Sevgililer gününde hediyelerini beğenmeyen kızlarla yeniden alevlenen tartışma. Erkekler para harcamadığı kadını sever mi sevmez mi? Kendine para harcatan kadın sevilir, diğeri sevilmez mi? Erkeğin değer vermesi ve sağlayıcılığını göstermesi arasında bağlantı var mı?
Var. Ben şimdi işin doğrusunu anlatayım size.
Erkek para harcadığı kadını sever değil o, ona batık maliyet yanılgısıyla kaderine razı olma denir ancak.
Ancak erkek sevdiğine para harcar.
Yani bu iki taraflı geçerli olan bir önerme değil ama arada bir korelasyon olduğu da bariz.
Bir erkeğe daha fazla harcatınca daha çok değer görmezsiniz. Ancak erkek elinde varsa ve size harcamıyorsa değer görmediğinizden şüphelenebilirsiniz ve bu durumda yapabileceğiniz şey size harcanmasını istemek değil ayrılmaktır.
Peki erkek hangi parayı harcar? O da erkeğin maddi durumuna baktığı gibi size olan muhtaçlığına, kendine olan saygısına, sorumluluk bilincinin seviyesine bakar.
Maddi durum kısmını açıklamaya gerek yok. Herkesin farklı bir maddi gücü var ve dahi bu maddi gücün seyri de hayat içinde değişir durur. Bazen olur bazen olmaz. Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın diyelim.
Gelelim diğer maddelere...
Mesela muhtaçlık. Eğer bir erkek sizi kendinden üstün görüyorsa yani ilişkinizdeki hipergamik denge bozuksa, size elinde olmayan parayı bile harcamaya çalışır. Parayı size bir rüşvet olarak verir, sizi borçlu çıkarır ki yanında kalasınız. Beyler ve bayanlar. Bazı gerizekalı kızların "erkek severse olmayan parayı bile yaratır, böyle olmalıdır" laflarına kanmayın. Böyle bir ilişkiden iki taraf da mutlu olmaz. Böyle bir gereklilik de yok. Erkeğin elbette ki ileride siz çocuklara bakıp aile ekonomisine para getirmekten çekildiğinizde aileyi geçindirecek bir maddi potansiyele sahip olması gerekli, ama bu demek değil ki daha ortada bunların hiçbiri yokken sırf sizin gözünüzü boyamak için kendini parçalasın. Beyler, o an yoksa, o an yok. Bir kız sizin geçici maddi düşüşlerinize sizinle göğüs germiyorsa, yol verin gitsin.
Buradan, aslında başka bir yazı olarak tasarladığım bir konuya geçiş yapacağım. Karşıdan güzel, olumlu, olgun davranışlar bekliyoruz değil mi? Bizi hoş görmesi, bizi bunaltmaması, sen yapıyorsan bir bildiğin vardır demesi gibi. Hah işte, böyle davranışlar bekliyorsak ve karşıdan göremiyorsak... Yani karşısı sürekli "ver ver ver, yapma yapma yapma" şeklinde bize agresif görünen davranışlar sergiliyorsa...
Yapacağınız ilk şey kendinizi sorgulamaktır.
Bakın, kızlar ve erkekler. Bazı insanlar evet olgun değildir, saldırgan veya savunmacıdır, evet. Ancak bazen de bizler, kendi üzerimize düşen bonkörlüğü, vericiliği imkanımız olduğunda yapmadığımız için de karşımızdaki bu hale düşer. Mesela geçtiğimiz haftalarda, erkeğin kendi anne-babası-kardeşlerine maddi yardım yapmasıyla ilgili tartışmalar vardı ve o zaman şu twiti üstüne yazarım diye işaretlemiştim, "karım böyleydi" dediği şey, karısının kendi ailesine yaptığı vericiliklerde çok itiraz eden, sorun çıkaran biri olması.

Yani bazen, sırf siz bir türlü vermediğiniz için karşısı sürekli talepkar olur. Anlatabiliyor muyum? Karşısı çok talepkar diye kızmadan önce hepiniz ama hepiniz kendi vericiliğinizin ayarında olup olmadığını ölçün. Belki de siz vermediğiniz, yapmadığınız için karşısı sürekli istiyor, ne dersiniz?
Sevgililer günü meselesine gelirsek. Mesela biz çift olarak sevgililer günü, yıldönümü kutlamıyoruz biliyor musunuz? Doğumgünlerimizde ailecek kutlama yapıyoruz ama birbirimize çoğu zaman hediye almıyoruz. Biz, sipariş usülüne geçecek hiçbir hediyeleşme merasimine meraklı değiliz çünkü bunun karşıya büyük stres yükleyen bir iş olduğunun farkındayız. Biz sadece çocuklara doğumgününde hediye alıyoruz.
Ama ama ama... Birbirimize "aklıma sen geldin" hediyesi alıyoruz. Zaten hediye de aslen bu değil midir? Asıl böyle sürpriz olmaz mı? Ya da birbirimizin ihtiyacı olduğunu bildiğimiz bir şeyi belli bir zamanı beklemeden, denk getirmeye çalışmadan alıyoruz. Mesela ben kendime bir şeyler alırken, eşimin çamaşırlarını yöneten kişi olarak neyi azaldı, neyi eskidi bildiğimden, ihtiyacı olan kıyafeti alıveriyorum. O marketten alışveriş yaparken mutlaka bana çikolata veya güzel bir ikram alıyor, böyle küçük şeylerin yanında, telefonum eskidiyse, bozuksa ben idare etmeye çok ısrar ediyorum mesela, ama gidip değiştiriyor.
Yani evet almak, satmak, düşünmek bir şeylerin göstergesidir elbet ama bunların siparişe dönmesi, emir haline gelmesi de iticidir. Sevgililer günü bence böyle bir yüktür. Özellikle sosyal medyanın yayılmasıyla birlikte, insanlar "gösterme" delisi olduğundan iş de iyice çığrından çıkmış durumda. Özellikle kızlar, bu lafım size. Ne kadar sevildiğinizi ispat etmeniz için sizi sıkıştıran o yanınızı tedavi edin. Başkalarına değerinizi böyle ispat etmek zorunda hissetmek sağlıklı bir ruh hali değil.
Karşının size olan sevgisini şu şekilde ölçün:
Bana hiçbir şey yapıyor mu?
Bana yaptıklarının maddi gücüyle orantısı nasıl?
Bu ikisine olumlu cevap verebilidiğiniz sürece, üçüncü tarafların onayını sağlamak için ortaya çıkan beklentilerden kendinizi arındırın. Hafiflersiniz, emin olun.
Bir de, bu açıdan erkeklerin tarafını tutacağım, "özen göstermek" diye muğlak bir seviye çıktı. Arkadaşlar, erkekler odundur. Erkekler ince ruhlu olması gereken bir varlık değil, ben şahsen onları öyle kabul ediyorum. Onlar nesnelere, ihtiyaçlara bizim baktığımız detaycılıkla bakamazlar çünkü böyle olmaları lazım geldi. Yahu renkleri bile bizimle aynı zenginlikte algılayamayan bir cinsiyet bu! Eğer kadın-erkek ilişkinizi bozmak istiyorsanız size tavsiyem beklentiye girin. Karşının bunu yapabilecek becerileri olup olmadığını test etmeden bekleyin de bekleyin. Hani bazı kızlar "kriterlerinizi sakın düşürmeyin" falan diyorlar ya, hah işte şunu unutmayın, genelde bir erkek o kızların övdüğü kadar kendini parçalayacak davranışları incelikten falan değil muhtaçlık ve çaresizlikten öğrenir. Simplerini size övüyor yani o kızlar. Ama siz simpliği bir de simplerden dinleyin. Ben bu konuda erkekleri dinliyorum ve onlar hep bir ağızdan hiçbir simplik yaptıkları kızın "kendilerine" iyi davranmadığını söylüyorlar. Simpler ve simplik davranışları sadece kızların kullanması ve etrafa hava atması için kullanışlı davranışlardır. Siz erkeğinizin simpliğiyle değil odunluğuyla övünün, emin olun bu hipergamik dengeniz açısından daha iyi bir gösterge.
Sevgiliniz sizi simplemiyor mu? Modunuz şu olsun arkadaşlar...

Peki, erkeğe para harcatmak, borca sokmak aldatılma ihtimalinizi düşürür mü?
Evet.
Hahahahahahahahaha. Bu cevabı bu yazıdan sonra hiç beklemiyordunuz değil mi? Nasıl yani harcattığımız için daha değerli olmuyorsak harcatınca nasıl aldatılma olasılığımız düşer?
Erkek sizi daha değerli görmez ama size rahat rahat yettiğinde kendini daha değerli görür anacım. :D Kısmen bu. Erkekler kendine yettiği kadın kadarına sahip olmayı kendilerine hak görürler. Bu yüzden size ne kadar kolay yeterse, başkasına da yetmesinin hakkı olacağı hissine kapılacaktır, bu doğru. Aynı, aynı ne biliyor musunuz? Bir erkek, karısı kilo alsa da, kendini salsa da ona hala dünyanın en güzel kadınıymış gibi simplik yaptığında, kadın o erkekten daha iyisine layık olduğunu hissetmeye başlar. Çünkü karşısı, kendinin bakımsız haline bile okeyse, kendinin bakımlı hali ona fazladır, başkalarına denktir, gibi.
Bundan daha da önemlisi, boşluk ve konfor insanı nefsinin kölesi yapar. İnsan meşgalesi varken vesveseye açık olmaz da "her şeyi yapıyorum zaten, eee şimdi neyle uğraşayım" gibi bir rahatlığa erdiğinde, şeytan ona soldan yaklaşır :D Keh keh keh. Benzetmelerimi beğeneceksiniz.
O yüzden ne yapıyorsunuz, eşinize kadın olun erkek olun rahat hissettirmek için ekstra çaba sarf etmiyorsunuz. Ne ekstra zorluk çıkarıyorsunuz, ne de sürekli kolaylaştırıyorsunuz. Ölçüden şaşmayın. İnsanlar zorlanmayı ve başarmayı sever.
Ölçü nedir? Mesela kilo alma vakasını konuşalım. Been there done that. Siz kadın olarak kilo alıp sarkarsanız eşiniz muhtemelen bu durumda sizi eskisi kadar çekici bulmayacaktır. Eğer size sürekli ne kadar da güzel olduğunuzu söylüyorsa ölçüyü olumluluk açısından kaçırmış olur. Eğer sizi kilonuz için zorbalarsa da olumsuzluk açısından ölçüyü kaçırmış olur. Yapması gereken ben eski kilonu daha çok beğeniyorum ama böyle de güzelsin tabi ki cinsinden ne şiş yansın ne kebap bir şey söylemesi olur.
Erkeğe para harcaması konusununda örnek verelim. Erkeğe "seninle bir bakır bileziğe, kuru soğana razıyım" tarzı edebiyat yapmayın, bu olumluluk açısından aşırılık. Erkeğe "neden bana bunu almadın, bize bunu almadıkça sana şu yok" tarzı hesap da sormayın, bu da olumsuz aşırılık. Erkeğe maddi hayallerinizden ise bahsedin. Şöyle bir evimiz olsa ne güzel olurdu, inşallah imkan olur da arabamızı şununla değiştiririz, gibi.
Neyse ya uzuyor, anladınız onu.