Asyranta (24 yaşında) 5 ay önce yazdı:
Dolunayın sevimsiz enerjisi uyku vermeyince seni biraz okuyup reflection paper yazayım dedim. Herkese ufak ufak giydirdim yine.
Neeee poligamik olan taraf erkekken gözünü içerde tutması gereken taraf kadın mı? Erkek çekiciliğine yatırım yapıyor ama sanırım gözünü içerde tutmasa da olur. Bu durum "kadın değerli erkeğin aldatmasını umursamaz" mevzusuyla mı bağlantılı yoksa işin içinde başka bir konu mu var?
"Aldatsam da takmazdın zaten yaa, nasılsa ben yakışıklı adamım yaptım bir yaramazlık affedersin sen"
Elektrikli süpürge hortumuyla dinlene dinlene döverim böyle oynak adamı vallahi. Değerli erkekmiş hmm, kıçımın kenarı.
Küçükken de her şeyin iyisine kolayına alışmış, şımartılmış, yüzsüzlük eden kibirli çocukların bir zorlukla karşılaştıklarında veya dayak yediklerinde ağlamalarını izlemeyi severdim. (Yaşasın kötülük <3)
Tabak çeviren, günübirlik ilişkiler, takılmalar içerisinde olan erkeğin az değil bilakis fazla olduğunu düşünüyorum. Genetikten, parasızlıktan, özgüvensizlikten vs dolayı yapmaya fırsatı ol(a)mayanları görünce bize az gibi geliyor.
Sahil yerleri bir gün Helgayla öbür gün Olgayla beraber olma hayaliyle gelmiş, milletin denizdeki karısını çoluğunu çocuğunu izinsiz kameraya alan 3-5 kişilik zargana, kısa bacaklı, marsık gibi yanmış sap erkek gruplarıyla dolu. Sayıları hiç de az değil. Haşemalı eşinin varlığını unutup seküler kadınlara yiyecekmiş gibi bakan, yılışan muhafazakar (!) erkekleri saymıyorum bile.
Böyle örnekler varken "sıkıldım" diye ayrılan kadına kızamıyorum Cıvıtık. En azından adamın hayatını cehenneme çevirmeden, kendisinin de sabrını suistimal etmesine fırsat vermeden bitirmeyi seçiyor. İlişkide erkekteki o bahsettiğin rahatlık, "her şey iyi gidiyo yeaa" salışı var ya, kadına uzun vadede eziyet. O ilişkinin toksiğe gitmesi veya kadının bir müddet sabrettikten ve erkekte bir ilerleme görmedikten sonra güle güle demesi çoook muhtemel.
Bunu neden söylüyorum? Ne kendi ilişkilerimde, ne de çevremin, arkadaşlarımın ilişkilerinde kendini bir kez salan koyveren erkeğin sonradan toparladığını görmedim de duymadım da.
Anne babamın ilişkisinde de babamın toparlar gibi olup, kötü alışkanlıklarını bırakıp birkaç sene sonra daha beter kendini koyverdiğini, eskisinden daha kötü alışkanlıklar edindiğini gördüm.
Hepsinin tek bir ortak noktası var: ilişkinin bitişi.
Onayın azalması, hipergaminin karşılanmaması, adamın kendini salıvermesi, "ben bu kızı kaptım, nasılsa gitmez artık" tadında tavırları, ilgiyi ve sevgiyi esirgemeye başlaması.
Kısacası adamın ilişkiyi ve kendini salması + kadını bir nevi cepte görmesi + kadının bunu fark etmesi = sıkıldım ayrılığı. E normal?
O adam kadını kaybetmekten, başka erkeğin çalıvermesinden bir korksun bakalım nasıl çekiciliğini arttırıyor tıkır tıkır. İlişkinin istikbali için erkeğin de ara sıra diken üstünde oturması gerek bence. Hep rahat, hep yemeği önünde, hep düzenli seks, oh kebap. Azıcık paniklesin beyzademiz.
Bunların dışında olayı tek başına ele aldığımız zaman, kız sıkıldım ayrılığı yapıyorsa iyi yine. Kadınların saygısını yitirdiği, gözden düşen, hipergamisini tatmin etmeyen bir erkeğe yapabileceği deccallikler göz önüne alınırsa kadının "sıkıldım" diye ayrılması masum bir olay, adamı tüm o olası belalardan korur. Az hasarla kurtulur garibim. Ne kadar tatsız ve saçma görünürse görünsün iyi bir ayrılık sayılır.
(Keşke deccale dönüşmeden evvel 'sıkıldım cnm ya' diyip ayrılsaydım)
<3
Mantıklı Kadın 4 ay önce yazdı:
İlişkiler bir kere düşüşe geçtiğinde bir daha düzelmediğini sizlere kim öğretti bilmiyorum ama bunun aksini başarmış bir insan olarak buna katılmıyorum. İlişkiler iyileşebilirler, yeter ki karşılıklı olarak doğru adımlar atılsın. Adım atamadığınız için düzeltemediğiniz ilişkilerinizi bir de üstüne kötü davranışlarla bitirdiğinizi biliyorum ama bunun aksi ideali kötü değil iyi davranışlarla bitirmek değil iyi davranışlarla ilişkiyi tamir etmekti. Sizinki halen kötünün iyisi.
Tasavvur etmezseniz var edemezsiniz, bu kadarını söyleyeyim.
Alpago (23 yaşında) 4 ay önce yazdı:
Kesinlikle bunlara kim öğretti salan erkek bir daha toparlamaz diye bilmiyorum. Her şey hipergami değil, her şey güdü değil. Etkisi var ama her şey bundan ibaret değil.
Asyranta (24 yaşında) 4 ay önce yazdı:
İlişkiyi tamir etmek ters tepebiliyor. Attığımız o adımı küçümseyecek, suistimal edecek çok fazla partner var. İnsanlar işine gelmeyince kötülükte sakınca görmüyor, karşı tarafın şımarıklıklarını fark edince ben de boş veriyorum, harcadığım enerjiye üzülüyorum ve adamdan tiksiniyorum. "3756573. kez çabaladım da ne oldu? Yine kötü bitti." psikolojisine giriyorum. İçimdeki hümanizmin de böyle böyle canı çekildi zaten. Acaba hiç normal -nosnormal- dümdüz bir erkeğe ilgi duydum mu onu da merak ediyorum. Sırtıma kazık saplanana kadar duymuşumdur elbet :D
İlişkiyi tamir edenin erkek olması taraftarıyım. Kadın zaman verir vermesine, bir müddet bekler ama çabayı erkek göstermeli. Kadın ilişkinin iyileşmesi için çabalayınca erkek şımarıyor, garip garip havalara giriyor, daha ciddi vakalarda aldatabiliyor. Biraz fedakarlık yapıp, sabredip ilişkisini tamir ettiğini düşünürken bu tip şeyler yaşayan kadınlara "az dişini sık, ayrılma" demem şahsen. O "belki düzelir" düşüncesi kadınların başını az yakmadı.
"Kesinlikle bunlara kim öğretti salan erkek bir daha toparlamaz diye bilmiyorum."
Pek anlaşılmamış, büyük harflerle yazıyorum KİMSE ÖĞRETMİYOR, ÖĞRETMEDİ. Başından uzunlu kısalı ilişkiler geçmiş insanlarız ve hem kendimizin hem de çevremizin ilişkilerinde gördüklerimizi, duyduklarımızı söylüyoruz. Evlilik veya sevgilik fark etmeksizin.
Kadının herhangi bir deccalliğe kalkışmak yerine ilişkiyi iyileştirdiğini varsayalım. Kadın bir sebepten dolayı kendini koyveren, eve bakmayan, kendine bakmayan adamı biraz hoş gördüğü, alttan aldığı zaman erkek iyice miskinleşip "bu kadın beni bırakmaz kesin, belli ki beni çok seviyor, artık cebimde" diyerek kadını suistimal etmeye başlayabilir. *yaşandı*
Erkeğin kadını cepte görmesinin aldatma ihtimalini arttırdığından Cıvıtık da bahsetmişti. Attığın adımdan bin pişman olabilirsin. Üstte de biraz değindim. Problem her zaman kadının hipergamisinin karşılanmaması veya güdülerinin horon tepmesi olmuyor. Suistimal de ediliyorsun, gözden çıkarılabilir biri olarak görülmeye başlıyorsun (ilişkini umursadığın için nasılsa gitmezsin diye).
Yani bir tek "hııı Berkecan benimle artık yeterince tutkulu sevişmiyor hemen tüyeyim bu ilişkiden :(" diye ayrılmıyor birçok kadın. Ha bundan da ayrılan var evet.
Cıvıtık, bir kadın olarak o bahsettiğin adımın çaba harcamaya ve kendini düzeltmeye istekli bir erkek için atılmasını hayati buluyorum. Dediğin gibi bu olay tek taraflı değil karşılıklı olmalı. Kendi üstüne düşeni yapıp, karşıdan da aynı hassasiyeti bekleyip bir türlü görmemek berbat ve yaygın bir durum. Bu yüzden birinden çok hoşlansam bile 0 beklentim 1000 şüphem var o insanla ilgili. Böyle olunca canımı da sıkamıyorlar, suistimal de edemiyorlar.
Bazı erkekler tamir tesisat işlerinden anlamadığı gibi birinin bir makinenin (ilişkinin) sorunsuz çalışması için harcadığı çabayı da anlamsız ve önemsiz bulabiliyor. İlişkide kadir kıymet bilen bir partnerin varlığı zorunluluk resmen. Aksi halde o insanla ömür mü geçer?...
Alpago (23 yaşında) 4 ay önce yazdı:
"Pek anlaşılmamış, büyük harflerle yazıyorum KİMSE ÖĞRETMİYOR, ÖĞRETMEDİ. Başından uzunlu kısalı ilişkiler geçmiş insanlarız ve hem kendimizin hem de çevremizin ilişkilerinde gördüklerimizi, duyduklarımızı söylüyoruz. Evlilik veya sevgilik fark etmeksizin."
Bu konuda mantıklı kadını örnek alın. O, eşinin moral ve motivasyonunun düştüğü zamanlarda eşine yardımcı olduğunu söylüyordu elbette karşı da çalıştı. Fakat bu, böyle hemen düzelecek bir şey de olmayabilir bazı şeylerin düzelmesi biraz zaman alır.
Sen yine üzerine düşeni yaparsın olmadı bırakırsın.
Alpago (23 yaşında) 4 ay önce yazdı:
Siz olayı yanlış anlamışsınız. Siz kadınlar, solipsizmden çıkmanız gerek biraz. Kendi kötü yanlarınızı görmeniz lazım. Şu yazdıklarınızın alt metninde " her kadın haklı gerekçelerle ayrılır" diyorsunuz adeta. Mantıklı kadının yazdığı ise kadının sıkıldım ayrılığını yaparken sizin saydığınız nedenlerle değil de tamamen düzgün ilişkisinden sıkılıp piyasada heyecan bulmak. Yani doğru davranan bir erkek de bazen size sıkıcı gelecektir işte bu zamanlarda güdülerinizin lafını dinlememek lazım. Bunu diyoruz.
Salan bir erkeğe kadının şans vermeden anlamadan dinlemeden ayrılmaya çalışması da hiç iyi değil. Sıkıldım ayrılığı bu sebeplerden gerçekleşmiyor. Salan adama da sıkıldım demiyorlar.
Bir kez salan erkek toparlar, mantıklı kadın bu konuyu daha iyi yaşamış ve ilişkisinde tecrübe etmiştir.
"Kısacası adamın ilişkiyi ve kendini salması + kadını bir nevi cepte görmesi + kadının bunu fark etmesi = sıkıldım ayrılığı. E normal?" dediğiniz denklemde normal ama sıkıldım ayrılıkları bu denklemlerde gerçekleşmiyor. SIKILDIM AYRILIKLARI normal değildir. Salmayan, çabalayan erkeğin umudunu kırarsın.
"bunların dışında olayı tek başına ele aldığımız zaman, kız sıkıldım ayrılığı yapıyorsa iyi yine. Kadınların saygısını yitirdiği, gözden düşen, hipergamisini tatmin etmeyen bir erkeğe yapabileceği deccallikler göz önüne alınırsa kadının "sıkıldım" diye ayrılması masum bir olay, adamı tüm o olası belalardan korur."
Bu denklemde masum ama mantıklı kadının dediği denklemde hiç masum olay değildir. Hipergamisini tatmin etmeyen diyorsunuz da sormak lazım ki o kadının hipergamisi ne durumda ? Hipergami öyle çok hoş göreceğimiz bir şey değil. Kadının dengeye alması gerekli.
"Haşemalı eşinin varlığını unutup seküler kadınlara yiyecekmiş gibi bakan, yılışan muhafazakar (!) erkekleri saymıyorum bile." sekülerlerin plajına karısıyla yahut tek giden adam dindar yahut muhafazakar değildir.
Kısacası salan erkek toparlar. Siz şans verin toparlanacaktır. Siz şans verirseniz adam da yaşlandığınızda size sevgi ve saygı duyar. Kendinizi salan adam toparlayamaz diye kandırmayın.
Her zaman da haklı olmadığınızı, ayrılıkların her zaman haklı sebeplerle yapılmadığını bilin.