davranma, kendini ağırdan satmalısın yoksa ilgisi olan kız da soğur.
Sen yürüyeceksen, kızlar konusunda beklentilerini düşür, çok seçeneği olan, flörtöz kızlara yönelme.
Kızları olumlayacağını bil, temkinli bir zihin yapısına kavuşmalısın, iyi kızlar var ama zor bulunurlar, paranoyak olmamaya da dikkat et. Kızların çoğu aptal, kötü değil.
Kızlar erkeklerden ilgi alıp ilişki vermemeye bayılırlar, sana ilgi gösteriyor diye seni seviyor sanma. İlgini emip yörüngede tutarlar, verici olma. Nitelik kazanmaya bak. Kızlar niteliğe gelir, verici olanları sömürür.
Kızları elde etmek için iltifat, ilgi göstermek, hediye vermek gibi yollara girme, birlikte vakit geçirmeye ve sana, niteliklerine şahit olmalarına odaklan. Niteliklerine güvenemeyeceğin eşleşmelerden kaçın.
Kimse için kendi çizgilerinden ödün verme, kimseyi kaybetmekten korkma ama bu demek değil ki öküz gibi davran, kibar konuş ancak bariz hatalı değilsen alttan alma.
Kaybetmekten korkma. Kaybedeceğim korkusuyla bariz bir hatan yokken suçluluk psikolojisine girer ve kızın peşinden koşarsan kızlar terk ederler. Terk edilirsen yeni bir insanla şansın olacağını düşünerek bu korkuyla savaşacaksın.
Evlenmek isteyeceksen, akılcı davran, kızları biraz tanıdığını düşündükten sonra piyasadan çıkmaya odaklan, çok tecrübe az bağlılık getirir, skor işlerine düşme...Evlilikte zorlanırsın bu sefer.
Başka soruların olursa her zaman beklerim...
Cris Ron (24 yaşında) 1 yıl önce yazdı:
Kız arkadaşımla çok fazla uğraşmama beraber uyumamıza rağmen çok az sulanıyor. Kendisini çok azgın biri olarak tanımlıyor. Fakat sulanmayınca acaba beni beğenmiyor mu diye bir his oluşuyor bende. Sizce sebebi nedir
Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:
Sorunun cevabı içinde saklı. Acaba beğenmiyor mu diye düşünmen özgüven eksikliğine işaret. Senin birkaç sorunda da bunu hissettim. Kendine eğilmeli, özgüvenini artırmalı ve daha maskülen bir kafa yapısına kavuşmalısın. O zaman çok daha rayına girecektir işler. Şu an kız arkadaşını kendine çok büyük bir lütuf olarak görüyorsun. İyi, hoş bir kız ancak hayatın sana büyük ödülü vs. de diye düşünmemelisin. Sen erkeksin.
Evlenilecekkiz (26 yaşında) 1 yıl önce yazdı:
Sevgili cıvıtık biz genç hanımlara , mastürbasyon yapmanın bile tü kaka olarak gösterilmesi bundan haz alabileceğimiz fikrinden uzaklaştırıyor. Hayallerde arzularda çok fazla istememe rağmen gerçekleşmesi ihtimali o kadar korkutuyor ki beni. Sanki tabulaşmış kafamda. Sadece hayaline alışmışım gerçeği hep ertelenecek bir şeymiş gibi geliyor.
Mantıklı Kadın 1 yıl önce yazdı:
Ülkede cinsel eğitim o kadar yanlış veriliyor ki. Ailenin sana öğrettiklerinin bir kısmı yanlıştı. Bunu kabul et. Sen yetişkin bir insansın. Bir alanın olmalı. Kendini biraz keşfetmelisin. Kendini az biraz keşfettin diye ayağın kayıp saçma işler yapacak, yoldan çıkacak değilsin. Çocuk değiliz artık. Lütfen kendinle ve cinselliğinle hayatına birini dahil etmeye çalışmıyorken barış. En kolayı böyle olur...