Asyranta (25 yaşında) 2 hafta önce yazdı:
Covidvari bir grip salgını var, hiçbir iş yapamaz halde insanı günlerce yataktan kaldırmıyor. Aman dikkat... Ölüler Festivaline gidemeyeceğim için içim kan ağlıyor.
Bana iki yıl önce normal bir işin ve bitemeyen aşırı toksik bir ilişkin olacak deselerdi gülerdim. Gerçi yakında bitecek o ayrı, hissediyorum. Bittiğinde de şampanya açacağım.
Bayılarak çalıştığım söylenemez, daha çok para hırsının getirdiği bir enerji var. İş yerinde benim için duygu yok, kadınsal gelgitleri yansıtmak yok, aşırı samimiyet yok. Yüzeysel bir kibarlık, soğukluk ve ara sıra kuru espriler var. Kibarlığımdan umutlanma hatasına düşenler de zamanla kendine çeki düzen veriyor. Bir erkek, kadın çalışanların arasında en mesafelinin ben olduğumu söyledi. Çekinmeleri iyi bir şey. Şansıma düzgün bir arkadaş ortamım da oldu.
"Hiç ummadığın anda aşık olabilirsin" dediğim, bipolar tanılı bir oğlanın şerrinden sonra aşka tövbe etmiş, yıllardır kimseyi istemeyen kankamın birkaç hafta içinde babası yaşında bir adama tutulduğu haberini alınca işi bırakıp falcı bacı olmayı düşünmedim değil. Bu işlerde iyi para var. Tabii bazen birbirinden cins, gidik ve laftan anlamayan insanlarla muhatap olmak zorunda kalacağım için falcılık işine de girmeyip uslu bir köle olmayı seçtim şimdilik. Yetişkinle uğraşmak çocukla uğraşmaktan zor.
Yeni doktor aile öykümü, yaşadıklarımı anlatınca pek de iyi haberler vermedi. Söylediğine göre düzelmem uzun sürecekmiş. “Yine de bazı alanlarda istikrar göstermişsiniz” dedi. Doktorların otizm veya dehb olan kadınlara ve kompleks post travmatik stres bozukluğu olan insanlara yanlışlıkla borderline tanısı koyabildiklerini okuduktan sonra tek doktorla yetinmeyip başka doktora da gideceğim.
Herkesin basit bir şekilde ulaşabildiği, yapabildiği şeylere ben binbir zorlukla ulaşabiliyorum veya hiç ulaşamıyorum. En basitinden normal olaysız bir ilişki. Ailemle normal olaysız bir gün. Sıradan bir ailede doğup, sıradan bir hayat yaşayıp, sıradan bir evlilik yapıp yaşlanıp geberip gitmek ve bunda hiçbir sorun görmemek isterdim. Ama sorun oluyor işte.
Ben onu bir gecede üç kez açıkça terk edebilirken o bir kez bile “seni istemiyorum” diyemiyor. Bunu dese belki de ne kadar rahatlayacağım biliyor musun? “Niyetini açıkça söyle” veya “artık bitirelim de ne halt edersen et” diyerek işi yokuşa sürüyorum, sürme gereği duyuyorum tavırlarından, lafı başka yere çekiyor.
Duygusal tatmin yerlerde. Gerçi piyasaki çoğu erkek kadınlara içsel bir tatmin sağlayamıyor, sağlasa da altından pis bir şey çıkıyor zaten. Sevmeyi, sevilmeyi, bağlanmayı boş verdim o yüzden. Bomboş hissettirse bile. Kendimi sevmeye çalışmak daha güvende hissettiriyor.
Annem ondan hiç hoşlanmıyor. "itici, lakayt, ceset gibi bir adam" diyor. Suratım asılsa ondan biliyor. Dexter'a ise "bu çocuk tehlikeli" dese de sonradan onun bana Seyyardan daha iyi davrandığını fark edince düşüncesi değişti. Yine de önemli değil, kiminle olacağıma onun düşüncelerine göre karar vermiyorum.
Bu da böyle bir yazıydı <3