milyoner kralice (29 yaşında) 8 ay önce yazdı:
Ablacım iyi hoş biz de çocuk yapmak istiyoruz fakat erkekleri değerlendirirken sadakati nasıl ölçeceğiz? bana hepsi aldatacak gibi geliyor eninde sonunda. görüştüğüm kişilere odaklanamıyorum. güven duyabileceğim kişilerle de ilişkisinin sürmesi mümkün olmuyor beni kendilerine layık bulmuyorlar. kimseyle cinsel birlikteliğim olmadı fakat 28 yaşındayım ve karşıdaki buna pek inanmıyor da kizlar sağolsun... ilişkilerle ilgili harikasın süpersin bize bir erkek tanıma ve elde tutma rehberi mi yapsan 🥹
Mantıklı Kadın 8 ay önce yazdı:
Milyoner Kraliçe, evet erkekler yaygın biçimde aldatıyorlar. Yarı yarıya.
Erkeklerde iki gruba dikkat etmen lazım. Birinci gruba piyasanın kaymağını yiyen erkekler diyeyim. Çapkın, çok kız arkadaşı olmuş, kızlar bunlara asılıyor, bunlar kızları tavlıyor falan filan. Film jönleri mesela. Şimdi filmlerde ne olur? Esas kızımız gelir ve bu oğlanımızı masumiyeti ve farklılığıyla kendine aşık edip piyasadan çeker değil mi? Hah işte, öyle bir şey yok, kuzum. Bir erkek kadınların onayına, kadınları tavlamanın zevkine, o dopamine alıştı mı onu o bağımlılıktan çekemezsin. Çekersin de, dönemsel olarak çekersin. Erkekler zaten fırsatçı varlıklardır, bir de üstüne sizin ilişkinizde yaşayacağınız zorluklar, ilişkinin tatsızlaşması, senin ona soğuk davranman, onun zayıflıklarını-kötü yönlerini bilmen bindi mi bu tip adamların yapacağı şey kadın onayının pohpohlayıcı kollarına geri dönmektir.
İkinci grup erkeğimize bakalım. Bunlar da kadın onayına aç erkekler. Ancak kendini bu şekilde inşa ettiği için değil, kadına erişmekte sıkıntı yaşadığı, eskiye dair yaraları, hırsları olduğu için. Bunlara da sen değer verirsin, sonra başına çıkarlar. Preselection da erkeklerin başını döndürür, yanında kadın varken başka kadınlar da onlara bakmaya başlarlar, ben ne oldum be abi derler bu tipler de.
Erkeklerin bu iki gruptan olmayan kocaman bir kesimi var. Birinci grubu senin çok istemenden tanırsın, ikinci grubu da erkeğin senin peşinden çok koşmasından tanırsın. Birinci grup piyasanın tepesi, diğer grup kadınlara ulaşabilen kesimin dibidir çünkü. Dediğim gibi ortada da kocaman bir erkekler kesimi. Bu ortadaki kesimden bir erkekle eşleştiğin zaman aslında ortada çok büyük bir risk kalmaz.
Ortalama, iyi bir erkeğe saygılı davrandığın zaman, egosunu ezmediğinde, seksle barışık olduğunda; yani aranız kabaca iyiyken aldatılmak konusunda riskleri oldukça azaltırsın. Tabi ki asla sıfırlanmaz ama çapkınlık geçmişi olmayan ortalama bir erkek evde kendini seven, sayan ve kendiyle sevişen bir kadın varken bunu yok etme riskini almaz, alamaz.
Bu biraz da güçler savaşıdır aslında. Sen de kendine bakmaya devam edersen ve abartmadan, çıkışmadan, derinden derine seni aldatırsa affedeceğini değil boşanacağını hissettirirsen, çaresiz olduğunu düşündürtmezsen de erkeğin cesaretini kırarsın.
İlişkinin sürmesi mümkün olmuyor derken biraz açar mısın? Ne sebeple ayrılıyorlar mesela? Erkekler pek ayrılma eğilimli değildirler çünkü, ciddi redflag sahibi değilsen.
Cinsel birlikteliğin olmamasına inanılmamasından güzel olduğunu çıkarabilir miyim? Güzel bir kadının yanlız olmasını beklemiyorlar çünkü genelde.
milyoner kralice (29 yaşında) 8 ay önce yazdı:
o aradaki erkekler adım atmıyor olacak ki bana denk gelmemişler. Güzellik olarak ortalamanın üzerinde olduğum söylenir çevrem tarafından ek olarak yüksek mimarım ailem bogazici hacettepe mezunu eğitimci insanlar dolayısıyla entelektüel anlamda da seviyesi hayli yüksek bir aileyiz. ilişkinin sürmesi için benim bu durumu saklamam gerekiyor yani bilgili yanımı ortaya cıkarmamam gerekiyor. yetersizlik hissiyle basedemiyorlar habuki en başta bana ne güzel senden birçok sey öğrenirim diyerek yaklaşıyorlar. ek olarak ben yerimde saymıyorum 55 yasındaki babam dahi yerinde saymaz sürekli bir şeyler yaparız ilerlemeye calisiriz. karsıdaki buna ayak uyduramıyor. uydurabilen de zaten senin de bildiğin gibi 1. grup kadın ilgisini yoğun gören özgünevi egosu boostlanmış erkekler oluyor ama farkındayım ki sadakat sorunu olacağı için ben hipergamimi kontrol altına alarak entelektüel olarak denk olduğum maddi açıdan da gelecek vaadeden yani çalışkan ve biraz hırs sahibi erkekleri tercih etmeye meyilliyim. onlar da iffetime inanmıyorlar böyle bir kadınsın uzun sayılabilecek bir ilişki yaşamıssın mümkün değil diyorlar oysa ki ben erkeklern vur kaç taktiğini liseden beri bilirim babam uyarmıştı 14 yaşındayken. o sevglisi olan birlikte olan kızların evlenme vakti gelince esamesi okunmaz diye kulağıma küpe ettim. masum liseli dizi asikları kadardı ilişkilerim. nasıl kendimi anlatabilirim bilmiyorum ve dahi anlatmam gerekli mi karsımdaki beni tanıyınca zaten güvenmesi gerekmez mi? kafamda deli sorular... zaten cinsellik yasamadığım icin aldatılmıştım ve yine bunun olmaması için dikkatli bir secim yapmalıyım. hayırlı işi uzatmayacak evlilik öncesi bunu istemeyecek çalışkan ve akıllı bir erkek istiyorum. bu erkekleri nerelerde bulabilirim mesela? spor salonu daha cok ilk baştaki 2 li grup sanatsal kurslar malum :)) ona önerin var mı?
Mantıklı Kadın 8 ay önce yazdı:
Aslında ailelerin tanıştırması gerekir sizler. Yok mu seni tanıştırayım dedikleri birileri? Gerçekten zor işiniz yeni birileriyle tanışmıyorsanız.
Sana tek önerim hayatta başardığın şeylerin biraz da ailenden gelen bir şans olduğunu ve birçok insanın bu şanslara sahip olmadığını aklında tutman ve bunu bir denklik tutkusu haline getirmemen. Ben de aileden Türkiye şartlarında çok farklı denebilecek şeyler görmüş biriyim ama eşim benimle aynı geçmişe sahip değil lakin bu aramızda bir uyumsuzluk yaşatmadı çünkü bu onun kapasitesiyle alakalı bir şey değildi. Nitekim zaten yıllar içinde kendi kapasitesini ortaya çıkardı ve bana babamın yaşatmış olduğundan yüksek bir standart yaşatıyor şu an. Önemli olan hırs ve azimde denklik bence, görmüşlük ve alışkanlıklar konusunu çok takma derim.
Alpago (23 yaşında) 7 ay önce yazdı:
İyi de İkinci grup erkekler içinde iyi olanlar var, çevremde görüyorum. Yani kadın onayına aç, yaraları vs var ama değer verdiğinde başa çıkmayacak olanları da var. Bunlar için önerin ne? Kadınlar Zira İkinci gruptakileri seçmeyecek. Ya da mesela İkinci grup her zaman mı kötü? İyi olanlar yok mu?
Mantıklı Kadın 6 ay önce yazdı:
Alpago, risk yüksek. Her grubun istisnaları elbette ki var, küçük istisna grupları da değil belki de, ama bir modelleme yapıyorsam orada insanlara istisnalardan değil genel paternden bahsetmem gerekiyor. İncellik süresi uzun sürmüş ve örselenmiş erkekler malesef kendileriyle birliktelik yaşamaya karar veren, kendi değeri de o kadar parlak olmayan kızları basamak olarak kullanıyor ve üzüyorlar. Seçeneği olacak bir kıza bu riskten uzak durmasını öğütlemek zorundayım. İncellere kız ayarlayalım da hayırişi olsun diye kızları bu riske atmaya benim gönlüm razı gelmiyor. Kadınların ilişkilerde aldığı darbelerin onlar ve toplum için nispetle daha zararlı olduğunu düşünüyorum.
Alpago (23 yaşında) 6 ay önce yazdı:
Bu ikinci grup için tavsiyen ne olur? Bir ilişki yaşamak isteseler.
Mantıklı Kadın 6 ay önce yazdı:
Niteliklerini artırsınlar ve "herkes partiliyor, bir biz geri kaldık" kafasına girmesinler. Bir şekilde kız arkadaşları olduktan sonra da açgözlülük edip kızı üzmesinler. Her zaman herkesin alternatifi vardır ama mutluluk seçenekten seçeneğe atlamaktan değil elindekinin kıymetini bilmekten gelir. Örselenmişliğin getirdiği öfkeye yenilmesinler. O öfkeyi işleyip yok edebilirlerse kız arkadaş edinmeleri de kolaylaşır zaten çünkü biz kadınlar bize karşı aynı anda hem muhtaç hem öfkeli erkekleri hissediyoruz ve onların ısrarcı-yapışkan-inatçı-rahat olmayan tavırları bizi itiyor zaten.
Hayatta bizden her zaman daha iyi durumda insanlar olacak ve kimsenin hayatı baktığımız yerden tahayyül ettiğimiz gibi iyi hissettirmiyor.
yyt (18 yaşında) 6 ay önce yazdı:
Bu tür bir öfkeye sahip olmayan, ve kesinlikle monogami isteyen erkekler için de durum aynı mı? Ben kendimi ikinci grup erkeklerden görüyorum, fakat yatırım yaptığım bir ilişkinin bitmesinden çok korkarım ve ilişkinin mümkünse sonsuza kadar sürmesini isterim. Ağır terk edilme korkum var, insanlara da kolay güvenen biri değilim mesela. Öfkeli olmasam da karşı tarafa kendimi muhtaç hissettirebilirim, pek geleneksel maskülen bir figürü de karşılamıyorum. Girdiğim ilişkide temizliği yemeği, çoğu sorumluluğu falan üstlenmeyi kabul ederim. Karşı tarafın hizmetçisi gibi olmak isterim yani, bu da sırf karşı tarafı ilişkide tutmak için değil kendim de böyle olmasına memnun olacağım için. Bu tür bir dinamik sizce en başından hatalı mıdır? (bence değil) Yoksa kişi kendine uygun sınırlar çizdiği zaman suistimal edilmekten kaçınıp bunu sürdürebilir mi? Karşı taraf için her şeyi yapmanın ve karşılıksız bir şekilde aşırı iyi davranmanın esasında içten pazarlıklı bir davranış olduğunu biliyorum, ama en azından kendi sınırlarını çizmeyi bilen biri her şeyi karşılıksız yapmayı bırakıp bu tür bir dinamiği yine de sürdürebilir diye düşünüyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?
Fylgja (20 yaşında) 6 ay önce yazdı:
istisnalar kaideyi bozmaz. bu şekilde bir ilişki yaşayabileceğin biri elbette vardır ama bu kimle ne kadar sürdürülebilir iki taraf içinde tartışmalı. erkeklere maskülen olma, aile hayatında görmediği bir takım nitelikleri kazandırma yönünde fikirler aşılayan bir camia için kabul görmez hatta bazıları tarafından saygısızlığa ve hakarete uğrayabileceğin bir alan redpill. mesela bana çok ters bir beklentin var ama ben de senin yaşında iken yalnız kurt olup hayatımda kadın olmadan kafa dinlerim diyordum. şimdi ise biri olsa da bıdı bıdı konuşsa istiyorum 😅. o yüzden beklentilerin ve bunlara ulaşmak için yapacağın şeyleri düşün. elbette yapmaktan hoşlandığın ve zevk alacağını düşündüğün şeyler vardır ama hayat uzun. bunu bize kariyer ve hayat gidişatı için VİZYON VE MİSYON BELİRLEME olarak öğretiyorlar okulda. sınavına gir, çık, rahatla, seçimini hallet... artık ne istiyorsan. sonra uzun uzun düşünürsün ne yapmak istediğini ve yapacğını bana göre. bir günde olacak şeyler değil, hayatta karşılaştıklarımız fikirlerimizi ve görüşlerimizi derinden etkileyebiliyor.
yyt (18 yaşında) 6 ay önce yazdı:
Yani, normalde feminist eğilimleri ve görüşleri olan bir insanım zaten. Feministlerin bana göre sıkıntısı; evrimsel psikolojiyi tamamen hiçe saymaları, insan doğasından bahsettiğin zaman "ne alaka ya biz doğada mı yaşıyoruz" gibi cevaplar vermeleri. Redpill'e uzak bir insanım, ama farklı fikirleri tanımak ve değerlendirmekte bir sakınca görmüyorum.
Açıkçası yalnız kurt olup kafa dinlemeyi istemekten ziyade, ilişkilerden tamamen elimi ayağımı çekip ömrümün geri kalanını yalnız geçirmek istemiyor değilim. Ama benimkisi kafa dinleme isteğinden ziyade; yaptığım yatırımın karşılığını alamamaktan, terk edilme korkusundan kaynaklı.
Yani bir ilişkiye olması gerekenden fazla yatırım yapıyorum, ve duygusal olarak çok bağlanıyorum. Normal ve sağlıklı ilişkiler kuran, sağlıklı sınırlar çizen insanların bile saçma sebeplerden dolayı yaptıkları yatırım bir gecede çöpe atılabiliyor; benim durumumda ise bu yatırım kadının açısından çöpe atılması daha kolay, ve muhtemelen birçok kadın öyle söylemese de itici bulabilir bu davranışları.
Hayatımın şu döneminde, aslında ilişkilere kafa yormaktan ziyade bu mevzulara kafa yormamın sebebi kendi yaralarımı iyileştirebilmek. Bunlar esasında çocukluk travmalarından, bağlanma stillerinden kaynaklı. Ben inanıyorum ki yavaş yavaş iç çözümleme yaparak, belirli durumlarda şu anki kafa yapımla atacağım adımların sebeplerini düşünerek bunların üstüne gidebilir; hiç değilse sınırlarımı çizebilir, kendimi kullandırtmaktan alıkoyabilir, bu tür durumlardan incinmeden çıkabilecek hala getirebilirim. Bu mevzulara şu an kafa yormam bu yüzdendir yani.
Okuyup zaman ayırdığınız, görüşlerinizi belirttiğiniz için teşekkür ederim.
Mantıklı Kadın 6 ay önce yazdı:
Yyt, kaygılı bağlanman varmış şeklinde konuşuyorsun. Annenle ciddi problemler yaşamış olabilirsin bebekliğinde. Senin şu an ilişkilere bakış açın seni hiç terk etmeyecek ve sana şefkat verecek bir anne bulmak arayışı gibi duruyor.
Normalde, ortalama kadınlarla bu şekilde ilişki kuramazsın. Kadınlar derler ya işte "erkek olgun olacak" falan, işte aslında kadınların kaçındığı temel şey erkeklerdeki bu anne arayışı, bu bitmemiş, içe sinmemiş çocukluk. Çok zorlanırsın, itici ve yapışkan bulunursun.
İçindeki sevgi açlığıyla yüzleşmen ve buna olan ihtiyacını törpülemen lazım. Ha sana annelik edecek bir kadınla kadın-erkek ilişkilerinin arzu temelli dinamiğinden farklı bir ilişki kurabilmen imkansız mı? Değil. Zor ama denk gelebilirsin. Ancak seks, çocuk sayısı, çocukları büyütme süreci ortalama çiftlerdeki gibi olmaz. Sen evin çocuğu, karın evin patronu olur. Uyacaksa, bunun hayat boyu uyması lazım.
yyt (18 yaşında) 6 ay önce yazdı:
Kaygılı bağlanıyorum zaten, ama bir süredir kendi içimde çözümlemeye çalışıyorum. Kişisel sınırların tekrar çizilmesi ve özdeğer hissinin tekrar kazanılmasıyla halledilebilecek bir şey olduğunu düşünüyorum.
Açıkçası ben içimdeki sevgi açlığını bir kusur olarak görmüyorum, kusur olarak gördüğüm şeyler muhtaçlık ve içten pazarlıklı "fedakarlık" anlayışı. Bunlar hakkında farkındalık edinip bu kusurları kapatmak, bana bayağı yarıyor gibi hissediyorum. Aynı zamanda eskiden sahip olduğum özgüvensizlik ve özdeğer sorunlarını şimdi yaşamıyorum, bu açıdan da oldukça mutluyum.
Evet, bu durumda olmam beni geleneksel kadın erkek ilişkisinden alıkoyar. Fakat ben hiçbir zaman bunu arzulamadım. Ya da ne bileyim, Redpill'in "Erkek dediğin bunları arzular, arzulamayan da kusurludur." dediği şeyleri arzulamıyorum. Bunu başka bir zaman uzun uzun yazacağım fakat şu an konu bu değil.
Açıkçası benim en çok ihtiyaç duyduğum ve arzuladığım şey sevgi. Çocuk yapmayı istemediğimden üstüne kafa da yormuyorum. Bir kadının sevgi dışında vadedebileceği şeylere karşı da pek arzu duymuyorum. Yani aseksüel olmadığım için sekse arzu duyuyorum mesela, ama seks insanın hayatındaki boşluğu doldurabilecek bir şey değil. Öyle görseydim de kısa vadeli ilişkilerde elde etmem çok kolay olurdu.
Mutlaka bir anne gibi davranmasına ihtiyacım yok fakat ihtiyaç ve arzu listemin en üstünde sevgi var. Eğer olmayacaksa da, ilişki kurmaya ihtiyacım yok. Tabii MGTOW gibi akımlara da olumsuz bakıyorum (İnsan nüfusunun yüzde ellisini kendi düşmanı olarak gören feministler hakkında da aynı şeyi düşündüğümü belirtmeliyim.). İnsanların istekleri ve ihtiyaçları yaşadıkları hayatlara ve kişiliklerine göre şekillenir, insanı aşırı tek tipleştiren bu akımların aksine önemli olanın kişinin farkındalık kazanıp kendi kusurlu yanlarına kendi karar vermesidir diye düşünüyorum.
Redpill'in teşvik ettiği ilişki biçimi insanın çalışmaktan düşünemediği, ilişkilerinden çok da mutlu olmadıkları üretim toplumlarında görülüyor diye düşünmekteyim. Ha tüketim toplumu bireyselleşmesini ivmeleyen fraksiyonları da barındırıyor içinde MGTOW gibi.
Alpago (23 yaşında) 4 ay önce yazdı:
Biraz düşündüm, bunlarla aynı zeminde olduğumu fark ettim öfkeliyim bu öfkemi nasıl yenebilirim? İlişkiye de muhtaç hissediyorum kendimi bunu nasıl yenebilirim ?