İlişkinin Geleceğini Belirleyen İki Parametre

İlişkiler

Bundan birkaç ay önce bu konuyu yazmayı planlamış, notlarını almışım. Geçen gün izlediğim bir film ise düşüncelerime çok yerinde bir örnek oldu, onun öyküsü üzerinden yazmaya karar verdim. Bir ilişkiyi var eden ve sürmesini/bitmesi sağlayan temel iki parametre: psikolojik paternler ve değerler dengesi.

Evvet, şimdi sizlere güzel konuyu anlatmak için kullanacağım çok derin ama derin filmi açıklıyorum. Sıkı tutunun, bakın ağır top bir film, izlerken beyniniz yanabilir, herkese göre değil. The Idea of You.

Muhahahahahahahahahahaha. Artık twitterda yazamadığım kahkahalarımı buraya saklıyorum, üzgünüm. Eşim program yaptığı zamanlar, özellikle bir akşam programıysa ve evdeki uyanık tek kişi olarak kalabileceksem kendimce girl night yapmaya bayılırım, bundan daha önce bahsetmiştim. Beyefendinin ya baskete ya da squasha gittiği -evet böyle de elit merakları var agalarıyla kendisinin, inşallah dediği yerlere gidiyordur tabi- bir akşam, oturdum, tam bir kadın psikolojisi okşama aracı olan filmi izledim. Evet, ben de bir kadınım ve yapıyorum böyle şeyler :)

Şimdi efendim, filmin başrolünde iki güzel mi güzel insan var ve filmin konusu kendisinden 16 yaş küçük bir genç erkekle aşk yaşamaya başlayan Solène'in öyküsü. Bundan sonrası tamamen spoiler dolu olacak, bu çok merak uyandırıcı(!) filmi izlerken sürprizleri kaçırmak istemeyen gerisini okumasın.

16 yaşında bir kızı olan Solène, bundan birkaç sene önce, çok gençken evlendiği kocası tarafından aldatılmış, kocasını affetmeye hazır olduğunu belirttiği halde kocası metresini bırakmak yerine kendisini bırakmaya karar vermiş, boşanmışlar ve adam ikisinden genç olan metresiyle evlenmiş. 

Hayes ise küçük yaşlarından itibaren şöhret basamaklarını tırmanmış, kendisine denk gelen rolleri başarıyla yapmaya çalışan ancak kendini hiçbir yere tam ait hissedemeyen kayıp bir karakter. Kalabalıklar içinde yalnız.

Bu iki karakter ilk tanıştıklarından itibaren aralarında yoğun bir çekim yaşanıyor ve Solène'in baştaki kısa bir çekincesinden sonra görüşmeye başlıyorlar, önce gizleyerek, ardından açıklayarak sevgili oluyorlar ve olaylar gelişiyor.

İkisi arasında, ilişkilerinin yüzeysel olmamasını ve pek kolay kopamamalarını sağlayan şey, bu yazının temelindeki parametrelerden biri olan psikolojik paternler, bunların insanda yarattığı psikolojik ihtiyaçlar.

Solène'in büyük bir onay ihtiyacı var aslında. Çünkü, başka bir kadın için sevdiği adam tarafından terk edilmiş. Genç bir kadın için terk edilmenin veya genç bir kadın ile aldatılmanın, yaşı ilerleyen bir kadın için ne kadar ağır hissettirecek bir tecrübe olduğunu zaten yazmıştım. Bu duygu durumundan sonra, bırak ortalama bir erkeğin ilgisini görmeyi, chad üstü chad bir erkekten talep görmek elbette ki bir kadının psikolojisinde inanılmaz güçlü etkileri olacak, arkanı dönüp gidemeyeceği bir olay. Tam olarak Solène'in ihtiyacı olan şey. Hem tercih edilen kadın olacaksın, hem de genç hissedeceksin.

Hayes'in psikolojik ihtiyaçlarına gelirsek. Hayes'de muhtemelen mommy issues var. Filmde eleştiriler içinde geçiyordu mommy issues ve filmin bakış açısının buna katılmadığını hissediyorduk ama bence hikayesi bakımından oldukça olası. Hayes ciddiye alınmadığını hissederek büyüyen bir insan, gerçek kendisini yani aslını kimsenin umursamadığını düşünüyor -muhtemelen annesinin derin ilgisine haiz olamadı, herkesin sadece etiketlerine baktığını hissediyor. Solène'den etkilendi çünkü Solène işinde gücünde, zeki görünen ve ciddiye alınabilecek bir kadın. Onun hayranlığı, onayı, 15-20 yaşındaki hayran kitlelerinin onayından çok daha geçerli, tam olarak Hayes'in ihtiyaç duyduğu "ciddiyet"i sağlayacak bir ilgi. Ayrıca, Solène'den etkilendiği sahneyi hatırlayalım, Solène onun kim olduğunu tanımamıştı. Yani aralarında bir ünlü-hayran hiyerarşisi, av-avcı hiyerarşisi değil yeni tanışan iki normal insanın hiyerarşisine çok daha yakın bir ilişki vardı, Hayes bıktığı etiketlerinden sıyrılabilmişti ve kendi olarak etkilemeye başka bir vakada olacağından çok daha yakındı.

Tavlamanın insana zevk vermesi için tavlamaya uğraşıyor olman gerekir. Arada değer uçurumu olduğu zaman tavlama uğraşı çok kolay sonuç verir, bu da ödülün hazzını düşürür. 

Buradan, konusunu açacağım ikinci parametre olan değerler dengesine geleceğim. İnsanlar, değere çekilirler. Değerli görmek ve değerli bir kişinin kendisini değerli gördüğünü hissetmek isterler. Hipergami yani kadının erkeğin daha değerli olduğunu hissetmesine yönelik ihtiyacını bazen yanlış yorumluyor insanlar. Sanıyorlar ki aradaki değer farkı ne kadar açık olursa o ilişki o kadar sağlam olur. Hayır, kadının erkeği değerli görmesi gibi erkeğin de kadını değerli görmesi, kadının da erkeği aşırı değerli görmediğini erkeğin bilmesi, hemen hemen bir denkliğin, değer eşitliğinin var olması olayın bir ilişkiye dönmesi ve ilişki sağlamlığı açısından her zaman daha iyidir. 

Buraya kadar yazdıklarım, bu çiftin flört edip geçmek yerine tüm engellere, önlerine çıkabilecek kişilere ve eleştirilere rağmen neden bir ilişki yaşamaya başladıkları, neden birbirlerini özel görüp bağlandıkları üzerineydi. Olay ne sadece değer paratmetreleri, çekicilik ne de psikolojik eğilimler. Genelde ikisi birlikte işler. 

Film, bir duygusal mastürbasyon filmi olarak şaşırtıcı olmayan biçimde mutlu sonla bitti. Peki gerçek hayatta bu ilişki (monogamik olarak) sürer miydi veya sürme yoluna girer miydi?

Psikolojik ihtiyaçların ne kadar güçlü olduğuna bakacağına dair şerh düşmekle birlikte, muhtemelen hayır. Neden? Çünkü değerler dengesi, her geçen yıl Solène'in aleyhine olacak şekilde bozulacaktı. 

Kadınları ve erkekleri değerli kılan şeylerin ne olduğunu yazmıştım. Bizlerin bir insani değerimiz var; huylarımız, karakterimiz, meraklarımız, geçinme becerimiz vs. Ancak pazar değerimiz insani değerimizle ölçülmüyor. Tabi ki insani değerimiz de çevremizdeki insanlar için bir diğer belirleyici faktör ama tek başına yeterli değiller.

Solène 40 yaşında bir karakter olarak pazar değerinin zirvesini çoktan geride bırakmış durumda. Her ne kadar Anne Hathaway gibi harika güzellikte yaşlanan bir kadın tarafından canlandırılsa da, bu bir gerçek. Hayes ise daha değerinin zirvesini geçmeyi bırak, zirveye gelmemiş durumda. Büyük ihtimalle statü olarak yükselmeye devam edecek ve yakışıklılığından çok uzun yıllar hiçbir şey kaybetmeyecek. 

Değerler farkı ne kadar açılırsa, değerli tarafın karşıyı gözden çıkarılır görmesi ihtimali o kadar artar. Bir ilişkinin sağlamlığını belirleyen şeylerin en önemlilerinden biri, partnerimizin bizi başkasıyla -daha iyisiyle- kolayca ikame edilebilir olarak görmemesidir. Günümüzde ilişkilerin sürmemesinin temel nedenlerinden biri budur. Alternatifler internet yüzünden çok sayıda ve ulaşılır sanıldığı için, insanlar ilişkilerini çok kolay bozup diğer seçenekleri denemeye girişiyorlar. Tamam, evet, karşının psikolojik ihtiyaçlarımıza ne kadar cevap verdiği ve ilişkiye tarafların ne süredir emek verdiği önemli diğer etmenler ama bunlar kişileri birbirine yakın kılarken değer dengesinin bozulması kişileri birbirinden uzaklaştırır ve ilişkinin kaderi hangisinin daha güçlü bir akıntı oluşturduğuna bakar.

Zaten gerçek hayatta, genç bir erkek güzelliğinin sonuna gelen bir kadınla çok daha büyük ihtimalle sadece eğlenir. Yani böyle bir çiftten birkaç ay takılmak haricinde ilişki dahi çıkmaz. Çünkü seçenekleri olan erkek değerli olan yatırımını, değeri tükenen bir kişiye yapmaz. Mavi haplı insanlar yapabilir ama pek sağlam da olmaz. Böyle bir tecrübeye tarafların "yaşandı ve güzeldi, hoş bir anı olarak hayatımda yerini aldı" diye bakabilmesi gerekli -ha bence kadınların kesinlikle böyle bir lüksü yok- gerçekte yaşanacak da budur. Bir ihtimalle de, genç erkeğin tek taraflı açık ilişki yaşadığı, karşının da bunu görmezden geldiği bir ilişki yaşanabilir. Erkek çocuk istiyorsa bu bile olmaz, erkek çocuk doğurabilecek bir yaştaki kadınla devam eder er geç

Mesele sadece değerler dengesinin bozulması da değil. Psikolojik ihtiyaçlar da zamanla değişiyorlar. Erkekler gençken ciddiye alınmaya ve biraz daha ağır oturaklı, kaprissiz bir partnere özlem duyabilirken, yaşları ilerleyip de hayat ciddileştikten sonra ise tam tersi, hayatı ciddiye almayan, neşeli, sıkılmamış, heyecanlı -ve kendi hatalarını ve zayıflıklarını bilmeyen- bir partnerle mutlu hissetmeye ihtiyaç duyuyorlar. O hafifliği arıyorlar. Erkeğin ne istediğini yazıyorum çünkü cinsel markette gençken kadınların, yaşlar ilerleyince değerinin farkındaki erkeklerin istediği olur genelde.

Bu açıdan, La La Land'e bir selam çakalım. Filmin o kadar özel algılanmasına sebep olan belki de başlıca sebep -dikkat spoiler- çiftin kavuşarak happily ever after yaşaması değil, kendi yollarına gitmesi ve aralarındaki değer farkının gerektirdiği şekilde başkalarıyla bir hayat yolu çizmeleridir.

İlişkileri bu kadar analiz etmek ne kötü be. Ben bulaştım, sizlere de bulaştırıyorum. Venom gibi. Neden yapıyorsam :D Bir filmi bile aptal aptal izleyemez, analiz kasar oldum. Oysa ki cahillik mutluluktu. Okumayın lan beni!

Neyse, okudunuz madem, o zaman kıssadan hisseler çıkaralım. Olmayacak işlere amin demeyin, özellikle kızlar, sizi denklik konusunda uyaranları dinleyin, bu bir. İlişkilerinizden, geçmişinizdeki insanlardan pişmanlık duyuyorsanız ve iyi insanlar seçemediğinizi düşünüyorsanız psikolojik paternlerinizi analiz edin-ettirin bu iki. Psikolojik olarak tatmin olduğunuz bir ilişkiniz varken sallantıya kurban gitmesini istemiyorsanız değerler dengenize dikkat edin ve karşıdan daha düşük değerde olup olmadığınızı kontrol ededurun, bu da üç.

Hadi bye.

Yorumlar

idealben (25 yaşında) 4 ay önce yazdı:

cıvıtık kızımız nerdesin? Bayağıdır yoksun buralarda. Twitter hesabındaydım az önce ve bu yazını gördüm nasıl bu kadar nokta atışı yapabiliyorsun. Her cümlen hakikat içeriyor. Bayıldım. Yazın şu

'Bunların büyük bir kısmı ne biliyor musunuz? Kendi çerçevesini koruduğu için çekici olan erkekle öküz ölüp de anlaşma bozulduktan sonra erkeği korkunç anlatma davranışları. Erkek çekici gelirken çizdiği çoğu sınırın hiç de kötü algılanmadığına eminim. 

Geçen problemli ilişkilerde daha huzurlu olduğunu anlatan kızıl ablada da gördük. O ablada dürtü kontrolü sorunu vardı, yoksa yaşadığında kadın erkek ilişkileri açısından anlaşılmaz, görülmemiş bir şey yok.

Kadın olmak bence erkek olmaktan daha kötü. Çünkü çerçevesini hakim kılan erkekten hoşlanıyor, senin çerçevene giren erkekten soğuyorsun. Çerçevesine gireceğin erkeğin otokontrolü olan, iyi kalpli, ahlaklı ve sana değer veren biri olduğundan emin olman lazım. Erkekler seks için bu konularda yalan söylüyorlar arkadaşlar. Ha tamam kadınların lovebombingi sezebileceğini düşünüyorum, ancak sezdiğini kabul etmenin kadınlar için de erkekler için de zor olduğunu biliyorum.

Bu işler gerçekten zor. Paranoyaklaşacak kadar bavulunuzu doldurmadan önce sezgilerinizi dinlemeyi ve yavaş gitmeyi öğrenmeniz lazım. Hız ve “aşka kapılmak” her türlü kaza yaptırır, sonra sağlıklı kişilerden dahi bavulunuzdaki yük yüzünden kaçmaya başlarsınız.

Mesela böyle bir flooda hak veren bir kızın hipergamik doyumu da tadacağı bir ilişkiye kendini bırakması artık malesef pek mümkün değil. Oysa ki baskın erkek sorun değildi, baskın erkeğin problemli olması sorundu.'