Normal Doğum vs. Sezaryen
Artık çok daha az online'ım. I had to put my shit together you know and I did. Gündeme bir bakayım dedim ki doğum konusu sarmış her bir yanı. Birkaç kere doğum yapmış ve iki doğum türünü de deneyimlemiş biri olarak yazalım efendim.
Yorumları ihmal ettiğimin farkındayım. Kusuruma bakmayın, döneceğim. Ben tabak çeviren bir insanım :D Hayatımdaki her uğraş benim için bir tabak. Hangisi su kaynatmaya başlarsa ona biraz ilgi gösterip elde tutuyorum. Tırnakların tadı kaçarsa biraz manikür-pedikür düzenine dikkat ediyorum, ev kirlendiyse şöyle iyi bir temizliyorum ve birkaç gün süper temiz tutuyorum, bahçe alarm veriyorsa bahçe işi yapıyorum, göbek çıkıyorsa yürüyüşe çıkıyorum... Hiçbir şey her zaman mükemmel değil ama hayatımdaki her şey yeterince iyi. İşte benim stilim :)
Geleneksel günlük hayat girizgahından sonra yazımızın konusuna dönelim. Anladığım kadarıyla bir futbol maçından önce erkek sporcular sezaryen yerine normal doğum tercih edilmesi gerekliliğine yönelik bir pankart taşımışlar ve kadınlar da bu konuyu niye erkekler konuşuyor diye rahatsız olmuşlar.
Kadınlar bence bu konuda haklı. Doğum erkeklerin anlamayı yanından dahi geçebilecekleri bir tecrübe değil, kadınların askerlik-savaşta cephede olmak konusunda atıp tutması gibi hoş olmayan bir şey erkeğin doğum konusunda yönlendirme yapması.
Türkiye'deki sezaryen meselesi... Buna kim sebep oldu bilmiyorum ama bu gerçekten bir problem. Neden gerçekten bir problem?
Çünkü sezaryen doğum daha zor ve etkileri çok daha uzun süren bir tecrübe ve kadınlarımıza yazık oluyor. Acı çekmemek için sezaryen olabileceğini düşünmek, sezaryeni bir kaçış, bir kolaylık olarak tahayyül etmek ancak konuyu hiç bilmeyen kişilerin yapacağı bir iş, bu düşüncede ısrar etmekse bir cahillik turnusolü adeta.
Nasıl daha zor ya?
Epiduralsiz, ilk doğumda dar çatıyla 3,5 kiloya yakın bebek de doğurdum. Epizyo kesim de oldu. Rahim ağzından vajina içine kadar dikişim de oldu. Epizyo gerekmeden de doğurdum. Suni sancı da aldım. Travay sürelerim de hep uzundu çünkü rahim ağzı uzunluğum maşallah sağlamdı ve o iki sancı hissedip açılanlardan, ilk tuşesinde "8cm açıksınız hadi doğumhaneye" cümlesini duyanlardan hiç olamadım, hepsinde birkaç saat, sezaryenle sonuçlananda 2 gün sancı tecrübe ettim, içinde suni sancı dahil.
Bunların hiçbiri sezaryenden sonra ayağa kalkmak kadar acı vermedi. Hiçbirinin vücuduma etkisi sezaryen kadar olmadı ve beni uğraştırmadı.
Sizlere yine bir tavsiyem: iki doğum türünü de yaşamış kimseler hariç kimseden doğum konusunda tavsiye almayın. Hatta doğum eğitimi veren ebeler hariç kimseyle doğum konuşmayın.
Çünkü sadece tek bir doğum türünü tecrübe etmiş ve doğumu hakkında konuşan kadınlarda gördüğüm iki davranış paterni var:
Ya yaptıkları doğum türünü yüceltmek/bu konuda herhangi bir eleştiri duymamak, duyabileceklerini düşünüp bunu önden bastırmak için kendi türünü göklere çıkaranlar; çok kolaydı, en iyisi diye anlatanlar
Ya da, kendini kahraman/çok şeye göğüs geren pozisyonuna koyup yaşadığı tecrübeyi olduğundan daha değerli bir konumda düşünmek/düşündürmek için kendi yaptığı doğumu inanılmaz zor anlatanlar
Doğum kolay bir şey değil. İki türü de kolay değil. Ancak katlanılmaz bir şey de değil. Evet, kahramanlığa yakın bir şey ve ikisine de göğüs germek, bu süreçten geçmeyi göze almak desteği ve taktiri hak eden bir şey. Başa gelince çektiğin, bu gücü bulduğun ve milyarlarca kadın gibi atlattığın bir tecrübe...
Ben şimdi size düşünebildiğim kadarıyla bir artılar/eksiler karşılaştırması yapayım.
Normal doğumun artıları:
- Çekilen zorluk / iyileşme süresi dengesi oldukça iyi -bebek 4+ kilo, büyük kafalı veya makat geliş değilse sezaryenden hem şiddet olarak, hele de süre olarak daha az rahatsızlık veriyor. Sancı denen şey karnınızın kesintisiz ağrıması değil gelip giden dalgalar şeklinde hissettiğiniz bir kasılma. Ikınma dediğiniz de birkaç saniyesi gerçekten zor, toplamda birkaç dk.
- Vajina toparlanmaya programlı bir parçamız ve lohusalıkta hızlıca iyileşiliyor.
- Sancı süreci yaşandığı için sütü dışarı atacak olan oksitosin hormonu da bolca salgılandığından emzirmek hemen başlıyor.
- Bebek doğum kanalından geçtiği için hem ciğerleri baskıyla temizlenmiş hem de annenin vajinal mikrobiyomunu almış oluyor ki bebek açısından iyi.
- Bebeği hemen kucağına verebiliyorlar. Doğum sancısını odanda, koridorda, doğumu ise doğumhanede yapıyorsun, süreç-ortam hem gerçek hem manevi anlamda daha sıcak, eşin yanında olabiliyor.
- Karın daha çabuk küçülüyor çünkü hem ebeler doğumdan sonra rahmi küçültmek için masaj yapabiliyorlar hem de siz.
- Doğum sonrası harekete hemen başlayabildiğin için doğum kilolarından daha kolay kurtulabiliyorsun.
- İstediğiniz kadar tekrarlı çocuk sahibi olabilirsiyorsunuz, doğumun tekrarı bir risk içermiyor.
Normal doğumun eksileri:
- Ne zaman olacağı belli değil. Son haftalardaki ağrıları boşuna sancı sanıyorsun.
- Ne kadar süreceği belli değil. Hemen de doğurabilirsin doğuramaya da bilirsin.
- Bebek doğum kanalında bir olumsuzluk yaşayabilir, gerçi bunu artık büyük oranda öngörüyorlar.
- Vajinal dikişlerin olursa bir süre yuvarlak yastığa oturman gerekiyor, idrar yapmaksa hiç acıtmamıştı.
- Vajina genişliyor. Tekrardan toparlanması için egzersiz yapmak lazım. Genç yaşta doğurursanız görüntü olarak toparlanır ama cildiniz kendini iyi toparlayan bir cilt değilse estetik olarak bir miktar gerileme yaşarsınız.
- Hemoroid problemi yaşama ihtimaliniz küçük değil, tedavi görmeniz gerekebilir.
Sezaryenin artıları
- Ne zaman olacağı belli olabiliyor.
- Ne kadar süreceği az çok belli, pek uzayanını duymadım.
- Vajinanızda veya anüsünüzde normal doğumun etkileri olmuyor.
- İstediğiniz kadar çocuk sahibiyseniz son sezaryen sırasında bilateral tüp ligasyonu da yaptırabilirsiniz. Böylece ayrı bir ameliyata gerek kalmadan ömür boyunca herhangi bir doğum kontrol derdiniz kalmaz ve bence bu cinsel hayat kalitesini ciddi artırıyor.
Sezaryenin eksileri
- İlk ayağa kalkış, ilk haftası benim şahsen hiçbir normal doğumumda tecrübe etmediğim kadar zordu ki dediğim gibi normal doğumlarım da kolay denecek doğumlar değildi.
- Eğer sancıları beklemezseniz hormonlarınız emzirmeye tetiklenmediği için geç süt vermeye başlarsınız. Bebeğe ilk zamanlarda biberonla mama verirlerse kolay akan ve doyuran mamadan zor emilen ve az gelen süte geçişiniz çok zor olur. Bebek çok ağlar, mamaya devam etmek zorunda hissedersiniz. Sezaryen olacaksa da sancınızı çekin derim. Sancı ile emzirmek birbirine bağlı süreçler. Sancınız olursa hemen emzirebilirsiniz, bende öyle oldu.
- Doğumhanede değil ameliyathanedesiniz. Soğuk, sevimsiz. Yalnızsınız. Bebeği kucağınıza alamıyorsunuz, odanıza gitmeniz daha uzun sürüyor.
- Karın kalıyor çünkü dikişli rahim kolay küçülmüyor. Emzirme sırasında rahim küçülten kasılmalar yaşanır bu yüzden emzirirken sancı çekilir. Normal doğumda belli belirsiz olan sancılar sezaryenden sonra çok şiddetliydi. Bence doğum sancısından beterdi ve 2-3 gün böyle sürdü emzirmek.
- Karnınızda 13-15cmlik bir dikiş oluyor. O dikişte tüm katmanlar birbirine yapıştığı için karnın doğal çizgilerine uygun yapılsa da içeri çöküklük oluyor yani karın estetiğiniz bozuluyor. Kesilmiş karında kaslarının düzleşmesi için de normale göre çok daha fazla uğraşmanız gerekiyor.
- İlk haftalarda hareket kısıtınız olduğu için doğum kilosu hatta emzirme iştahıyla doğum sonrası kilosu daha yapışkan olabiliyor. Ben spora 3. ay bitince başlamıştım ve karın egzersizleri ilk günlerde biraz ağrı yapabiliyor.
- İlk doğumunuz sezaryen olduğunda genelde diğerleri de sezaryen oluyor, bu süreci tekrardan göze almanız gerekiyor, gebeliklerin son haftalarında veya ssvd'de yırtılma riskleri oluyor ve bildiğim kadarıyla 3'ten fazla sezaryen önerilmiyor.
Bebeklerin sağlığıyla ilgili anlatılanları ise kendim tecrübe etmedim, sezaryen doğan çocuğum diğer kardeşlerinden daha sağlıksız/alerjik vs. değil. Tek alerjik çocuğumsa normal doğmuştu.
Türkiye'de eğer düşük sosyo ekonomik sınıf mensubu değilsen normal doğum yapabilmek artık mücadele isteyen bir konu haline geldi ve bunda kadınların tercihi en büyük pay sahibi değil bence. Bu nasıl oldu/bunu kim yaptı tam anlamıyorum. Kadınlar mı cayıyor doğurmaktan yoksa hastaneler mi itiyor kadınları buna? Bana ikinci ihtimal daha yüksek görünüyor.
Sezaryenin normalden daha çok para getirmesi konusuna pek emin değilim, ha hastanede yatış süresi daha uzun olduğu için olabilir. Ben epizyosuz doğurduğumda gece doğurup öğlen yürüyerek taburcu olmuştum, sezaryende o saatlerde daha ayağa kalkmak mesele, nereye gidiyorsun?
Sezaryenin bence hastaneler açısından en büyük avantajı doğumdaki sürenin ve sürecin normal doğuma göre çok daha öngörülebilir ve çoğu zaman kısa olması. Normal doğumda travay sürecinin ne kadar süreceği tam bir muamma. Benim son doğumumda mesela, önceden normal doğumlarım olduğu için tuşe yapan ilk dr yarım saatte doğurursun sen demişti ve sonuç 2. günde sezaryen oldu. O kadar sancı sürecinde benimle uğraşmaları ve süreci ilerletmeye çalışmaları gerekti, sezaryene karar verildikten sonra ise imzalar atıldı ve hop bebek dışarda :D Bu durum, hem hastaneye hem de aileye çekici geliyor tabi ki.
Devlet hastanesine de işim düştü 3. gebeliğimde yaşadığım bir erken sancı probleminden ötürü. Muamele çok kötüydü. Kötü muamele gördüğün, nazlı-telaşlı ilan edildiğin ve yalnız bırakıldığın bir ortamda sağlıklı bir travay süreci geçirmek nasıl mümkün olabilir bilemiyorum. Alın size sezaryen oranını yükselten bir sebep. Kalabalık ve kalabalıktan bıkmış sevimsiz sağlık personeli.
Normal doğurmak istiyorsanız size önerilerim:
- Ailenizden doğum öyküleri dinlemeyin ve doğum izlemeyin. Normal doğum bir hormon şölenidir ve bir nevi sarhoşluk verir, izlediğinizde doğuranla doğru empati kuramazsınız.
- Normal doğum yaptırdığını bildiğiniz bir doktorun takibinde olun. İnternette bununla ilgili tavsiyeler paylaşılıyor, bulunsunuz. Herhangi bir doktora, özellikle özel hastaneye giderseniz son dk sezaryen olma ihtimaliniz çok yüksek.
- Devletin gebelik eğitimleri var, ebeler veriyor. Mutlaka ama mutlaka katılın. Normal doğumun nasıl bir süreç olduğu, neler beklemeniz gerektiği çok güzel anlatılıyor, beklentileriniz doğru olursa süreci kolay atlatırsınız. Ben emzirmede de çok yararını gördüm. Hiçbirinde mama takviyesi vermem gerekmedi.
- Doktorunuzla istişare edin ve normal doğumda tecrübeli ebesi olan bir hastanede doğurun. Benim sezaryenle sonuçlanan doğumumda iki tecrübesiz ebe vardı ve suyumu bir türlü açmadılar, onlara önceki doğumlarda suyumu ebelerin açtığını söyledim ama "müdahalesiz olsun" idealleri bebeğin başının bir türlü oturmamasıyla sonuçlandı.
- Vücutta ağrıya-korkuya etki eden belli noktalar var. Mesela baş parmaklar, iki kaşın ortası... Çok ağrı hissettiğinizde kaşlarınızın ortasına, çok korktuğunuzda baş parmağınıza pat pat vurun, dikkatiniz olumsuzluktan uzaklaşacak.
- Ağrıdan çok korkuyorsanız epidural de düşünebilirsiniz. Yapan arkadaşlarım rahat doğurdu. Ben rahim ağzı uzunluğum fazla olduğundan doğumun uzun olacağını biliyordum, epidural travayı daha da uzatabildiğinden istemedim. Bir de ıkınma gücünü azaltabiliyor. Sancıları dayanılabilir buldum. Ama korkanlar için iyi bir seçenek.
- Olumlu düşünün. İyi düşünceleri kendinize telkin edin ve kendinizi sürekli rahatlatın. Annem bana ilk hamileliğimde "sen her şey hallolacak gibi düşün, öyle davran, su gibi akar öyle" demişti, çok güzel bir tavsiyeydi. Çevrenizdeki insanlara, ebelere, doktorunuza, eşinize, ailenize kasıtlı olarak iyi davranın. İşi bilenlerine bırakın, her şeyi kontrol etmeye çalışmayın. Güleryüzlü, pozitif ve işbirlikçi olmaya çalışın. Etrafa yaydığınız olumluluk en çok sizi bulacak.
- Karnınız büyüdüğünde bol bol çömelin, çömelmiş şekilde hafif sallanın. Bu, vücudunuzdaki relaxin hormonuyla birlikte kalça kemiğinizin önündeki bağın rahatlamasını sağlar.
- Gebeliğinizin son haftalarında perine masajı yapın. Zeytinyağı da olur, hindistan cevizi yağı da. Epizyo ihtimalinizi azaltırsınız.
Bir emzirme tavsiyesi: meme ucu iltihaplanması emzirmenin en büyük düşmanlarından biri, annelerin korkulu rüyasıdır. Meme uçları çok hassas ve ince bir deridir, bebek onu hunharca emdiğinden ötürü yıpranır ve iltihaplanır. Bebeği sürekli emzirmek gerektiğinden de süreçten kurtulmak oldukça zordur. Bunu önlemek için "meme ucu kabalaştırması" denen bir yöntem var. 30'lu haftalarda sabahları ya kolonya-ben kolonya ile yapmıştım- ya da soğanı meme uçlarına süreceksiniz (malesef birkaç gün sonra "işkence" olacak), akşamları da merhem. Bu döngü 1-2 hafta içinde memenizin duyarsızlaşıp emzirmeye hazır hale gelmesini sağlıyor.
Sorularınız olursa çekinmeyin. Herkese mutluluklar ve kolaylıklar dilerim.
Yorumlar
Henüz bu içeriğe yorum girilmedi.